31 Mayıs 2012 Perşembe

Kongreden Akılda Kalanlar

Çok uzun yıllar sonra çift adaylı bir kongre gördük. Buna da şahit olduk ölümlü dünyada diyebiliriz Karşıyakalılar olarak. İlk önce en önemli gelişmemiz budur. Tarih Baba Tahir Kaptan'a sorduğumuzda belki bir iki sene sapmayla en son çift adaylı kongrenin 1964 yılında yapıldığını öğrendik.

Birçok insan deplasmana gider gibi heyecanlıydı. Zaten gün sonunda  3-4 saat uzaklıktaki yakın deplasmana gitmiş gibi bir hava vardı. Saat 5 gibi salon çevresi kalabalık haberlerini alıyorduk ki gece 3 civarı salonda halen ayrılmayan 250 - 300  civarı Karşıyakalı varmış. Ben 01.30'da artık pes ediyorum ve eve gidiyorum diyen tayfadanım.

Twitter üzerinden canlı anlatma şansımız oldu. Gurbette olma hissini iyi bilirim. Umarım salondaki ambiansı en azından uzaklardaki Karşıyaka sevdalılarına iyi bir şekilde aktarabilmişizdir.

Çok az gerginliğin olduğu ve divan kurulunun oyların sağlıklı sayımının yapılması için can siparene çalıştı. Sandık çevreleri çarşamba pazarı kalabalığından arındırıldığından sonra sayım işlemlerine geçildi.

İki adaydan da net bir şekilde kaynaklarını açıklamalarını beklerdim. En azından Azat Yeşil'in bütçesinin nasıl şekilleneceğini önceki konuşmalarından biliyorduk. Asıl merak edilen Cihan Başkanın gelmesiyle bütçenin nasıl yaratılacağı ve olası sponsorlar. Ne yazık ki bunu duyamadık. İki adaydan da çok açıklayıcı bütçe konuşmaları gelmedi. Cihan Başkandan en yakın zamanda bütçedir , sponsordur artık tüm konulara açıklık getirmesini diliyoruz. Gerçekten umut ediyoruz. Güzel günlerin gelmesini çok istiyoruz ama her Karşıyakalı gibi bilgi edinme konusundaki hakkımız da bizlere bütçe konusunda açıklık getirilmesini hatırlatıp duruyor.

Kongrede futbol şubenin A.Ş haline gelmesi kaşla göz arasında eminim ki çoğu kişinin klasik neyi oyladığını bile bilmeden  onaylıyoruz demesiyle dernek statüsünden şirketleşmeye gitme yolu açıldı. Kişisel fikrim bize göre bir olay değil şirketleşme. Önceden bir kez denedik ve bize uygun olmadığını görüp hemen yol yakınken dönmüştük. Önümüzde bir Göztepe örneği var. Birkaç yılda bir kulübün sahibinin değiştiği. Adanaspor başka bir örnek. Bugün duyduğumuz haberlerde ise A.Ş hisselerinin zengin işadamlarına satılacağı ve Azeri petrol milyarderlerinden birinin de adı dedikodularda geçiyor. Bakın tekrardan söylüyorum dedikodu. Aynı belli olmayan sponsorlar gibi.

Gelelim bazı detaylara ; Toplamda 351 kongre üyesi oy kullandı. Aidat ödemesini önceden yapmamış üyelere de imkan sağlandı ve aidatını ödeyen her üyemizin oy kullanma hakkı listelere işlendi.

3 sandık vardı. 1. sandık 1912 yılında kurulan kulübümüzün 1 numaralı üyesinden başlayıp 1500'e kadar olan üyeleri içindi.

2. sandıkta ; 1500 ve 3000 numaralı üyeler arasındakilerin oy kullanbabileceği sandıktı.

3. sandık ise ; 3000 ve daha sonra gelen numaralar için geçerliydi.

1 nolu sandık en eski üyelerin olduğu sandıktı. Artık 1912'den itibaren hangi yıla kadar 1500. üyeye ulaştıysak o tarihe kadar üye olmuş Karşıyakalılar içindi. Tahminler bu sandıkta Selçuk Yaşar'ın da desteğini almış Azat Yeşil'in daha eski üyelerce destek göreceğiydi. İşte ilk sandık açıldı ki Türkiye'de genel seçimler bile daha çabuk sayılırken biz 3 tane sandığı gece 1'e kadar zor sayabiliyoruz. Eee kanseryaka her alanda işliyor. Hiç beklenen olmadı. Cihan Büyükoral'a çıkan 50 oya karşı , Azat Yeşil'e 38 oy çıktı. İşte o zaman anladım ki  bu sandıktan küçüklüğümde karşı apartmandan bildiğim Cihan abi , amca artık ne derseniz diyelim ya da Cihan Başkanın yarışta ipi göğüsleyeceğiydi.

