31 Ocak 2010 Pazar

Karşıyaka - Giresunspor : 0-1 [ ÖZET ]

İlk 2 Artık Hayal

Sabah çok sağnak yağışlı, soğuk bir hava. Onbinlerce kişi ilk 2 için tek sevdası olan Karşıyaka için yollara erkenden dökülüyor. Maç başlamadan önce ve maç başladığında çok şiddetleniyor yağmur. Bir kişi bile şemsiyesini açmadan sadece bağırmak için orada canını dişine takıyor. Herşeyin bu maça bağlı olduğunu bilen kişiler ile doluyor tribün. Maç düdüğü çaldığı anda bazı işlerin ters gideceğini anlıyoruz..

İleride Emrah ve Okan çok az pozisyona giriyor. Zemin berbat. Bazı yerlerde top çakılı kalıyor bazı yerlerde sekmesi gerekenden iki kat fazla sekiyor top. Oyuncularımız yorgun gibiler. Koşmuyorlar. Giresunspor çok rahat top oynuyor. Kalemizin önünde sanki defanstalarmış gibi top çeviriyorlar. Bu sırada bizde çok net iki gol pozisyonu kaçırıyoruz. Boş kaleye topu gönderemeyip yukarıdan auta atıyoruz topları. Herkes yine sinir stres içinde. Ve derken ilk golü yiyoruz. Hiç beklenmedik anda gelen bu gol ile tamamiyle maçın bittiğini anlıyoruz aslında fakat Karşıyakalılık işte her zaman içimizde bir umut var. Maçın bittiğini anlıyoruz çünkü sahada top oynanmıyor, onlar oynuyor biz izliyoruz adeta. 
İkinci yarı başladığında Erçağ ısınıyor, oyuna giriyor. Endişeliyiz Erçağ'dan çünkü iki haftadır çok kötü performans sergiliyor. Maça girer girmez bir iki güzel pozisyondan sonra top kayıpları başlıyor yine. İkinci yarı, ilk yarıya göre çok daha fazla bastırıyoruz. Sağdan soldan gelişen ataklar var fakat bir türlü çerçeveyi denk getiremiyoruz. Bu sırada yanlışıkla kendi kalemize doğru vurduktan sonra top direkten dışarı çıkıyor. Giresun bir geliyor herkesin yüreği ağzında. Çok fazla pozisyon kaçırdık. Samsunspor maçında yanımızda olan şans bu sefer tam karşımızda.

Takım biraz ruhsuzdu bugün. Kendisini veremedi sanki maça. Çok sönük kaldık Giresunspor'lu futbolcuların yanında. Koşamıyoruz, fazla fizik kullanamıyoruz. Sahanın kötü olmasından dolayıda futbolcular çok etkilendi bugün. Giresun sanki biraz daha alışık gibiydi bu sulu zemine. Artık sabır taşı çatladı futbol konusunda. Bu takımın süperlige çıkmaya gerçekten niyeti varsa biran önce toparlanması lazım. Yoksa iş işten geçmiş olur ve biz yeni uyanırız..

3. Çeyrek Kabusum Oldu

Yine yoklama vermek için düşmüştük yollara. Salona ulaştığımızda güzel tatil günümüzün zehir olmamasını umuyorduk. Yeni oyun kurucumuzu da bir görelim dedik. Acaba nasıldı ? Tabii ki aşırı bir beklentimiz yoktu yeni gelen birinden ve sezon ortasında mecburiyetten alınan bir oyuncudan ama argo tabirle cırt çıksın da istemiyorduk. İlk izlenimler ; tabii ki istediğimiz gibi değil ama korktuğumuz gibi kötü de değil. İçeriye fazla topu zorluyor ya da ingilizce basket deyimiyle gereksiz yere drive ediyor. Takım arkadaşlarını daha fazla tanımaya başladığı anlarda bu gereksiz zorlamalarından vazgeçeceğini umuyoruz.

Ligin ilk yarısındaki maçı hatırlarsınız ya da durun biz size hatırlatalım. Nedim Dal'ın son saniyelerdeki 5 adım turnikesi ile maçı kaybetmiştik. Hani basketbolda kurallar mı değişmişti biz bilmeden ? Yoksa hakemler adım sayamayacak kadar aciz miydi ? Sorduk , soruşturduk. Herhangi bir kural değişikliği yok. Birilerini güzelce andık. Anladınız artık siz o kısmı.

Gelelim bugüne ; bizden bir gömlek aşağıda gördüğümüz Oyak Renault karşısında da 3. çeyrek krizimiz tuttu. Kabusum oldu 3. çeyrekler . Takım birden durdu. Geçen haftaki toplamda 2 sayı atabilme rezaletinden daha iyi durumdaydık ama düzenli bir hücum organizasyonu malesef izleyemedik. Bu sezon beni en çok endişelendiren ve salona ayaklarımı sürüye sürüye gitmeme neden olan nokta ; bir an geliyor ve duruyoruz. Hücumda organizasyon sıfır , panik hali ve 3'lük atarsan attın yoksa yandın.

Sağolsun son çeyrekte bir gömlek altımızdaki Oyak etkili olamadı. 4 dk 30 sn kala artık sazı elimize aldık. Maç boyunca topladığımız hücum ribauntları bile bitirin artık şu Renault'nun işini diye haykırdı ama işte takımımızın kendine gelme anı son çeyreğin yarısından sonra oldu.

