30 Ocak 2011 Pazar

Bir Umuttu Yaşatan İnsanı

Daha dün dibe vurduğumuz , geçmiş 10 yıldaki sezonlarımıza bir dönüş yapmıştık. Tribünde takıma ne olursa olsun küsmemiş birkaç bin kişi. Bize bu görüntü tribünümüzün duraklama dönemlerini hatırlatmıştı. İstemeden de olsa nostalji yapmıştık.

Bir yandan da düşünüyorum ama o yılların da ayrı bir güzelliği vardı. Herkesin birbirini ismen olmasa da sima olarak tanıdığı ve bir tepki koyulması gerektiğinde daha derli toplu hareket ettiğimiz yıllardı. Voleybol maçlarına gidince de aynı , eski hisleri hatırlıyorum. Aynı simalar bıkmadan , usanmadan camiada üvey evlat muamelesi gören evlatlarına desteğe geliyorlar. Salona gelen 500 ya da bazı maçlarda tabii ki de daha az seyirciyi artık tanımaya başladık. Çarşıda , yolda görsek acaba selam vermesem ayıp olur mu diye düşüneceğimiz kadar yakın görür olduk.

Hep diyoruz ya yönetimde şu kadar Karşıyaka'yı iliklerine kadar hisseden kişi var. Hani hep diyoruz ya futbol şubedeki hocamızın ve menajerimizin Karşıyaka çocuğu olduğunu. Hani hep diyoruz ya altyapıdan çıkan kardeşlerimiz futbol a takımında ter döküyor.

Ben bunu bir de voleybol şubemiz için söylemek istiyorum. Aslında her şubemiz böyle ama altyapıdan oyuncu desek fazlasıyla mevcut. Özveri , çaba yok dersek cehenneme gidip orda kendi kazanımıza odun atmış gibi bir tezat içine girmiş oluruz. Kısacası kurtuluş mücadelelerinde yalnız bırakmamalıyız. Avrupa yolunda ilerleyen basket şubemiz , kurtuluş mücadelesi veren genç voleybolcularımız , her türlü fırtına , kaostan sonra yeni bir sayfa açmış futbol takımımız. Gerçekten zor günler geçiriyoruz ve zaman hiç olmadığı kadar birlik ve destek zamanı.

Biraz da bugünkü Dicle Üniversitesi'ni 3 - 2 yendiğimiz maçla ilgili konuşayım. Hakem bugün de felaketti. Ben de her yazımda hakemden bahsetmekten bıktım ama futbol olsun, voleybol olsun bize karşı kendini ispat etmeye çalışmayacak , ego tatminine girmeyecek hakemler gelse keşke maçlarımıza. Neden bir insan 3'e kadar saymakta bu kadar zorlanır ? Çok mu zor yani 3 tane pası sayabilmek ? Birader atla deve değil ki !!! Ne integral alıyorsun , ne de türev kullanıyorsun. Topu topu 1 ( bir ) , 2 ( iki ) ve 3 ( üç ). Üçe kadar sayarken bile kafası karışan hakemler neden bizi buluyor ? Gerçekten düşündükçe işin içinden çıkamıyorum. " Birader hakemlere taktın. Biraz da takımdan bahsetsene " diyenleriniz olabilir. Bir dakika o kısma da geleceğim ama küfürlü tezahurat olmayan bir maçta , oyunu durdurup taraftarın susması için uyarı gönderen bir baş hakem konusuna da birazcık takılayım. Oturup patlamış mısır yiyerek mi maçı izlememizi tercih eder ? Maça gelmeden önce kulübümüze keşke bir faks çekip isteklerini belirtseydi. Haberimiz olmadı beyefendinin isteklerinden. Kusura bakmasın.

Şimdi sıra takımımızda. Her daim diyoruz ki Kanseryaka. Evet kesinlikle öyle. Gençlik ve tecrübesizlik sonucu çok hata oluyor ama artık bazı eksikliklerin geçmesi lazım. Bırakın artık kızlar şu panik havasını. Ereğli maçında kaybettiğimiz setler mi geri geliyor diye salonu bir korku sardı. Sizler de durumun farkındasınız ama artık ipler sizin elinizde. Taraftar her zaman sizin yanınızda. Hatalarınızda dahi moralinizi en üst seviyede tutmaya çalışan , şu an sesi voleybol maçında bağırmaktan kısılmış bir sürü kişi var. Onlar görevini yapıyor. Sizler de farkında olduğunuz hatalarınızın üstüne gideceksiniz. Sizden bunu bekliyoruz. Bırakın rakip panik yapsın. Kendi kendinizin düşmanı olmayın. Rakibin ekmeğine yağ sürmeyin. Sizlere güveniyoruz.

