28 Şubat 2010 Pazar

Karşıyaka - Çanakkale Dardanelspor : 2-1 [ ÖZET ]

İlk 6 Çok Kızıştı

Bugün Dardanel'i evimizde 2-1 mağlup ettik. Bu kadar teknik direktör değişikliğine rağmen ligdeki durumumuz çok iyi. İlk 6 çok fazla karıştı bu haftayla birlikte. Kesin 3 puan almamız gereken bir maçtan 3 puanı aldık. Şu an ligde öyle bir tablo var ki ikinci takım ile altıncı takım arasında sadece 3 puan fark var. Kısaca anlayacağınız herşey istikrarlı bir yola bakıyor bu saatten sonra. İlk 2 için hiçte geç değil. Bu takım, bu taraftar ilk 2'yi çok rahat ele geçirecek bir güce sahip. Yarın Adanaspor - Bucaspor maçı var. Bucaspor ligde ikinci durumda ve 43 puanları var, bizim ise altıncı durumda 40 puanımız bulunuyor.

Bu takım sezon başından beri çok yıprandı. Geçen sene bizi play-off finaline taşıyan teknik direktörümüz gitti. Ümit Turmuş hoca geldi ve yönetim bu hocayıda gönderdi. Şu anda teknik direktör konusu hala belirgin değil. Bununla ilgili en güzel yazıyı ben değil Taraftar Grubumuz yazmış zaten. Futbolcularımız arasında uyum güzel şu anda. Evimizdeki maçları kaybettirecek bir taraftarımızda yok. Eğer genel bir açıdan bakarsak gerçekten ikinci olarak bu ligi bitirmemiz hiçte zor değil. Tek gerekli şey ; İNANÇ !

Savaşanlar kaybedebilir..
Savaşmayanlar çoktan kaybetmiştir !

Artık Sabrımız Kalmadı

Dün yayınladığımız Hüseyin Hamamcı Yeni Teknik Direktörümüz haberide artık geçersiz. Çünkü çok iyi işler yapan yönetimimiz ve Bergamalı başkanımız bu olayada karşı çıktı. Hüseyin Hamamcı teknik direktör değilmiş sportif direktör olacakmış. Reha Kapsal gönderildikten sonra gelen Ümit Turmuş'u durduk yere gönderdik. Buda yetmezmiş gibi 1 haftadır teknik direktör arıyoruz. Gelecek adam yok mu ? Tabikide var fakat gelen adamın daha haberinin yayınlar yayınlamaz 1 saat sonra yönetimimiz onuda yolluyor..

Artık yeter ! Seneler sonra takım rotaya girmişken, Süperlige artık haftalar kalmışken yönetim ve başkanın bu kadar kötü kararlar vermesini kaldıramıyoruz. Yıllar boyunca Karşıyaka Taraftarı her zaman doğrusuyla ve yanlışıyla başkanının ve kulübünün yanında olmuştur. Fakat bu seneki yönetim ve başkan gerçekten işin suyunu çıkardı. ÇARŞI grubu hiçbir zaman küçümsenecek bir grup değildir. Artık ne olacağını izleyeceğiz..

24 Şubat 2010 Çarşamba

Ve Yeni Teknik Direktörümüz ...

Reha Kapsal'ın gönderilmesinden sonra da teknik direktör seçme konusunda çok bocalamıştık. Bilenlere , bilmeyenlere herkese danışılmıştı. Sonunda Ümit Turmuş ile anlaşılmıştı. Başta ben de karşı çıkmıştım. Sonra Ümit hocanın takıma kazandırdığı hücum futbolunu görünce hata ettiğimi anlamıştım. Burdan bir başka vesile ile aceleciliğimden dolayı Ümit hocadan özür diliyorum. Bu benim şahsi görüşümdür. Gönderildiğine açıkcası üzüldüm.

Hayatın her alanında olduğu gibi bu konuda da geçmişte kalıp takılmamak lazım. Nasıl ve neden Ümit hoca ile yolların ayrıldığı konularına dalıp , polemik konusu yaratmayacağım. Zaten bunlar aramızda yüz kere konuşuldu. Herkes kendince haklıdır.

Neyse asıl konumuz teknik direktör seçimi. Yine bir kaos. Küçüklüğümde ülkemizde oldukça popüler olan Meksika, Brezilya dizileri - arkası yarınlar- gibi karmaşa. Yemin ki başım dönüyor Karşıyaka'da gündemi takip edeyim derken.

Yola çıkmadan önce bu satırları yazıyorum. Bakalım zaman ne gösterecek. Bu arada şunu gördüm ki futbolcular isteyecek. Umarım onlar da en az taraftar kadar bazı şeyleri istiyorlardır...

22 Şubat 2010 Pazartesi

14 Şubat'ta Karşıyaka

14 Şubat sevgililer gününde oynanan Karşıyaka - G.B.B. maçında sahada 40'a yakın pankart vardı..


Bildiğiniz üzere ülkemizde sıkı bir pankart yasağı uygulanmakta. Tel örgülü tribünlerin önüne pankart asmak kesinlikle yasak. Atatürk stadının en güzel özelliği ; Pankartlara Özgürlük...

21 Şubat 2010 Pazar

Kayseri Erciyesspor - Karşıyaka : 2-2 [ ÖZET ]

K.Erciyes 2 - 2 Karşıyaka

Formanın hakkını veren Okan Öztürk'e teşekkürler.. Aslında yazacağımız çok şey var fakat artık susma zamanı diye düşünüyorum.

Ligin sondan ikinci takımını 2-0'dan 2-2'ye çevrilen bir maç. Formanın hakkını sonuna kadar veren koşan, sürekli o formayı terleten Okan'a tekrar tekrar teşekkürler..

Teknik Direktör değişikliği takıma pek fazla yaramadı gibi. Bu maçtan 3 puanı bırakıp 1 puanı almamız artık Play-Off'un bile riske girdiğini gösterir bize. Yeni teknik direktör biran önce gelsin ve takımı toparlasın şu an için tek dileğimiz..

20 Şubat 2010 Cumartesi

Adını Sen Koy

Çok arabesk oldu farkındayım ama ben bu yenilgiyi tarif edecek bir kelime bulamadım. Buyrun adını siz koyun.

KARŞIYAKA: 63 Mersin Bşb: 75

Maçla ilgili yazıyı salsabasket sitesinden şu linke tıklayıp okumanız mümkün.