Teknik analiz yapmayı pek sevmiyorum. Zaten bizim sitelerimizdeki teknik analizler birçok basket sitesi ve gazetelerdeki yorumlardan kalitelidir. Bu sebepten rakip takımların koçları zamanında az takip etmediler. Çoğu da umutla daha detaylı yazılar bekliyorlar ama azcık çabalasınlar. Ekmek kazanmak bu devirde o kadar kolay değil. İzleyin biraz maç kasetlerini. Her şeyi de Türkiye'nin en bilgili ve bilinçli basketbol taraftarlarıyla dolu Karşıyaka tribününden beklemeyin.

30 Ocak 2010 Cumartesi

İdmandan Notlar

Bugün Çarşı grubumuzun verdiği karar ile idman'a gittik. Selçuk Yaşar tesislerinde herkes bir mutluydu bugün, güleryüzlüydü. Biraz geç kaldım idmana. Kapıdan girer girmez tezahüratlar geldi kulağıma. Yaklaşık bir 100 kişi vardık orada. Takım oldukça iyiydi. Pek anlaşmazlık yok gibiydi aralarında. İdmana girer girmez Köksal Taha el ele tezahüratımızla aralarında bitirmiş oldukları anlaşmazlığı bizlerede göstermelerini istedik ve gösterdilerde. Futbolcularımız oldukça umutlu konuştular yaklaşan Giresun maçı ve Süperlige çıkmamız hakkında. Birçok taraftarla konuşup sohbet ettiler bazen şakalaşmalar bile oldu. Eğer takım bize göründüğü gibi formdaysa ve bu kadar hırslılarsa Giresun maçını almamız işten bile değil. Pazar gününü en çok heyecanla bekleyenler bu idmana gelmiş olanlardır heralde. Fotoğrafların bazıları grubumuz Çarşı'nın sitesinden alınmıştır. Gelen tüm Karşıyakalılara teşekkür ederiz..

29 Ocak 2010 Cuma

Corey Brewer Pınar Karşıyaka'da

David Holston'ın sakatlığı sonrasında ciddi bir guard problemi yaşanıyordu takımımızda. Serkan Menteşe ve Ryan Toolson ile devam edebilir miyiz sorusunun cevabını, kaybettiğimiz Aliağa ve Bornova maçlarında almıştık aslında. Serkan genç ve çok yetenekli ancak tecrübesizlik ile yaptığı hatalar maçların kırılma noktası oldu adeta. Ryan ise fazlasıyla sırıttı bu maçlarda ve kendinden beklenen performansın çok gerisinde kaldı. Altyapımızdan yetişen Orhun'un da henüz yeterli tecrübeye sahip olmayışı teknik kadromuzu ister istemez yabancı ve tecrübeli bir guard arayışına itti.

Yapılan değerlendirmeler sonunda Corey Brewer ile büyük ölçüde anlaşma sağlandı. Bir aksilik olmadığı takdirde kendisi haftasonunda sahada olacak. 35 yaşındaki yeni oyuncumuz kariyeri boyunca Sevilla, Estudiantes, Aris, Spirou Basket, Zadar ve ASK Riga'da forma giydi.

Basketbol takımımız için en azından kısa vadede faydalı olabilecek bir oyuncu Brewer. İlerleyen yaşına rağmen tecrübesiyle takıma katkı verecektir. İnternette yer alan videolarından izlediğim kadarıyla da içeriden oynamayı seven, birebirlerde etkili bir oyuncu ve güzel bir şut stili var (Bana Hosley'i anımsattı şut stili)

Umarım takımımıza gereken ölçüde faydalı olur ve bu sezonki hedeflerimize ulaşmamızda ciddi katkılar sağlayabilir.

Not: Fotoğraf salsabasket.net sitesinden alınmıştır.

28 Ocak 2010 Perşembe

Gazete Kupürleri #4


Pek gazete kupürü olmasada, bu seferlik idare edin artık..

İdman'a Gidiyoruz


Önümüzde çok zorlu bir maç var. Karşıyaka - Giresunspor maçı. Bu maçta onları antremanda motive etmek yapabileceğimiz işlerin en iyisi olur. Takımın arasındaki karışıklık azda olsa düzelmiştir. Bizde oraya gidip birlik beraberlik içinde olduğumuzu gösterirsek takıma iyi bir örnek olmuş oluruz. 29 Ocak Cuma günü saat 13:00'da tesislerde olacağız. İlk 2'yi isteyen, 14 senedir Süper Lig isteyen Karşıyaka taraftarını bu zorlu maç öncesinde bekliyoruz. Saat 13:00'da kendi imkanlarıyla orada olamayacaklar 12:00'da Osmanbey Parkına gelebilir. Önümüzde 3 haftalık içerde oynayacağımız maçlar var. Çok önemli maçlar. Bu maçlardan 9 puan almak demek, 5 galibiyet serisi demektir. Buda süperlige erkenden uçak biletimiz olabilir..

Giresunspor Maçının Hakemi Zafer Demir

Bu haftasonu sahamızda oynayacağımız kritik Giresunspor maçını Zafer Demir yönetecek. Yardımcıları Engin Gökçe ve Nurettin Çiçek. Maçın dördüncü hakemi ise Oğuz Kaan Turan. Zafer Demir Malatya bölgesi hakemi ve memur.