Buse'ye ayrı bir parantez açmak istiyorum. Hani futbolcu olsa , tekmeye kafa uzatacak deriz. Oyununu da beğenmemek elde değil. Seni ve arkadaşlarını görüp tebrik ettiğimizdeki gözlerinizdeki ışıltı hiç sönmesin.

Takımımıza artık genç ve tecrübesiz demek istemiyorum. Tecrübe kısmını sanırım ligin ilk yarısının bitmesiyle söylemekten vazgeçeriz. Şu an için genç bir kadromuz var demek istiyorum. Oyuncularımız da görmüşlerdir ki kaybettikleri maçlarda bile rakip takımların tecrübeli oyuncularıyla aslında aralarında o kadar çok fark yok. ( Ereğli , BJK vb takımlar ) En büyük handikabımız panik yapmak. Yine duyar gibi oluyorum " Genç oyuncular ya , ondan panik yapıyorlar ". İşte buna itirazım var. Ne tecrübeli oyuncular gördük parkelerde aynı panik havasıyla setleri , aldık dediğimiz maçları verdiler. Burda en büyük iş hocamıza düşüyor. O kırılma anlarındaki müdaheleleriyle kayıpsız atlatmamız lazım.

Biraz dağınık bir yazı olsa da umarım meramımı anlatabilmişimdir.

Son olarak ; Mutlu Yıllar Rabia...

29 Ocak 2011 Cumartesi

Buz Gibi 3 Puan

Sanırım kış mevsimi Kıyı Ege dolaylarına son birkaç gün itibariyle resmen geldi. Cuma günkü fırtınanın üstüne , Rize maçının cumartesi öğle saatlerinde buz gibi bir havada oynanacak olması ile bu takımın peşinden Muğla'ya 7 bin civarında giden taraftar sayısı bir anda bıkkınlıkla ve inançsızlıkla 2 bin civarına düştü. Bu seneki en büyük hayal kırıklığımız. Ve bugünkü tribünlerin görüntüsü takımımızın insanlardaki hevesi kırma becerisinin , gerçekten inanılmaz bir hava ile etkisinin eseri.

Bilmiyorum televizyon ekranlarına maçın başlangıcına yakın söylenen tezahurat yansıdı mı ? Ne olursa olsun ekranların başındaki taraftarlarımıza güzel ve yerinde bir mesaj verildiğini düşünüyorum.

Gelelim maça. Sizler ne düşünüyorsunuz ? Çok mu iyi oynadık ? Tabii ki hayır. İyi mi oynadık ? Bence iyi de oynamadık ama karşımıza lider olarak gelen Rizespor da harika bir futbol oynamadı. Hakem faktörü ön plandaydı. ( Kahretsin ki yine hakeme sığınan yönetici ve teknik adamlar gibi oldum ama en azından TRT ekranlarından birçoğunuz penaltı pozisyonunu izleme şansı buldunuz. ) Verilmeyen penaltı ki bu konuda tartışmaya girmek isteyen herhangi bir futbolsever varsa görüntüleri beraber , isterse yüzlerce kez izlemeye ve tartışmaya razıyım. Ardından birçok takdir hakkının rakip takımdan yana kullanılması. Gözü önünde rakibine kafa atan oyuncuyu görmezden gelmesi derken tüm bunların birleşimiyle maçın 0 - 0 'a kilitlendiğini düşünüyordum. Necati'nin de bu maç için hakkını yememek lazım. Kesinlikle çok kritik , 2 önemli kurtarış yaptı.

88. dakikada gelen gol ile 1 - 0 olsun ama bizim olsun dedirten bir galibiyet aldık. Bunalım dönemimizden çıkmamız için gerekli ilk adımı attık. Sırada bu galibiyetlerin devamının gelmesi gerekli. Yoksa bugünkü başlangıcın bir değeri olmayacak.