Ne diyelim Karşıyakam canın sağolsun...

19 Şubat 2010 Cuma

Tek Diyeceğimiz Teşekkürler !

Ersezgin’in karşılıklı fesih isteğini geri çeviren Ümit Turmuş, “Beni yönetim olarak siz gönderiyorsunuz. Bu nedenle karşılıklı bir fesih yapamam. Ancak KSK ile de kötü ayrılmak istemem. Mahkemelik olursak, yaklaşık 225 bin TL zarar edersiniz. Sadece ekibim ve benim 1.5 aylık maaş ile Altay maçı primlerimizin tutarı olan 75 bin TL’yi verin, ibralaşalım. Karşıyaka’dan hakkımızdan fazlasını almak bize yakışmaz” dedi. Turmuş’un bu tutumu karşısında teşekkür eden Başkan Ersezgin, “Pazartesi günü bir araya gelir, sorunu çözeriz… Her iki taraf için de hayırlı olsun” ifadesini kullandı..

Bazen paradan, şampiyonluktan önemli şeyler vardır. Karşıyaka bu tür şeylere kesinlikle değer veren bir camiadır. Sende bize böyle olduğunu kanıtladın Ümit Hoca.. Giderken yaptığın konuşma asla unutulmayacaktır.

Ümit Hoca'nın bizdeyken yaptığı maçların küçük bir istatistiğini aldık TFF'den. Gayet güzel bir kadro var keşke bunu yöneticilerimizde görebilmiş olsaydı.


Karşıyaka 3 - MIY 0
Ç. Rize 0 - Karşıyaka 2
Karşıyaka 2 - Kocaeli 0
Hacettepe 4 - Karşıyaka 1
Karşıyaka 2 - Boluspor 1
Karşıyaka 1 - Adana 1
Samsun 0 - Karşıyaka 1
Karşıyaka 0 - Giresun 1
Altay 0 - Karşıyaka 2
Karşıyaka 1 - Gaziantep Bld 2

10 Maç : 6 Galibiyet - 1 Beraberlik - 3 Mağlubiyet

18 Şubat 2010 Perşembe

Daha Kaç Tane Eskitiriz ?

Eveeet. İşte bir hocanın daha sonuna geldik. Bu sezona ilk başladığımızda yine dudaklarda " o gece bu sene " bestesi vardı. Reha Kapsal ile geçtiğimiz sezon Play-Off finaline kadar yükselmiştik.. Ona çok güvenmiştik. Fakat Karşıyaka Yönetim'i Reha Kapsal'ı gönderdi sene başında. Takımı iyi idare edebilen bir adam gitti. Sevinenler, üzülenler oldu. Takımın başına kim gelecek tartışmaları çıktı daha sonra. Samet Aybaba dendi.. Ergün Penbe dendi.. En son Ümit Turmuş hocayı bulduk.

Bizimle birlikte maçlara çıkmaya başladı. Takımı ilk haftalar biraz toparladı. Fakat 2. Yarıya başlarken bazı sorunlarla karşı karşıya kaldık. Futbolcularımız aralarında kavga etmeye başladılar. Kadro dışı kaldılar, paralarını alamadılar. Tek iyi yanı oyuncular biraz rahat oldular. Reha Kapsal zamanında pek rahat edemeyen futbolcularımız Ümit Turmuş ile rahat ettiler. 

Fakat Ümit Turmuş'un ilk haftalar oynattığı güzel futbol daha sonralar bozulmaya başladı. Son haftalarda özellikle Giresunspor ve G.B.B. 'ye çok saçma puanlar kaybettik. 3 puanı ellerimizle teslim ettik. Her iki maçtanda 3 puanı almış olsaydık şu anda ikinciyle aramızda olan 6 puan fark, 0 puana inmiş olacaktı.

Diyeceğim şudur ki geldik 2. yarıya.. 2. yarı başlarındayken iki teknik direktör eskitmek bizi çok geriye götürecek. Bana kalırsa bu hamle ile bu seneye bir son verdik. Bu sene bizim için burada bitmiştir. Tabii bahsettiğimiz takım Karşıyaka.. Neyi nereden vuracağımız belli olmuyor.

Ümit Turmuş'a bundan sonraki futbol hayatında başarılar dileriz. Umarım bizim için en hayırlı sonuç olur bu sonuç.

Şampiyonlukta Etken

Sadece Karşıyaka'nın değil, tüm izmirin spor duayenidir Tahir Türetken. Karşıyaka taraftarı olarak her konuşmasından sonra şampiyonlukta etken Tahir Türetken diye bağrılan insandır. 80 senelik koca çınar'ı hiçbirşey yıldırmamış hala Karşıyaka'nın Divan Başkanlığını yapmaktadır. Geçmiş senelerde ise Karşıyaka Spor Kulübünde başkanlık, yöneticilik yapmıştır. Ulu Çınarımız Tahir Türetken geçen günlerde Çarşı'da yürürken yere takılıp düşmüş ve baygınlık geçirmiştir. Türetken Şifa Hastanesi Nöroloji Servisinde tedavi altına alındı. 80 senelik ulu çınara nazar değdi deyip büyük geçmiş olsun dileklerimizi sunmak istiyorum.. Kendi adıma konuşmam gerekirse Tahir Türetken'in bu kulübün kesinlikle en önemli insanlardan olduğunu söylerim. Her konuşmaya çıktığında söylediği, çok eskilerden olan bir tezahüratı bu kadar güzel söyleyemez bir insan. Bu büyük Karşıyakalının herkes hastanede yanına gidip bir el öpmesi gerekir. Kimse haketmiyorsa bile Tahir Türetken bunu hakediyordur..

Stad Meselesi Vol.1 (İç Görünüm)

Uzun zamandır gündemde olan, 2016 Avrupa Şampiyonası'na ev sahibi olmak için federasyonun girişimleriyle bir kez daha gündeme gelen, belediye başkanımızın vefakar ve cefakar açıklamalarıyla "gerekirse dozerleri alır ben giderim yapmaya" dediği, Örnekköy'e yapılması planlanan stadımızın iç görünümü yukarıdaki şekildeymiş.

Dersenizki "hasanerdem var mı sence böyle bir stad ihtimali" alacağınız cevap " hem rakamla hem yazıyla sıfır" olur. Ben Avrupa Şampiyonası'nın bize verileceğeni hiç inanmıyorum bir defa. Favorim açık ara İtalya. Olur da kaza bela biz evsahibi olursak ve bu stad yapılırsa ortaya çıkacak kargaşayı başka zaman yazıya dökerim.