2 nolu sandık biraz daha yaş ortalamasının düştüğü ama genelde orta yaşlıların bulunduğu sandıktı. Keşke kulüp defterlerine bakma şansımız olsa da 1500. üyenin hangi tarihte üye olduğu görsem ve işte şu tarihten başlayıp şu tarihe kadar üye olanların oy kullanabildiği sandık diyebilsem. Bu sandıkta Cihan Büyükoral'ın çoğunlukta olmasını zaten bekliyordum ama farkın birden açılmasını Cihan Büyükoral'ın birçok destekçisi dahi beklemiyordu. 80 oy Cihan Başkana , 48 oy ise Azat Yeşil'e gitmişti.

Ve son sandık . Artık en yeni üyeler. 3000 numaralı üyeden artık en son kaydı yapılan üyemizin numarası kaçsa o sıraya kadar. Muhtemelen 3600  ya da 3700 civarı bir şey olması gerekiyor. Yaş ortalamasının en genç olduğu diye söylenen sandıktı. Bu sandıkta daha yeni üyelerin Cihan Büyükoral'a yöneleceği kanısı hakimken yine tahmin , olasılık ortada bırakmayan kongremiz kendini gösterdi ve Azat Yeşil 61 , Cihan Büyükoral 52 oy aldı.

Ve gecenin finalinde Azat Yeşil ve Cihan Büyükoral'ı kol kola görmek , kaybetmesine rağmen Azat Yeşil'i sanki başkan olmuşcasına onore etmek , işte bize de bu yakışırdı. Klişe tabirle ; kongrelerimizde görmek istediğimiz tablolardan biriydi.

" Bugün ben kaybettim ama Karşıyaka kazandı. tek adaylı kongre olsaydı belki bu kadar kişi toplanmayacaktı. " diyen Azat Yeşil de kaybetmedi kongreyi.

Bundan sonra kazanan Karşıyakamız olsun...

Kongre'den Canlı Takip

Bugün Anlayamazsınız Blog ile çok güzel bir iş ortaya koyduğumuza inanıyoruz. Akşam 18:00 ile başlayıp, gece 00:30'a kadar süren kongremizi en ufak ayrıntılara kadar tüm uzakta olanlar ve bazı sebeplerden dolayı orada olmayanlar için ayaklarına kadar getirdik. Baştan sonra büyük titizlikle, tüm kongrede yaşanan her haberi saniyesi saniyesine ilk olarak size Anlayamazsınız Twitter'dan bildirdik..

Bu işin en güzel yanı ise bu kadar yorucu bir takibin ardından eve geldiğimizde bize edilen yaklaşık 40-60 arası teşekkür yorumuydu. Böylesine önemli bir günde uzakta kalan ve kalbi burası için atan Karşıyakalılarımızı böylesine mutlu ettiysek, biz bu işi severek yapmaya sonsuza kadar devam edeceğiz.

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Kongre Günü

2012-2013 sezonu için büyük günlerden bir tanesi çok yakında, bugün. Geçirdiğimiz berbat sezonun ardından, kurulan yepyeni bir yönetim ile bugün yeni bir sezona ilk beyaz sayfayı açıyoruz. 16 yılın verdiği yorgunluk, geçen senenin büyük hüsranı, gidilen yüzlerce deplasmanın yorgunluğu ve kalplerimizde hiç bir zaman bitmeyecek olan bir Karşıyaka aşkıyla yeni sezon hayırlı uğurlu olsun.

