31 Mart 2010 Çarşamba

Biri Bizi İzliyor !!!

Başlık biraz klişe oldu. Onun için şimdiden özür dilerim. Aklıma başka bir şey gelmedi. Evet fotoğraftan da gördüğünüz üzere konumuz emniyetin tribünleri sürekli izlemesi. Bence bunun bir sakıncası yok. İçimizde gerçekten çürük yumurtalar da var. Ne kadar engel olmaya çalışsak da illa birileri çıkabilir. Bu görüntüler sayesinde İ.B.B. ve Diyarbakırspor arasındaki maçtaki provakatörler bulundu. Endişem olay kurunun yanında yaş yanmasın çünkü cezalar ağır. Rahat durmayan cezasını yiyip otursun ama haksız yere kimsenin fişlenmemesi dileğiyle.

Şimdi gelelim işin eğlenceli kısmına ; eskiden polislerin üstünde fotoğrafta da gördüğünüz üzere emniyetten olduklarına dair bir ibare olmuyordu ve heyecanlı gençler, çekim yapan kişiyi televizyondan sanıyordu. Çoğu kez bir sürü kişi kameralara boğaz kesme hareketlerinden tutun , değişik hareketlere varan saçmalıklar yapmışlardır. Sonra blogda hani yazmayayım diye düşündüğüm naçizane sözlerle sevgilerini belirtmişlerdir.

Kaydedilirken ; " Kardeşim n'apıyorsun ? Polis kamerası o , bir rahat dur " diyoruz. Gelen cevap ayrı bir ilginç oluyordu. " Abi ne bileyim !!! Maçı çekenler sandım . ... basın bunlar abi, hakkımızı yiyorlar. Ondan hareket çekiyordum. " derken bir de polis kamerasına sazanlıkla şekil yapmanın verdiği garip bir gülümseme yüzlerini kaplıyordu. Tribünde bizler gülmekten yerlere yatarken, merkezde polisler o görüntüleri izlerken nasıl eğleniyorlardır kim bilir . Bize o anları yaşatan arkadaşlara , Allah da sizi güldürsün diyorum.

Şu ana kadar böyle bir sazanlık yapıp , içeri alınan bir taraftar ne bizim tribünümüzde ne de başka tribünlerde duymadım , rastlamadım. Umarım emniyetle aramızdaki bu eğlencelik mevzudan kimsenin canı yanmaz. Böyle gülüp geçmeye devam ederiz.

30 Mart 2010 Salı

Teşekkürler 15.000 !

Bu akşam oynadığımız Karşıyaka - Karabük maçı takımı tamamiyle anlamamıza yetti. Ne anladık ? Savunma yapamıyoruz rakip takım 3 forvet oynuyorsa bizde 3 defansız. Forvette hiç iş kalmamış. Sağolsun Okan Öztürk yine koştu o formayı terletti fakat gol için yetmedi. Karşımızda bu kadar kolay bir Karabük'ü yakalamışken nasıl olur da biz bu maçı berabere bitiririz hala anlamış değilim. Taha bu senenin yıldızı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ne zaman top ayağına gelse o gözündeki hırs beliriyor çok net şekilde.

Artık hakemmiş, federasyonmuş, rakip takım formdaymış gibi saçma bahaneleri bir kenarıya bırakalım. Takımımız çok kötü ve gittikçe yokuşa yaklaşıyoruz. O yokuşa bir girersek geriye düşmede kimse bizi durduramaz. Pazartesi günü saat 20:00'da orayı dolduran 15.000 kadar taraftara sonsuz teşekkürler ! Artık tek yapabileceğimiz şey oturup izlemek heralde. Söylenecek söz kalmadı. Bu kadar beraberliğe yatan, saldırmayan Karabük'e bile düzgün atak yapamıyorsak haftaya Buca maçında mı yapacağız bu atakları ?

Şu global futbol anlayışını da bu takıma kim getirdi bilmiyorum. Daha defanstan orta sahaya havadan top atamazken yapılan üçgen paslar adamı çıldırttı resmen. O paslar bir kere bile üçgen çizemedi nedense. Hep bir kenarında topu kaptırdık. Takımda hiçbir sistem yok. Defanstan topu alan ileriye vuruyor. Hava toplarında felaket zayıftık bu maç. Hava topu aldığımız iki ya da üç pozisyon hatırlıyorum ben. Onlarda kornerden gelen Okan'ın vurduğu kafalar. Sonuç ne olacak bilmiyoruz fakat yokuşa yaklaştık. Umuyorum ki Bucaspor maçında o yokuşa girmeyiz.

29 Mart 2010 Pazartesi

Karşıyaka - Karabükspor : 0-0 [ ÖZET ]

28 Mart 2010 Pazar

Özlemiştik

Bütün yıl takımı çok yalnız bırakmıştık. Keşke bu desteği daha önceden verseydik diyesi geliyor insanın. Yeri geldi kötü gidişe karşı tepkimizi de gösterdik. Yeri geldi kötü gidişe rağmen sürekli destek verdik. Dün oynanan karşılaşma takımla taraftarın bütünleşmesinin bir eseridir. Hala korkulu rüya görüyoruz ama işin ilginç tarafı çok az da olsa play off'a kalma ihtimalimiz var. Her zaman dediğimiz gibi ; Kanseryaka İş Başında !!!

Önceden söylediğim gibi camia içinde voleybol düşsün , bunlar bize yük söylemleri ve düşünceleri var. Voleybol kapanacaksa , basketbol da kapatılsın. Karşıyaka'nın bir Spor Kulübü olduğunu unutup sadece futbola odaklanan renkdaşlarımıza sadece bunu söylüyorum.

Neyse gelelim dünkü güzelliklere. Aileler , gençler , eski voleybolcularımızdan bazıları tribünlerde yerini almıştı. Salon 5 bin kişilik olunca 1500 - 2000 arasındaki taraftar gözlere çok fazla gelmiyor ama voleybol için gayet geçerli bir rakam. Biz pek rahat bir takım hiçbir zaman olamayız. Hiçbir branşta şöyle rahatça maçı bitirmişliğimiz yoktur. Aynen yine maç giderken taraftarın sahaya olumlu etkisiyle kızlarımız da maçı bırakmadı. Tribünler coştukça Ereğli Bld. oyuncularının bazılarının baskıyı kaldıramaması ile 3 puanı hanemize yazdırdık.

Benim gibi voleyboldan nefret eden bir dünya kişi vardır. Yazın sadece plajda vakit geçirmeye oynadığım bir oyunken Karşıyaka sayesinde kurallarını dahi öğrendiğimiz bir oyun. Maç sonu birçok kişiden " Ya keşke önceden gelseydik. Hem takıma destek hem de baya zevkliymiş. Ben bile voleybolu öğrenmeye başladım :)) " sözlerini duymak ayrı bir güzellikti. Karşıyaka adama voleybolu da öğretir. Aynen basketbolu öğretip , bütün basketbol duayenleri tarafından ülkenin en bilgili basketbol taraftarı olarak nitelendirildiği gibi. Hiç mütevazi olmayacağım. Gerçekten Karşıyakalılar olarak basketboldan gayet iyi anlıyoruz. Voleybol şubemiz azcık atılım gerçekleştirse bu tribünden gazetelere dahi gayet geçerli makaleler yazabilecek kapasitede bir kitle var.

Yalnız daha korkulu rüya bitmedi. Hem deplasmanda oynayacağımız maç hem de diğer maçların sonuçlarına göre ligdeki durumumuz belli olacak. Düşmeyi aklımızın ucundan bile geçirmiyoruz ama ya şapkadan tavşan çıkarıp play off'lara kalırsak ? İşte o zaman voleybolun güzelliğini yeni yeni görmüş olan birçok taraftarımız için sezon daha yeni başlamış olacak. Umarım o mucize gerçekleşir.

26 Mart 2010 Cuma

Voleybol Neymiş Ki !

 Hadi bakalım dananın kuyruğunun koptuğu noktaya geldik. Bütün yıl yalnız bırakılmasın diye bas bas bağırdığımız voleybol takımımız kümede kalma mücadelesinde son şanslarını kullanıyor. Cumartesi 16.30 . Yer ; Karşıyaka Arena . Yarın gezme programınızın arasına sadece futbol değil de Spor Kulübü diye övündüğümüz Karşıyakamızın kızlarını bu zor günlerinde desteğe gelirseniz seviniriz. Arma orda , Mücadele orda . Yönetimimizin yalnız bıraktığı şubemizi bari taraftarlar olarak bizler yalnız bırakmayalım ( Lafım şu zamana kadar desteğini esirgememiş azınlığa değildir )

Gönül bu haksızlığa razı olmadığı için yazımı biraz daha uzatıyorum. Voleybol şubesinin düşmesini ve kalan paranın futbola aktarılması taraftarıysanız çağrımız sizlere değil. Hani bu yazıyı okuyarak vakit kaybetmeyin. Takımın daha da perişan olmasını isteyenler mümkünse deplasman tribününe bile geçebilirler. Her zaman farklıyız çünkü Karşıyakalıyız diyoruz. Elalem de dışardan Karşıyaka'nın duruşunu , havasını , taraftarını hep imrenerek anlatıyor ama SPOR KULÜBÜ kimliğimizi de kaybedeceksek milletten bir farkımız kalmıyor. Ana yönetim 2 senedir zaten voleybol şubesine yapmadığını bırakmadı. Plan işliyor. Kazara takım ligde kalırsa , voleybol şube kapatılsın ya da bu kadar perişan ettik yetmedi. Daha da küçültülsün planları suya düşecek. Zaten takımı küçülte küçülte Avrupa kupalarından 2. lige doğru yol verdiler. Karşıyaka bir futbol takımından ibaret değildir. 17 branşta mücadele ettiğimiz zamanlarla övünmemiz geride kaldı. Bari eldekileri de harcatmayalım.
Futbol şubesi voleybolun parasıyla kurtulmaz. Sürekli hoca gönderip , tazminat ödemek zorunda kalınca voleybolun parası malesef çerez parası gibi kalıyor. Oldu olacak basketbolu da kapatalım ! ! ! Ancak öyle bir şeyleri denkleştirebiliriz. Şube kapatmayı bazılarınız dillendiremiyor olabilirsiniz ama eldeki parayı akılcı yönetim ilkesini hayata geçirsek , daha iyi olmaz mı ? Kaynak yaratmak ; Avrupa kupalarına katılan takımın önünü kesmek ve 2 senede alt kümeye gidişine göz yummak olmamalıdır.