Son olarak geçtiğimiz hafta Kayseri Erciyesspor - Konyaspor maçını yöneten Zafer Demir, Ziraat Türkiye Kupası'nda 4 maç yönetti. Bu sezon Turkcell Süper Lig'de 6 maçta dördüncü hakem olarak görev yapan Demir, Bank Asya 1.Lig'de 8 kez düdük çaldı. Yönettiği maçlar;

Gaziantep BŞB 0-1 Konyaspor
Dardanelspor 0-3 Bucaspor
Adanaspor 1-0 Hacettepe
Samsunspor 3-0 Boluspor
Kartalspor 2-0 KARŞIYAKA
Hacettepe 0-3 Orduspor
Gaziantep BŞB 3-0 Kayseri Erciyesspor
Kayseri Erciyesspor 0-0 Konyaspor

Bu sezon deplasmanda Kartalspor'a 2-0 yenildiğimiz maçta görev yapan Zafer Demir, maçın 72. dakikasında Serkan Kılıç'ı 2.sarı kart ile oyundan atmıştı.

Geçtiğimiz sezon yönettiği iki maçımızda da galip gelmiştik. Deplasmanda Kayseri Erciyesspor'u 1-0 ve yine deplasmanda Boluspor'u 3-0 yendiğimiz maçların hakemi Zafer Demir'di.

2007-2008 sezonunda Kartalspor ile deplasmanda 2-2 berabere kaldığımız maçı, aynı sezon deplasmanda Mardinspor'u 3-1 yendiğimiz maçı, 2005-2006 sezonunda Akçaabat Sebatspor ile deplasmanda 1-1 berabere kaldığımız maçları da Zafer Demir yönetmişti.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Rodos'tan Karşıyaka'ya

Aslında birkaç yıl oldu bu kitap yazılalı. Ama öncesinde çok ciddi bir çalışma dönemi oldu. Biliyorum çünkü yazarı Yücel Amca babamın kuzeni. Yıllardır kafasında var olan bu projenin bizim için çok büyük bir anlamı var, zira kitabın içinde anlatılan hikaye bir nevi bizim ailemizin hikayesi diyebiliriz.

Yücel Amca Karşıyaka'lı, hem de çok sağlam Karşıyakalı. Karşıyaka Lisesi mezunu bir edebiyat öğretmeni. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yaptıktan sonra mezunu olduğu Karşıyaka Lisesi'ne edebiyat öğretmeni olarak geri dönmüş ve buradan emekli olmuş bir eğitimci. Emekli olduktan sonra Karşıyaka Spor Kulübü'nde çeşitli dönemlerde altyapı koordinatörlüğü ve genel kaptanlık yapmış bir Karşıyaka sevdalısı.

Kitabı eşi Zühal İzmirli ile birlikte yazdılar. Zühal Teyze'de eğitimci ve en az Yücel Amca kadar sevdalı bu semte.

"Rodos'tan Karşıyaka'ya" Rodos'ta başlayan bir aşk hikayesini, eski Karşıyaka'yı mekan edinerek anlatıyor. Eski Karşıyaka'yı, Karşıyaka'nın dillere destan güzelliğini, bu güzelliği daha da güzel kılan insanları o kadar güzel anlatıyor ki o günleri yaşayanların ne kadar şanslı olduğunu düşünerek minik bir tebessüm beliriyor yüzünüzde. Çok şaşıracağınız detaylar da var kitabın içinde, ben söylemeyeyim, siz kitabı edindiğiniz zaman okuyun. Okuyun ki, bu semti sevmek için bir sebebiniz daha olsun...

Ateş Özerk Konuştu


Öte yandan Borcunu yatırmadığı için Karşıyaka’daki üyeliğinin düşmesi söz konusu olan isimler arasında yer alan eski Basketbol Şube Başkanı Ateş Özerk, “3 tane genç milli basketbolcuyu satan, Karşıyaka’ya sayısız kötülükler yapan Akif Ersezgin başkanlığındaki yönetime delikli kuruş vermem. Yönetimden gitsin, tüm borcum neyse KSK’ye seve seve öderim” dedi.
Çok güzel söylemiş Eski Başkanımız Ateş Özerk. Akif Ersezgin altyapı'nın tüm yönetimini bozan, düzenli bir gelir bulamayan, günü kurtaracak bir gelirde bulamayan, hatta bunları yapamadıktan sonra cebinden çıkarıp 5 kuruşu yönetime koymayan bir adam..Tabikide yönetim kurulu demek illa cebinden para koysun, illa gelir kaynağı bulsun demek değildir. Fakat biz hiçbir şey göremiyoruz bu yönetimden, bari bunu yapsın diyoruz. Sezon başında Kocaelispor'un kötü durumunu hepimiz biliyoruz. Lisans paraları dahi yoktu. Fakat bu kötü durumdaki takım bile sezon arasında Levent Kartop ve Atahan Menekşe'yi alabiliyorsa hiçbir yöneticimiz bize bizde para yok falan demesin. Bu durumdan anlaşılan tek şey biz transfer yapamıyor değil, yapmıyoruz ! Üstüne birde Ateş Özerk'in dediği gibi 3 tane genç milli basketbolcuyu satan adamdan artık bekleyeceğimiz hiçbirşey kalmadı.

Samsunspor 0 - 1 Karşıyaka [ÖZET]



dk.18 SAFFET GURUR YAZAR !

Furkan Olabilmek

Daha 18 yaşında...

O yaşlarda kendimi düşünüyorum, çocukluktan çıkmış üniversite için çabalayıp duran ama o çabalamayı bile yarım yamalak yapan, neredeyse hiç sorumluluğu olmayan, gelsin hayat bildiği gibi modunda biriydim...

