29 Kasım 2010 Pazartesi

Muğla'ya Deplase


Tarafsız sahada oynadığımız Denizli maçı için 6 bin civarı Karşıyakalı yollara düşmüştü. Kimi otobüsle kimi minibüsle kimisi de özel araçlarıyla yola çıkmıştı. Muğla yolu yeşil kırmızı renklere boyanmıştı. Yalnız yukardaki görüntüyü gören herkes acaba çok mu içtim diye düşünmeden edememiştir. Motosikletle deplasman yolculuğuna çıkmış iki kişi ama bir tanesi saatlerce ters oturarak gidiyor. Nasreddin Hoca misali çıktığı tüm yolculuklarında kazasız belasız gidip gelmesi dileğiyle ...

28 Kasım 2010 Pazar

Muğla'da Büyük Aşk !

Bazen tek bir fotoğraf yeter..

25 Kasım 2010 Perşembe

EuroChallenge'da Grup Birincisiyiz !

Bu yazıyı geç girdim malesef bazı nedenlerden dolayı. Maçı izlemediğim için - ki çok izlemek istememe rağmen maçı veren bir kanal falan hiç bulamadım - yorum yapamıyorum. Şu an 2 maçıda kazanarak G grubunda birinciliği almış bulunuyoruz. Önümüzdeki Apoel maçı en önemli maçlardan biri o maçı kazanmamız gerekiyor. Eğer kazanırsak Avrupa'da güzel bir turnuva yaşayacağımızdan eminim..
#5 - Serkan Menteşe : 1 dk
#6 - Omar Sneed : 20 dk, 11 sayı, 1 asist, 3 rebound, 1 top kaybı
#7 - Uluğ Kaçaniku : 2 dk, 1 rebound
#8 - Birkan Batuk : 34 dk, 10 sayı, 2 rebound, 1 top çalma, 1 top kaybı
#9 - Jovo Stanojevic : 19 dk, 22 sayı, 3 rebound, 1 top çalma, 2 top kaybı, 1 blok
#11 - David Holston : 32 dk, 23 sayı, 5 asist, 2 rebound, 2 top çalma, 2 top kaybı
#12 - Andre Smith : 15 dk, 5 sayı, 3 rebound, 1 top çalma
#13 - Ahmet Erdoğan : 20 dk, 3 asist, 2 top kaybı
#14 - Furkan Aldemir : 27 dk, 7 sayı, 1 asist, 15 rebound, 1 blok
#19 - Alper Saruhan : 32 dk, 2 sayı, 1 asist, 4 rebound, 2 top çalma, 2 top kaybı

22 Kasım 2010 Pazartesi

TFF ve Özgener KSK'yi Kolluyor !

Başlığı yanlış okumadınız. Biz bu deli zırvasını şu ana kadar çok duyduk. En son Samsun maçında protokol tribününde çıkan kavga yüzünden cezayı tüm taraflara kestiler. Bu kez ne yaptık derken bir baktık ki yöneticilerin kavgası saha içi olaylar olarak rapor edilmiş. Akp Samsun milletvekilinin de devreye girmesiyle biletimiz kesildi.

İsyan ettik . İtiraz ettik neye yarar. Başka takımların taraftarları sahaya girsin ve futbolcuları kovalasın sadece para cezası !!! Bizim yöneticiler kavga ettiği, tribünlerle alakası olmayan bir olay dolayısıyla tarafsız bir sahaya sürülme. Yöneticilere cezayı verirsin ama bunda tüm taraftarların günahı ne ? Başkaları gibi sahaya inip futbolcu kovalayalım ve sadece para cezasıyla yırtalım mı işin doğrusu ? Ne kadar bu tarz olayları tasvip etmesem de birilerine para cezası verirken , bize tekrardan en ağır cezayı verirsiniz.

Örneklerde de görüldüğü gibi Mahmut Özgener başkanlığındaki TFF bizi bu ceza olaylarında çok koruyor.