Sayın belediye başkanımız yumurta kapıya dayandığında temeli olmayan söylemlerde bulunmak yerine, 2004 yılındaki yerel seçimler öncesinde verdiği vaatleri yerine getirmek için gayret gösterseydi 100.yılımızı kendi stadımızda kutluyor olurduk.

Belediye Başkanımız kaf derdi, biz de sin derdik mesela... Güzel olmaz mıydı?

16 Şubat 2010 Salı

Alaybey'de Kaf Kaf

Yaklaşık 3 ayda 3 şube..
Kaf Kaf gelişmeye devam ediyor. Yeni Açılan Alaybey Şubesinin girişi muhteşem !

Yoksa ?

Karşıyaka'ya verilen stad sözleri unutuldu mu?
Kaç senedir bekliyoruz..
Yoksa hala ben Kaf diyeyim siz Sin muhabbetinde misin?

15 Şubat 2010 Pazartesi

Gol Raporu

  1. Okan Öztürk 13
  2. Kıvanç Karakaş 6
  3. Erçağ Evirgen 5
  4. Emrah Bozkurt 5
  5. Serdar Sinik 4
  6. Gurur Yazar 3
  7. Köksal Yedek 3
  8. Taha Yalçıner 2
  9. Mutlu Kızıltan 2
  10. Timuçin Aşcıgil 1
  11. Mustafa Aydın 1
  12. Volkan Özcan 1
  13. Kerem Sarıhan 1
  14. Mfongang 1
  15. Şaban Genişyürek 1


İlk 5 Golcü Hangi Maçlarda Gol Attı ?
Okan Öztürk ; Bucaspor , Dardanel Çanakkale , Gaziantep BB. , Altay , Çaykur Rizespor , Mersin İdman Yurdu , Giresunspor , Kocaelispor

Kıvanç Karakaş ; Mersin İdman Yurdu , Samsunspor , Dardanel Çanakkale , Çaykur Rizespor

Erçağ Evirgen ; Boluspor , Bucaspor , Dardanel Çanakkale , Samsunspor

Emrah Bozkurt ; Kayseri Erciyes , Boluspor , Kocaelispor

Gurur Yazar ; Samsunspor , Konyaspor , Kayseri Erciyes


Son düzenleniş tarihi : 8 Mayıs 2010 Pazartesi - LİG SONU -

Kupada İlk Rakip Mersin Bşb.

Teknosa Türkiye Kupası kurraları bugün çekildi ve çeyrek finaldeki rakibimiz Mersin BŞB. oldu. Bize yabancı bir takım değil Mersin. 2 yıl önce takımımızı çalıştıran Ahmet Kandemir'le yollarını ayırdıktan sonra sezon başında alt yapı hocamız olan Mete Babaoğlu ile devam ediyorlar yollarına. Olabilecek en ideal rakip ile eşleştiğimizi ve büyük bir sorun çıkmadığı takdirde yarı finale yükseleceğimizi düşünüyorum, zira Mersin çok ciddi sorunlarla mücadele ediyor ve ligde kümede kalma savaşı veriyor. Özellikle kondisyon olarak bizim çok altımızda bir takım. İnşallah süprize izin vermeden yarı finale yükeleceğiz. 19 Şubat cuma günü oyananacak maçlar ve saatleri şu şekilde;

14:00 Pınar Karşıyaka - Mersin BŞB
16:15 Beşiktaş Cola Turka - Bornova Belediyesi
18:30 Banvit - Efes Pilsen
20:45 F.Bahçe Ülker - Türk Telekom

Bu Futbolla Mı ?

Evet.. Bugün Gaziantep BLD. maçında kötü futbolumuzla 3 puanı kendi ellerimizle verdik. Futbol hakkında konuşulup, çizilecek çok şey var aslında fakat bu yazımda artık bunları yazmak istemiyorum. 14 Şubatta o stadı dolduran taraftara yazık.. Bizi bu kadar umutlandırdıktan sonra 11. ve 14. takıma 3 puanı vermek iyice koyuyor taraftara. Üstüne birde haftanın sonuçlarına bakıyoruz. Daha fazla mı üzülelim, sevinelim mi ? Bu kadar skorlar bizim için iyiyken gidip 3 puanı vermek nedir..

Evet Altay maçını muhteşem bir futbolla kazandık. Fakat biz uzun bir lig maratonundayız. İyi bir futbolcu olmak, iyi bir takım olmanın tek yolu istikrarlı olmaktır bu ligde. 1 hafta önce senelerdir şansının yaver gitmediği Altay'ı muhteşem bir oyunla 2-0 yen, bugün son sıralardaki, kesinlikle 3 puanı alman gereken takımı evinde yenme.. Bu istikrarla devam edersek ilk 6 bile bizim için çok zor.. Umarım 14 şubatta bile binlerce kişiyle yanında olan bu taraftarı daha fazla kahretmez bu takım..

Bir Özür Borcunuz Var


Altay maçından sonra şunları yazmıştım maç yazısında...

Bu hafta ne yazacağımı, ne hissettiğimi yazmaya elim varmıyor...


Sayın Ümit Turmuş ve ekibi, sevgili futbolcu kardeşlerim;

Stada gelerek size destek veren taraftarlara;

Stadda olmasada kalbi sizin için çarpan gurbetteki Karşıyaka sevdalılarına;

Maçtan önce stadı gelin gibi süsleyen bir avuç gence;

Sizden güzel haber bekleyen bütün semtte;

Aldığınız bu kötü sonuçtan sonra

BİR ÖZÜR BORCUNUZ VAR !!!

13 Şubat 2010 Cumartesi

Tebrikler Ankara'nın Güçlü Çocukları

Bugün malesef bayanlar voleybol liginde evimizde 3-1'lik skorla Ankaragücü'ne mağlup olduk. İzmir'de ve çevre illerde yaşayan Ankaralı dostlarımız da misafirlerimizdi. Kendilerini galibiyetlerinden dolayı tebrik ediyoruz.

Karşıyaka Arena'da gelecek sene her iki takımı da üst sıralar için mücadele ederken görmek dileğiyle ...