Karabük Maçı Bilet Fiyatları

Zorlu Karabükspor maçının bilet fiyatları açıklandı ve beklenen oldu. Açık tribün 1 tl., kapalı tribün ise 5 tl. den satışa sunulacak. Kartalspor maçında olduğu gibi tribünleri tıklım tıklım doldurarak takımımızı sonuna kadar desteklememiz gerekiyor.

Ayrıca yarın saat 14.30'da Osmanbey Parkı'nda taraftar toplantısı gerçekleştirilecek. Çarşı Grubu'nın yaptığı açıklama şu şekilde;

Karabük maçı Ve Voleybol Maçı Öncesi Önemli Taraftar Toplantısı Cumartesi saat 14.30 da Osmanbey Parkında hafta sonu yapılacak çok önemli karşılaşmalar öncesi toplantı yapılacaktır. Maçların önemini herkes biliyor. Voleybol maçı belkide Voleybol takımımızın kuruluşundan beri çıkacağı en önemli karşılaşma. 2 farklı set üstünlüğü ile almak zorundayız ligde kalmak için. Futbolda ise son 7 haftaya girdik. Bütün emeklerimizin sonucunu göreceğimiz 7 hafta. Takımlarımızın yanında olmalıyız ve etrafımızdaki herkesi orada olmaları adına örgütlemeleyiz. Bu konularda abilerimiz konuşma yapacak.

Toplantı saati :Cumartesi saat 14.30 da Osmanbey Parkı


Karşıyaka Çarşı Grubu

25 Mart 2010 Perşembe

Fazla Söze Gerek Yok


Yeni hocamız Erdoğan Arıca.
Hayırlı olsun...

23 Mart 2010 Salı

Var Mı Ötesi ?

ÇARŞI'nın tesislere astığı pankart muhteşem bir pankart. Bu pankartın ötesi yoktur artık. Futbolcuların her koşuşlarında, her şut çekişlerinde gözlerinin içine girecek bir pankart olmuş. Karşıyaka Çarşı bu pankartla ilgili şöyle bir yazı yazmış. İçinde çok güzel fotoğraflar var. Bugün yapılan idman ziyareti anlatılıyor. Umuyoruz ki lig sonunda bu pankartı futbolcularımız indirirler ve görevlerini yerine getirmiş olurlar. Ben yine yorum yapmak istemiyorum herşeyi bir sonraki futbol maçında oynanacak futbol gösterecektir zaten. Umuyoruz bunca emek boşa çıkmaz bu sefer.

Özhan Canaydın Hayatını Kaybetti


Ailesinin, tüm sevenlerinin ve Galatasaray camiasının başı sağolsun...
Ruhun şad, mekanın cennet olsun Özhan Başkan...

Ezel'de Kaf Kaf

 Atv'de oynanan Ezel adlı dizide bu bölüm Karagümrük duvarları gösterildi. 
Karagümrük duvarlarında ne yazar sizce ?
KSK ÇARŞI ve 1926 / 1912

22 Mart 2010 Pazartesi

İşler Çok Karıştı

Haftasonları sevinmeyi unuttuk neredeyse. Bir sevinip bir üzülmekten, bir ümitlenip bir yıkılmaktan, bir hayaller kurup bir rüyadan uyanmaktan bıktık usandık artık. Sezon başından beri yaşadıklarımızın kısa bir özeti aslında bu. Ve maalesef gün geçtikçe daha büyük bir kaosun içine sürükleniyoruz. Kulüpte tam anlamıyla bir başı boşluk hakim olmaya başladı. Mağlubiyetler sanki alışılmış, kimsenin yadırgamadığı bir sonuç olmaya başladı.

Voleybolda küme düşmenin eşiğine geldik ve düştüğümüz takdirde önümüzdeki yıl şubenin kapatılacağı konuşuluyor, bir avuç insan dışında kimsenin zerre kadar umrunda değil.

Basketbolda yıllardır kısıtlı bütçe, altyapı, geleceğin takımı masallarıyla uyutuluyoruz, bakıyorum kimsenin bu uykudan uyanmaya niyeti yok. Ne bir planlama ne de başka bir şey. Allaha emanet gidiyoruz, nasıl olsa ligin gediklisiyiz ya en kötü düşmeyiz, play off yaparsak seviniriz. Play off'a kalmayı başarı olarak kabul ediyoruz yıllardır ve bunu bir adım öteye götürmek için tek adım atmıyoruz maalesef. Bu bütçelerle olmaz diye bir şeyi ben kabul etmiyorum artık. Alt yapıdan adam yetiştireceksek ve bu takım gerçek anlamda bir yapılanma yaşayıp geleceğin takımı kurulacaksa bir iki sezon kümede kalmaya oynayalım ben razıyım. Günlerdir basketbola olan ilgisizliği konuşuyoruz sağda solda. Bir kaç büyük maç dışında salon eskisi kadar dolu değil maalesef ve eski heyecan belli ki kayboluyor yavaş yavaş. Seyircinin maça ilgi göstermemesinin temel nedeni yukarıda yazdıklarım olabilir mi acaba? Bir düşünsünler bakalım sayın yöneticilerimiz. Karşıyaka küçük hedeflerin takımı olamaz, olmamalıdır ve play off'lar için ligi 6, 7 yada 8. bitirmek artık Karşıyaka'nın önünde bir hedef olmamalıdır. Yukarıda bahsettiğim planlama acil şekilde yapılmadığı ve aynı zihniyetle yola devam edildiği takdirde basketbol şubesinin sonuda voleybol şubesi gibi olacaktır yıllar içinde. Heyecan kaybedilirse, rekabet gücü kalmaz...

Futbolda geçen sezon play off son maçında Kasımpaşa'ya elenip Süper Lig kapısından dönmemiz tarihi bir fırsatı kaçırmamıza sebep oldu. Açık konuşmak gerekirse bu sene yaşadıklarımızın temeli de o maçın bitiş düdüğüyle birlikte atıldı. Reha Kapsal'ı ve takıma monte ettiği sistemi o kadar gözümüzde büyüttük ki, geçen seneden daha iyi bir kadro kurduğumuzda elimizi kolumuzu sallaya sallaya Süper Lig'e çıkacağımızı düşündük. Çok güzel bir kadro kurduk, geçen yıla göre alternatifleri daha fazla olan bir takım olduk ama oyun sistemimiz bu kadroya o kadar ters geldi ki, alınan sonuçlar ve yaşanan olaylar Reha Kapsal'ın gönderilmesine kadar uzandı. Tam bu noktada hiç yaşamamız gereken disiplinsizlik sorunu da ortaya çıktı. Futbolcuların takındığı anlaşılmaz tavır, Reha Kapsal'dan sonra göreve gelen Ümit Turmuş'un da (tabirimi mazur görün) başını yedi. Artık hocalara değil, futbolcuların keyiflerine göre hareket eden bir takımız ve belli ki bu şekilde devam edeceğiz sene sonuna kadar. Üzülerek söylüyorum bu şekilde devam ettiğimiz takdirde stadda son Kartalspor maçındaki gibi 12.000 değil, 112.000 kişi de olsak play off'lara kalmamız imkansız. Umarım ben yanılırım ancak görünen köy de klavuz istemiyor. Sezon içinde 2 hoca gönderip play off'a kalan yada süper lige çıkan başka bir takım oldu mu yakın zamanda bilmiyorum. Olur da başarırsak bir ilke imza atmış olacağız sanırım.

Kulübün içinde bulunduğu durum ben baktığımda böyle görünüyor. Tam anlamıyla kaosu yaşıyoruz ve görünen o ki mayıs ayındaki kongreye kadar bu şekilde yaşamaya devam edeceğiz. Kendimizi en kötüsüne alıştırmamız şart, zira her hafta daha da kötüye gitmeye başladı. Yeni yönetime kimler gelir bilmiyorum ama göreve gelir gelmez yapılması gereken o kadar çok şey var ki, Allah güç, kuvvet ve sabır versin yeni seçilecek başkanımıza. Umarım gelir gelmez her şube için uzun vadeli ve gerçekçi bir plan program yapar ve hiç bir dış etkenin bu plan programı bozmasına müsade etmez.

Fazla kötümser bir yazı olduğunun farkındayım haftanın ilk günü, ama o kadar berbat bir pazar geçirdik ki futbol takımımız sayesinde daha iyimserini yazamadım. Bu takım süper lige çıksın, ben yanılayım ve bu yazdıklarım için bütün futbolculardan, bütün sporculardan özür dileyeyim ben razıyım. Ama olur da çıkmazsak, onlar bizlerden nasıl özür dileyecekler çok merak ediyorum.

21 Mart 2010 Pazar

Orduspor - Karşıyaka : 1-0 [ ÖZET ]

Söylesem Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil

Böyle maçlardan sonra binlerce yazacak şey var aslında ama el gitmiyor bir türlü klavyeye. Biliyorum ki blogda beraberce yazdığımız denizkent ve Anıl için de geçerli aynı şeyler. Şu satırlara Karşıyaka mağlubiyetini yazmak gerçekten çok moral bozucu. Bugün bu iş bana düştü...

