14 Aralık 2010 Salı

Alsancak'ta Mutsuz Son

Bu maçın böyle olacağını bildiğim için haftalardır yazı girmiyordum maç sonrası. İyi giden takıma yönelik eleştiri yaptığımda ne saçmalıyor bu diye tepkiler alacaktık biliyorum fakat o eleştirilerimde ne kadar haklı olduğumu bugün öğrenmiş olduk. Bu takımda o kadar büyük eksiklikler var ki isterlerse 10 hafta galibiyet serisi yapsınlar yine hep birşeyler eksik kalacaktır. Kemal Kılıç yönetiminden midir, oyuncuların düşük performanslarından mıdır, yönetimin yanlış politikasından mıdır bilmiyorum ama bir yerde çok büyük bir tuğla eksik ve bu tuğla yüzünden yıkılmaya mahkum bir takıma sahibiz..

Birçok kişi gibi Kıvanç sahaya ilk 11 çıktığında bende " Ne oluyoruz yine mi aynı seneryo " cümlesini kullandım. Fakat bugün Kıvanç gerçekten güzel bir performans gösterdi. Kendisini öne çıkarmadan, ne yaptığını bilerek oynadı. Top kesmeler, pasları çok başarılıydı fakat bu formunu koruyabilir mi bilmiyorum. Bugün gösterdiği performans sahadaki en iyi ve en hırslı performanslardan birisiydi tartışmasız..

Tiago'nun yokluğu o kadar hissedildi ki.. Tribünde 10-15 dakika arayla sürekli " Tam Tiago'nun maçı " cümlesini duydum. Sağ tarafta Barış Memiş oynadı. Barış Memiş bu takımdan gönderilmeli. İlk geldiğinde herkesin en büyük umudu Barıştı belkide fakat oynadığı oyun ortada. Evet güzel koşuyor, evet güzel çalım atıyor ama sonuç ? Futbol demek koşmak, çalım atmak değil malesef. Biraz pas verse, vuracağı yerlerde güzel şutlar çekse bugün Karşıyaka'nın kilit adamı bile olabilirdi. Fakat maç boyunca attığı paslar bir elin parmaklarını geçmediği için takıma yararı sıfır oluyor. Özellikle bu maç dikkatimi birşey çekti. Barış Memiş değişikliğinde, Barış oyundan çıkarken 2-0 yenik durumdaydık. Oyuncu değişikliği yapıldığında maçın bitmesine az bir zaman kalmış olmasına rağmen yavaş adımlarla oyundan çıkmaya başladı. Takım olmayı bilmeyen bir adam olduğunu bu hareketinden bile anlayabiliriz. Biraz olsun takımını düşünseydi zaten az kalan süreyi öyle yavaş yavaş yürümekle harcamazdı heralde.
Yanlış taktik silsilesine bir madde daha Erçağ Evirgan ve Baki Mercimek.. Bu adamlar sezon başından beri ne sahada ne kulübede doğru düzgün görev alamamış isimler. Devre arasında yollanacak diye söylentisi çıkan isimler. Fakat bugün 2-0 yenikken oyuna giren kurtarıcılarımız işte bu iki futbolcumuz. Bizim kurtarıcımız sezon arasında gönderilecek kadar kötü oyuncular ise takımın kurtarılmamış halini düşünmek bile istemiyorum. Bu kadar mı kötü bir haldeyiz ki gönderilecek futbolcular bizi kurtarmaya geliyor ?

Son dakikalarda heralde en çok şaşırdığım yanlış. Yıllardır defansta izlediğimiz Gurur Yazar'ın forvet oynaması. Bu cümleyi kalın kalın söylüyorum çünkü hayatta aklımdan geçmezdi böyle birşey olacağı. Nasıl olabilirde bir defans oyuncusu forvet hattında oynayabilir ? Bir defans oyuncusu mu maçı çevirecek golleri atacak ? Bu takımın forvetleri bu kadar mı kötü ki forvet hattını defans oyuncumuza emanet ediyoruz. Gerçekten çok yazık oldu şu güzelim kadroyu böyle kötü seçeneklerle kullanmak.