Çok kişi farkında değildir o yaşlarda hayatın. Sorumluluk kavramını pek tanımaz, başarı liseden güzel bir notla mezun olup, ÖSS'den (şimdi adı da değişmiş sınavın) güzel bir puan alabilmektir. Ama sporcuysan durum başka, hele hele Karşıyaka'da sporcuysan. Hani derler ya her baba yiğidin harcı değildir diye, işte tam o türden bir iştir...

Furkan Aldemir 1991 doğumlu, henüz 18 yaşında. Karşıyaka alt yapısında yetişti ve sezon başından bu yana A takım'ın değişmez ismi. Sorumluluğu büyük zira basketbola aşık bir semtin, bir kez de olsa şampiyonluk yaşamış takımında forma giyiyor. O şampiyonluğu yaşayan takım, alt yapsından çıkardığı gencecik isimlerle şampiyon olmuş. Bu çerçeveden bakınca sorumluluğu iki kata çıkıyor.

Yetenekli Furkan, kendi pozisyonunda ilk 5 başlayan en genç isim ligde. Genç milli takımlardan pek çok arkadaşı ligde süre dahi alamazken, o istatistiklerini daha yukarıya çekip takımına daha çok katkı verme derdinde.

Efendi Furkan, bir kaç kez karşılaşmamıza rağmen her seferinde gördüğüm ve onu gören herkesin söylediği ilk cümle ne kadar efendi ve saygılı olduğu...

Furkan basketbol aşığı, Furkan yetiştiği takımın alt yapı maçlarını kaçırmayacak derecede basketbol sevdalısı...

Kendi yaşından beklenmeyecek derecede olgun ve ne yapmak istediğini, ne yapması gerektiğini bilen biri Furkan...

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir röportajından kısa bir bölüm aktaralım;

"Ben de haberleri görünce çok şaşırdım ancak teklif almadım. Hatta Bornova Belediyesi maçından sonra arkadaşlarım "Hayırlı olsun" diye mesaj atmışlar. Benim ilk bu şekilde haberim oldu iddialardan. Şu anda ben Karşıyaka'da kalmam gerektiğine inanıyorum. Çünkü kendimi geliştirebileceğim bir yerdeyim. Yeterli süre alıyorum ve bu da beni mutlu ediyor. Karşıyaka'nın başarısı için mücadele ediyorum ve transferi şu anda düşünmüyorum. 4 yıllık kontratım var ve bu süreyi İzmir'de tamamlayacağım.

Karşıyaka seyircisini kelimelerle anlatamazsınız. Bu salona gelip bu atmosferi görmek gerek. Ayrıca basketbolu da çok iyi bilen bir seyircimiz var. İspanya'daki, Sırbistan'daki taraftarları konuşanlar, gelip Karşıyaka tribünlerini görsünler.Bu da bize maçlarda olumlu yansıyor. Mesela Fenerbahçe'nin bütçesi biz de olsa bu taraftarla, Avrupa Ligi'nde bile şampiyonluğa oynarız.

NBA, basketbolun en yüksek seviyede oynandığı yer. Tabii ki NBA'de oynamak, oradaki rekabeti tatmak ve o havayı solumak isterim... Ancak benim için NBA'i konuşmanın şimdi zamanı değil. Ben basketbolumu sürekli ilerletme, merdivenleri adım adım tırmanmayı hedefliyorum.

Türkiye'de düzenlenecek 2010 Dünya Şampiyonası'nda forma giymek, her oyuncunun hayalidir. Ben de o takımda bulunmak isterim, büyük bir onur olur benim için. Eğer iyi çalışıp, eksiklerimi giderirsem, Milli Takım'a çağrılacağıma inanıyorum."

Genç ve yetenekli bir basketbolcu için en önemli şey farkındalıktır. Farkındalık beraberinde doğru hedefler koymayı getirir. Doğru hedefler koymak düzenli çalışmayı, düzenli çalışmak ise başarıyı. Furkan bunların tamamını en doğru şekilde yapıyor. Furkan'a transfer teklifi gelmesi çok normal, ancak bu teklifler onun basketbolunu ileri götürecek mi esas soru bu. Bu teklifi yapanlar maalesef işin bu boyutunu ikinci plana atıyor. Furkan basketbolunu ileri götürmek için oynamak zorunda. Bu seviyedeyken benchte geçireceği 1 saniye bile zarar verir basketboluna. Kendisine sonuna kadar destek veren ve o sahadayken sanki kardeşi oynuyormuş gibi bağrına basan bir taraftar önünde oynamak, oyuna olan sevgisini ve motivasyonunu arttırır. Furkan bunların hepsinin bilincinde ve yolunu onu göre çizmiş bile.

Son olarak 2010 ve 2012'den kısaca söz edelim. 2010 Dünya Şampiyonası'nda A Milli takımımızda forma şansı bulabilecek mi hep beraber göreceğiz. Bu noktadan sonra söz Tanjevic ve ekibinde. Umarım bu ekip bir kez olsun doğru bir iş yaparak Furkan'ı çağıracaklar aday kadroya.

2012'de bu takımın başında kaptan olarak sahaya çıkması gereken isim Furkan. Onun ve alt yapımızdan yetişen bir kaç isim üzerine kurulmalı 2012 takımı. Tıpkı 1986-1987'de yaptığımız gibi...

26 Ocak 2010 Salı

Yazarımız Fotogol'de !