Deplasmanda Orduspor'a 1-0 mağlup olduk. Puan cetvelinin hali hiç iç açıcı değil, zira takipçilerimizle aramızda yalnızca 1 puanlık bir fark kaldı. Güle oynaya ilk ikiden çıkmamız gereken bir sezonda bu durumlara düştük maalesef. Eleştirecek, sinirlenecek, üzülecek o kadar fazla şey var ki, nereden başlamak gerektiğini bilmiyorum. En iyisi o konulara hiç girmemek. Kim kimin ne oranda kabahatli olduğunu çok ama çok iyi biliyor.

Koskoca bir sezon daha ellerimizin arasından kayıp gidiyor ve maalesef bu kutsal formayı giyme şerefine erişmiş futbolcularımızın vurdum duymazlığı da tam gaz devam ediyor. Yazık, gerçekten çok yazık...

Pınar Karşıyaka 96 – 71 Tofaş

Dün akşam Arena'da konuk ettiğimiz Tofaş'ı tam 25 sayı fark ile mağlup ettik. Uzun süre sonra ilk defa bu kadar rahat maç izlediğimi hatırlıyorum ben. Maçta unutulmazlar arasına girecek bir kişi varsa oda Andre olmuştur. 26 dakika süre alan andre 27 sayı atarak maçın en iyisi oldu benim gözümde. Wesson çok iyi bir oyuncu evet fakat şu pota altından kaçırdığı şutlar insanı öldürecek cinsten. Birkan Batuk serbest atış yüzdesini biraz daha yukarı çekmeli. Furkan'a zaten diyecek birşey yok. Furkan bana göre geleceğin NBA oyuncuları arasında bile yer alabilir kendini geliştirirse. Onur Calban ilk sayısını bu maçta buldu. 1993 doğumlu olan genç oyuncumuz sadece 47 saniyede 2 blok 2 rebound ve 2 sayı bularak 47 saniyelik güzel bir performans sergilemiş oldu. Başarılarının devamını diliyoruz..

Maçın istatistikleri için tıklayınız..

20 Mart 2010 Cumartesi

Haydi Salona

Basketbol takımımız play off yolunda son derece kritik bir maça çıkıyor bugün. Saat 18.00'da ARENA'da TOFAŞ'ı konuk edeceğiz. Bu maç öncesi ligde 11 galibiyet ile 8.sırada yer alıyoruz. Rakibimiz ise 10 galibiyetle 2 sıra arkamızda. Son 4 maçta aldığı seri mağlubiyetlerle play off yolunda büyük yara alan ekibimize gerekli desteği, bugün ARENA'yı tıklım tıklım doldurarak vermeliyiz.

Saat 18.00
Yer: ARENA

Rakip: TOFAŞ


KAZANALIM ARTIK !!!

19 Mart 2010 Cuma

Bülent Zeren Sesleri

Akif Ersezgin'in istifasından sonra geçici bir süre için başkanlık koltuğuna Coşkun Keskiner oturdu. Mayıs ayındaki kongre öncesinde dengelerin nasıl değişeceği büyük merak konusu. Çok kritik virajlardan geçtiğimiz şu günlerde alacağımız sonuçlar seçimleri de büyük oranda etkileyecek gibi görünüyor. Bugün pek çok gazetede Bülent Zeren isminin ön plana çıktığı uzun uzadıya yazılmış çizilmiş. Pek çok Karşıyakalı'nın gönlünden geçen ilk isimlerden birisi şüphesiz sayın Dr.Bülent Zeren.

Bugün Milliyet gazetesindeki açıklamalara baktığımızda başkan adayı olacağına dair ufak sinyaller almak mümkün. Görünen o ki Zeren'in adaylığı için en kritik nokta Selçuk Yaşar'ın takınacağı tavır. Belediye başkanı Cevat Durak'ın Bülent Zeren'in adaylığını açıkça desteklediği biliniyor.

Karşıyaka Spor Kulübü'ne pek çok emeği geçmiş bir isim Bülent Zeren. Mevcut ortama baktığımızda bütün camiayı tabiri caiz ise tek bir çatı altında toplayabilecek yegane isimlerden biri. Başarılarla dolu mesleki kariyeri onu hem tıp dünyasında hem de spor camiasında seçkin isimlerden biri olarak karşımıza çıkarıyor.

Önümüzdeki günler neler getirir bilinmez ancak yukarıda da vurguladığım gibi mevcut durumda bu işi layıkıyla yerine getirebilecek ve kulübümüzün son zamanlarda yitirmeye başladığı prestiji gerek icraatları gerekse duruşuyla yeniden kazanmasını sağlayacak ilk isimdir kanımca Bülent Zeren. Umarım kendisi de adaylık kararını açıklayıp benim ve benim gibi düşünen pek çok Karşıyakalı'nın bu beklentisini boşa çıkarmamış olur.

Acil Şifalar Ateş Özerk

Basketbol Şubesi'nin efsane isimlerindendir Ateş Özerk. Kazandığımız kupalarla lige damgamızı vurduğumuz yıllarda bu takıma kattıkları ile Karşıyaka tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir isimdir. Bugün öğrendik ki geçirdiği rahatsızlık sonucu Alsancak Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınmış. Anlayamazsınız ekibi olarak kendisine acil şifalar diliyoruz. Bir an önce iyileşip daha nice şampiyonluklarda aramızda olması en büyük dileğimiz.

fotoğraf: yeşilkırmızı

18 Mart 2010 Perşembe

Özgür Soylu'ya Vefa Gecesi (Tarih Değişikliği)

Daha önceden şu mesajımızda 31 Mart 2010 olarak duyurduğumuz Özgür Soylu'ya Vefa Gecesi'nin tarihi 7 Nisan 2010 olarak değiştirildi. Bilet fiyatlarında ve gecenin düzenleneceği yerde her hangi bir değişiklik yok.

Çanakkale, Şehitler Toprağı !

18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlu Olsun !
Çanakkale Şehitlerimiz, UNUTULMAYACAKSINIZ !
Harp şiddetlendi, yeniden saldırıyor gök, deniz..
Sağlar yetişmeyecek. ÖLÜLER ! DİRİLİNİZ !

Başka hangi milletin komutanı askerine,
Ölmeyi emreder savaşmak yerine
Aslında ölmek esarettir Türk askerine
Yaşamaksa destanlar yaratmaktır kaderine !

17 Mart 2010 Çarşamba

Son Modalar , Gözden Düşenler , ...

KSK gündeminde sürekli duymaya alışık olduğumuz , ara sıra parlayan tezahuratlar ,söylemler ya da modası geçmiş şeylere kafama takıldı.

Klasiklerimiz vardır bizim. Hadi bakalım birkaçını sıralayayım . Maçın daha ilk dakikası dolmamıştır ya da yeni dolmuştur ve tribünün illa bir köşesinde " Hala mı gol yok !!! ? diye söylenen birini bulabilirsiniz. Can çıkar , huy çıkmaz misali bu serzeniş bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Sonra bir başka klişe sözümüz ; " Şubeler özerk olsun." Haklıdır aslında bunu söyleyenler ama elden ne gelir ? Sistemi değiştirmek o kadar kolay bir şey değildir. Klasiklerden bir başkası ve en garibime gideni ise ( garibime gideni diyorum çünkü başka salonlarda çok basketbol müsabakası izledim ama orda hep ahh,kaçtı smaç sesleri yükseliyor ) bir oyuncumuz smaça kalkıp sayıyı kaçırınca tüm salondan çıkan hasss... sesi. Bir sözcük ancak bu kadar yankılanır birader. Gerçekten ilginç ama istemdışı olarak salondan bu ses yükseliyor. 80 bin kişilik derbiyi ve Bandırma'ya gidilişi, o maçlardaki muhabbetleri o dönemde daha portakalda vitamin olan bizlerin hayranlıkla dinlememiz. Bir de nur topu gibi köstebeğimiz var.

Şimdi gelelim son modalara ; Ersezgin istifa ( bu gerçekleşti) , en acı olanı ise ; Herkese nasip olmaz bu büyük forma tezahuratı. İlk önce geçen hafta düşme potasındaki voleybol takımımız için söyledik. Ardından Kartal maçında galibiyet için çabalamayan futbol takımımız ve en son da basketbol takımımız için salonda söylendi. İnsanın içi acıyor takımını fırsatları teperken ve bu sözler ağızlardan dökülüveriyor. Bu seneki alışkanlıklarımızdan biri de hoca değiştirmek. Futbol ve voleybolda bu misyonu tamamladık. Futbolda yeni hoca bulunana kadar takımı emanet ettiğimiz Nihat hocamızı da sayarsak 4. teknik direktörle çalışmış olacağız ama daha erken lig bitmedi. 5'e kadar yolu var. Özgen bu konuda 5+ diye bahis yaptı diyorlar. 1'e kaç veriyordu Özgen ?

Bu köstebek olayı aklıma takıldı. Ya kardeşim bir de gidiyorsun bilgiyi izmirgücü diye bir siteye aktarıyorsun. Önceki yazılarımdan birinde İzvak'taki amcaların İzmir sporuna ne derece yararlı olduklarından bahsetmiştim. İşleri , güçleri Alsancak stadı ve buna benzer değerli yerler satılsın oralara alışveriş merkezi , lüks konut dikilsin. 2-3 haber spor haberi ki o spor haberlerinin altına da yorumları öyle bir açıyorlar , sırf millet de yorumlarda atışıyor. 2-3 spor haberinden sonra temcit pilavı gibi ısıtılan Alsancak stadının arazisi. O tarihi staddan nemalancak kim varsa diye başlayan cümleler kurmak istiyorum. İzvak ve yararlarına başka bir yazımda geri dönerim.