Kalecimiz malesef çok kötü. Necati ve Soner dışında kesinlikle kaleci bulmalıyız. İkisinin performansıda sezon başından beri çok kötüydü ve kötü olacağını herkes biliyordu. Çok basit hatalardan o kadar gol yedik ki.. Bu takımda geçen sene oynayan Ramazan'dan sonra bu sene kale çok zayıf kaldı. Umarım devre arasında yine gidip menejerlere kaleci sorulmazda, kendi gözlemlerimiz ile bir kaleci alırız.

Ve en büyük etken. Hakem. Her Karşıyakalının belasıdır hakemler. Bu maçta yine hakem hataları çok belli hatalardı. Yapılmayacak hareketler yaptı. Tolga'nın 2. sarı karttan atılması kime göre doğru kime göre yanlıştır bilmiyorum fakat yere düşerken bir insanın elini kolunu kontrol edememesi, özellikle o kadar sağnak yağışta kontrol edememesi çok normaldir diyerek çıkarılan 2. sarı kartı çok haksız buluyorum. Yan hakemlerde ona keza çok kötüydü. Hiç olmadık pozisyonlara ofsayt verdiler. Bunu sadece kendi takımım için söylemiyorum aynı şekilde Orduspor içinde birkaç pozisyon böyleydi. Hakemin önünde bir oyuncumuz bariz elle oynamasına rağmen hakem topu kafasıyla kontrol etti deyip maçı devam ettirdi. Bu tür hakemlerin biran önce incelenmesi gerekiyor..

BANK ASYA 1. LİG: KARŞIYAKA 0 - 2 ORDUSPOR
Stat: Altay Alsancak
Hakemler: Özgüç Türkalp, Ayhan Akgöz, Birol Güldane
Karşıyaka: Soner, Ayhan, Tolga, Aykut, Mustafa, Barış (Dk. 73 Erçağ), Kıvanç (Dk. 82 Baki), Baykal, Erhan, Bilal (Dk. 46 Gurur), Osman
Orduspor: Fevzi, Abdullah, Numan, Kürşat, Selçuk, Müslüm, Ali, Murat (Dk. 90+2 Akaminko), Ahmet Güven (Dk. 66 Bilal), Kostovski, Muarem (Dk. 85 Mehmet)

Goller: Dk. 61 Ahmet Güven, Dk. 75 Müslüm (Orduspor)
Kırmızı Kart: Dk. 42 Tolga (Karşıyaka)
Sarı Kartlar: Dk. 32 Mustafa, Dk. 45+1 Aykut (Karşıyaka), Dk. 59 Abdullah, Dk. 61 Ahmet Güven (Orduspor)

4 yorum / sen de yaz !:

Avram 14 Aralık 2010 09:22  

Genel doğruları içeren yazın içinde bazen , ufak hatalar tüm genel doğruları da sıkıntıya sokuyor.Öncelikle , Gurur son dakikalarda öne kaydırıldı ki doldur boşalta dönülecek olan anlardı ve takım on kişi iken Gururun kafa gollerini düşünecek olursan , normal bir hamle idi.Yani bazen yapılır böyle hamleler.Hem defans dengesini bozmak hem de doldur boşalttan sonuç alabilmek için.Emre Aşık'ın Son Avrupa Kupası maçında indirdiğ top gibi.Gurur öne kayarken , baki girmesi de normal çünkü aykut , stoper olmadığı için ara sıra adam kaçırıyor arkaya.Denizli maçı ordu maçı örnektir.İLk yediğimiz golde aykut adamını kaçırdı.Aykutun günahı yok adam stoper değil.Kemal Hocanın icadı.Yani devrebaşı değişiklik yaparken daha baki de girip , baykal oyundan alınsa ve aykut öne kaysa hem hücum gücümüz artar hemd e belki o ilk golü yemezdik.Bakinin ileri gönderdiği topların düzgünlüğünü fark ettin mi?Erçağ değişikliği de olabilir çünkü yorgun ordu defansının arasına kaçıp barışın yapmadığı ortaları yapma şansı var.YAni denenebilir bir değişiklik.Hele takımın on kişi kaldığını düşünecek olursak Kemal Hocaya ne yaptın sen denecek bir şey yok.Neden basit bir yağmur ile takımın tüm dengesi bozuldu onu da anlamış değilim.Ve bu sahada tiago bir şeyler yapbilir miydi bilmiyorum.Bu defans kurgusu arkaya adam kaçırıyor.Denizlide yediğimiz ikinci gol , Ordu birinci gol...Benim tek korkum buydu yoksa organize atak yapabilen bir takım değil Ordu.Defans arasına adam sızmadığı sürece gol yeme olasılığımız yoktu.Her takımın başına gelebilecek yol kazası türünden bir maç aslında ama bizim TIR o kadar çok kazaya karıştı ki sezon başından beri artık kaza yapmadan son sürat gitmesi gerektiğinden , ağır geldi bu sonuç.Yoksa geçen sezonki Giresun maçına benziyor biraz da.