4 Sayı Fark ve Son Saniyeler

Deplasmanda 4 sayıyla yenildiğimiz Erdemir'i misafir etmiştik. Maçın son saniyeleri ve 4 sayı farkla öndeyiz.Atacağımız sayı ile ikili averajda üstünlük sağlayacaktık. Şu anki durumda ise net bir açıklama kural kitapçıklarında yok. Klasik mantık yürütürsek ; deplasmanda çok atan üstündür birader diyebiliriz. Aynı futboldaki kupa elemelerindeki mantık gibi. Bakalım lig sonunda Erdemir'le işimiz ikili averaja kalırsa durumu çözeriz.

Ve işte Ryan'ın smaç ile bitirmeye kalktığı pozisyonun sonu ve ilk yarıda deplasmanda 4 farkla yenildiğimiz maçın rövanşını 4 sayı farkla kazanmamız.

11 Şubat 2010 Perşembe

Genç Takım Rahat Kazandı: 96-46


Beklenen bir galibiyet oldu aslında Genç Erkek Basketbol Takımımız için. Final grubunun bir numaralı favorsi olarak çıktığımız ilk maçta Aliağa Belediyesi'ni 96-46 gibi farklı bir skorla mağlup ederek beklentileri boşa çıkarmayan takımımıza kocaman tebrikler. Maçla ilgili maalesef skor dağılımına ilişkin bir bilgi yok elimizde ancak altyapı sitemiz özellikle dış atışlarda hayli etkili olduğumuz notunu düşmüş.

Mete Babaoğlu'nun Mersin BŞB. ile anlaşmasında sonra Suat Olca takımın başında bu yıl ilk kez sahaya çıkmış oldu, kendisi ve takımımız için hayırlı olsun bir kez daha.

Bir sonraki maçımızın 24 Şubat 2010 çarşamba günü saat 18.30'da Altay ile olacağını ve mücadelenin Cumhuriyet Mah. Spor Salonu'nda oynanacağını da hatırlatalım.

Maça Doğru: Gaziantep BŞB.


Haftasonunda oynayacağımız Gaziantep BŞB. maçı Atatürk Stadı'nda oynanacak. Bilet fiyatları açık tribün 5 tl, kapalı tribün 10 tl olarak belirlendi.

Ayrıca 12 şubat cuma günü saat 13.15'te idman ziyareti olacak. Çarşı Grubu ve Taraftar Derneği idman ziyaretlerini bundan böyle geleneksel hale getirmek istiyor ve sezonun kalan tüm maçlarından önce bu ziyaretler tekrarlanacak.

10 Şubat 2010 Çarşamba

Altay 0 - 2 Karşıyaka [ÖZET]

9 Şubat 2010 Salı

Böyle Oynayın Canımızı Verelim

Dün geceki 2-0'lık galibiyetin şifresini tribünler maçın sonuna doğru haykırdı aslında... "Böyle oynayın, canımızı verelim" tezahüratı bütün maçın özeti gibiydi aslında. Sahadaki her yeşil kırmızılı futbolcu maçı kazanacağına sonuna kadar inanmıştı. Tıpkı tribünlerdeki taraftar gibi...

Bu maç için en önemli nokta yukarıda da vurguladığımız gibi hırs. Karşıyakalı futbolcular maçı kafalarında kazanıp sahaya çıkmışlardı zaten. Bu çok önemli bir artı takım için. Bunu başarabilmekte teknik ekibin bir başarısı, Ümit Hoca ve ekibini ilk olarak bunun için kutlamak lazım sanırım.

Altay son zamanlarda ciddi sıkıntı içinde bir takım ve içinde bulundukları durum, oynadıkları futbol bana sezon başındaki Karşıyaka'yı hatırlattı. Sahada ne yapacağını bilemez halde gezinip duran rakiplerini görünce sanırım bizimkilerinde iştahı bir hayli yerine gelmiştir.

İlk yarıda kontrollü bir oyun oynadığımızı söyleyebilirim. Defansta bir iki ufak pozisyon hatası dışında Gurur ve Fuat ikilisi hemen hemen hiç hatasız oynadı. Gurur'a özellikle dikkat çekmek isterim, bu sezon çoğumuzun beklentilerinden çok daha ileride ve çok daha olgun bir futbol oynuyor. Fizik olarak geçen seneye göre daha iyi ancak biraz daha güçlenmesi gerekiyor. Orta saha ve hücumda rakibi tartıp ona göre şekillendirdik oyunumuzu. Hücuma çıktığımız dakikalarda dağınık Altay savunmasına ciddi tehlikeler yaşattık, az adamla gitmemize rağmen. En akılda kalan pozisyon o dakikalarda Okan'ın az farkla dışarı çıkan plasesiydi sanırım. Altay kendi temposunu belirlemek yerine, bizim tempomuza uyunca işimiz daha da kolaylaştı. Psikolojik olarak üstünlük kurduğumuz maçta, teknik olarakta üstünlüğü ele geçirdiğimizde aslında maçı kazanmıştık, tek ihtiyacımız olan goldü.

O gol ikinci yarıda adeta bağıra bağıra geliyorum dedi ve öyle güzel bir gol geldi ki, beklediğimize değdi. Okan öyle ustaca bir vuruşla golü attı ki sanırım bu sezon bulduğumuz en güzel gollerden biriydi. 55.dakikada gelen bu golden sonra, rakip teslim bayrağını tamamen çekti. Zaten moralsiz olan Altay, geriye düşünce tamamen koptu oyundan ve ciddi açıklar vermeye başladı savunmasında. Sağ tarafta Erçağ biraz daha dikkatli ve biraz daha güçlü olabilse, zaten bitmiş olan Altay savunmasını hepten perişan edecektik.

Uzun toplarla bizim savunmayı aşmaya çalışan Altay'ın son atımlık barutu da bitince, sıra bitirici darbeye gelmişti ve o darbeyi Köksal öyle bir golle vurdu ki, Okan'ın golünden sonra jeneriklik bir gol daha bulmuş olduk.

Güzel bir oyun ve arzulu bir futbol ile 3 puanı aldık Altay'dan ve 5.sıraya yükselmeyi başardık. Asıl iş bundan sonra başlıyor. Nehiri geçip derede boğulmamamız lazım ve önümüzdeki hafta oynayacağımız Gaziantep BŞB. maçınada aynı hırsla hazırlanmamız lazım.

Teşekkürler KARŞIYAKAM !!!