Gözden düşenlere gelelim. Bir zamanlar sürekli söylediğimiz ; Samanlıktan kaldıramadım samanı da Zühtü. Ne güzeldi yaa. Bunun neresi güzel birader diyen bizden olmayan arkadaşları duyar gibiyim. Anlatılmaz yaşanır. O an rakibe küfür yağdırmak yerine , böyle bir türküyü salonda söylemek , makara yaparak galibiyeti kutlamak , karşındakini umursamamak ayrı bir duygu. Böyle oynayın canımızı verelim. Ne yazık ki bunu birkaç hafta önce söylemiş olsak da karşımızda hak eden bir kitle olmadığı için anlamını yitirdi ve yerini "herkese nasip olmaz bu büyük forma"ya bıraktı. Rakiplerimizin bizleri Göztepe'ye tezahurat yaparak kızdırmaya çalışmaları. Bu konuda gerçekten yıllardır takmamazlık var. Eskiden olsa rakip tribün göz göz diye bağırsa ortalık karışırdı. Son yıllarda sadece alkışlıyoruz. Karşımızdakilerde ne olduklarını şaşırıyor ve bir anda bağırsak mı yoksa kessek mi diye ikilemde kalmalarını , kısacası o andaki afallamalarını görmek ayrı bir güzellik. Özet olarak göztepe deseniz de sizi takmıyoruz.

Elbet örnekler çoğaltılabilir. Lütfen atladığım bize has özelliklerimizi yorumlarınızla göndermekten çekinmeyin. Daha ne bomba konular çıkar da kulüp adamda heves , neşe bırakmayınca şimdilik ancak bu kadarı aklıma geldi.

16 Mart 2010 Salı

Akif Ersezgin İstifa Etti ! ! !


Kaf Sin Kaf'ımızın başkanlık görevinde 3 yılı geçik süredir bulunan , Akif Ersezgin birkaç saat önce istifa etti. Bizler kulübümüze emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Akif Ersezgin'in hataları var mıydı ? Kesinlikle vardı. Hep onu elinde dosyaları ile biliriz. Şahsi görüşüm yöneticilik ve idarecilikten gayet iyi anlıyor ama spor idareciliğinde noksanlarının bulunması en büyük dezavantajımızdı.

Kulübümüze başkan olduğu zaman , malesef kendisinin de dediği gibi başkan olcak kimseyi bulamıyorduk. Cevat Durak ve Selçuk Yaşar'ın onayıyla bu göreve layık görüldü. Geldiğinde mali açıdan pek parlak günler geçirmiyorduk. Şu anda da durumumuz iyi değil. Bunda elbet yönetimin teknik direktörleri kovarken ödemek zorunda kaldığımız ücretlerin hanemize eksi olarak eklenmesinin de büyük payı var. Hep kemer sıktık ama tazminatları da teknik direktör sözleşmelerine keşke daha profesyonelce ekleseydi eski başkanımız.

Bir yandan kemer sıktık , bir yandan bu tarz saçma idareci hatalarıyla borç yükümüz katlandı. Hep geçmiş dönem borçlarını ödedik ve o anki oyuncularımıza paralarını ödeyemediğimizden takımlarımızda hep huzursuzluk diz boyuydu. Bir hocaya sınırsız yetki verdi , bir başkasına ise fazla karıştı. Spor idareciliğinde de bir ortasını bulamadı.

Kulübün kasasından sokaktaki gevrekçiden bile alınan gevreğin parasının hesabının sormasını , kayıt altına aldırmasını mali disiplin açısından ne derece isabetli bulduysak , spor idareciliği ve camianın dinamiklerine , hassasiyetlerine olan umursamazlığı da her zaman kulüpte soğuk rüzgarlar estirdi.

Günahıyla , sevabıyla bir başkan daha gitti.

Tek korkumuz hayal satan palavracılar gelip , çifte naylon faturalarla zaten az olan paralarımız uçmasın. Zamanında bir basketçiye parasını ödeyip , ödendi makbuzunu ibraz etmeyen yöneticiler yüzünden cebimizden iki kere para çıkmasın. Uçmasın Karşıyakamızın paraları ve camiayı toplayacak , birlik ,bütünlüğü sağlayacak bir başkanı yine bir başka çalkantılı dönemimizde başımızda görmek istiyoruz.

Buna Hakkınız Yok

Karşıyaka forması kutsaldır ve bu formayı giyme şerefine erişen her sporcu bu formanın hakkını vermek zorundadır. Kaybetmek rekabetin doğasında olan bir sonuç ve kabul edilebilinir. Ancak mücadele etmeden kaybetmek akıllara işin içinde kasıt olup olmadığı sorusunu getirir. Ve bu soru maalesef son Kartalspor mağlubiyetinden sonra akıllara daha çok gelmeye başladı. Maddi anlamda yaşanan sorunlara sahadaki futbolcular adeta mücedele etmeden tepki göstermeye başladı. Bir Karşıyakalı olarak futbolcuların takındıkları bu tavrı kınıyorum.

Bu takımda maddi sorun yaşanabilir, primler yatmamış yada ödemeler gecikmiş olabilir ancak birazcık mantıklı olmakta fayda var. Bu takımın adeta elinin tersiyle ittirdiği Süper Lig'e çıktığımızda zannediliyor mu ki içeride alacağı kalan bir futbolcu olacak? TSL'de oynamakla Bank Asya'da oynamak arasındaki farkı idrak edemeyen birisi ancak bu şekilde düşünür. Ayıptır, yazıktır, utanç vericidir...

Sezon başında rakibimiz olarak dahi görmediğimiz, ilk maçta güle oynaya yendiğimiz Bucaspor gümbür gümbür TSL'ye doğru giderken acaba herhangi bir maddi sorun yaşamadan güllük gülistanlık bir ortamda mı? Hiç mi bir futbolcunun alacağı yok takımdan yada geciken ödeme yok? Bizden en büyük farkları TSL'ye çıktıklarında elde edeceklerinin farkında olmaları. Biliyorlar ki, bir mucizeye imza atıp TSL'ye çıktıklarında gelirler kat be kat artacak ve tek kuruş paraları dahi kalmayacak içeride. Ayrıca oyuncuların piyasaları genişleyecek ve daha yüksek ücretlere imza atma şansı yakalayacaklar. Normal şartlar altında 10 maç yapsak 9'unu rahat rahat kazanacağımız rakibimiz en yakın takipçisinin 7 puan önünde 2.sıradayken, Karşıyaka forması altında yokları oynayanlar birazcık olsun bu ibret tablosundan ders çıkardılar mı merak ediyorum.

Bütün suç tabi ki sadece futbolculara ait değil. Bütün bu olan biteni tiyatroda temsil izler gibi izleyen sayın başkan ve yönetimimiz bütün memlekete "bir takım süper lige nasıl çıkarılmaz"ın en güzel örneğini sergilemeye devam ediyorlar. Sezon içinde 2 teknik direktör gönderip, bütün planları alt üst edenler takımın bu halde olmasının en büyük sorumlusudur ve bu sorumluluğu üstlenip mayıs ayında bu görevlerini bırakmalıdırlar.

10.000 seyirci önünde alınan Kartalspor mağlubiyetinin hiç bir mantıklı açıklaması yoktur. Stadyumdaki 10.000 kişiyi, orada olamayan 10.000'lerce Karşıyaka sevdalısını bu denli üzmeye, bu denli hayal kırıklığına uğratmaya kimsenin hakkı yoktur. Kişiler Karşıyaka'dan büyük olmadıklarının farkına bir an önce varmalı ve üstlendikleri görevleri gerek saha içinde gerekse saha dışında layıkıyla yerine getirmelidirler.

15 Mart 2010 Pazartesi

Yeni Arayüzümüz

Uzun zamandır aynı arayüzle devam ediyorduk. Site açıldığından beri sade bir arayüzümüz vardı. O zamanlar işlerimizi görüyordu. Fakat işler büyüdükçe tema bizi karşılayamaz oldu. Bir renk değişimi yapmak için birsürü kod değiştirmemiz gerekiyordu. Bizde bu temaya geçelim dedik. Süper kullanışlı bir tema. Özellikleri sayesinde herşeyi panelden tek tık ile halledebiliyoruz. Dış görünüşüde diğer temaya göre biraz daha hoş tabi. Temanın bazı yerlerini geliştirmeye devam edeceğiz fakat büyük kısmı böyle olacak. Tema hakkındaki önerilerinizi yorumlarsanız bizde ona göre hareket edebiliriz.

Blogumuz için hayırlı olması dileğiyle..

14 Mart 2010 Pazar

Tek Suçlu Yönetim mi ?

Bir blogda iki farklı fikir olur mu demeyin. Bizde olur. Aslında farklı fikir değil ama yönetimin hatalı olmasının yanı sıra , sahada gezinen ruhsuzlar ordusu da bıkkınlık verdi. Eğer ki bu maçın primleri 10 bin lira olsaydı acaba skor ne olurdu !!!

Ne kadar ekmek , o kadar köfte birader diyenler olabilir. Buca'daki ekmek - köfte ikilisi bizden kesinlikle farklı değil ama başkalarının oyuncusu istedi mi oynuyor.

Bu akşam arkadaşlarla yenilginin verdiği moral bozukluğuyla salak salak oturup içerken şunu söyledim ; Geçen yıl paralı takım Manisa idi. Bu sene Karabük. Geçen sene parasız ama oyuncuları özveriyle oynayıp savaşan takım Diyarbakır , bu sene Buca. Son çıkan takım zaten baraj maçlarında her şey olabilir ve Kasımpaşa oldu.

Karabüklü oyuncuların beyanatlarına biraz göz gezdirin. Pazartesi günü hesaplarında paralarını görmenin verdiği mutluluk ve geçen seneki Manisa durumu. Diyarbakır'ın çıkmasını siyasiler de istedi diyebilirsiniz ama geçen sene hepimiz o futbolcuların nasıl sahada çatır çatır top oynadığını gördük. Velhasıl o adamlar akıllı oyuncular. Sonuçta takımı çıkardılar. Hem kendi piyasalarını yaptılar hem de süper ligden gelen paraya temlik koyarak da olsa hak edişlerini alıyorlar. Kısacası her iki taraf da kazanıyor. Buca bu sezon o kadar maddi imkansızlıklara rağmen Diyarbakırlı futbolcuların gösterdiği özveriyi gösteriyor. Süper lige çıkarsalar paralarını almaları garanti. Transferde önleri açık. Eğer akılları varsa birkaç ay daha dişlerini sıkarlar.