Anil 14 Aralık 2010 10:35  

Ilk once degerli yorumunu yine paylastigin icin tesekkur ederim..

Yazina baslarken bazi yanlislar yapmissin demissin fakat bu blogun amaci zaten kisisel goruslerimi gostermek. Benim dogrularima gore yaziyorum yani. Yaziyi yazarken Roninin sakat oldugunu bilmiyordum Gururun Roni yerine oynamasi zoruma gitmisti sadece. Ama Roni olmamasina ragmen Gurur forvet oynamali miydi ? Bence hayir. Evet defans oynayip ileriye cok yardima gelebilirdi ki zaten son dakikalarda takimin taktigi darmadagindi. Fakat Gururun direk forvet olarak oynamasi olmadi. Zaten ornek vermek icin emre asik yerine Servet Cetinde verilebilir fakat Gurur bu oyuncular gibi midir tartisilir..

Ercagnin oyuna girmesini hala elestiriyorum. Haftalardir cezalandirilan bu adamdan mi Orduspor macinin kaderini degistirmesini bekliyoruz. Baris Memisi sevmeme ragmen malesef Ercag yerine daha iyi oynar. En azindan kosar eder topu ayaginda tutar.

Baki konusunda hak veriyorum aslinda. Attigi paslar cok guzeldi gercekten ama ne Bakiye guvenemiyorum bu takimda malesef. Belkide o kadar para almasina ragmen su maca kadar hicbirsey yapmamasinin antipatikligi vardir..

Avram 14 Aralık 2010 11:54  

Anıl kardeşim , barış yüzünden az daha kavga çıkıyordu tribünde.:))Adamın pili bitmişti Ve o kesmediği ortalar vurmadığı şutlar da tüy dikti.Kemal Hoca muhtemelen bundan almıştır oyundan.Çıkışını gördün işte sen de.Er.ağ biraz da zorunluluktan olan değişiklik.Yani kenarda kalan eldeki malzeme oydu zorunlu alındı sahaya.Defanstan nadir de olsa oyuncu atılır ileriye.O yüzden bana göre yanlış bir yorum oldu.Baki nin girişi sonrası kestikleri de malum.Dediğim gibi , ben olsam ki olamayız ama neyse , ben olsam aykutu ileri çeker , baykalı alır bakiyi daha erken skardım oyuna.Hatta gururla birlikte. Baki güven verir vermez o ayrı konu ama sonuçta bu adamları antremanda izleyen hoca biz değiliz son durumlarını bilemeyiz.Gökhan nın ilk maçtaki performansı ortada , bize kalsa belki sopa ile kovalardık ama mesela Tolga çok tutuyordu gökhanı , ki epey zamandır iyi katkı veriyor.Yani , kötü bir kaza maçı aslında.(Yağmur , tiago,fırat oyun şablonu ve düzeninin bozulması , kırmızı kart gibi )
Aykutun adam kaçırdığı pozisyonunda , normalde mustafa sevgi nin kapatması lazım dı orayı ama mustafa sevgi gol bindirmesi için ileride yakalandı.Al sana 10 kişi oynuyor olmanın bedeli.Takım eksik olmasa Mustafa sevgi o bindirmeyi yapıyor olmak zorunda klamayacaktı.Hatta , Fırat kart cezalısı olmasa orta sahadan o top atılamayacaktı bile.Yani , kaza geliyorum dedi geldi çarptı gitti.Bu öyle bir maç.Sorun tır o kadar çok kazaya karıştı ki bu sezon yeni bir tanesini kaldıracak durumda değil.

Anil 14 Aralık 2010 13:29  

ikimizinde soyledigi nokta ayni gibi aslinda sadece farkli acilardan yanlislari buluyoruz.. Biryerlerde cok buyuk yanlislar var fakat dedigim gibi yazinin basindada ben bulamiyorum. Yonetimde mi hata kimde bilmiyorum. Biran once duzelmemiz lazim.

ÜST TARAFA DÖN