14 Şubat Sevgililer Günü'nde Gaziantep BŞB. maçında bir kez daha kavuşmak üzere...


fotoğraf: DumanKSK

8 Şubat Hatırası


Maç hakkında yazı yazarız. O sorun değil ama önce şu fotoğrafı paylaşmak istedim. Yağmur korkusuna fotoğraf makinesi götürmeyince cep telden pek kaliteli olmadı ve işte galibiyetimize Universiad meşalesinde tanıklık eden taraftarlarımız ...

8 Şubat 2010 Pazartesi

Altay - Karşıyaka : 0-2 [ ÖZET ]

7 Şubat 2010 Pazar

Bayram Hazırlığı

Anıl dünkü yazsında Ankara'yı anlattı çok güzel bir şekilde. Final maçında yaşananları, dönüş yolunu söylenen şarkıları...

Maça gidemeyip, en büyük aşkını televizyondan takip edenler de vardı kutsal topraklarda.

**********

Daha sabahtan belliydi aslında nasıl stresli bir gün olacağı. Akşama kadar vakit geçirmenin yollarını sabah 8'den itibaren aramaya başlamıştım. Stres fazla, inat gibi hava da bir o kadar puslu ve sıkıntılı. Sevgiliyle geçirilen tipik bir sinema buluşmasından sonra Konak-Karşıyaka vapurunda saatin daha hızlı ilerlemesi ve bir an önce maçın başlaması için dua ettiğimi çok net hatırlıyorum. Eve döndüm, hafif bir akşam yemeği sonrası kuzeni aradım, maç saati yaklaşmıştı. İyi hoşta maçı nerede seyredecektik?

Kuzen "Ben izlemicem maçı birader, dayanamam hayatta" diyince şöyle bir durup düşündüm. Haklıydı, maçı izlesekte o strese nasıl dayanacaktık. Hadi stadda olsan bir nebze ama televizyon başında nasıl mücadele edecektik stresle. Hak verdim, "Totem yaparız birader, keselim dünya ile irtibatımızı, maç bittiğinde ne olacaksa olsun, kalp dayanmaz buna" deyip telefonları kapadım. Ama beceremedik. 10 dakika sonra "Çıkıp izleyelim bi yerde ne olacaksa olsun" diyerek geri aradım.

Çıktık evden, boynumuzda atkılar. Zübeyde Hanım Parkı'nın içindeki çay bahçesine oturduk. Hemen yan tarafımızda cafe var ama bizim stres durumumuz ancak bu kadar yaklaşmamıza izin veriyor televizyona. Daha biz çaylarımızı söyleyip, "Ulan Süper Lig'e bir çıksak ne güzel olur ha" diye konuşurken gol çığlıkları duyuyoruz. Çay bardaklarını masada bırakıp cafe'deki televizyon başına nasıl geldiğimizi hatırlamıyorum. Bağrış çağrış bitti, 1-0 öndeydik ve takribi 1 - 1 buçuk saat sonra süper ligdeydik bu sonuçla.

İyi güzel de bizdeki stres katsayısı da ikiye katlanmıştı. Nasıl gelecekti maçın sonu? Yok abi seyredemeyiz bööle, yürü sahile gidelim...

Sahile vardık. Ben hayatımda bu kadar coşkulu, bu kadar sevinçli Karşıyakalıyı bir arada daha önce gördüm mü hatırlamıyorum. Tam anlamıyla bir bayram havası vardı. Hemen biralar alındı, stresi bari alkolle azaltalım diye ve başladık ilk yarının kalan kısmını izlemeye.

Devre arası...

Tezahüratlar, yolda Kaf Kaf çekenler, şampiyonluğu kutlamaya başlayanlar, seneye hangi yabancıları alırız diye fikir yürütenler...

İkinci yarı başladı, golü yedik...

Keyifler kaçtı ama inanç azalmadı hiç. "Çıkarız abi artık, buraya kadar geldi bu iş"...

Aksini düşünen yok, varsa da dile getirmeye korkuyor herkes büyü bozulmasın diye...

Sahili bırakıp, golü attığımız mekana geri dönüyoruz. Orada başladık, orada bitirelim maçı, ne olacaksa da olsun, gerçekten dayanmayacak kalbimiz.

Maç tam bitti derken yediğimiz gol... Büyük üzüntü, hayal kırıklığı, kızgınlık, isyan... Ulan bi kere de bizim yüzümüze gül be kader !!!

Olmadı...

Canın sağolsun KARŞIYAKAM...

Serdar ve Köksal da Kadro Dışı

Reha Kapsal gittikten sonra takıma bir şeyler oldu sanki. Önceki haftada çıkan Taha ve Köksal'ın kavga edip kadroya alınmayacağı haberinden sonra aynı türde bir haber daha duyduk. Serdar Sinik ve Köksal, Muharrem Hoca ile tartışmaları sonucu Altay maçında kadroya alınmıyorlar ! Şu zor günlerde bile, yaklaştığımız en zor maçlardan biri olmasına rağmen hala aramızda kavga etmek nedir anlamıyoruz. Üstelik iki iyi oyuncumuzun kadro dışı bırakılması Altay maçının sonucunu etkileyebilir bile. Umuyoruz ki çok yakın bir zamanda bu oyuncular affedilir ve Altay maçına çıkarlar. Reha Hoca'nın biraz fazla uyguladığı disiplinden sonra oyuncularımıza şu anda çok rahat geliyor sanırım her şey, o yüzden bu kadar ileri gidebiliyorlar. Umuyoruz ki bu takımda yaşanılan son olay olur ve futbolcular artık kendine gelir. Hala kendimizle kavga etmeye devam edeceksek bir haber versinler boşuna umutlanmayalım. Bu işler takım içinde kavgayla, hocayla kavgayla yürütülebilecek işler değil...