Şimdi gelelim komedinin 2. perdesine. Tarafsız sahanın neresi olarak açıklanacağını beklememiz ve sonunda "yok artık bu kadar da olmaz" dedirtecek ölçüde çıkan saçma karar. Bütün Ege Bölgesini düşündük. Yok Çanakkale olur. Yok Manisa'da olsa ne güzel yarım saatte gidilir. Balıkesir kesin kardeşim. Aydın olsun. 100 km ideal. Hem Aydın Denizli'ye de ideal diye düşünürken centilmenlik ruhumuz kabarmıştı. Herhalde bizim bu kadar Fair Play düşkünü halimizi bir yerlerden duymuş olan TFF yöneticileri hazır bu halimizi yakalamışken öyle bir yer seçti ki birçok kişi istemeden küfrü basıverdi. Dahiyane bir fikir. Karşıyaka - Denizli tarafsız sahada oynanması gereken maç Muğla'da. Rakip takımın şehrine daha yakın bir seçim.

Fikir edinmek isteyen arkadaşlar lütfen şekil 1.a 'da bulunan Ege Bölgesi haritasına bir göz gezdirsinler.



Şimdi de gelelim yol bilgisine ;

İzmir-Muğla arası 229 km
Denizli-Muğla arası 145 km

İzmir-Denizli arası 224 km

Gördüğünüz gibi Mahmut Özgener federasyonu sağolsunlar bizleri çok seviyor , sayıyor ve kol kanat geriyor. Ne zaman bir derdimiz olsa bire bin katıyorlar ama Özgener KSK'yi ve Altay'ı kolluyor söylemlerini bizler daha çok duyacağız. Bundan da adım gibi eminim. Sevme bizi Özgener sevme !!!

Anlayamazsınız 1 Yaşında !

Bundan tam 1 yıl önce başladık Karşıyakayı yazmaya.. Bu yola çıkarken amacımız ne ticaret amaçlıydı, ne bizim yazılarımız çok okunsun isteğiydi.. Sadece binlerce blogun olduğu bu yolda Karşıyaka'yı temsil edecek tek blogun olmaması açığını kapatmak istiyorduk. Ve bunu 1 sene sonra blogun haline baktığımızda başarıyla yerine getirdiğimizi görebiliyorum. Blog'un sürekli takipçisi olan yüzlerce kişi oldu. Karşıyaka gibi küçük bir semtin takımını bu kadar insana açıklamaya çalıştık. Sesimizi herkese duyurmaya çalıştık. Sorunlarımızı, sıkıntılarımızı, mutluluklarımızı anlatmaya çalıştık.

Geçmiş 1 yıla baktığımızda Four Four Two gibi spor dergisinde yerimizi aldık. BlogİdmanYurdu gibi sporun en kaliteli bloglarının bulunduğu bir sosyal ağda yerimizi aldık. Twitterdan yüzden fazla ziyaretçimiz şu anda bizi takip etmekte. Çeşitli gazetelerde, web sitelerinde yazdığımız yazılar yayınlandı. Karşıyakanın tüm sorunlarını buradan herkesle paylaştık ve bu blog olmasaydı belki sorunlarımızdan haberi olmayacak insanların desteklerini kazandık..
Nerden nereye misali..
Ve 1 yılı üç kişilik yazar kadromuz ile tamamlamış buluyoruz..
Kaf Kaf Kaf Sin Sin Sin Kafsin Kafsin Kaf !

20 Kasım 2010 Cumartesi

Haftasonunda Karşıyaka

17 Kasım 2010 Çarşamba

Pınar Karşıyaka 88 - 81 BC Zadar

Dün oynadığımız EuroChallenge Cup maçında Hırvat takımı Zadar karşısında 88 - 81'lik üstünlük aldık.

Maçtan sonra en sevindiğim nokta EuroChallenge sitesine girdiğimizde istatistik sayfasında Double - Double ve Ribaund sayılarında Furkan yüzlerce kişi arasından zirvede..
Ayrıca maç sonrası bir tweet dikkatimi çekti. Basketbolcumuz Birkan'ın bir tweeti bu maçın önemini tekrar açıkladı.. " Verdigim sozu tutabildigim icin cok mutluyum!Bu galibiyet "Ozgur Soylu'ya" armagan olsun!Taraftarimizin destegi icin tesekkurler! "

Youtube'da çok güzel videolar var maç ile ilgili. İzlemenizi tavsiye ediyorum..