Taraftarımızın birçoğu belki hayatı boyunca yapmadığı istastik hesabını Karşıyaka'nın Süper lige çıkış yolu için hesaplamalarla yapıyor. Şimdi bu hafta biz Rize'yi yensek , x takım şununla berabere kalsa diye puan tablosu üstünde ihtimaller üzerine kafa yoruyor. Her hafta bazen sevinç ve umutla , bazen de hüsranla o tabloda puanlar üstünde oynamalar yapıyoruz. Karşıyaka adama gerekirse istatistik de öğrendirir , yüksek matematik de öğrendirir. Taha'nın golüyle gelen sevincin , umudun artarak devam etmesi dileğiyle ...

26 Ocak 2011 Çarşamba

Final Four'a Doğru

Bugün aldığımız galibiyetten sonra bizden mutlusu yoktur heralde. Maça gitmeden önce emindim Arena'da bu maçı kazanacağımızı ama böylesine güzel bir oyun, 20 sayılık bir fark açıkçası beklemiyordum. Takım çok iyiydi, tribünler çok iyiydi. Eğer böyle gidersek Final Four'a adımızı yazdırmamız işten bile değil.. Gruptaki en önemli isimlerden birisine 20 sayı fark atabilmek her yiğidin harcı değildir heralde.
Tasarım : Umut Baysal
Salonun yarısından fazlası doluydu. Muhteşem bir destek vardı bugün takımımıza resmen hep beraber aldık bu maçı. Takım ve tribünün bu kadar birbirine inandığı bir maç uzun süredir görülmemiştir. Maça çok etkisi oldu taraftarın. 4 periyod boyunca bir taraf sussa diğer taraf bağırıyordu. Krka nereye geldiğine biraz şaşırmış gibiydi..

İlk yarının en göze çarpan ismi Jovo oldu bana göre. Attığı sayılar ve parkedeki hakimiyeti çok güzeldi, sezon başında verilen parayı hakettiğini gösterdi bugün. İlk periyodun en kötü yanlarından birisi Andre'nin ve Holston'un 3 foul hakkını doldurmuş olmasıydı. Bu yüzden tüm maç boyunca Andre ve Holston çekingen oynadı. Çekingen oynadı dediğime pek bakmayın aslında, Holston bugün bana göre muhteşem bir oyun sergiledi. Bir ara 3-4 metre zıplayıp top falan çaldı, bazen hırslandı içeriye hiç korkusuzca girip sayısını attı. En kritik yerlerde hiç korkmadan üçlüğünü salladı ve sayıya dönüştürdü. Takımı çok güzel idare etti bugün..

Bana göre ikinci konuşulması gereken isim Alper'dir. Alper sezon başından beri eleştirilen orta düzeyin biraz altında oynayan bir oyuncuydu ama bu maçta çok başarılıydı. Attığı üçlükler, oynanan setleri düzgün ve hatasızca oynaması, ruhunu ortaya koyarak oynaması.. Alper'in bugün görülen özelliklerinden sadece bazılarıydı bunlar. Andre yine her zamanki gibi sinirli, Karşıyakalı çocuk imajından vazgeçmedi. Ciddi anlamda ben böyle hırslı bir yabancı uzun süredir görmemiştim. Özellikle tam hatırlamamakla birlikte 3. periyodda bir serbest atışı sokamadıktan sonra topu inadına alıp o potadan içeriye sokması ruh halini gayet güzel yansıtıyordu..

Daha yazılacak, konuşulacak çok oyuncu, çok olay var fakat şimdilik beklemedeyiz. Final Four'a gidene kadar yolumuz uzun o süre zarfında herşey tartışılır elbette. Bu maçlık özet halinde gözüme yansıyanlar bunlar sadece.. Uzun lafın kısası Avrupa'da büyük bir başarıya imza atmamız için tek gerekli şey süre. Yetenek, inanç hepsi bizde mevcut. Bu takım bunu başarır.

25 Ocak 2011 Salı

Geçmiş Olsun Halil Üner


Geçtiğimiz akşam rahatsızlanarak Kent Hastanesi'nde anjiyo olan ve ana damarlarından birine stent takılan Halil Üner'e Anlayamazsınız ekibi olarak geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Umarız en kısa sürede sağlığına kavuşur ve basketbola yaptığı hizmetlerine devam eder.

Geçmiş olsun Halil Hoca.