Bu sezonda ilk düzlükte bugün yapılacak olan kongre seçimleri var. İki tarafta da büyük isimler var. Bir yanda Azat Yeşil, diğer yanda ise Cihan Büyükoral. Böyle iki büyük ismin karşı karşıya olmasında en çok sevindiğim şey çok uzun yıllardan sonra bir kongrede sandık açılacak olup, camianın oyları ile yönetimin seçilecek olması. Bir yanda ise böyle iki büyük ismin karşı karşıya olması üzücü. Bir yanda son 5 senedir Karşıyaka'nın elinden tutmuş, voleybol şubesi kapanacakken ve 2. ligdeyken elinden tutmuş, bu seçimlerde Selçuk Yaşar gibi büyük destekçimiz ve Karşıyakalı birisinin onayını almış Azat Yeşil, diğer yanda ise geçmiş yıllarda başarılı bir yöneticilik yapmış, geleceğe dair çok kararlı projeleri olan, arkasında Karşıyaka'ya sağlayabileceği yararlı bir çok insan olan Cihan Büyükoral.

Yarın oy kullanacak sayı tam olarak 198. Bu kişilerin verecekleri oylar, kimin kimin yanında olduğu aslında az çok belli. Fakat bu kadar belli olmasına rağmen ben başkan olacak kişinin kim olacağını pek kestiremiyorum doğrusu. İki yönetim listesi de şu ana kadar açıklanmadı, sanırım bugün içinde açıklanacak.

Bu yazı kimin seçileceğinden çok Karşıyaka'nın nasıl bir yönetime ihtiyacı var yazısıdır. Bizler kulüp yönetiminden önce içimizden insanları istiyoruz orada. Karşıyakalı duruşunu kürsüye çıktığında bizlere yansıtacak, alehimize gelişen olaylarda elini masaya vurmasını bilecek, ne olursa olsun Karşıyaka'yı yalnız bırakmayacak, taraftarının değerini bilecek insanların orada olmasını istiyoruz. Bu bakımdan ben iki tarafında farklı olduğunu düşünmüyorum, her ikisi de gözümde büyük Karşıyakalı insanlardır ve bu yönden içim çok rahat. Karşıyaka yıllardır malesef çok kötü yönetiliyor. Her gelen ortaya bir para koyuyor, borçları cebinden kapatmaya çalışıyor fakat sezon bitip, yönetim değişince parasını alıp tekrar aynı borç batağına sokup gidiyor. Biz böyle bir yönetim istemiyoruz. Bizler, canımızı feda edebileceğimiz Karşıyaka için cebindeki trilyonlardan birazını ortaya koyup, her şey Karşıyaka için deyip, sezon bittiğinde o parayı Karşıyaka'ya helal edecek adamlar istiyoruz.

Gerekirse sert yöneticiler istiyoruz. Futbolcuların korkacağı, rakip takımın yöneticilerinin sahamızda sevindirmeyecek, kötü gidişata tesislere adım atmasıyla son bulduracak bir yönetici. Taraftarın dilinden anlayan, gol kaçtığında taraftarın o kalp atışlarını kendi içinde hissedecek bir yönetici. Bu semte girdiği zaman takım kötü durumdaysa gülmeyecek bir yönetici. Takım kötüyken dönüp taraftara el kol hareketi yapmak yerine, kendisini koltuğunda üzüntüsüyle göreceğimiz bir yönetici istiyoruz.

Yarın saat 18:30'da o kongrede yerimi alacağım, twitter hesabımızdan kongreyi canlı canlı takip edebileceksiniz.

Sonuç ne olacaksa olsun, umarım bu sefer Karşıyaka için hayırlısı olur.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Bir Yanda Alt Lig Bir Yanda Yükselme !

Tribünlere girdiğimde maçın 34.dakikasıydı ve Altınordu ADS karşısında 1 - 0 gerideydi. Açıkcası bu maça gitmek için biraz kararsız kalmıştım. Sonrasında ise tarafsız gözle bir maç izlemek iyi olur düşüncesinde bu kritik randevuya doğru yola çıktım.

Altınordu da İzmir'de kendi yağıyla kavrulan az ama öz taraftarı olan ve genelde yaş ortalaması homojen dağılmış değil de ortalamanın yüksek olduğu takımlardandır. İzmirsporla birbirlerine benzer yanları var ama gördüğüm kadarıyla İzmirspor'un daha fazla sayıda genç taraftarı var. Ona etkenin de altyapıdaki çocuklara sevgiyi aşılamadaki imkanlarına bağlıyorum.

Tekrar maça dönersek ; Altınordu'nun düşme potasındaki rakipleri o sırada yenik durumdaydı ve berabere kalması ligde tutunmasına yetecek idi. 10 dakika geçti ve ilk yarının bitmesine az bir süre kala kalelerinde 2.golü yediler ve çıkmadık candan ümit kesilmez diye dense de Altınordu takımında bunu gerçekleştirebilcek bir gücün malesef sahada olmadığı açıkca belliydi.