16 Kasım 2010 Salı

İkinci Senede 16 Kasım..

Onun için yazılacak söylenecek çok şey var.. Bazı duygular yazıldı söylendi, bazıları pankartlarla anlatılmaya çalıştı, besteler yazıldı.. Her gittiğimiz yerde Özgür Ölmedi diye acımızı paylaştılar.. Paylaştılar ama kimse bizim gibi yaşayamadı o acı duyguyu.. Bir abiyi, bir kardeşi kaybetmenin acısını.. Elalem ne bilir yürek acısını, Doğançay'a gömdük kalbimizin yarısını.. Yazılacak çok şey var ama şimdilik bir video ve çocukluktan beri arkadaşı, kardeşi olan Göztepeli Volkan'ın yazısını koymak istiyorum buraya..
sen değilmiydin ilk okul 2 den lise sona kadar aynı sırayı benimle paylaşan?
sen değilmiydin Karşıyakalı olduğun halde benimle Göztepe maçlarına gelen?
sen değilmiydin her gün "bu akşam napalım" diye bana mesaj çeken?
sen değilmiydin ben askere giderken anam,babam,abim,ablam gibi hıçkıra hıçkıra ağlayan?
sen değilmiydin ben askerdeyken 2-3 günde bir bizim eve gidip oturup aileme moral veren?
sen değilmiydin ben yine askerdeyken anneler günü öncesi gece 00:00 da bizim eve gidip anneme cicek veren?
sen değilmiydin yan sınıftakilerle kavga ettiğimizde bütün sınıf arkadaşlarımız yanımızdan kaçarken benim yanımda kalıp dayağı yiyen?
sen değilmiydin lise diplomamı almama 1 ay varken okuldan atıldığımda müdüre çıkıp benide atın diyen?
sen değilmiydin "olum bizi kimse sevmiyo lan,baksana kimi arasak gelmiyor yanımıza,bi batak oynıcak 2 adam bile bulamıyoruz" diyip kıs kıs gülen?
sen değilmiydin beni uyuşturucudan uzaklaştıran?
sen değilmiydin 1 otobüs içindeki 80 tane Karşıyakalıya benim askerlik yaptığım yerden geçerken el sallatıran?
sen değilmiydin teyzenin düğünü varken benimle grup yorum konserine gelen?
sen değilmiydin "keske Karşıyakalı olsaydın volkan,neler yapardık seninle neleeer" diyen?
sen değilmiydin her c.tesi halı saha maçlarımızda topu alıp etrafımda döne döne çalımlar atan?
sen değilmiydin "olum Türkiyede Göztepe ve Karşıyaka gibi tribün görmedim,birleşsek İzmire dünya giremez" diyen?
sen değilmiydin msn şifreni,telefon pin kodunu,kullanızı şifreni sadece bana veren?
sen değilmiydin lisede çıktığın bi kıza sadece bana tav olduğu için posta koyup ayrılan?
sen değilmiydin okul sıramızı yarıya bölüp "kendi yarını geçme orası Göztepe burası Karşıyaka, akıllı ol alırım aklını" diyip makara yapan?
sen değilmiydin hayatımın en büyük trafik kazasında yanımda olan?
sen değilmiydin ben sinirlenince sadece beni sakinleştirebilen?
sen değilmiydin bizde kaldığın zamanlarda beni yatağımdan atıp,orda yatan?
sen değilmiydin odamın balkonunda yazan Göztepe nin z sini t yapıp,ben askerdeyken büyük büyük GÖZTEPE yazan ?
sen değilmiydin ben her deplasmana giderken cebime para koyup "lazım olur" diyen,ve yol boyunca arayıp "bişeyin yok dimi olay falan" diye soran?
sen değilmiydin ben hastanede yatarken günlerce yanımda sabahlayan?
sen değilmiydin "olum ben senin annene -anne dicem,sende benim anneme anne de-" diyen?
sen değilmiydin bana KURU lakabını takan ?

ulan herşeyi paylaşıpta bi tabutumu paylamaşadın benle ha? arkandan sadece göz yaşı dökmemi mi istedin sen giderken? her yanımda seni görmeyi,kendim gibi ezberlemişken.....
görüşürüz kardeşim,eyvallah. 