Bizler tabii ki KSK'de çalışan herkesin emeğinin karşılığını gecikmeden almasını diliyoruz. Her zaman da bu görüşteyiz ama prim artınca oynayan , başka zaman sahada gezinen futbolcu hem kendini yakar hem de bu camiayı. Sezon biter , kulübü federasyona şikayet eder ve bir başka takıma transfer olursunuz ama şu ligde kimse bizden mali olarak çok iyi durumda değil. Her sene mali açından durumu iyi olan tek takım oluyor ama ya o takıma transfer olamazsanız ?

Artık şunu fark edin ; 1.ligde malesef tüm takımlar ekonomik olarak bitik. Kime gitseniz paranızı bu ekonomik kriz döneminde gününde zor alacaksınız. Takım oyunu oynayıp , kendinize oynamayıp , kariyerinizde başarıya koşmak varken neden prim az olduğunda küskünler sürüsünü sahada görüyoruz ?

Biliyoruz ki hiç biriniz tribündeki bizler gibi Karşıyaka sevdalısı değilsiniz. Sonuçta profesyonel futbolcusunuz ve para her zaman ön planda ama içinde bulunduğunuz ligin şartlarını daha iyi analiz ederseniz hem sizler kazanırsınız hem de camialar.

Böyle oynayın canımızı verelim tezahuratını lafta değil yüreğiyle söyleyen bir taraftarın önünde sahaya çıkıyorsunuz. Umarım bunun farkındasınızdır.

Kartalspor Yenilgisi

 Böyle bir mağlubiyeti kimse beklemiyordu. Deplasmanda daha galibiyeti bulunmayan Kartalspor'a evimizde yenilmemiz gerçekten büyük bir başarı bu klüp adına. Hemde Adanaspor, Altay, Konyaspor gibi rakiplerimizin hepsi mağlup olmuşken bizimde yenilmemiz gerçekten başarı. Bu kadar kötü futbol oynayan, bu kadar ruhsuz futbol oynayan kişiler kimin yüzünden böyle oldu ? Aslında bu sorunun cevabını maç sonu ÇARŞI grubumuz " Akif Ersezgin bu senin eserin " ve " Ersezgin istifa ! " sesleriyle söyledi bize belkide. Reha Kapsal'ı gönderen, Ümit Turmuş'u gönderen bu yönetim bakalım şimdi istifa seslerine ne karşılık verecek ? Kimine göre haklı, kimine göre haksız yönetim fakat bu takım ile bu ruhsuzluk ile hiçbiryere gelemeyeceğimizin herkes farkında. Tribünler tıklım tıklım dolu olmasına rağmen en ufak bir pası bile veremeyen, en kritik anda tüm nefesimizi tuttuğumuz serbest atışı orta açayım derken taca yollayan bu takım ile hiçbirşey olmaz.
Bugün Karşıyaka takımı çok saldırgandı. Özellikle Serkan kırmızı kart yemek için oyunu çok fazla zorladı. Her pozisyona itiraz ettiği gibi rakip takım oyuncusuna çok sert davrandı. Ha vurdu ha vuracak derken maç bitti zaten. Serkan'ında haklı olduğu noktalar vardı tabi. Bir aut'u 10 saniyeden uzun sürede kullanan, Kafa topuna çıkıp ayağını tutarak sakatlanmış numarası yapan tedaviciler geldiği anda ayağa kalkan, taç atışlarını kullanacakken sanki penaltı kullanıyormuş gibi hazırlanan bir Kartalspor vardı karşımızda. Çok boş yere, muhteşem yere kaçırdığımız bir 3 puan var. Bunun telafisi nasıl olur bilinmez. Haftaya zor bir Orduspor deplasmanı bekliyor bizi. Şu dakikadan itibaren gözler yarın olacak maçta. Eğer Bucaspor kaybederse en azından ilk 6'da herkes mağlubiyet almış olacak. Fakat böyle birşey olursada biz kahrımızdan ölürüz sanırım. 

Ayrıca maç sonu sanki mağlubiyetin üstünü örtmeye çalışan ve " Kavga çıkarırsam, Karşıyaka için savaşıyor derler beni severler " anlayışıyla hareket eden Kıvanç'ın hareketleri hiç hoş değildi. Durduk yere maç sonu bir arbede yaşandı. Umarız ceza olayları olmaz. Şu takım biraz tribünlere oynamak yerine futbol oynasa bu iş bu hafta biterdi. Akif Ersezgin olayıyla ilgili bir yazımı bu haftaiçinde yazmak istiyorum kısmet bakalım.

Twitter'da En Güncel Haberler

Geçen gün voleybol maçındaydık set skorlarını girecektik telefondan fakat sadece skor gözüksün istemedik haberde. Blog haberlerinde böyle sadece skorun yazması falan hoş durmuyor çünkü. O yüzden o sırada voleybol ile ilgili haberde yazamadık ve saniyelik güzel bir bilgi havada kaldı. Mesela yolda gidiyoruz bazı parklarda tribünümüzün tanınmış simaları oluyor hoş sohbetler dönüyor bunlardan haber vermek istiyoruz fakat sizde biliyorsunuz ki bunlar haber girilecek şeyler değil. Maçların içindeki ambianslar, takımın nasıl oynadığı, basketbol sonuçlarındaki değişiklikler, taraftarların neler yaptığı.. Kısacası Karşıyaka'nın ne yaptığını takip etmek istiyorsanız bizi buradan da takip edin !

Salonda Gülemedik

Voleybol ve basketbolda yaptığımız iki mücadeleden de elimiz boş döndük maalesef. Basketbol takımımız İstanbul'da Galatasaray Cafe Crown'a 88-71'lik skorla yenildi. Sayı dağılımı şu şekilde;

Pınar Karşıyaka (71): Corey Brewer 12 (2 ribaund- 1 asist), Birkan Batuk 8 (1 ribaund), Ryan Toolson 15 (4 ribaund- 2 asist), Furkan Aldemir 8 (8 ribaund- 2 asist), Valentin Pastal 2, Ray Wesson 12 (10 ribaund- 4 asist)

Maçla ilgili daha detaylı bilgi için şu yazıyı da okuyabilirsiniz. Maç sonrasında Hakan Demir'in yaptığı açıklamalarda hayli ilgi çekiciydi. Ajansspor'da yer alan açıklmasında şu cümleleri kullanıyor sayın Demir;

''Galatasaray Cafe Crown çok geniş ve derin bir kadroya sahip. Yabancıları bu ligin kalitesini yükselten oyuncular. Ne zaman, nasıl oynamaları gerektiğini bilen oyuncular. Galatasaray Cafe Crown ligde kalması gereken bir takım ve bunu hak ediyor''

Aldığımız mağlubiyetten sonra rakibe bu kadar methiyeler düzmenin bir manası olmadığı kanaatini taşıyorum. Galatasaray'ın ligde kalması sayın hocamızı neden bu kadar fazla ilgilendiriyor acaba? Cemal Nalga skandalından sonra federasyon tarafından yapılan büyük torpille ligde tutulan, daha sonra da mükafat gibi cezası hafifletilen bir takımın küme düşüp düşmemesi sayın Demir'i neden bu kadar alakadar ediyor? Açıklama yaparken biraz daha hassasiyet lütfen...

Voleybolda ise paraşütsüz şekilde düşmeye devam ediyoruz. Sahamızda oynadığımız Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom (bunların hepsi bir takım oluyor telaş etmeyin) maçında da 3-1'lik mağlubiyetle ayrılan bayan voleybolcularımız üzmeye devam ediyorlar. İlk kez küme düşme tehlikesiyle bu kadar ciddi şekilde karşı karşıyayız. Umarım kalan maçlarında gerektiği şekilde mücadele ederek bu takımı ligde tutacaklar. Maçla ilgili bilgiler şu şekilde;

Bugün üzüldük ama pazar günü sevinme sırası bizde olsun artık. Kartalspor'u yenelim ve Süper Lig yolunda bir büyük adım daha atalım...

13 Mart 2010 Cumartesi

Sıra Sizde Tüm Teknik Direktörler

Hepimizin sabırsızlıkla beklediği Kartal maçı yaklaşıyor. Şu maçı kayıpsız atlatalım ve ilk 2 yolunda kazaya uğramadan kaldığımız yerden devam edelim telaşındayız.

Yurdumun dört bir köşesindeki tribünlerde birazdan bahsedeceğim muhabbete denk gelmişsinizdir. Herkes potansiyel futbolcudur. Herkes potansiyel bir teknik direktördür. Mourinho halt etmiş tribünlerimizdeki hocalarımızın yanında. Ahh ulen ben olcaktım orda , nasıl çakardım şu topa ." ya da " Hocaaaaa çıkar Ahmet'i , sok kral Hasan'ı oyuna , bu adam sağda mı oynar be hocaaaa , yaktın takımı " Her şeyin en iyisini her zaman tribündekiler bilir. Sahadaki futbolcudan da iyi her zaman tribündeki potansiyel , gizli forvetlerimiz gelişine vurur.

Bu nedenle ki içinizdeki Mourinho'ları , Hiddink'leri , Rıdvan Dilmen'leri , Hüseyin Hamamcı'ları , Rıza Tuyuran'ları serbest bırakın

Tribünde hocaya bağıran ya da bağırmayan herkesin kafasından geçen 11'i bekliyoruz.

11 Mart 2010 Perşembe

Yanlış Bizdeymiş !