Altınordu yönetiminin ligde kalma mücadelesine destek çağrısına uyan bir grup vardı. Aslında sayıları çok fazla olmasa da hem ADS hem Altınordu tarafında Göztepelileri görmek mümkündü. Maçın 58.dakikasında Karşıyaka'ya küfürlü tezahurat girmeye çalışmaları ne kadar Altınordu'nun düşmeme mücadelesiyle örtüşse ide orda boy göstermeyi becerdikleri için tebrik ediyorum. Helal olsun !!! İşte İzmir dayanışması bu !!! dedim. Tam da böyle destek verilirdi.

Maçla ilgili kafama takılan başka bir nokta ise görevli polislerin arasında deniz polisinin yer alması. Yer ; Buca Şehir Stadı - Çevik Bir Meydanı / Buca. İzmir'in denize kıyısı olmayan bir ilçesi. Hadi gölet var Buca'da ama yine de deniz polisini maçta görmek insanı şaşırtıyor. Sutopu maçına mı geldik ? Ne iş anlamadım !!!

Biraz da Adana Demir Sporla ilgili izlenimlerime geçeyim. Tanıdık bir sima vardı. Erçağ Evirgen. Lüleburgazspor'dan transfer ettiğimiz ve bir sıçrama yapmasını beklediğimiz genç bir yetenekti. Malesef istediğimiz gibi bir performasn sergileyemedi. Aklımda kalan en büyük özelliği kafasını önüne eğip topu rakibin sağından ya da solundan atıp diğer tarafından koşmasıydı. Tabii bu anlatırken kulağa hoş gelen şık çalımı birçok sefer aut çizgisini hesaplayamadığı için saha dışında sonuçlanmıştır. Acaba dedim Buca stadında da bu çalımlarına devam edecek mi ? Yine çizgiyi ayarlayamazsa - stadı bilmeyenler için söyleyeyim . Aut çizgisinden hemen 2-3 metre sonra stadı çevreleyen duvarlar başlar - duvara toslaması ve ciddi bir sakatlık geçirmesi muhtemeldi. Sanırım tehlikeyi fark etmiş olacak ki öyle bir işe kalkışmadı.

ADS tribünleri maçın büyük bölümünde takımlarına destek oldular. Güneşin altında bağırıp onca yoldan gelen taraftarlar için bu galibiyet gerçekten ilaç gibi gelmiştir.

Sonuç ne oldu derseniz  ; ADS'nin 3-1'lik galibiyeti ile son düdük çalındı. Altınordu bir alt kümeye , ADS ise 1. Lige çıkmak için play - off maçları oynamaya gidecek.

Altınordu takımına ne bir sempatim ne de bir antipatim var ama maç sonu haykıran bir  amca hislerime ortak oldu. Bana düşmediği için söylemiyordum. Sadece izliyordum. En son dayanamayan bir amcamız yedek kulübesinde oturup basın mensuplarının sürekli fotoğraf çekmesine fırsat verirken haykırdı. " Kalkın çocuklar ordan. Basına daha fazla malzeme vermeyin . Boşaltın yedek kulübesini. Siz onurunuzla düştünüz."

Ne kadar haklı bir uyarı  ve anlayana serzenişti.

Altınordu camiasına geçmiş olsun diliyorum. ADS'ye ise play off öncesi başarılar ...

19 Mayıs 2012 Cumartesi

19 Mayısımız Kutlu Olsun

Tüm ülkemizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı kutlu olsun. Ne kadar değerini azaltmak için uğraşadursunlar , her zaman devrimlerin bekçisi olacağız ve minnettar kalacağız.


Bu bayrak taa Amerika'da yaşayan bir abimizin evinde asılı. Arkın abi çok yaşa. Kutsal topraklardan selamlar ve bayrağının fotosunu bloga sevinçle ve kıskanarak eklediğimi belirtmek zorundayım :)

17 Mayıs 2012 Perşembe

Bir Transfer Hikayesi

Gece yarısına doğru bir telefon çalar. Sezonu daha  yeni bitirmiş olan genç futbolcu kardeşimiz arayanın menajeri olduğunu görür.