Rahat uyu Özgür, Karşıyaka seninle..
16 Kasım 2008 / Unutmadık, unutmayacağız!

15 Kasım 2010 Pazartesi

Tiago Queiroz Bezerra

Bu incelemeye başlamadan önce yapacağım ilk oyuncu incelemesi olduğunu ve Tiago'ya büyük bir sempatim olduğunu belirtmek istiyorum.. Daha 1 sezon bizde oynamış olmasına rağmen Altayda oynadığı zamanlardan beri sıkı takipçisi olduğum, futboluyla, karakteriyle büyük ilgi toplayan Tiago Bezerra..
1987 doğumlu genç oyuncu.. 23 yaşında olan birisi için oldukça tecrübeli.. 2008 yılında Altay ile Türkiyeye gelmiş daha sonra Karşıyaka'ya transfer olmuş. Toplam 2,5 senelik bir Bank Asya Birinci Lig oyuncusu diyebiliriz. Böyle bir ligde 2,5 sene oynamak bu ligin tozunu toprağını yutmuş anlamına geliyor ki Tiago tam bu deyime uygun bir oyuncu. Tam bir 1.lig oyuncusu. Çok hırslı. Hırslandığı zaman maçı 2-0'dan 3-2'ye çevirecek kadar hırslı hemde.. Tribünlere oynamayan, sağlam kişilikli, sahaya çıktığı zaman sadece fileleri havalandırmayı düşününen, hangi takımda olursa olsun yüreğini ortaya koyarak oynayan, parasının hakkını veren isim. Daha bu takımda 10-15 maç oynamasına rağmen sahada büyük bir Karşıyakalı varmış gibi izleyebiliyorsunuz onu. Üstelik geldiği takım rakibimiz Altay olmasına rağmen.. Yıllardır bizde oynayan, arma için savaşan bir Karşıyakalı olarak görebiliyorsunuz..

Oynadığı 12 maçta toplam gol sayısı 7. Topu ayağına aldığı zaman ve kaleciyle karşı karşıya ise hiçbir korkunuz kalmıyor. Çünkü lig başından beri böyle olan tüm pozisyonları skora yansıtan birisi. Attığı hızlı çalımları ve yeteneğinden çok zekasıyla oynaması böyle güzel bir istatistiğe imza attırmış gözüküyor. Formu sezon başından beri çok iyi. Topu ayağına aldığı zaman kaptırdığını pek göremedim, kaptırdığında ise illaki savaşıyor. Kolay kolay zor duruma düşmemeye çalışıyor genelde, yani pek fazla tribünlere oynamıyor basit ama etkili futbol ile sadece takımı adına çalışıyor..

Sezon başından beri formu çok yerinde. Büyük bir sakatlığı olmadı. Kondisyon bakımından sağlam bir oyuncu. Fazla yorulmuyor. Yorgunluğunun sebebi savunmaya pek katkı sağlayan bir oyuncu değil. Aslında bu özelliğinin olmasının sebeplerinden biriside Karşıyaka'nın genelde tüm ortasaha oyuncularının defansif olması. Tiago'ya pek iş kalmıyor anlayacağınız. Bu yüzden ortasahada dahil olmak üzere pek fazla rakibe basma ve top çalma huyu yok. Bana göre en zayıf yönlerinden biriside bu fakat takımda buna izin vermiyor olabilir. Çünkü zaten yeteri kadar defansif oyuncu varken birde Tiago'nun savunmaya dönüp kendisini iyice yormasına gerek yok.. 
İyi oyuncu golden sonra tribüne taklalar atandır!
Genelde takımın hücum emrini veren kişi. Sambacı kişiliğinide kullanarak attığı şık paslar ile sağ veya sol kanattan atağı geliştirtebiliyor. Takımı Tiago üzerinden oynattığınız zaman biraz daha rahatlıyor takım. Düşünce olarak çok güzel bir futbol oynadığı için hücum hattının düşünmesine gerek kalmadan Tiago herşeyi halledip oynattırıyor zaten..