DİYARBAKIRSPOR Kulübünün, 06.03.2010 tarihinde oynanan DİYARBAKIRSPOR - BURSASPOR Turkcell Süper Lig futbol müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 3 RESMİ MÜSABAKAYI TARAFSIZ SAHADA SEYİRCİSİZ OYNAMA CEZASI ile cezalandırılmasına,


Aynı müsabakada DİYARBAKIRSPOR Kulübünün, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle takdiren 40.000.-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına,
Kabul ediyoruz. 2009 senesinde oynanan Play-Off final maçında sahaya girip futbolcuları yaralamayarak, askere saldırmayarak büyük yanlış yaptık. Meğer sizin dilinizde doğru denilen şey taşla futbolcu avına çıkmak, önüne çıkan tüm askerlerimize, polsilerimize vurmakmış. Yazık.. Kasımpaşa maçında sadece sahaya girmekten aldığımız 5 maç ve hasar ödeme para cezası ( ki hasar dediğimiz yüklü miktarda kırılan koltuklar az buz bir para değil ) bize iyi olmuş değil mi ? Yoksa Diyarbakır gibi sahayı taş yağmuruna tutsaydık, Otobüslerde bırakın taşla camı kırmayı, adamların kafasını falan kırsaydık 3 maç ve 40.000 TL para cezası alırdık ne güzel. Suçsuz olurduk eğer suçsuzluk dediğiniz şey buysa.

Hayır, ne Bursaspor bilirim ne Diyarbakırspor. Aralarındaki hiçbir husumettende haberim yoktur, olsada bırakın o düşünceler bana kalsın. Fakat burada asıl tartıştığım şey muhteşem adalet. Bu kadar aciz bir federasyonun verdiği bu aciz kararlar nereye kadar gidecek ? Bu aciz federasyon daha kaç maçı katledecek, kaç ligi katledecek, kaç takımı katledecek ? Yalakalıktan kurtulup birazda işlerinizi yerine getirmek çok mu zor ! Lütfen, bırakın futbol oynayalım artık !

Bilet Fiyatları Üzerine

Haftasonunda çok kritik bir mücadeleye çıkacağız Alsancak Stadı'nda. Pazartesi günü Konyaspor'u deplasmanda Köksal'ın golüyle 1-0 mağlup etmeyi başaran takımımız, Kartalspor engelini de aşarak ilk 2 yolunda dev bir adım daha atmanın hesaplarını yapıyor. Bu kritik mücadelede taraftara da büyük görevler düşüyor elbette. 90 dakika boyunca hiç durmadan takımımıza gereken desteği vermemiz gerekiyor.

Gerekli girişimlerin ardından bilet fiyatlarında büyük bir indirim yapıldı. Çarşı Grubu'nun internet sitesinden verdiği bilgiye göre, balkon ve açık tribün biletleri 1 tl.'den, kapalı tribün biletleri ise 5 tl.'den satışa sunulacak.

Şahsi fikrim kararın çok isabetli olduğu yönünde. Bugüne kadar bu tip maçlarda genellikle fiyat arttırma politikası izleyen yönetimimiz, bu kritik randevu öncesinde aldığı kararla adeta bütün Karşıyaka'yı maça davet etti. Bu noktada Karşıyaka taraftarına düşen görev, stadı tıklım tıklım doldurmak. Ancak dikkat edilmesi gereken pek çok hususta var.

Fiyatların düşük tutulması hiç şüphe yok ki maça olan ilgiyi hayli arttıracak. Burada bütün taraftarlara çok büyük bir görev daha düşüyor. Maçtan önce, maç esnasında ve maç sonrasında daha önceden yaşadığımız bir takım olumsuz olaylar halen hafızalarımızda. Bu tip olumsuzlukları ortaya koyanlara kesinlikle ama kesinlikle müsade edilmeli ve gerekli tepki gösterilmeli. Süper Lig'e emin adımlarla yürüyen bir takımın imajının saha dışında zedelenmesine asla müsade edilmemeli.

Bu tip olumsuzlukların tekrarlanmadığı ve Karşıyaka'mızın 3 puanı söke söke alarak yoluna devam ettiği bir karşılaşma olması dileğiyle...

Galatasaray CC : Cumartesi Günü

Birkaç gündür maçın hangi gün olacağı ile ilgili tartışmalar vardı. Karşıyaka Basketbol Şubesi'nin sitesinde yayınlanan habere göre maç kesin olarak 13 Mart Cumartesi saat 13:00′da Abdi İpekçi Arena’da oynanacak. Gün ve saat gerçekten çok güzel. Haftasonu için güzel bir Karşıyaka sefası çekebiliriz. Eğer aksilik çıkmazsa anlayamazsınız ekibi olarak orada olacağız Cumartesi günü. Uçakla git-gel fiyatı konusunda bir bilgim yok olduğunda yazarım tekrar. Çok eğlenceli bir maç olacak gibi. Umuyoruz ki bu maçtan galibiyet alır ve pazar günkü Kartalspor galibiyetini düşünmeye başlarız biran önce..

MAÇ SAATİ 13:00'A ALINMIŞTIR.

10 Mart 2010 Çarşamba

Özgür Soylu'ya Vefa Gecesi

Karşıyaka Taraftarları, Özgür Soylu için özel bir vefa gecesi düzenleyecek. Geliri, Özgür kardeşimizin ailesine bağışlanacak olan gece 31 Mart 2010 Çarşamba günü saat 20:00'de Atatürk Stadı'nın yanındaki Bordo Yeşil Restaurant'ta yapılacak. Yemekli olarak organize edilecek gecenin fiks menü fiyatları 50 TL olacak. Bu anlamlı gece için ayrıca 100 adet özel bilet basıldı. Bu 100 adet özel bilet ise tanesi 100 TL'den satılacak.

Özgür'ümüzün tüm sevenlerinin, tüm Karşıyakalıların ve tribün emekçilerinin davetli olduğu bu gecenin biletleri Karşıyaka Taraftarlar Derneği'nden temin edilebilir. Tüm Karşıyakalıların bu anlamlı geceye gereken desteği vereceğinden ve Özgür Soylu'ya bir kez daha sahip çıkacağından eminiz.
kaynak: yeşil-kırmızı

9 Mart 2010 Salı

Balkon Tribün Ve Kaçak Seyirciler

Dilimizde tüy bitti bunu demekten ama İzmir'de sporu idare eden yöneticilere ve yöneticilerimize bir türlü derdimizi anlatamadık. Hatırlarsınız bazı maçlarımızda Alsancak Stadının balkon tribünleri açılmadığı için taraftarlarımız maça girememişlerdi. Stat görevlileri ve polisler ; " KSK yönetimin talebi olmadı " . Diğer yandan yöneticilerimiz ; " Polisler balkon tribüne girişe izin vermiyor. " diye topu emniyete atıyordu. Bu durumda sinirleri atan bazı taraftarlarımız malesef turnikelerde tartışmaya başlıyor ve stada Karşıyakasını izlemeye geldiğinde tatsız tartışmalara giriyorlardı. Hiçbir şehirde tribünün bir bölümünde - bu bölüm Alsancak stadında balkon tribünün en köşesi ve tel örgü ile diğer bölümden izole halde - rakip taraftar var diye komple o tribüne seyirci alımı yasaklansın. Aynı uygulama İstanbul'da bir tribünde yapılabiliyor mu ? Şükrü Saraçoğlı , Ali Samiyen , İnönü ya da Ankara 19 Mayıs , Bursa Atatürk , Antalya Atatürk ve daha bir sürü örnek verebiliriz !!! Her şehirdeki statlarda tel örgü ile deplasman tribünü çevriliyor ve üstüne tampon bölge oluşturulup ev sahibi seyirciler tribünün kalan kısmına alınıyor. Neden bu uygulama İzmir'e gelince tüm tribüne seyirci almama olarak uygulanıyor ? Yapılan mantıklı bir uygulama ise ; sadece birkaç örnek verdiğimiz diğer stadyumlarda uygulama neden farklı ?

İzmir sporunu yöneten idarecilere , yönetimimize ve İzmir basınına çağrımızdır. Her fırsatta ; futbol daha fazla seyirci ile güzel deniliyorsa , stada gelen taraftarın maç izleme hakkı elinden alınmasın ve emniyet güçleriyle gereksiz yere karşı karşıya getirilmesinler.

Bir başka konu ise ; stada biletsiz girenler ve böylece kulübümüzün bu zor günlerinde zarara uğratılması . Bildiğiniz üzere geçtiğimiz aylarda HaberTürk gazetesinin Ege eki bu konuda haber yapmıştı ve turnikelerden biletsiz seyirci girişine göz yumulduğunu belgelemişti. Tribün giriş kapılarında bulunan özel güvenlik ve emniyet mensuplarının bu konuda daha hassas olmalarını diliyoruz. Birçok kez turnikelerden bir biletle 3-4 kişinin girişine izin verildiğini hem maça giren taraftarlar şahit oluyor hem de HaberTürk gazetesi Egeli ekinde çıkan haberde birçok okuyucu şahit oldu. Bu konuda yetkilileri ve yönetimimizi daha sıkı denetime davet ediyoruz ve kapılarda kaçak girişe göz yuman görevliler hakkında da idari işlem yapılmasını Karşıyakalı taraftarlar olarak bekliyoruz.

DYO Karşıyaka'da Yengil Dönemi Başlıyor

Bu yıl en sıkıntılı olduğumuz branş hiç kuşku yok ki voleybol. Bayan voleybol takımımız ciddi şekilde ligde kalma savaşı veriyor. Son maçında Galatasaray'a 3-0'la boyun eğen takımımız için tehlike çanları hayli kuvvetli çalmaya başladı. Sezona Abdullah İmren yönetminde başlayan takımımız, İmren'in görevine son verilmesinden sonra kalan maçlar için İsmail Yengil'e emanet edildi. Altyapımızda görev yapan Yengil aynı zamanda Genç Milli Takım'da başantrenör olarakta görev yapıyor.