6 Şubat 2010 Cumartesi

Ankara'dan Sonra Karşıyakalı Olabilmek

Tam 14 sene sonraydı..
Umutlarımızın tavan yaptığı yerdeydi Ankara - Yenikent Asaş Stadı. Büyük umutlarla hazırlanmıştık iki hafta boyunca bu stada. Herkes arkadaşlarına ödünç verdiği atkıları topladı çantalarına. Formalarını tek tek yıkayıp ütüledi. 2 Hafta önceden parklarda sabahladı herkes. Duyulan her " ŞEREFE ! " sözü Karşıyaka adınaydı o hafta. 14 Sene sonra belki de süperlige gidiyorduk. 2 Hafta yaşanılan o hayatı, o duyguları anlatmak imkansız kalıyor aslında. Herkes sanki bir saat sonra yola çıkacakmış gibi heyecanlıydı daha 2 hafta varken. Ve işte o gün geldi. Takvim Mayıs 14'ü gösteriyordu. Gece 24:00'da yola çıkacaktık.
Normalde Karşıyaka taraftarları olarak deplasman otobüsüne son dakika yetişiriz genelde. Yapımızda vardır bu. Yarım saat önceden bile Çarşı'da o kadar kişi bulamazsınız. Fakat otobüslerin kalkacağı saat geldiği zaman yüzlerce kişilik Karşıyaka Ordusu Çarşı'da bekler. Fakat Ankara'ya gideceğimiz zaman 4 saat önceden Çarşı tıklım tıklımdı. 40-50 otobüslük adam bekliyordu Çarşı'da. Herkes farkında değildi. Rüyamız gerçek oluyordu sanki. Otobüslere bindikten sonra herkes tebessüm içindeydi. Tebessüm diyorum fakat içimizde yaşadığımız mutluluğu yüzümüze vursak bu tebessüm yerini kahkahalara bırakırdı. Deplasman otobüsünde kimse uyuyamadı sabaha kadar. Tam uyuyacakken önden veya arkadan gelen " OLUUUUM ANKARA'YA PLAY-OFF'A, SÜPERLİGE GİDİYORUZ ULAAAAN " sesi hafif mayışmış olan taraftarı daha çok mutlu ediyordu. Kimsenin gözüne uyku girmedi. Bitirilen paket sigaraların haddi hesabı yoktu. Ve Ankara'ya girdik. En değerlimiz olan Atatürk'ümüzün huzuruna gittik. Bu şampiyonluk için ona da söz verdik.
Otobüsler stada 4 saat önceden gitti. Fakat oradaki duygu gerçekten anlatılmaz. Herkesin ağzındaki tek söz Süperlig'di. Herkes o kadar umutluydu ki. 14 Senedir yağmurda, çamurda söylediğimiz tezahüratlar, yollar kapalıyken yaptığımız deplasmanlar bir sonuca bağlanacaktı. Ve evet. Boluspor maçını penaltılarla yendik. Hatırlayabildiğim tek şey final'e kaldığımızda arkamı döndüğümde binlerce kişilik Karşıyaka ordusunun ağlıyor olmasıydı. Herkes birbirine sarılmış deli gibi ağlıyordu. Mutluluk dedikleri şeyi yaşadık biz orada. " BU TAKIM BU SENE SÜPER LİGE ÇIKACAK " sözleri binlerce kişinin ağzından haykırırcasına çıkıyordu.

Otobüslere bindik semte doğru yola çıktık. Saat 04:00 gibi kutsal topraklardaydık. 2 bin kişiye yakın bir topluluk Ankara'da parklarda, sokaklarda kaldı. 1 gününü Ankara'da geçirdi. Semte döndüğümüzde bayram havasıydı. Heryerde pankartlar, bayraklar vardı. Sokaklar çok canlıydı. Her yoluma çıkan " NASIL TAKIM, FİNALİ DE GEÇER MİYİZ ? " diye soruyordu. Gördüğümüz her iki kişiden birisinde Karşıyaka atkısı vardı hava sıcak olmasına rağmen ve final maçına yola çıkacaktık Ertesi sabah. O gece kimsenin gözüne uyku girmeyeceğinden sokakta sabahladı birçoğumuz. Ve final maçının oynanacağı sabah gelmişti. Derneğe çıktığımda gördüğüm ilk otobüs sayısı 80'lerdeydi. 80 otobüs demek onbinlerce kişi demekti. Bu İzmir'de yapılan en iyi deplasmanlardan olacaktı. Herkes bir asker gibi bekliyordu Çarşı'da. Otobüsler geldi. Açıkta kalan birçok taraftar oldu. Bu taraftarlar Karşıyaka - Şemikler arası çıkan dolmuşları kiraladı. Düşünün nasıl bir sevda ki dolmuşlar kiralanıp o halde gittik. 4 tekerlekli ve motoru olan tüm araçlara ihtiyaç vardı ve hepsi karşılandı. Çarşı'da bir kişiyi bile bırakmadan hepimiz atladık otobüslere. O kadar umutluyduk ki. Sadece bir 90 dakika. Tüm bu emeklerimizin sonu bir 90 dakika kadar uzaktaydı. Ve hakemin düdüğüyle o zorlu 90 dakika başladı. Tribünlerde herkes bir sigarayı yakıp diğerini söndürüyordu. Stresten bağıracak halimiz kalmamıştı. Herkesin gözü sahaya kitlenmişti derken 90 dakika 1-1 bitti. Herkese bir yorgunluk çöktü. Ölüm sessizliği vardı stadda. 15 Dakika boyunca " BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YOLLARDA ! " bestesi söylendi. Maçı veren D-Spor spiker yayınını kesti ve sadece bestemizi dinledi. Ve hiç beklenmedik birşey oldu. 113. dakikada Hüseyin Kartal topu ağlarla buluşturdu. 2-1 yeniliyorduk. Tribünde bir kişi bile küfretmedi takıma. Herkes bulunduğu yere oturdu. Özgür'e verdiğimiz sözü yerine getirememiştik. Bu arma, Bu forma, Bu renkler için canını veren güzel insan'a söz vermiştik ve bu sözü tutamadık. Bu sefer dökülen gözyaşları üzüntüdendi.
Derken maç bitmişti. Otobüslere döndük. 10.000 kişinin bulunduğu bir ortamda bir tek sesin bile çıkmadığı bir andı. Otobüse bindik. 40 kişi susuyordu. Kimseden tek bir çıt çıkmadı. Herkes kafasını koydu tam uyuyacaktı ki arkadan gelen ses herşeyi bize tekrar hatırlattı. " ULAN 113. DAKİKADA GOL MÜ YENİR. YAZIK GÜNAH. ÖZGÜRE VERİLEN SÖZÜ TUTAMADIK BEYLER, GEÇMİŞ OLSUN ! " herkesi darmadağın etti bu söz. Fakat yapabilceğimiz tek şey Kutsal Topraklara gittiğimizde Özgür'ü ziyaret edip ondan özür dilemekti. Gittik mezarına her zamankinden mutsuzdu. Özür diledik. Umuyoruz ki bizi affetmiştir Özgür..