Blog yazarlarımızdan olan hasanerdem bu cuma Fotogol'de ! Teknik bir aksilik çıkmaması durumunda cuma günkü iddaa ekinde yazarımızın yorumları yayınlanacak. Kendisi bu konu ile ilgili şöyle bir mail atmış bana. Bizde kendi yazarımızla aynı mutluluğu yaşamak adına buraya bir haber girelim dedik. Başarılarının devamını dileriz..
Serie B'den 4, İspanya 2'den 6 maç için kısa yorumlar ve tahminlerden oluşan yazımı az önce editöre gönderdim. Kendisi bir bahis forumu vasıtasıyla ulaştı bana geçen haftaiçi ve böyle bişi teklif etti. Bende ilginç bir deneyim olabilir diyerek kabul ettim. Ama peşin söyleyeyim hiç dışarıdan göründüğü gibi kolay değil. Tahminler belli kararkter sayısını geçemiyor ve anlatmak istediğiniz herşeyi yazamıyorsunuz maalesef. 5-6 cümle ile bir maçı analiz etmek baya bi zormuş, anladım. Ne kadar devam eder bu tahmin yazma işi bilmiyorum, bu hafta 1 tam sayfa ayıracaklar bana. Karşılıklı memnuniyeti sağlarsak, hobi olarak devam ettirmeyi düşünüyorum, bakalım hayırlısı.

Şanslı Taraf Olabilmek


Dün akşam herkesin biraz korktuğu bir maçı oynadık. Karşımızdaki rakip kötü bir oyun oynadı. Fakat biz onlardan çok daha kötüydük. Düzgünce atağa çıkamıyoruz. En fazla 4-5 pas yaptıktan sonra kesiliyor takım. Kıvanç dün kendini pek fazla belli edemedi. Ramazan kalesini muhteşem korudu gerçekten, Necati olsaydı o kalede 2-1 , 3-1 gibi bir skor'la yenilebilirdik. Erçağ son 2 maçtır kötü bir performans sergiliyor. Ayağından kaçan toplar, yanlış yere giden toplar. Emrah'ın kaçırdığı %100'lük boş kaleye atamadığı bir gol vardı. Samsunspor'un aynı şekilde 2 tane şutu çok etkiliydi. Saffet Gurur Yazar ile 18. dakikada bulduğumuz gol muhteşemdi. Kesinlikle çalışılmış çok temiz bir goldü.

Takım kondisyon olarak çok zayıf kaldı. Hakem maçı gerçekten güzel yönetti. Samsunspor'un 2 golünü vermedi ki bu pozisyonların tekrarını izleyen herkes pozisyonun ofsayt olduğunu görecektir. Kıvanç Giresunspor maçında yok. Bu takım için kötü oldu. Fakat ilk 2'yi istiyorsak eksiklerimize rağmen bu maratonu çok hızlı bir şekilde koşmalıyız. Zira Adanaspor maçında bir 3 puan alsaydık şu anda 4. sıradaydık.

Karşıyaka ilk defa bu tip bir pozisyonu kaçırmadı ve gerçekten zorlu deplasmandan 3 puanı alan taraf oldu. Bu galibiyet bizi ilk 2 aşkından ayırmadı. Futbolculardaki azimi görebildik sahada fakat takımın biraz kendine gelmesi lazım. Tesislerde çıkan kavgalar takımı iyice yıpratmaya başlıyor. Tribünlerde geçen Adanaspor maçından yediğimiz 15.000 TL cezanın acısı konuşuluyor hala. Bir hakem yüzünden Karşıyaka'nın 15.000 TL ceza alması gereksiz bir hareketti. Bu küfürleri başlatan kişiler umarım kendi yaptıkları hatayı anlarlar..

Bu hafta taraftar grubumuz olan ÇARŞI ile birlikte bir idman ziyareti yapacağız. Herkesi bekliyoruz. İlk 2 isteyen, Süperlig isteyenlerin gelmesini bekliyoruz..

25 Ocak 2010 Pazartesi

Samsunspor - Karşıyaka : 0-1 [ ÖZET ]

Samsun Maçı Öncesi

Samsun maçı öncesi biraz umudumuz var aslında. Tüm rakiplerimiz - adanaspor hariç - bu hafta puan alamadı. Bizim Samsunspor deplasmanından kesinlikle 3 puanı alıp ilk 2 aşkıyla yola devam etmemiz lazım. Fakat gelgelelim hiçbir zaman Karşıyaka bu tip durumları değerlendirememiş, bize en fazla 1 puanı getirmiştir. Bu maça çıkmadan önce bazı tespitler bizi korkutmuyoruz değil..

1- Karşıyaka Değerlendiremez ! : Yukarıda yazdığım paragraftaki gibi.. Karşıyaka bu tip durumları istisnalar hariç değerlendiremeyen bir takım. Yine tarihin tekerrür etmesinden korkuyoruz. Bu korkuyu yaşarken bir elimizi ilk önce kulağımıza götürüp daha sonra tahtaya iki kere vuruyoruz. İnanıyoruz bu sefer şeytanın bacağını kıracağız..

2- Zorlu Hava Şartları : Samsun'da hava çok soğuk. Samsun'daki arkadaşlarımız gelenler çok çok kalın giyinsin diyorlar. Sanırım yarın kar yağacak. Takımımız fizik bakımından çok güçsüz. Umuyoruz bu tespitimiz yanlış çıkar.

3- Takım İçinde Huzursuzluk : Geçtiğimiz hafta 2 antrenörümüz futbolcuların önünde kavga ediyor. Ve istediğimiz bir istek ile bu 2 antrenör artık yok. Tamam rahata kavuştuk derken bu hafta 2 oyuncumuz kavga ediyor. Birisi kadro dışı, diğerine 5.000 TL para cezası.

Herşeye rağmen..
Saldır KARŞIYAKA !