Avrupanın En İyileri

Avrupa'nın en iyi 21. takımı.. Evet yanlış duymadınız, Karşıyaka Basketbol takımımız Avrupada 21. sırada! Ve bu sıra EuroChallenge'da alınacak olan her galibiyetten sonra teker teker artacak.. Önümüzde Galatasaray, Efes Pilsen ve Fenerbahçe var.. Bu 3 Türk takımının yanında birde Karşıyakamız, 21. sırada.. Türkiye'yi Avrupa devlerinin yanında temsil etmekten gurur duyuyoruz. Karşıyakalı olmanın ne kadar gururlu ve onurlu olduğunu yandaki tablo gayet güzel açıklıyor. Bu sezon EuroChallenge kupasını kazanıp, tarihimizi, büyüklüğümüzü herkese tekrar duyurmak için büyük bir fırsat yakaladık.. Bu fırsatı tepmeyip tarihe adımızı yazdıralım.. Teşekkürler, bize bu gururu yaşattığınız için..

23 Ocak 2011 Pazar

Haftanın Karşıyaka Gündemi #3

  • İkinci yarının ilk mağlubiyetini aldık. Antep 1 - 0 Karşıyaka.
  • Tofaş'ı basketbolda 76 - 69 yendik.
  • EuroChallenge'da emin adımlarla yola devam ediyoruz. İlk maçı Antwerp Giants karşısında 82 - 89 önde bitirdik.
  • Barış Memiş ve Mustafa Sevgi doping olayları sonucunda 2 yıl müsabakalardan uzaklaştırıldı.
  • Doping olayıyla ilgili 100.000 TL'lik para cezası yedik.
  • Karşıyaka Genç Takım, Eczacıbaşı karşısında 3-2 mağlup oldu.
  • Karşıyaka A Takım, Eczacıbaşı karşısında 3-0 mağlup oldu.

23 Ocak 2011 / Pazar

21 Ocak 2011 Cuma

Sessiz Bir Camia

Bu camia acaba Euro Challenge 2. turuna kaldığımızın farkında mı ? Bu kupa Avrupa'nın önemli kupalarından birisi. Ve bizim basketbol takımımız bu kupaya ulaşmak için emin adımlarla ilerliyor.. Bizler ne yapıyoruz ? Onlara ne kadar destek çıkıyoruz ? Bir futbol takımının play-off'a kaldığında haftalarca hazırlanırken, basketbol takımımız Avrupa'nın en önemli kupalarından birisinde önü açık şekilde ilerlerken neden durgunuz ?
Son Avrupa maçından sonra Kaf Kaf ! - fotoğraf : KSKTV -

Camia olarak şunun farkına varmak lazım. Bu kupayı alırsak Avrupa ve Türkiye'de adımız büyük yerlere gelecek. Yıllardır büyük takım olduğumuzu biliyoruz ama bunu neden diğer insanlara göstermeyelim ? Avrupa kupasına bu kadar yakınken hala Arena'da sadece 2000-4000 taraftara mı oynayacağız ? Daha geçen senelerde Avrupa maçlarını 400-500 kişi izleyenlere ruhsuz bunlar neden gitmiyorlar maçlara diyorduk. Farkında olmadan belkide bu hataya şu an bizde düşüyoruz. Camia olarak uyanmamız şart!

Bu uyanma öyle Çarşı'ya asılacak afişlerle falan değil, ulusal medyada çıkacak haberlerimizle olmalı. Halkapınar'da 10.000 kişiye oynamak varken neden Arena'da bu taraftarla oynayalım ? İsmimizi Avrupaya taşıma şansı bulmuşken, ve bu şansta en çok bizim payımız olması gerekirken bizimde artık birşeylerin farkına varmamız lazım. Bu takım yürekleriyle Final Four'a kadar gidiyor ve biz hala sadece maçlardan sonra " Yendik " haberleriyle takımı anıp başka branşlara yöneliyoruz..

Uyan Karşıyaka.. Büyük bir sportif başarı geliyor. Bunda seninde parmağın olsun!

17 Ocak 2011 Pazartesi

Ara Transfer

Daha transfer yasağını kaldıramadık ama 3. yeni transferimizle imza aşamasındayız. Görünen o ki bugün , yarın Yaşar Holding'den gelecek kaynak TFF'ye yatırılarak transfer yasağı kaldırılacak. Tabii ki öyle umuyorum. Gecikme olursa hani bugün , yarındı demeyin. Belki de yazımı girdiğim dakikalarda para federasyonun hesabına yatmıştır bile. Kim bilir ? Burası Karşıyaka. Her an her şey olabilir.