Kendisine yeni görevinde başarılar diliyor ve Karşıyaka taraftarlarını bir kez daha voleybol takımımıza destek olmaya çağırıyoruz.

Teşekkürler !

Dün bizim için çok güzel bir gündü. Blog'un 100. sayısını, Blog'un şu ana kadar en çok hit alan yazısı ile yaptık. Canlı Deplasman yazımız bizim 100. yazımızdı ve bu yazıyı bir günde tam 1.297 kişi okudu, 19 yorum yapıldı. Bu sayının sadece 00:00'a kadar olduğunu düşünürsek ve 00:00'dan sabah 05:00'a kadar 167 kişinin girdiğini düşünürsek bu rakam 100 postluk bir blog için muhteşem bir rakam. Umuyoruz ki bu ziyaretçilerimiz sürekli ziyaretçilerimiz haline dönüşür ve bizlere yorumları ile kendi düşüncelerni aktarırlar.

8 Mart 2010 Pazartesi

Şampiyonluk Planları Yapılıyor

Bugün çok güzel bir 3 puan aldık. Konyaspor ile yaptığımız maçı 1-0 kazanarak ilk iki için iddaalı olduğumuzu herkese göstermiş olduk. Bu takım ikinci olabilecek potansiyele sahip; hemde fazlasıyla. Oynanan futbolla ilgili pek fazla birşey söylemeye gerek yok. Güzel oynadık son dakikalarda Okan ile ikinci golü bile bulabilirdik. Ayrıca bu maç için yaptığımız canlı deplasman'da çok başarılıydı.

Eğer şöyle bir fikstüre bakarsanız bu işin hiç zor olmadığını görürsünüz. Önümüzdeki maçları hep rahat takımlarla oynayacağız. İlk 6 içindeki rakip takımlarımız genelde birbirleriyle ve düşme potasında canla başla mücadele eden takımlara karşı oynayacak. İçerideki maçlardan puan vereceğimizi sanmıyorum. Bu saatten sonra tek önemli olan şey deplasmanda mağlubiyete hayır ! Bunu başardığımız anda ikinci olarak çıkıyoruz bu ligden. Karabük'ü evimizde yeneriz, Buca'yı deplasmanda deviririz. Şu kurulan cümle çok basit gibi gelsede bu senenin ikincisi kim onu kararlaştıracak bir cümle.
Puan durumu çok karışık şu anda. İlk altı çok süpriz sonuçlar dışında kesin belli oldu. İlk altı içinde çekişilecek kapışma şu son haftaları çok heyecanlı bir şekilde geçirtecek bize. Kendi takımımızın galip gelmesi kadar diğer takımların puan kaybetmeside bizim için çok önemli.

Konyaspor - Karşıyaka : 0-1 [ ÖZET ]

Konya Deplasmanı ( CANLI )

23:36 Otobüs çok eğlenceli. Herkes makarasında. Fakat herkes çok yoruldu. Yavaştan uykuya dalıyorlar. Bundan sonra pek güncelleme olacağını sanmıyoruz.

3 Puan !! Tribün sevinçten delirmek üzere. Çok güzel bir 3 puan oldu bu. Herkes çok mutlu. O kadar yola gidildiğine değmiştir eminim. Muratcan arkadaşımıza tekrar tekrar çok teşekkürler bize böyle bir canlı deplasman yaşattığı için.

19:04 Şu dakikadan itibaren gelişmeleri yazmıyoruz. Maç saatinden 1 saat sonra falan başlayacaktır gelişmeler.
17:56 Konya girişine geldi otobüsler. Otobüste bom bom bom sesleri ile bom oyunu oynanıyor. Oda ne rekor oyuncu sayısı : 21 kişi.

17:42 1 Saatlik bir yol kaldı. Yol yaklaştıkça bitmek bilmiyor. Ayrıca otobüsümüzdeki Kıvanç adlı arkadaşımızın Yeliz adlı kız arkadaşıyla bugün 19. aylarıymış. Onların 19. Aylarını kutluyoruz, hiç ayrılmamaları dileğiyle..
17.22 Taraftar iyice sabırsızlanıyor. Çok güzel bir tribün bizi bekliyor !

KafSinKaf.Org adresine yanımızda olduğu için teşekkür ederiz. Bu güzel günde, bu canlı deplasmanımızda bizi destekledikleri ve sitelerinde yer verdikleri için teşekkürler.


17.10
Ankara'dan yola çıkan arkadaşlarımız bozkırları izleye izleye yollarına devam ediyorlar.
16.15 Ankara'dan yekten yola çıkan arkadaşlarımız şu an ODTÜ köprüsü müdür kavşağı mıdır nedir ordan yola çıkmışlar.Telefonda artık tam anlayamadım. Karşıyaka sevdalılarına selamlarını iletmemizi istediler

Aslan gibi gidip, aslan gibi dönecekler için. Yokluğumuzu hissetmesinler diye.. YAŞA VAROL !

15.59 Afyon'u gectık. Yol cok sıradan. Mac ıcın sabırsızlanıyoruz. Konya'ya 100 km kaldı. Besteler Fora !
15.57 Bıraz dınlendıkten sonra yıne beraberız. Otobus bıraz daha heyecanlı su an Afyon'u gectık. Yaptıgınız yorumlar bızı sevındırıyor. Yorumlar ıcın tesekkurler.
14.16 Herkes sakin. Yolu ızlıyoruz.
13.22 Her sey gayet yolunda. Besteden cok bırbırıyle konusuyor herkes. Yollar yemyesıl.
13.05 Usak'a 42 kılometre kaldı. Otobuste makara sevıyesı : TAVAN
12.58 Her yerde Karsıyaka ıle ılgılı yazılar var. Sarıgul ıle yarısıyoruz :) Polısler cok fazla sayıda.
12.39 Otobuste konulu bır dergı bulundu. Bırı okuyor herkes dınlıyor. Herkes cok mutlu. 5 kılometrede bır polıs var. Neyse dergıye devam :)
12.27 Otobus duzeldı. Herkes buyuk bır sevınc var. Kaptan Ahmet abı olaya el attı :)
12.14 Otobus bozuldu ! Dagda kaldık.
12.04 Cok sis var yolda.
11.42 Kula'ya 100 km var. Goz gozu gormuyor yollar cok bozuk.
11.11 Turgutlu'dan gecıyoruz. Tum otoyollar kapatıldı polıs tarafından :)
11.03 Manısa'da otobusu polıs durdurdu . Karsıyakalı olmak ayrıcalıktır bestesını soyledık. 5 dakıka sonra polıs bıraktı.
10.23 Hep soldan gıdelım. Vırajlara gırelım , ucalım , olelim bestesiyle tum otobus ınlıyor.
10.09 Otobuste makara doruk noktasında. Bazıları baska takımın corabını gıymıs arkadasında kaldıgı ıcın. Corabı cıkarttırıyoruz. Yapabılecegı baska bırsey olmadıgı ıcın masum ılan edıldı.
10.00 Bır otobus daha geldı ayaktakıler oraya gectı. 5 otobus dolu olarak gıdıyoruz.
10.00 Otobuslerle yola cıktık. Otobuslerde ayakta duranlar var. Yanımızda olan muratcan kardesımızı cok sevıyoruz, tesekkur edıyoruz.
09.25 4 otobus carsıya geldı. Hala ısım yazdıranlar var. Telefondan haber gırdıgım ıcın Turkce karakter yazamıyorum.
08.03 Otobusler geliyor yavas yavas. Carsı cok kalabalık. Makaralar sımdıden basladı :)
07.33 Tayfa hafiften kahvaltı yapıyor. Herkes bu deplasmandan 3 puanı bekliyor..

7 Mart 2010 Pazar

OFSAYT

Öyle pek İran filmi falan izlemem ama şans eseri futbolla alakalı bir film olunca filmi bulabilmek için epey bir çaba harcadım. İran ve futbol sözcüklerinden neler çıkacak diye merakla izlemeye koyuldum. Filmin basit bir futbol filmi olmaması, rejimi , hayatı ve özellikle kadınların İran'daki durumunu aktarması da filmi güzelleştirmiş.

Şu an durum ne bilmiyorum ama filmin çekildiği zamanlarda İran'da kadınların statlara girmesi yasak. İran Milli Takımı Dünya Kupası elemelerinde çok önemli bir maça çıkıyor ve futbol düşkünü kızlar da bu önemli maçta yer alıp , tribünlerden izleyebilmek için olmadık yollara başvuruyorlar. Erkek kılığına girmek tabii ama yaratıcılıkları takdire değer. Yakalanırlarsa cezası var ama ya izleyebilirlerse !!!

Filmde daha çok ilgimi çeken kısım yakalanan kızlarla ve onları gözetim altına aldıklar yerde geçiyor çoğunlukla. Herkes tribünlerde maç izlerken , şanssız kızlar tribünlerin dışında demir bölmede kendilerini alacak Ahlak zabıtalarını beklemek zorunda kalıyorlar. Tabii ki cezalandırılacaklar. İşte o sırada askerler ve kızlar arasında geçen tartışmalara özellikle kulak kabartmanızı tavsiye ederim. İran'daki rejime karşı dile getirilen detaylar , kadınların toplumdaki yeri üstüne akıl dolu eleştirilere ve haklı serzenişlere şahit olacaksınız. Neden Türkiye İran'a benzemesin diye insanların en derin korkularını belki daha da iyi anlayacaksınız
Filmde o kadar güzel anlar var ki bunları anlatarak seyir zevkinizi mahvetmek istemiyorum. Son olarak söyleceğim noktalar ; futbolun her kesimde yarattığı heyecanı ve hayat tarzımızın , laik cumhuriyet yönetimimizin değerini Ofsayt filmi sayesinde bir kez daha görmeniz dileğiyle...