23 Ocak 2010 Cumartesi

Gazete Kupürleri #3



Uğurlar Olsun

Evet bu blog siyasi bir blog değil ama en azından duyarlılığı olan bir blog. Sporda siyaset istemiyor olabilirsiniz. Bu yazım neden sporla ilgili bir blogta bu yazıyı okuyoruz diyenlere. Biz unutmadık ve unutmayacağız da.

Uğurlar Olsun Güzel İnsan... Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

22 Ocak 2010 Cuma

İlk Yarının En İyisini Seçtik !

İlk yarının en iyisini seçmek için bir anket hazırlamıştık. Bu anket tam 1 ay boyunca sürdü ve toplam 89 kişi oyladı. Anket sonuçları tahmin edebileceğimiz türden. İlk yarı tribünde kime helal olsun dediysek, kime lanet okuduysak hepsiyle aynı sonucu çıkaran bir anket oldu..

Okan Öztürk %49
Erçağ Evirgan %22
Taha Yalçıner ve Kıvanç Karakaş %8

Tesisten Stada..

Sanırım bu yazıyı okuyanların çoğu kendini bildi bileli stadımızın projeleri ile uyutulmuşlardır. Eskiden stat arazisi şu anki Lunapark arazisi ve yan tarafındaki apartmanları da içine alan araziydi. Önce imar izni çıktı ve İzsu'nun yanındaki parseller Girne Bulvarına kadar imara açıldı. Böylece stat arazimizden ilk fireyi vermiş olduk. Lunapark arazisi de stat yapma fikri ile rafa kalktı. Yalı tesislerimizin orası için yoğunlaştık. KSK2000 projesini bilirsiniz. Orası da İzmir'in olmaz diyen beyefendileri yüzünden proje olarak kaldı. Kalıcı gelir sağlamak için uğraştık durduk.

Tesisleşme sporda çok önemli. İşte bunun adımını 87 yılında atmıştık. Çiğli Selçuk Yaşar tesisleri için girişimler aşağı yukarı bu tarihlerde atıldı. O bir hayal olmaktan çıkmıştı ve şimdi yeni tesis arazisi için yönetimimiz uğraşıyor. Peki ya stat ? Ne zaman görebileceğiz ? EURO2016'yı ülke olarak alamazsak stat işimiz yine yalan olacak. Korkumuz bu.

Çiğli Selçuk Yaşar Tesislerinin arazisinde 1987 yılında çekilmiş bir fotoğrafı sizlere sunuyoruz. Darısı yeni tesislerimize ve Karşıyaka Zübeyde Hanım Stadımıza ....

19 Ocak 2010 Salı

Bülent Yıldırım Ve İstatistikleri

Bülent Yıldırım'ın yönettiği son 8 maçımıza bakalım ;


UŞAKSPOR 1 – 0 KARŞIYAKA 9 Aralık 2001 Hakem Lig B Klasman
KARŞIYAKA 0 – 0 UŞAKSPOR 25 Mayıs 2003 Hakem Lig B Klasman
MERSİN i.y 1 – 0 KARŞIYAKA 24 Ağustos 2003 Lig A
B.ŞEHR BLD 1 – 1 KARŞIYAKA 14 Mart 2004 Lig A
ANTALYASPOR. 3 – 1 KARŞIYAKA 30 Ocak 2005 H Lig A
ELAZIĞSPOR 2 – 1 KARŞIYAKA 1 Mayıs 2005 Hakem Türk Telekom Lig A
ANTALYASPOR 2 – 2 KARŞIYAKA 24 Mart 2008 Hakem Bank Asya 1. Lig
KARŞIYAKA 1 – 1 ADANASPOR 17 Ocak 2010 Hakem Bank Asya 1.Lig



Bu maçların birçoğunda kırmızı kartlar ve sarı kartlar bizim alehimize havada uçuştu. Antalyaspor - Karşıyaka maçı hatırladığım en canlı örnek şu anda. Yaklaşık bir 7-8 sarı kart ve tam sayısını hatırlayamadığım 1-2 kırmızı kart yemiştik maçta.


Ayrıca yesilkirmizi.com sitesinden bir yorum ile son noktayı yine sizlere bırakalım ;
Maçı D spor'da banttan izlerken maçın son düdüğü çaldığı anda hakemin ADANALI futbolcuya ne dediğine dikkat ettim...Son pozisyonda Adanalı futbolcu kendi bile ofsayt diye topa koşmadı ancak hakem ofsat düdüğünü çalmadı baktıki topa giden yok maçı bitiren düdüğü çaldı...Adanalı topcu yanına geldiğinde niye koşmadın topun arkasından ben ofsayt çalmadım dedi...Herkes bu son anı dikkatli incelesin ve hakemin ne niyetle maça çıktığının kendi ağzıyla itiraf edişini görsün...

18 Ocak 2010 Pazartesi

Karşıyaka 1 - 1 Adanaspor [ÖZET]


Dakika 00:17'de bize verilmiş olan penaltının nasıl bir penaltı olduğunu görebilirsiniz..