Önce eski oyuncularımızdan Ulaş Ortakaya , daha sonra Yunus Altun ile anlaştık. İdmanlara çıkıyorlar.

Ayrıca Karabüksporlu Engin Aktürk gündemde. Sağ kanatta görev alıyor. Tam da Feridun'un oynadığı mevkide dersem bazı arkadaşlarımız için daha sevindirici bir haber olabilir :)

Şimdi ise İrlanda'nın St. Patrick's Athletic takımından Vincent Faherty'nin kutsal topraklarımıza geleceği bilgisini verebiliriz. 1987 doğumlu ve forvet mevkiinde görev alıyor.

İnsanın İçi Acıyor

Yine gittik. Yerimizde duramadık. Voleybol maçına mı gidilir diyen bazı arkadaşlarımıza inat yola koyulduk.

Futbolda paraları ne kadar kolayca tazminatlara savuruyorsak , voleybolda ise tam tersi. Var olmayan bütçemizi takvim satışı olsun , kombine olsun , piksel satışı olsun sürekli arttırmaya çalışılan kısıtlı kelimesinin bile az kaldığı bir bütçemiz var.

Dün çok önemli bir maça çıkmıştık. Rakip Ereğli Belediyesi'ydi. Kapatılması için çalışılan şubemizi ayakta tutma çabası verdiğimiz sezondaki en kritik rakiplerimizden biri. Maçın önemini kavramış bir Konya Ereğli'si vardı. İlçelerinin mülk-i amirleri üşenmeyip Karşıyaka deplasmanına gelmişlerdi. Bizim ise kulüp başkanımızın bile kendi voleybol şubesinden pek haber aldığını düşünmüyorum.

Bir takım düşünün ki yarısı önce genç takımlar maçına çıksın ve ardından terleri biraz soğuyup , az bir soluklanmayla A takım maçındaki yerlerini alsınlar. Yaş ortalaması 19.

Maçı malesef 3 - 0 kaybettik. Bu sefer tecrübesizlik , şanssızlık ve hakem faktörü. Üçü de birleşti ama 2 seti 5-6 sayı öndeyken elimizle verdik. Hani düşünün arkadaşlar bir ara basketbol takımımızın 3. çeyrek kabusu vardı. Malesef bir benzerini voleybol için yaşıyoruz. 5-6 sayı önde girdiğimiz son virajda seti vermeyi başarabiliyoruz. Burda artık tecrübesizlikten demek de istemiyorum ama bu kadar da panik yapılmaz !!! Futbolda diyoruz ki maç 90 dakikadır. Voleybolda ne diyelim ? Seti aldık havasına girip sonra rakibin bir , iki puanıyla paniğe kapılmak ve kendi elimizle seti vermek. Çok zor bir işti ama başardık. Oyuncularımızın da böyle olmasını istemediğini biliyorum. Ne kadar üzgün olduklarını da tahmin ediyorum ama inanın kızlar en az sizin içinizin acıdığı kadar bizlerin de içi acıyor. Maçtan sonra ağlayan koca koca adamlar , ne olduğunu anlayamayan bizler. Sporda kaybetmek de var kazanmak da ama işte o kısımda bu olmamalıydı. Biraz daha konsantre olmak mı ? Ya da nasıl tanımlanırsa tanımlansın o sorunu aşmamız lazım.

Benim gözlerim bozuk. Gözlük kullanıyorum arkadaşım. Yalnız gözlüklerle o hakemlerden net gördüğüme eminim. Yani federasyona çizgi hakemliği için başvursam bizim maçlara gelen birçok çizgi hakeminden daha iyi iş çıkaracağıma eminim. Dün bir pozisyon oldu ki görmeniz lazım. O anı fotoğraflamak isterdim ama maçın heyecanında makineyi bir şekilde düşürmeyi başarırım diye artık birçok voleybol maçına fotoğraf makinemi yanımda götürmüyorum. Bütün tribünün çıldırdığı bir andan bahsetmek istiyorum. Son setin son sayıları. Zaten yine elimizde seti veriyoruz ve sinirler gergin. Yaklaşık yarım metre içerdeki topumuz ( Hani çizgi üstünde falan değil. Çok net içerde. Kafa karıştıran , belki diyebilceğimiz pozisyonlardan biri değil ) için dışarda diye bayrak kaldıran çizgi hakemi. İnsanın inanası gelmiyor. Bu adamcağız dibindeki pozisyonu nasıl göremez ? Hakemler de insan hata yapardan öte bir durum. Öyle bir pozisyonda hatalı bayrak kaldıran insan bence o meslekten para kazanma hakkına sahip değil. Herhangi biri de gerçekten o işi yapabilir. Nasolsa federasyonun lisanslı hakemi de saçmalıyor . Yoldan çevirip üstüne hakem forması giydirdiğimiz bir gariban , işsiz saçmalasın fark etmez.