Onun için yazılacak, çizilecek çok şey var fakat daha görmemiz gereken özellikleri var. Yarım sezonda Tiago Karşıyaka taraftarlarının gözü önünde bu halde şu anda. Sezon sonu geniş detaylı bir inceleme yazmayı çok istiyorum bu oyuncuyla ilgili. Gerçekten futboluyla, kişiliğiyle son yılların Karşıyaka'ya gelmiş en iyi oyuncularından diyebilirim. Futbolcuyla ilgili yorumlarınız ve yazılarınız bizim için çok önemli. Yorum bırakmaktan kaçınmayın..

Acı Çekmek Özgürlükse...


Ben Özgür'ü hiç tanımadım...

Adını ilk duyduğum an, radyo ölüm haberini veriyordu. Karşıyaka vapurundaydım, Karşıyaka taraftarı öldürüldü diye anons geçti önce. Körfezin orta yerinde, karanlık bir kasım akşamı başımdan aşağı kaynar su döküldü sandım, yıkıldım...

Bandırma yolunda, hayatını verecek kadar sevdiği renklerin peşinde, henüz 20'sinde gencecik bir delikanlıyı öldürdüler...

Henüz 20'sinde adını hepimizin hafızasına kazımıştı ama yoktu artık...

Son vazife için Çarşı Camisi...

Haykıranlar, ağlayanlar, ailesi, dostları, Karşıyakalılar, diğer takım taraftarları, duygu seli...

Veda ettik Özgür'e, cennete uğurladık...

Tam 2 yıl önceydi...

10 Kasım 2010 Çarşamba

Samsunspor'a Hükümet Desteği

Geçen hafta Alsancak Stadında oynanan Karşıyaka - Samsunspor maçında protokol tribününde yaşanan tatsız olaylar olmuştu. Bu olaylar Samsunsporlu yöneticilerin taraftar olmaya çalışması ve bizim yöneticilerimizin Samsunspor yönetimini bir yönetici gibi durmaya davet etmesinden sonra başladı. İlk yöneticilerimize gelen yumruk daha sonra Samsunlu yöneticilere inen yumruklar derken ortalık gerildi..

İşin asıl boyutu bundan sonra başlıyor işte. Bu olaydan sonra Samsunsporlu yöneticiler tek suçlu Karşıyaka yönetimiymiş gibi karakola suç duyurusunda bulundu. Pek fazla bilgim yok karakolda neler olduğuyla ilgili fakat bugün okuduğum bir haberle bu tatsızlığın nasıl giderileceğini biraz anladım. Fatura yine her zaman olduğu gibi Karşıyaka'ya kesilecek. Samsunspor'a sahip çıkan AKP milletvekilleri federasyona saldırıyı unutmayacaklarını ve gerekenlerin yapılmasını istediğini belirtmiş. Federasyon ise böyle bir olayın üzücü olduğunu ve en kısa sürede Samsunspor hukukunu koruyacaklarını açıklamış.

Sadece şu soruyu sormak istiyorum. Hükümetin spora ve fedarasyona karışmasının tamamiyle yasak olduğu bu ülkede açık açık nasıl oluyorda hükümetin milletvekili federasyona Samsunspor sahipsiz değildir başında biz varız diyebiliyor ? Böyle bir cümleden sonra zaten federasyonun bizim lehimize karar vermesinin hiç ihtimali kalmadığını anlıyoruz. TFF Başkanı Mahmut Özgener gerçekten Samsunlu milletvekilin dediği gibi en kısa sürede bu olayı halledeceğiz mi dedi yoksa sayın vekilim futbol bizim kontrolümüzde eğer ceza alınacak bir durum olursa biz gereğini yaparız siz futbola karışmayın siyasetinizi yapın diyebilildi mi ?

Futbola siyaseti karıştırmayı bırakın artık.. Yıllardır hiçbir siyasi kimliği bulunmayan fakat siyasi kimliği olan camialardan daha sağlam olarak görüşünü belli eden Karşıyaka camiasının siyaseti futbola karıştıranlardan çektiği yeter. Bu olayın sürekli takipçisi olarak kalacağız ve çıkacak kararı merakla bekleyeceğiz. Bakalım sonuç ne olacak..