Kutsal topraklarda 2-3 gece boyunca kimse girmedi eve. Herkes sokaklardaydı. Kafa dağıtmaktan başka yapabileceğimiz hiçbirşey kalmamıştı. Ama işte herkesten farklıyız kafsinkaflıyız diyoruz ya. O durumda bile tüm " ŞEREFE ! " sözleri Karşıyaka adınaydı yine..

5 Şubat 2010 Cuma

Karşıyakalı Futbolculardan Amatöre Destek

Karşıyakalı futbolcularımızdan kaptan Fuat öncülüğünde Kıvanç, Taha, Erçağ, Aykut Gurur, Şaban dün akşam 2.amatör küme takımlarından KARŞIYAKA KÜLTÜR SPOR'U ziyaret ederek malzeme yardımında bulundular.

Karşıyaka Kültürspor teknik direktörü Yüksel Öğretim ; " Bu ziyaretten dolayı çok mutlu olduklarını ,kendileri için gurur verici ve çok anlamlı olduğunu ifade etti. Karşıyaka'da Türk futboluna altyapıdan oyuncu kazandırabilecek birçok klüp var. Temennimiz herkesin bu tür klüplere yardımcı olması. Karşıyakalı futbolcuların bize verdiği destek inşallah herkese örnek olur. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz ve başarılar diliyoruz. " dedi.

Amatör futbol Türk futbolunun kalbidir. Hem gençlerin kötü alışkanlıklardan uzaklaşması için hem de futbol altyapısı için büyük önem taşıdığını belirten Kaptan Fuat Erarslan Karşıyaka Kültürspor'a başarılar dilediklerini ve desteklerinin süreceğini ifade etti.

Editör notu : Bu haberi sadece kafsinkaf.org ve blogumuzda bulabilirsiniz.

Devam, Tamam ?

Yaklaşan Altay maçı.. İzmir takımlarının hiçbirinin şansının tutmadığı Altay ile Devam mı, Tamam mı maçı oynuyoruz. Atatürk stadında Pazartesi günü oynanacak bu maçta herkesin takımımıza sonsuz güvenmesi lazım. Bu maçı alamazsak birçok umudumuz yerle bir olacak. Herkes, futbolcular ve taraftarlar dahil bu galibiyetin bize çok fazla gerektiğinin farkında. Tribünlerden açık tribünü bize veren Altay, kendisi kapalı tribünde olacak. Açıkta olmamıza rağmen Altay'a bu maçı cehennem etmeliyiz. Gerek skorla gerek taraftarımızla Altay'ı bu maç bitirmeliyiz. Kaç senedir şansımızın işlemediği Altay'ı bu sefer yenmeliyiz.
Altay maçının bir önemli rastlantısıda tarihi, stadı ve hakemi. En son bu tarihte, bu stadda, bu hakem ile oynadığımız maçın skoru KARŞIYAKA 5 - 2 GÖZTEPE bitmişti. Buradan bakabilirsiniz sonuca fakat Göztepe satıldığından dolayı oynadığımız takımın ismi Aliağa diye geçiyor, yanlış anlaşılma olmasın. Kuddusi Müftüoğlu maçlarımızda genellikle yanlış kararlar vermeyen, iyi bir hakem. Ve onunla çıktığımız maçlarda genelde bol gollü galibiyetler alıyoruz. Umarız 8 Şubat 2010'da yapacağımız maçta 8 Şubat 2004'te yaptığımız maça benzer.

Gazete Kupürleri #5

1971
KSK-Altay TSYD kupası maçı

Erol Baş,Ekrem,Gode Cengiz,K.Uğur,Onursal,Saim,
Burhan,Cey
han,Tevfik, Günay, Aytekin

3 Şubat 2010 Çarşamba

Takıma Mektup !

Yeri geldiğinde uğruna canımızı bile verebileceğimiz kutsal saydığımız formamızı taşıyan futbolcu kardeşlerimiz;

Bizler KARŞIYAKA sevdasını yaşayanlar olarak,bu kulübe imza attığınız gün sizleri ailemizden biri olarak görmeye başlıyor ve sizlerle gurur duyuyoruz.
Kazansanız da,kaybetseniz de, sizlerin sahadaki mücadelesiyle,başarısıyla övünüyor,gururlanıyor ve mutlu oluyoruz.
100 yıla yaklaşan kulüp tarihimizde formamızı ıslatan,yaşayan yaşamayan binlerce sporcumuz gibi sizlerin de KAFSİNKAF nidaları ile coştuğunu ve en iyisini yapmaya çalıştığınıza inancımız tam.

Giresun maçında elinizden geleni yapmaya çalıştığınızı gördük.
Kazanmak isterdik,olmadı.
Canınız,canımız sağolsun.
Biz mücadelenizi gördük.
Ama bizim bir hedefimiz var,SÜPER LİG !
Mücadelenizin,çabanızın,emeğinizin karşılığı olan SÜPER LİG !
Geçen yıl çok istedik,hem de haketmiştik,
ama kaçırdık,
kahrolduk.

Şimdi çok daha fazla istiyoruz ve sizlere inanıyoruz.
Sıkıntılarınızı biliyoruz,ama bizimle birlikte yaşayacağınız şampiyonluğun tüm sıkıntılara değeceğini de siz bilin.
Bu hafta, bizim ve rakibin sıralamadaki yeri itibarıyla önem derecesi yüksek bir maç oynayacağız.
Siz sahada biz tribünde ter dökeceğiz.
Bu maç öncesi yine sizleri idmanda ziyaret edeceğiz.
Bu ziyaretleri,sizlerle aynı heyecanı yaşadığımızı,sizleri ne kadar önemsediğimizi ve KARŞIYAKA aşkının büyüklüğünü göstermek için yapıyoruz.
Kucaklaşacağız,inancımızı pekiştireceğiz.

Biz sizlere güveniyoruz.
İnşallah kazanacağız.
Bu maçı da,bundan sonrakileri de…
Biz artık sevinçten sokağa dökülmek istiyoruz.

DÖKÜN BİZİ SOKAĞA !
KARŞIYAKA ÇARŞI GRUBU

2 Şubat 2010 Salı

Final Grubu Başlıyor

Mete Babaoğlu yönetimindeki Genç Erkek Basketbol takımımız final grubu müsabakalarına 9 Şubat 2010'da oynayacağı Aliağa Belediyespor maçıyla başlıyor. Saat 18.00'da başlayacak mücadele Cumhuriyet Mahallesi Spor Salonu'nda oynanacak.