Ve gelelim minik taraftarlarımıza. Ne güzel yüreğiniz var sizin ! Bıkmadan , usanmadan tezahurat yapmanız , Kaf Kaf çekmeniz. En az sahadaki genç oyuncularımız kadar efor sarfetmeniz. Evet voleybola ilgi az ama her anında ayrı bir hikaye var. Umarım bu onurlu özverili mücadele ligde tutunuşumuzun hikayesi olarak tarihe yazılır.

Hakemdi , kendimizdi derken bir maçı elimizden kaçırdık. Tabii ki sağlık olsun. Sizlere güveniyoruz kızlar. Evvelki haftaki galibiyet gözyaşlarınıza nasıl ortak olduysa birçok kişi , mağlup geldiğinizde de o gözyaşları sizinkilerle beraber parkeye karışıyor.

16 Ocak 2011 Pazar

Geçmiş Olsun Gamze !

Fotoğraf : Vehbi Mogol
Bugün Ereğli ile yapılan maç sırasında yere düşüp, dizinden sakatlanan Gamze'ye büyük geçmiş olsun diyoruz.

Genç takım maçında sakatlanan Gamze, A Takım maçında yer bulamadı. Furkan'dan sonra Gamze'de sakatlandı. Umarız bu zincir devam etmez.

Bu olaydan sonra rakip takım olan Ereğli'nin Gamze salondan ayrılırken alkışlaması sporun güzel yanını gösterdi. Buradan Ereğli genç takımına da ne olursa olsun sporcu arkadaşının yanında olduğunu gösterdiği için teşekkür ediyoruz. İnşallah Gamze'nin durumu ağır değildir ve biran önce parke salona geri döner. Gelişmeleri twitter hesabımızdan aktarmaya devam edeceğiz.

Haftanın Karşıyaka Gündemi #2

  • Türkiye Kupasına elveda dedik. Karşıyaka 0 - 1 Kasımpaşa.
  • Dostluk içersinde geçen basketbol maçında Trabzon 80 - 77 Karşıyaka skoruyla mağlubiyete uğradık.
  • Karşıyaka Genç Takım, Ereğli karşısında 3-0 galibiyet aldı.
  • Karşıyaka A Takım, Ereğli karşısında 3-0 mağlup oldu.
  • Yunus Altun ile sözleşme imzaladık.
  • Baykal ve Tiago doping bakımından temiz çıktılar.
  • Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım anıldı.

16 Ocak 2011 / Pazar

Trabzon'da Dostluk

Trabzon & Karşıyaka
Trabzonspor 80 - 77 Karşıyaka

13 Ocak 2011 Perşembe

Annemizi Anıyoruz !

Karşıyakalı olmanın en güzel yanıdır büyük bir Atatürkçü ruhuyla yetiştirilmek.. Karşıyaka topraklarında yatan, hepimizin gönüllerine taht kurmuş o güzel insan var. Annemiz Karşıyaka topraklarındadır! Atatürk'ün bize en büyük emanetidir.. Annemizi anmak için, ölümünün 88. yıldönümünde onun mezarının başında toplanıyoruz.. 14 Ocak 2011 Cuma günü saat 10:00'da en büyük değerimiz Zübeyde Annemiz için mezar başında görüşmek dileğiyle..

11 Ocak 2011 Salı

Çok Önemli Haftasonu !