Herkes Anar Biz Yaşatırız !

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk !
Çok özlüyoruz seni..
Rahat uyu.. İzindeyiz Atam!

7 Kasım 2010 Pazar

İstedikten Sonra Herşey Oluyor

Şu haftaya girmeden önce 9 haftada 1 galibiyetimiz vardı. Sadece Kartalspor deplasmanınan alınmış bir puan ve evimizde oynadığımız maçlardan topladığımız 1 puanlar.. Bu kadar kötü bir Karşıyaka'yı uzun süredir görmemiştik. Puan sorun değil fakat oynanan kötü futbolun herkes farkında. Tribünden bariz olarak görülen değişiklikleri hocanın yapmaması, futbolcuların isteksiz olması herşey biraz bu kötü oyunda rol alıyordu. Fakat olanlar oldu. Geçen hafta 2-0 kaybedilen Tavşanlı maçından sonra taraftar tepkisini dile getirdi. Ve bu tepkiden sonra bu hafta alınan 3-2'lik muhteşem bir galibiyet. Taraftarın tek kızdığı nokta bu. Galibiyete uzanacak kadar gücümüz varken neden yeniliyoruz ?
Bugünün futbolundan kısa bir özet geçmek istiyorum zira 10. haftada evimizdeki ilk 3 puanı aldık. Takımın bundan sonraki 2 maçıda deplasmanda. Bu maçlarda futbol nasıl olacak ondan sonra gerekirse kişi kişi analiz yapıp bu takımın sorununu bulabiliriz. Bugün kalede hiç güven vermeyen bir oyuncu var, Soner. Kaleye gelen her topu iki hamlede tutması çok kötü yaptığı birkaç bariz hatada var. Kaleci sorunumuz sene başında belliydi fakat kötü olan tarafı bu sorunun hala devam etmesi. Biran önce sağlam bir kalecinin bu takıma gelmesi lazım yoksa çok bedavadan gol yeriz. Ve yine bana göre sahadaki en hırslı, en yetenekli, ruhunu ortaya koyan isim. Tiago! Tiago olmasaydı şu an ne halde olurduk diye düşünmek istemiyorum. Tiago bu takımın bel kemiğidir. Şu takımda Tiago olmasaydı bana göre teker teker dökülürdü tüm oyuncular. Mücadelesi, verdiği paslar, yanlış giden pasları bile koşarak alma çabası tüm övgüleri hakediyor.

9. haftada alınan 11 puanlık kötü bir tablo. Bu takım nereye gidecek merak ediyorum. Önümüzdeki iki hafta zorlu iki deplasman. Diyarbakır ve Giresunspor. Buralardan alınacak seri galibiyetleri bu takımı süperlige taşıyacaktır. Bu iki maçtanda hiç puan çıkaramazsak sonuç nereye varar söylemeye dilim el vermiyor..

3 Kasım 2010 Çarşamba

Atatürk Hangi Takımlıydı ?

Yılmaz Özdil'in bugünkü Fanatik gazetesinde bir yazısına rastladım. Kendisi Atatürk'ün hangi takımı tutar laflarına son noktayı koymuş gibi gözüküyor. Bana görede Yılmaz Özdil'in ilk satırlarındaki gibi Atatürk aslında kendi yaşadığı zamanda ve vefatından sonraki zamanında kurulan tüm takımların taraftarıdır. Fakat hala hangi takımlıdır diye gereksiz yere tartışanlar var bu yüzden bu yazıyı blogumda paylaşmak istedim. Biraz uzunca bir yazı olduğu için sadece özet olan bölümlerini buraya yazmak istiyorum yazının tamamını okumak isteyenler olursa aşağıdaki linkten yazının tamamına ulaşabilirler..


Sözü Yılmaz Özdil'e bırakmadan önce kendisinin koyu bir Göztepeli olduğununda altını çiziyorum. Zaten kendiside yazısına başlamadan önce bunu söylemiş.