17 Ocak 2010 Pazar

Karşıyaka - Adanaspor : 1-1 [ ÖZET ]

Ve Burası Alsancak (Çamuru)

2B kategorisi yıllarını hatırlarsınız.Patates tarlasından hallice zeminler , her tarafı çamur kaplı stadlar , 3 metre civarı taştan duvarları ile bir ara oldukça aşina olmuştuk o stadlara. Bülent Yıldırım'ın harika bir yönetim göstermesinden önce sahalarımızda ender görülecek olaylardan bir olaya tanık olduk. Nostalji yaptık bir anda o iğrenç 2b yılı aklımıza geldi. İtfaiye aracı saha kenarında çamura gömüldü.Koskoca aracı itmeye çalışan görevliler ve haliyle yerinden kıpırdamayan koskoca araç. Tabii futbolcular için sahanın kenarındaki itfaiye aracı bir tehlike teşkil etmiyordu. Bülent Yıldırım beyefendi maçı başlatıverdi. Küçükken sokakta arabadan gol yok diye maçın başında bağırır dururduk. Bu da o hesap oldu. Oynayıverin gari dedi deneyimli hakemimiz. Türk işi oldu yani. Maçı yönetmesi de aynen Türk işiydi. Paldır küldür. Kural , göz ,nizam yok. Görüp görmediği her şeyi çaldı. Sonra da taraftarın baskısı altında ezildi. Birçok pozisyonda saçmaladı. O kadar hırs yaptı ki taraftar baskısı karşısında yönetiminde bir düzelme belirtisi yoktu.

Yıldız bir oyuncunun kötü oyununa , eriyip gitmesine üzülüyorum çünkü o adam milli takım için gerekli, Türk futbolu için gerekli ama böyle üst düzey bir hakemin kötü maç yönetmesine üzülmüyorum. Bu tarz bir hakem Avrupa'da ya da üst düzey şampiyonalarda maç yönetse kaç yazar ? !!! Aynı o itfaiye aracının zemine saplandığı gibi sen de Türk hakemliğinin seviyesini çamura sapladın Bülent Yıldırım. Umarım sen o çamurdan çıkamazsın ama Türk hakemlerinin itibarını yerine getircek gerçekten yürekli hakemler yetişir geriden.

Bülent, Yıldırım Gibisin !

Maçın ilk dakikasında çok güzel bir futbol ortaya koydu futbol takımımız. Gerek forvette, gerek defansta çok iyi işler çıkarıyorduk. Takımda Kıvanç ilk dakikadan itibaren muhteşem bir performans gösterdi. Her yerde hiç durmadan koştu. O formayı sonuna kadar giymeyi hakeden isimlerin en başında geldi. Bu maçta en büyük kaybımız Okan'ın cezalı olmasıydı. Forvet hattı Emrah ile güzeldi fakat kanatlarda oynayan Erçağ bugün kötü bir futbol sergileyince Emrah tek başına pek birşey yapamadı. Serdar Sinik'in Kafa golüyle 1-0 öne geçtikten sonra oyunun kaderini anlayacağımız zaman gelmişti. Oyuna Bülent Yıldırım girdi TFF adlı formasıyla. Bulduğu hiçbir pozisyonu affetmeden kalemize göndertti Bülent Yıldırım.. Adanaspor'un bir tane penaltısı - ki bunun penaltı olmadığını birkaç gün sonra koyduğumuz video ile göreceksiniz - durumu beraberliğe getirdi. Maç iyice kızıştı. Sarı Kartı olan Ufuk tamamiyle haksız bir pozisyondan dolayı ikinci sarı kart ile oyundan atıldı..

Çok üstün bir futbol oynadık fakat hakemin kararları oyunun skorunu tamamiyle çevirmiştir. 2 Puanı hakemimiz sayesinde Adanaspor'a elimizle teslim ettik. Takımımız biraz daha gayretli olabilseydi bu kötü şartlara rağmen bu maçı yenmemiz kaçınılmazdı. Kaçırılan goller çok basit, boş kaleye kaçırılan gollerdi. Bir topumuz direkten döndü. Kapalı ve Açık tribün bu maçta çok güzel bir performans gösterdi, takımını hiç susmadan 90 dakika destekledi. Güzel karşılıklı tezahüratlar vardı bugün tribünde..

Şu anda tek beklediğimiz şey yönetimimizin hakem ve taraflı yönetimi hakkında açıklama yapmasıdır. Bu katledilen maçın hesabını kesinlikle sormalıyız..

13 Ocak 2010 Çarşamba

Karşıyaka - Göztepe Hazırlık Maçı

Son sıralar facebook'u sallayan bir konu oldu bu. Daha doğrusu facebook'a göre bu maç oldu bitti. Bir kişinin kandırması ile daha klüplerin bile olay vermediği bir maç oynandı 2 Ocak'ta. Bu maçın adı Karşıyaka - Göztepe. Facebook'ta grubu açıldıktan sonra İzmir'in belkide yarısı maç oynanacak diye duydu, bildi. Biz her gördüğümüze söyledik böyle bir maç olamaz diye fakat Selçuk Yaşar bizi haksız çıkardı. Maç 2 Ocak günü oynanmasa bile oynanacak. Çağatay Çağlar adlı Göztepe Taraftarına yardım için oynanılacak bu maçın tarihi henüz belli değil. Bazı heyecanlılar bu maçı çok isteselerde biz kendi camiamız olarak bu maça karşıyız. Bazı kişilerde olmayan hedefler bizim hedeflerimiz dahilinde. Bu hedefe gitmek için sene başında aldığımız bir 5 maç cezayı yine almak istemiyoruz !

Böyle bir maçın olması hem takımı olumsuz yönde etkiler, hemde İzmir'deki düşman klüpler dosyasına bir olayın daha eklenmesine neden olur. İsteyen istediğini desin bu maçtaki hiçbir olay saha içinde kalmayacak. Saha dışında yaşanacak olaylardan dolayıda bir 5 maç'ı süperlig'e koşan bu takımın bünyesi kaldırmaz, gerekte yoktur. Çağatay Çağlar için başka bir kampanya açılsın seve seve 10.000 kişi katılalım. Fakat bir canı mutlu edeceğiz diye gidip 20 canın zarar göreceği bir yolu seçmek hiç mantıklı değil. Yardım denilen şey iyilik ve güzelliktir. Hiçbir Karşıyaka - Göztepe maçı iyilik ve güzellikle geçmeyecektir.