Genç Yetenek : " Hayırdır abi  bu saatte ? " 

Menajer : " Hayırsa bir tabak da bana ayır " diye iğrenç bir karşılık verir bizim çakal menajerimiz. " Bu saatte seni başka neden arayacağim ? İyisin di mi koçum !!! "

G. Y . : " İyiyim abi , sağolasın , seni sormalı.  "

Menajer : " Koçum sağolasın. Daha da iyi olacağız inşallah. Gece gece lafı fazla uzatmayalım. Seni X takım istiyor. Şartlar fena değil . "

G. Y. : " Abi nasıl orda durum ? Mali açıdan kötü diye duydum. Paramızı alır mıyız ? "

Menajer : " Merak etme sen. Hem o takımın izleyeni çok . İyi bir piyasa yaparsın. Bir yıllık imza için zorlarız. Sen yeter ki kendini göster . X takımı senin için önemli bir fırsat. Hem paran federasyon güvencesinde. Vermezlerse de basarsın dilekçeni serbest de kalırsın. Güzel bir yer buluruz. Paranı da illa federasyon sayesinde çatır çatır alırız. Endişelenme kardeşim. "

G.Y : " Abi ben bir düşüneyim. Babamla da konuşurum hem. "

Menajer : " Tamam kardeşim. Sen dinlenmene bak ama dediklerimi aklından çıkarma."

Bizim genç yetenek uyuyamaz. Babasını uyandırmak istemez. Sabaha babasıyla konuşurum der. Aklına birden o takımda oynayan arkadaşı gelir. Bir heyecanla onu arar ama telefonu kapalıdır.

Sabah X takımdaki arkadaşı arar.

X Takımındaki Futbolcu : " Ne o gecenin köründe aramışsın ? Rüyana mı girdim ? "

G. Y : " Yok be kardeşim. Özlemişim seni. Bir de sizin takımdan teklif gelmiş bana ama sen sürekli demiyor muydun para falan hak getire. Eee durumunuz da kötü ligde. "

X T. F. : " Sana ne takımın ligdeki durumundan !!! Aldığın paraya bakacaksın sen. "

G. Y. : " Olur mu ya ? Takım bu kadar kötüyken sana , ben gelsem oraya bana kim baksın ? "

X T. F : " Sen bak oyununa kardeşim. Karıştırma gerisini . Yaparsın piyasanı. Hem senin menajerin ... abi değil mi ? O ayarlar sana bir şeyler. Sen oynamana bak. Sonra salarsın zaten. Paran da cepte. Sözleşmende yazan parayı kulüp ödeyecek bir şekilde."

G.Y : " Nasıl salarız kardeşim ? Sonra diğer takımlar vazgeçmez mi ? "

X T. F. : " Ohooo . Amma kıllattın sende !!! Sanki burdan real'e , barcaya gideceksin ? Bir transfer patlat , sonrası  gelir. "

G. Y : " Taraftarlar da çok ateşli. Bir de namları var. Zor olur öyle takımlarda taraftar baskısı falan . "

X T F : " Evet taraftarlar çok ateşli. Bir de hep destek veriyorlar. Çok şanslıyız.Zaten kardeşim burda ortam on numara. Kampa falan çok almazlar. Rahatız yani. İstediğimiz gibi gezip tozuyoruz. Avrupa'ya gidenler röportajlarda bahsederler ya. Hah işte kardeşim tam oralar gibi. Şehir çok güzel. Ortam şahane. Seversin kardeşim. Gel sen de. Ben zaten bir transfer patlatamazsam , kalmayı düşünüyorum. "

Kafası iyice karışan genç yeteneğimiz telefonu kapatır ve düşünmeye başlar. Artık transfer gerçekleşir mi gerçekleşmez mi orasını zaman gösterir. Tabii yukardaki konuşmalar kısaltılmış versiyon. Yalnız bu muhabbetlerin gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.

Sağlıcakla kalın ...

15 Mayıs 2012 Salı

Şimdi Neredeler ?

Yıllardır birçok futbolcu parladı bir türlü takımımızın parlayamadığı sezonlarda. Kahır üstüne kahır çektiğimiz senelerde kutsal topraklardan Karşıyaka'da iyi bir piyasa yapıp transfer olan , kariyerinde yükselen ya da istediğini bulamayan birçok futbolcu geldi geçti.

Şimdilik genel bir özet. Elbette arada gözden kaçırdığımız bir sürü oyuncu olmuştur. Biraz aceleyle oldu. Sizlerin de eksik gördüklerinizi yorumlara yazarak ya da bize ulaşarak iletmenizi rica ediyorum.