11 Ocak 2011 Salı
13:30 İstanbul BB - Karşıyaka / Futbol

15 Ocak 2011 Cumartesi
16:00 Trabzon MP - Karşıyaka / Basketbol

15 Ocak 2011 Cumartesi
20:00 Karşıyaka - Kasımpaşa / Futbol

16 Ocak 2011 Pazar
16:00 Karşıyaka - Ereğli / Voleybol

10 Ocak 2011 Pazartesi

Voleybol İçin Seferberlik

Kısıtlı bir bütçeyle, maddi imkanı olmadan, sadece Karşıyaka Spor Kulübü adını yaşatmak için ve 100 yıllık büyük bir çınar olan Karşıyaka'nın adını voleybolda devam ettirmek için yola çıkan yönetimimize destek çıkabileceğimiz bir güzel kampanya daha..

Voleybol yönetimimizin çıkardığı ve sadece 10 TL olan bu takvimleri Kaf Kaf Store Alaybey Mağazasından alabilirsiniz. Tüm gelirlerin voleybol şubeye bırakılmasının yanında böyle güzel bir takvimin evde bulunması artı olarak bir güzellik sağlıyor.

Haydi Karşıyaka, bu güzel insanları yalnız bırakma..

9 Ocak 2011 Pazar

Haftanın Karşıyaka Gündemi

  • Karşıyaka Basketbol şubemizle ilk cezamızı aldık. 8.000 TL'lik cezamız hayırlı olsun..
  • Karşıyaka Antalya'da Türk Telekom ile yaptığı ilk hazırlık maçını 1-0 kazandı..
  • Pınar Karşıyaka basketbol takımımız evimizde oynadığımız maçı 91-82 önde kapadı..
  • KSK İZKA Genç Takımımız İller Bankasını deplasmanda 3-2 mağlup etti.
  • KSK İZKA A takım İller Bankası karşısında 3-0 mağlup oldu.
  • Ulaş Ortakaya ile sözleşme imzaladık..
  • Tüm gelirleri voleybol şubeye aktarılacak olan Karşıyaka takvimleri satışa çıktı.
9 Ocak 2011 / Pazar
Bundan sonra her hafta pazar günü özet haftalık Karşıyaka gündemi oluşturulacaktır.

7 Ocak 2011 Cuma

Kamptan Kısa Kısa...

Takımımız Antalya'da kampta. Turgut Uçar hocamız hem yeni transferleri bekliyor hem de mevcut oyuncularımızla yoğun bir çalışma temposuna giriyor. Malesef elimde kamptan fotoğraf yok. Kısa kısa notlara gelelim.

Tiago ülkesinden geri geldi. Takıma katılacak.

Bildiğiniz gibi eski oyuncumuz Ulaş Ortakaya ile anlaşıldı.

Kaleci transferimiz için görüşmeler devam ediyor. En azından Bülent Ataman transferinin olmayacağını ümit ediyorum.

Medyaya yansıyan Konyasporlu Ramazan Kahya transferi netlik kazanmadı. Kim bilir belki de yarına hiç düşünülmeyecek.

Alternatif isimler üstünde teknik heyetimizin ve yönetimimizin çalıştığını biliyoruz.

Kampta ; ağır bir sakatlık döneminden çıkmış Olgay'ın performansı dikkat çekiyor. Önceden oynadığı düzeye gelmiş bir Olgay en iyi transferlerimizden biri olacaktır. Tekrardan geçmiş olsun diliyoruz. Gerçekten kendisi çok ağır bir sakatlık dönemini geride bıraktı.

Haftaya Türkiye Kupası Grup maçında İstanbul B.B. ile deplasmanda karşılaşacağız.

Takip eden arkadaşlarımızın bildiği üzere forvet transferi için de çalışmalar devam ediyor. Formda bir Okan ve yeni forvet transferimiz ile en azından bundan sonra çift forvet düzeninde bir hücum hattıyla sahaya çıkmamızı umuyorum.

Transferde adı geçen birçok isim var ama burda dile getirmek istemiyorum. Umarım basına da birçok isim yansımaz. Sonra birden fiyatlar nedense artıyor. Sessiz , derinden ve isabetli transferler gerçekleşmesi dileğiyle ...

2 Ocak 2011 Pazar

Karşıyakalı Ruhu !

Karşıyakalı olmanın onurlu duruşunu, Karşıyakalı ruhunu bize yansıtan sultanlarımıza, yönetimimize, teknik ekibimize sonsuz teşekkürler. Uzun süredir bu kadar gururlanmamıştım tribünde. Resmen canlarını ortaya koyup savaştı hepsi. Yeri geldi aldığımız bir sayıdan sonra sevinçten oynadılar, yeri geldi kıl payı tutamadıkları bir top yüzünden parkelere vurdular.. Ama aslanlar gibi çıktılar oynadılar. O forma size çok yakıştı. Hepinize helal olsun..