“Sen İzmirlisin, o yüzden Atatürk’ü kendi şehrine malediyorsun” diye itiraz edecek olanları, en baştan uyarayım. Bu satırların yazarı, doğma büyüme Göztepeli’dir. Göztepe-Karşıyaka rekabetini ise, bilen bilir, Fenerbahçe-Galatasaray rekabetine benzemez kardeşim!

Ama. Evet, İzmirliyim ve Atatürk hakkında doğruları yazmak, boynumuzun borcu.


Karşıyaka, İzmir’in, Türkler tarafından kurulan ilk spor kulübü... Forma renklerini oluşturan yeşil’i İslamiyet’i, kırmızı’sı bayrağımızı simgeler. Çünkü, İzmir’deki yabancı spor kulüplerine karşı, Türk gençlerinin meydan okuması olarak kurulmuştur.
Bir numaralı üyesi ve kurucusu, Kadızade Zühtü Işıl, Birinci Dünya Savaşı’nda vuruştu, hatta Filistin’de İngilizler’e esir düştü, kurtuldu, evine-ailesine gideceğine, koşa koşa Çanakkale’ye gitti ve ardından milli mücadeleye katıldı. Kuvayı Milliye kahramanıdır.
Dünyada... İşgal edildiği gün, bir ulusun kurtuluş savaşını başlatan, işgali sona erdiği gün, o ulusun kurtuluş savaşını sonlandıran bir başka şehir yoktur, İzmir’den başka.

İzmir’in böyle bir ayrıcalığı vardı Mustafa Kemal için.. Ve, o şehrin, milli mücadeleye katılan ilk spor kulübü Karşıyaka’nın yeri de ayrıydı haliyle.


Ne yaptı?


Armasında ay-yıldız, yani, Türk bayrağını taşıma onurunu verdi Karşıyaka’ya!


Mustafa Kemal’in isteğiyle, armasında ay-yıldız taşıma onuru verilen ilk ve tek spor kulübü, Karşıyaka’dır. Başka yoktur.


İşte bu nedenle, Atatürk için illa bi spor kulübünün adresi gösterilecekse, buna en yakın olanı, Karşıyaka’dır.

Atatürk’ün manevi kızı ve Cumhuriyetimizin ilk tarih profesörlerinden olan Afet İnan, bizzat anlatmıştır. Mustafa Kemal, “ben sporcunun, zeki, çevik ve ahlâklısını severim” sözünü, Karşıyaka Spor Kulübü’nü ziyaret edip, futbol ve özellikle sosyal hayata katılan pırıl pırıl kızlarımızın tenis idmanlarını seyrettikten sonra söylemiştir.

İzmir milletvekilidir Atatürk.


Eşini İzmir’den aldı.


Annesi İzmir’de yatıyor.


Karşıyaka’da.

Spor denilen kavram, sadece attık-yedik meselesi değildir, skordan ibaret değildir. Özellikle Türkiye için, milli mücadele demektir, bağımsızlık, özgürlük, çağdaşlık demektir.

Vay efendim, “bizim kulübü ziyaret etti, bizim taraftarımızdır” filan, hikayedir.
İlla adres lazımsa. Mustafa Kemal, İzmirlidir.
Karşıyaka taraftarıdır.

1 Kasım 2010 Pazartesi

98. Yılın Kutlu Olsun !

Karşıyakalı olmak önce " ÖTEKİ " olabilmektir, başarısızlığı sevebilmektir..
Karşıyakalı olmak büyüdüğün parklarda çocuğunu büyütebilme mutluluğudur..
Karşıyakalı olmak ilk yola çıkmak demektir..
Karşıyakalı olmak herkes uyurken takımının peşinden binlerce kilometre gitmek demektir..
Karşıyakalı olmak  heryerde farklı olmaktır.. 35 ½ olabilmektir..
Karşıyakalı olmak hiç yalnız olmamak demektir..
Karşıyakalı olmak şereftir..
Karşıyakalı olmak bize tanınan en güzel ayrıcalıklı duyguludur..
Karşıyakalı olmak biz olmaktır..

İyiki doğdun 98 yıllık koca çınar..

ÜST TARAFA DÖN