Final grubu 8 takımdan oluşuyor ve maçlar çift devreli lig usulüne göre oynacak. Grupta ilk 2 sırada yer alan takımlar İzmir'i temsilen Türkiye Şampiyonası'na katılacak. Rakiplerimiz; Gelişim Koleji, Işıkkent, İzmir BŞB., Bornova Bld., Karşıyaka Belediye, Altay ve Aliağa Belediye.

Tüm maçlarını Cumhuriyet Spor Salonu'nda oynayacak olan Genç Takımımızı final grubu mücadelelerinde yalnız bırakmamak hepimizin görevi.

En Leziz Kupa: ADANA

Basketbolda Türkiye Kupası maçlarının oynanacağı şehri nihayet belirledi federasyon ve maçların Adana'da oynanmasına karar verdi. Eşleşmeler henüz belli değil, güzide federasyonumuzun neden bu kadar saçma sapan bir yol izlediğini bilmiyorum ama geçen yılda benzer bir durum olmuştu. Neyse mevzu federasyon değil, Karşıyaka.

19-21 Şubat 2010 tarihlerinde oynanacak maçlar. Rakiplerimiz ise F.Bahçe Ülker - Banvit - Efes Pilsen - Beşiktaş Cola Turka - Mersin BŞB - Türk Telekom - Bornova Belediyesi. İlk gün çeyrek final maçları, ikinci gün yarı final maçları ve son gün de final maçı oynanacak. Büyük bir fizik güç gerektiriyor kupa, zira statü gereği finale çıkan takımlar arka arkaya 3 maç yapmış oluyor.

Geçen yılın süprizi hiç kuşkusuz Erdemir'di. Finale kadar yükselmişti Erdemir ve final maçında Efes Pilsen'e yenilmişlerdi. O sırada ligde kalma mücadelesi veren Erdemir, Ahmet Çakı'yla müthiş bir çıkış yakalamış ve kümede kalmayı başarmıştı. Şimdi bunu neden yazdım? Şöyle ki, kupada seri başı uygulaması olmadığından özellikle çeyrek finalde biraz şanslı olursak benzer bir başarıyı yakalamamamız için bir sebep yok. Doping skandalı dolayısıyla Galatasaray Cafe Crown kupadan ihraç edildi ve yerine Mersin BŞB. katılıyor. Mersin takımı ligin uzak ara en formsuz ekibi an itibariyle ve paraşütsüz bir şekilde düşüşteler. Yani kupayı düşünecek yada maça motive olacak durumda değiller. Tek avantajları Adana'ya yakın olmaları. İlk turda eşleşirsek tur atlamamızın zor olmayacağını düşünüyorum. Bornova'ya ligde yenilmiştik ancak benzer hataları ikinci kez yapmazsak kolay şekilde yarı finali görebiliriz. Bu iki eşleşmenin bize gelmesi çok büyük şans olacaktır. Hadi birazda Banvit diyeyim. İlk gün maçını ne kadar düşük fizik gücüyle oynayabilirsek o kadar avantajlı oluruz.

Uzatmayalım daha fazla, geçen yıl İzmir'de çok güzel bir turnuva olmuştu ve Halkapınar'da maçları yerinde takip etme şansını yakalamıştık. Tek eksik Karşıyaka'ydı. Federasyonumuzun böyle anlamsız bir uygulaması var maalesef, evsahibi avantajı olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapılacak en doğru uygulamanın, evsahibi şehri sezon başında açıklamak olduğunu ve turnuvanın 3 gün değil, 5-6 günlük bir zaman diliminde oynatılması gerektiğini vurgulayıp KARŞIYAKAMIZA bol şanslar ve başarılar dileyerek bitirelim yazımızı.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Unutmadık Seni !

Kol düğmeleri..
Sarı çizmeli mehmet ağa..
Dönence..
Arkadaşım eşşek..

Unutulacak mısın sandın ?
Unutmayacağız..
Barış ve saygıyla Barış Abi..

439 Gün

17 Kasım 2008...

En son bu tarihte sahamızda bir maç kaybetmişiz...

Özgür'süz çıktığımız ilk iç saha maçımızda Diyarbakırspor'a mağlup olmuştuk 1-0'lık skorla...

İç sahadaki başarımızdı geçen yıl bizi play off'lara taşıyan. Kötü oynasakta, geriye düşsekte ne yapıp ne edip maçı kazanmayı, en azından kaybetmemeyi başarıyorduk, dün olmadı. Takımdaki futbolcular bütün heveslerini, isteklerini, inançlarını kaybetmiş gibi asık suratla sahadalar. O berbat havaya rağmen kendilerini desteklemeye gelen taraftarların içine su serpecek bir oyun yok, mücadele yok, gol yok...

Dünkü havaya bakınca geçen yılki Rizespor maçı geldi aklıma. O çamur deryasında 90 dakika canını dişine takan, kora kor mücadele eden, kazanmak için çamura batmadık yeri kalmayan takım, bir yılda ne kadar çok şey değişti...

Ümit Hoca'nın maç sonundaki açıklamalarına bakıyorum, ikna edici bir açıklama yok. Dön dolaş aynı laflar, hep aynı kapıya çıkan sözcükler topluluğu...

Sözün özü dostlar, takım iyi yolda değil. İyi oynamamak düzeltilebilir bir durumdur ama takımın isteksizliği, moralsizliği ve tepkisizliğini düzeltmek çok uzun zaman alır. Görünen o ki, ne bunu düzeltebilecek bir hocamız ne de bu durumun düzelmesi için gerekli vakit var önümüzde. Haftaya rakip Altay, kafamda söyleyecek çok şey var. Biliyorum bu yazıyı okuyanlarında içinden geçen şeyler hemen hemen aynı ancak kimse bunları açık açık söyleyip can sıkmak istemiyor. Biz yine güzel temennilerle bitirmiş olalım bu yazıyı;

Altay maçında daha iyi bir futbol, daha hırslı bir oyun, teknik ve taktik anlamda herşeyi sahaya yansıtabilmiş bir takım izlemek dileğiyle...

Çok şey mi istiyoruz be hayat senden ?

ÜST TARAFA DÖN