Gönül istemez miydi bir maç yapalım ve şu kötü İzmir imajını sildirelim.Özgür'ümüzün acısı hem bizim hem Türkiye takımlarının içindeyken şu yukarıdaki satırları yazmak bile koyuyor insana.. Umuyoruz ki böyle bir maç olursa kavgasız, küfürsüz, organizasyona yakışır bir biçimde geçer. El'de anlar Bey'de anlar İzmir'in taraftarındaki kültür seviyesini..

Olay masrafları karşılamaksa versin bazıları parayı onlar için sorun olmaz diye düşünüyoruz..
Alışmışlar herşeyi parayla alıp, satmaya nede olsa..

10 Ocak 2010 Pazar

Biraz Ara

1 Hafta kadar yazmaya bir ara veriyoruz. Çok büyük bir süpriz ile geri döneceğiz..
Bekleyin.

Hiçbirşeyden haberdar etmek istemiyoruz. Biranda çıkaracağız ürünümüzü..
Beklemede kalın sadece. En geç 1 haftaya burada.

- bu aralar 2 blog yazarınında bir kaç şehirde işleri olduğu için yazı yazamıyoruz. -

6 Ocak 2010 Çarşamba

Hakan Demir İle 2012

Karşıyaka Basketbol takımı koçu Hakan Demir az bütçeyle yaptığı işlerden sonra tüm taraftarım kalbinde kendine yer edinmişti. Yaptığı bu kadar güzel iş sonrasında klübümüzün aldığı karar ile Hakan Demir'in sözleşmesi 3 seneye çıkartılıyor. Taraftarın sevgisini ve beğenisini kazanmış koçumuza bu antlaşmanın hayırlı olmasını diliyoruz. 2012'de Şampiyonluğa gideceğimiz koçumuzu şimdiden bilmekte gönlümüzü ferahlattı daha doğrusu..

Resmi imzanın atılacağı gün Çarşamba (06-01-2010) tarihi olarak belirlendi. Koçumuz yaptığı açıklamada " Sözleşmeler çok önemli değil. Önemli olan koyduğunuz hedeflere varabilmektir. Pınar Karşıyaka geleceği olan bir takım… Yönetime bana olan güveninden dolayı teşekkür ediyorum " dedi. Basketbol takımımıza kalan maçlarında başarılar diliyoruz. Hakan hocamız ile yakın zamanda iletişime geçebilirsek siz okurlarımıza bir süprizimiz bile olabilir belki..

3 Ocak 2010 Pazar

13. Haftada, 15 Sayı

13. Hafta Türk Telekom deplasmanı.. Aslına bakacak olursak herkesin beklediği bir yenilgi aldık diyebiliriz fakat saat 16:00'da takımımız sahaya çıktıktan sonra beklentilerimiz biraz değişmişti. Çünkü karşımızdaki takım ciddi anlamda çok iyi top çeviren bir takım değildi. Eğer bu maçı ciddiye alsaydık, biraz daha asıldaydık, hataları en aza indirmek için uğraşsaydık çok ama çok kolay yenebileceğimiz bir maçtı. Bizim çok basit hatalar yapmamızın yanında tabi Türk Telekom oyuncusu Wilson'un sergilediği muhteşem oyununda galibiyette payı vardı. 6/9 üçlük ile oynaması, takımı adına 24 sayı atması maçı almasını sağladı Türk Telekom'un. Bizim ise maç boyunca elimize gelen ribaundları elimizden düşürmemiz, attığımız üçlüklerin potaya bile değmemesi, 10 taneye yakın pas hatası yapmamız maçı hediye etmemizi sağladı.

Haftaya Beşiktaş maçımız var. 16 Ocak 2010 Cumartesi saat 18:00'da Arena'yı doldurmamız gereken bir maç. Beşiktaş Fenerbahçe'ye üzerine Galatasaray'a yenildi. Bizim maça iyice asılacaklardır. Bu yüzden arenayı doldurup Karşıyaka Taraftarının skor üzerinde etkisini birkez daha göstermemiz gerekiyor. Bu takım gerçekten Play-Off oynayabilecek bir kalitede. Biz üzerimize düşen görevi yaptıktan sonra onlarda yapacaktır, inanıyoruz.


TBL PUAN TABLOSU


1 Ocak 2010 Cuma

Şarap Uzmanları Buraya

Bildiğiniz üzere kısa bir süre önce Karşıyaka Şarabımız çıktı. Bizlerde geçen hafta ForumKSK toplantısında ilk kez şarabımız hakkında fikir edinmek için rakıcılar , biracılar olarak artık şarabımızı da denemeyi uygun gördük.

Ey forum ahalisi , ey tüm Karşıyakalılar size sesleniyorum. Bu şarabı deneyen kim varsa bu haberin altına yorumlarınızı bekliyoruz. Hayal kurarken bile elalemden farklı olduğumuz için ; ilerde hangi başarımızda evinizde yıllandırdığınız şarabı içeceğinizi de yazabilirsiniz.

Haydi nazdıravye biraderler. Şerefe tüm Karşıyakalı şarapçı biraderlerim. Güzel günlere ...

ÜST TARAFA DÖN