Rıdvan Şimşek - 2009'da Bjk'ye transfer oldu.tam şans bulacakken çok şanssız bir şekilde ağır bir sakatlık geçirdi ve toparlanma süreci uzun sürdü. Bjk'de fırsat bulamayınca önce Karabükspor'da forma şansı aradı ve bu yıl süper lige çıkan Elazığspor'un formasını giydi

Murat Tosun - 2006 yılında Ankaraspor'a transfer oldu. 2010 yılında ankaraspor'dan trabzonspor'a ,bir dönem konyaspor'da forma giydi . Ardından tekrar Trabzonspor ve son olarak bu sene 1.lige yükselen 1461 Trabzon'un kadrosunda yer aldı

Onur Recep Kıvrak - 2008 yılında Trabzonspor'a transfer olan başarılı eski kalecimiz halen aynı takımda görev almaktadır.

Uğur Işıkal -  2003 yılında profesyonelliğe geçiş yapmıştı. 2006 yılında İBB'ye transferi gerçekleşti. 2009 Boluspor,2010 yılında Göztepe'de forma giydi.son olarak Gaziantep BB takımında yer aldı

Yiğit İncedemir - 2003 yılında izmirspor'dan transferini gerçekleştirdik. 2007 yılında ADS'ye geçti ve sonra ordan da Manisaspor'a transfer oldu

Ufuk Arslan - 2003 yılından 2007 yılına kadar formamızı giydi. ardından Gençlerbirliği'ne transfer oldu. yolu bir Jacettepespor ya da o zamanki adı asaş,oftaş her ne ise o takım bir Gençlerbirliği derken 2010 yılında ADS'ye düştü. en son eyüpspor forması terletiyordu.

Emrah Umut - 2004 yılında GS'ye trasnsfer oldu ve başarılı bir defans oyuncusu olarak gelecek vaad ediyordu. tekrar bize geldi  ve birçok kulüpte yer aldı. Karabük , Yozgat, yine yuvaya dönüş , Turgutlu , Sarıyer , Altay , Gebzespor , tekrardan Altay , Afyonkarahisar ve son olarak Gebzespor formaları giydi.

Sezer Badur - Manisaspsor'dan 2006 senesinde kadromuza kattık. 2007 - 2009 yılları arasında Sivaspor forması giydi. ardından Trabzonspor ve son olarak da Gaziantepspor forması altında izliyoruz

Saffet Gurur Yazar - 2005 yılında profesyonelliğe geçiş yaptı ve 2011 yılına kadar formamızı giydi. Samsunspor'a transfer oldu ve sakatlığı sonucu istediği şansı bulamadı.

Ramazan Karaca - 2005 yılında profesyonelliğe geçiş yapan kardeşimiz 2009 yılında Çorumspor'a transfer oldu.Beypazarı Şekerspor ve en son olarak Gaziosmanpaşaspor formaları giydi

Şehmus Özer - 2007 senesinde Mardinspor'dan geldi.bizde bir sezon oynadıktan sonra Altay'a gitti.MİY  ve bu sezon süper lige çıkma sevinci yaşayan Akhisar BLD.  takımında yer aldı

Can Arat- 2004 yılında Fenerbahçe'den kiralık olarak geldi. Sivasspor'a geçti. Fenerbahçe'ye geri döndü ve en son İST BB formasıyla izlemeye devam ediyoruz

Olcan Adın - 2007 yılında Fenerbahçe'den kiralık olarak geldi. Ardından Gaziantepspor'a geçti ve en son Trabzonspor'a transfer oldu

Kıvanç Karakaş - 2008 yılında Yalovaspor'dan transfer ettik. 2011 yılında Sivasspor'a transfer oldu

Aykut Akgün - 2009 yılında Giresunspor'dan kadromuza dahil oldu ve 2011 yılında Trabzonspor'a transfer oldu

13 Mayıs 2012 Pazar

Garip Bir Gece vol.2

Dünkü kızgınlığım gitsin istedim. Sıcağı sıcağına yazı yazmak , yorum yapmak bünyeye zararlıdır diye düşünüyorum. 100. yıl rezilliği bir anlamda bitti. Yoksa bir perde daha mı var ? İşte orasını bilmiyorum ama bu sezon bittiği için en azından sevinçliyim.