İyi seyirler

Denizkent

http://en.wikipedia.org/wiki/Offside_(film)

http://www.imdb.com/title/tt0499537/

P.S. Bu yazı Kuva-i Kaf Sin Kaf Fanzinin 5. sayısında yazdığım eski yazılarımdan biridir. Dünya Kadınlar Haftası dolayısıyla uygun buldum. Fanzini uzun süredir hazırlayamadığım için biraz da kendimce günah çıkarma diyeyim. Tekrardan Dünya Kadınlar Haftasında tüm güzelliklerin sizlerle olmasını dilerim...

6 Mart 2010 Cumartesi

Voleybolda Dibe Doğru !!!


Ha gayret az kaldı. An itibariyle deplasmanda Galatasaray'a 3-0 yenilen takımımız ligden düşme hedefine emin adımlarla ilerliyor. Voleybol şubeyi iki yıldır katleden , yalnızları oynamasını sağlayan ana yönetimi ve iki yıldır ligi boşveren takımımızı canı gönülden kutluyorum.


ilk set ; 25 - 17

ikinci set : 25 - 21

son set : 25 - 19 ve 3-0 mağlup ayrildik. Maç kazanılır , kaybedilir ama bizim derdimiz yönetimin ve takımımızın boşvermişliği. Unutmadan bayan voleybolcularımızın Dünya Kadınlar Haftasını da tebrik edelim.

4 Mart 2010 Perşembe

Karşıyaka 2 - 1 Dardanel [ÖZET]

3 Mart 2010 Çarşamba

KAF-KAF Store Bostanlı'da !

Haberi ilk yayınlayan siteyiz..
KAF-KAF Store 4.şubesini Bostanlı'da açıyor..

2 Mart 2010 Salı

Neden 2012 !!!

Şimdi 2012 dünyada önemli bir tarih. Güya dünyamız 2012 yılında büyük felaketlere sahne olacak ve insanoğlunun ve gezegenimizin sonu gelecek. Yüzyıllardır hiçbir bilimsel dayanağı olmayan - bana göre palavra - bu iddia ile ilgili birçok polemik , tartışma oldu. Üstüne filmlere konu oldu. Gelelim 2012 dendiğinde bizim aklımıza gelen kısma ; Karşıyaka Spor Kulübünün 100. Kuruluş Yılı . 1 Kasım 1912'de , Zühtü Bey ve arkadaşları tarafından hayata geçirilen Kaf Sin Kaf'ımızın 100. yılı için aslında çok fazla bir şey de kalmadı.

Günlerden 28 Şubat 2010 Pazar . Akşam vakti şöyle bir bilgisayar başına geçip hem e-postalarımı kontrol edeyim hem de maça gidememişim , bari takım,ortam nasılmış diye bakınayım derken arkadaşımdan gelen bir e-posta dikkatimi çekti. " Sizin 2012 bestesi de oldukça popüler bu aralar" yazmış. Devamında da besteyi nerde ve hangi takım taraftarlarından duyduğunu anlatıyordu. Şaşkınlıkla Taksim metrosunu Kasımpaşalıların "2012'de , şampiyonlar liginde koyacağız Real Madrid'e " diye inletmesini okudum. Tezahuratın baş kısmını kaçırmış. Biz o kısmında "Kafayı çektik yine , daldık güzel hayallere " diyoruz. Muhafazakar Kasımpaşa semtinin çocukları o kısmı muhtemelen değiştirmişlerdir dedi arkadaşım ama net duyamamış.

Açıkcası taklit edilmek genelde sinir bozucu ama buna iyi yönden bakan arkadaşlar da var. Bak ne güzel beste çıkarmışız ki adamlar söylüyor. Tabii bu beste sadece aramızın kötü olduğu Kasımpaşalılar tarafından değil , birçok takım tarafından söyleniyor. Ankaragücü tribünlerinde söylenmesini hiçbir zaman dert etmedik ama ben kendimi düşünüyorum da "bir başka takımla özdeşlemiş, bu derece orjinal bir besteyi tribünüm söylese ne yapardım ? " Cevabı çok basit ; bizde söylense dahi eşlik etmem.

Şimdi 2012'de neden birilerini şampiyonlar ligi finalinde yendiğimizi umarım bazı arkadaşlar anlamıştır. Hayal kurarken bile elalemden farklıyız diye de boşuna bestemizde söylemiyoruz.

1912 - 2012 ...

Anlayana diyeceğiz ama sanırım anlayamazsınız. Sizler bu yolda devam edin.

Yazıma konu olan tezahuratın aslı ;

Kafayı çektik yine daldık güzel hayallere
2012'de Şampiyonlar Liginde
Koyacağız Real Madrid'e
Şampiyonlar Finalinde

Küçük düşünemeyiz , biz küçük olamayız
Hayal kurarken bile elalemden farklıyız
Biz Karşıyakalıyız
Karşıyaka çarşısıyız

Bütün hayallerimiz bir gün gerçek olacak
Karşıyaka bayrağı Yalı'da sallanacak
Yer yerinden oynayacak
O gün bayram olacak

1 Mart 2010 Pazartesi

Hayat Karşıyaka'yı Yaşadığın Kadardır

Karşıyaka'yı sevmek zor iştir.. Kaderin baştan kötü yazılmıştır bir kere. Seni o kaderin kötü olduğunu bile bile o kaderi sevmeye de kader zorlar. Ama ne olursa olsun Karşıyakalısındır işte. Gururla söylersin her yerde Karşıyakalıyım diye. Gittiğin her yerde Karşıyakalı olmanın getirdiği bir ayrıcalık vardır üzerinde. Tribün veya futbol muhabbeti açılrsa hemen sana dikilir herkes, sanki herşeyin doğrusunu sen bilirsin. Edirne'den Kars'a kadar heryerde namın vardır. Gittiğin heryerde Karşıyakalıyım dediğinde " 35 buçuk ha iyidir abi " derler sana. Bu laftan sonrada herkesin ilk sorusu aynıdır aslında. Nolcak bu Karşıyakanın hali ?

Ne olursa olsun seversin Karşıyaka'yı. Karşıyaka senin hayat tarzın olur bir süre sonra. Semtte yürüdüğün zaman evin gibi gelir kaldırımlar. Bazen parktaki küçücük bir bank, iki kişilik koca yataktan rahat gelir sana. Tüm arkadaşların, sevgililerin bilir Karşıyaka'dan sonra geldiklerini. Tektir Karşıyaka senin için. Sonunda babandan dayak yemek, eve girememek olduğunu bile bile deplasmana gitmektir Karşıyakalık. Tüm yol boyunca evdeki sorunları düşünsende statta bir Kaf Kaf çekmek unutturur sana her şeyi. Kız arkadaşın sorarsa eğer " Ben mi Karşıyaka mı ? " diye vereceğin cevap basit ve tektir. " Kendine hiç şans tanımıyorsun ! "
 Ailen bu tribün olmuştur senin artık. Deplasmanda paylaşılan bir böreği dört kişi dörde bölüp yemişsindir. O böreğin çeyreği sana duble porsiyon iskender gibi gelir. Her deplasman dönüşü sesin kısıktır eve gittiğinde. Fakat otobüsten indiğinde ne kadar kısık olursa olsun sesin bağırırsın Çarşı'nın ortasında. Haykırırsın sevdanı. Takımını fazla izleyemezsin tribünde. Eve gittiğinde özetlerden izlediğinle yetinirsin sadece. Deplasman yolunda paylaşırsın tüm sırlarını. O uzun yol Karşıyaka uğruna gittiğini bildikçe kısalır sana. Bazen binlerce kilometre evin köşesindeki markete gidiyormuşsun gibi gelir sana. Hafif delilik vardır. " Manyak mısın sen " denilen her şeyi yaparsın. Kim ne derse desin o delilik, manyaklık senin için bir ibadet şeklidir. Gidilen deplasmanda sahaya o yeşil-kırmızılı forma çıktıktan sonra dünyayla ilişkin kesilir. Ne bir yorgunluğun kalır ne bir açlık.

Taraftarsan teknik direktörsündür Karşıyaka'da. Hem de en iyisi ha ! Her şeyin iyisini sen bilirsin. Güzel taktikmiş, defans yapmakmış sana göre terimler değildir. Uzanan ayağa kafayla vursun senin için yeter. O forma terlesin 5-0 yenil eve mutlu dönersin bazen. Hiçbir zaman tribünde çiğdem çitleyemezsin. Her zaman bağırın ulan diye bağıran kişiler vardır yanında. Onlar olmasa bile bir burukluk, bir vicdan azabı çekersin içten içe. Bağırmalısın. Zorunlu hissedersin kendini. 

Her gittiğin ortamda şeklin vardır. Kimseden korkmazsın. Vurulcağını bile bile anahtarlığındaki o yeşil kırmızı armayı herkese göstermeye çalışırsın. Herkese o armayı göstermeye çalışırsın dediysemde etiket olmazsın, reklam yapmazsın. Karşıyakalısındır zaten bir markan vardır. Diğer İzmir takımlarına benzemezsin hiç. Ortamda başka izmir takımlı varsa " hop birader Karşıyakalıyım " dediğinde tüm gözler sana bakar. Senin hikayeni dinler herkes. Farklısındır çünkü. O kadar değişik şeyler yaşamassındır ki bu tribünde yalan atıyorsun sanar insanlar. Bu kadar olmaz diyenler çıkar aradan. Ama olur işte. Karşıyaka bu çok büyük sevdalıları vardır..

Sözün özü şudur ki. Karşıyakalı olmak inanı 24 saat takip eden bir zehir gibidir. Panzehiri yanındadır fakat kullanmak istemezsin onu. Tek gerçek aşkın Karşıyaka'dır. Bırakamazsın o renkleri, o armayı.. Abilerin, kardeşlerin her zaman tribünde seni beklemektedir..

Şerefsiz kadere inat son nefeste haykırarak..
Karşıyaka !

Tribüncü İnsan

Tribüncü insan en asil duyguların insanıdır..

ÜST TARAFA DÖN