1 Ocak 2011 Cumartesi

Bir Bakışta İlk Yarı

15 senedir süperlige çıkamayan bir takım için kötü bir ilkyarı geçirdik bu sezon. İlk yarıya şöyle bir göz attığımızda yapılan büyük hatalar, yanlış hamleler, önlem alınmayan işler, gereksiz harcamalarla doluydu. Hiç mi iyi yanı olmadı ilk sezonun bana kalırsa tek iyi yanı Türkiye Kupasında bu kadar ilerlememiz oldu. Kayserispor'u yendik moral bulduk, daha sonra ligde güçsüz takımlara yine yenildik. Bir gayret dedik gruplara kaldık ertesi hafta evimizdeki kolay maçta yenildik..

Şimdide ilk yarıya biraz iyimser bakmak istiyorum. İkinci yarı birçok şey değişebilir. İki sezon önceki Diyarbakır'a bakalım bir. İlk yarı berbat oynadılar. Başkanları yoktu, sahipsiz kaldılar. Küme düşeceklerinden korkmaya başladılar. Sürekli puanlar kaybettiler. Herkes küme düşecekler gözüyle bakarken onlar ilk ikiden Süperlige çıkmayı başardılar..

Aynı sezon Boluspor. İlk yarı o kadar kötü oynadılar ki hiç forvetimiz yokken 3 gol attık onlara. Fakat ikinci yarı öyle bir tempo tutturdular ki kimse tutamadı onları. Önleri açıldı eğer biraz daha zorlasalardı ilk ikiden Süperlige çıkacaklardı..

Ve biz.. Takım olarak kötü durumdayız. Son günlerde çıkan yasaklı madde haberleri ile kulüp iyice dalgalanmaya başladı. Teknik Direktör sıkıntımız oldu başımıza Turgut Uçar getirildi. Kaçıncı teknik direktör oldu biz sayamadık. Teknik direktörlere verilen paralar ile çok güzel oyuncular alınabilirdi. Yanlış politika ile yine yanlış oynadık..

Kaleci sıkıntımız büyük. Bu sorunu artık halletmemiz lazım. Kulübedede sahadada kaleci yok bana göre. On gol yediysek yedisi kaleci hataları yüzünden oldu. Bu sorunu biran önce halletmeliyiz. İkinci yarı küme düşecek takımlar var güçleriyle sahaya çıktıklarında kalecinin işi dahada zorlaşacak. Kolay maçlarda bu kadar kolay gol yiyen kaleci orada hiçbirşey yapamayacaktır malesef..

Baki Mercimek ne kadar eleştiri alsada son oynadığı maçta güzel bir performans çıkardı aslında. Fakat bu performans yapabileceğinin en iyisiydi diye düşünüyorum. Ne kadar tepki alırsa alsın son günlerde yasaklı madde ile gündeme gelen isim Tolga yerine ikinci yarı denenebilir belki.. Defans hattına güzel bir nokta atışı transfer tadından yenmez.. Kıvanç Karakaş'ın bu takımda forma bulmasını istemiyorum ben. Bu istememe sebebimi kendime saklıyorum. Fakat Kıvanç ile bu iş olmayacak.

Kesinlikle ve kesinlikle en önemli mevki transferi forvet. İlk yarıda her zaman bir maçlık performanslarıyla öne çıkan forveletlerle oynadık. Roni'yi aldık gayet güzelde bir oyuncu fakat çok az zaman verdik. Osman son günlere doğru açıldı fakat bu performansı sürekli devam eder mi bilmiyorum. Eğer kendini geliştirirse çok güzel bir forvet çıkacaktır ortaya. Kafa vuruşları ve bitiriciliği çok güzel. Yeni teknik direktörün kendisine şans vermesi lazım..

Pek bir analiz niteliğinde yazı olmasada içimden geçenleri yazmak istedim. Sizde yorumlarınızla ilk yarı hakkında düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. Nasıl bir yarıyı geride bıraktık bilmiyorum ama ikinci yarı umarım toparlanırız.. Yoksa çok kötü günler bizi bekliyor.

ÜST TARAFA DÖN