Dünkü oynanan maç hakkında yorum yapmaya pek gerek yok. İğrenç bir takım sahadaydı ve 1'er puanın 2 tarafa da yaramasıyla bitse de gitsek havasında yağmurla karışık, bazen güneşin yaktığı bir hava değil de 100.yıldaki rezilliğin verdiği acıyla yanan kendi havamız vardı.

Kimin düşerse düştüğünün inanın zerre kadar umrumda olmadığı anlardı. Çünkü kurtulmamız gerekiyordu. Dibe vuralım da yok öyle yükselelimmiş. Aman küllerimizden doğarızmış. Geçin bunları arkadaşlar , biraderler , abiler diyorum. Düşseydik al başına alt liglerdeki belayı. Kaybolan yıllarımıza yeni bir zincir halkası eklemiş olacaktık.


Maçı kapalının sağında izledim. Sayabildiğim kadarıyla 5 net pozisyonu cömert kelimesinin bile yetemeyecek şekilde ifadesiz kaldığı bir biçimde harcadık. Rakibimizin de 2 net pozisyonu vardı. Çizgiden Mahmut'un ters ayakta kalarak çıkardığı bir top vardı ki , bulunduğum açıdan ben o anı izlerken içeri giriyor mu girmiyor mu ? O topun havada süzülüşü , ya önceden bu statta yaşadığım o iğrenç şiirane topun süzülüşü  ve ağlarla buluşması sahneleri aklıma geldi. Maç boyunca başıma , gözüme , vücudumdaki her hücreye akın eden ağrılar yüzünden çıldırma noktasına geldim. Migren ağrısı çeken kişileri çok daha net anladım. Off bu satırları yazarken bile mide spazmı geçircek gibiyim.

Son düdüğü duydum. İşkenceye yine 1.ligde devam edeceğimizin habercisiydi. Bir de efsane başkanlarımızdan İbrahim Koç'a karşı takınılan tavrı maç sonunda duyunca üzüntüm bir kat daha arttı. Onun gibi insanların lafına karşı boynunu eğip gitmekten başka bir hareket dahi düşünülemezken söylenen sözleri duyunca hayretlere düştüm. Karşıyaka'nın geçmişine , kültürüne yakışmadığını düşünüyorum.

Maç sonunda formaları çıkarın gidin dendi galiba. Sinirden tam duymamış olabilirim. Artık o kısmını da sevgili okuyucuların takdirine bırakıyorum. Formaları çıkarın selametle gidin mi diye söylendi ? Yoksa sevgilerle mi ? Bilemeyeceğim.

Not : Neden hala başlık garip bir gece diye soran arkadaşlara şunu söyleyeyim ; Karşıyaka'nın bize özellikle çektirdiği bu acıdan sonra dün geceden beri benim için güneş doğmadı. Hala her yer karanlık.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Son Saatler

Büyük gün geldi..
Ya futbolcular çıkar o sahada o topu oynar, bu takımı düşmekten kurtarır..
Ya da Çarşı eve dönmez, gerekeni yapar, Tüm Türkiye'ye kim olduğunu tekrar hatırlatır.

Garip Bir Gece

Ve maça sayılı saatler kaldı. Ben tam bu satırı yazarken omzumun üstünden ne yapıyorum diye bakan ukala arkadaşım " ee zaten hep sayılı değil mi saatler ? " diye salakça bir espiri yaptı. İkimiz de aynı biradan içtik ama etkisi onda farklı olmuş. Zaten gerginiz maç yüzünden diyemeceğim , nedense sakinleştirici haplardan birkaç tane yuvarlamış gibi aşırı sakinim.

Bünye çok mu alıştı ? Yoksa artık önem mi teşkil etmiyor ? İnanın hiç bilemiyorum.

100. yılı da Ankaragüclü arkadaşlarımız gibi aslında bu sezon değil , gelecek sezon diye kabul edip kendimizi mi kandırsak ya da müthiş yöneticilerimizin bizleri kandırmasına izin mi versek ? Ne yapsak da bu 100. yıl lanetinden kurtulsak !!!

Bir de emniyet karar almış. Karşıyaka küme düşerse süper ligde şampiyon olan takımın taraftarlarına ilçe sınırları dahilinde kutlamaya izin verilmeyecekmiş. Düşsek düşmesek canımızın burnunda olduğu zaman bu tarz işlerin Karşıyakalıların bünyesine zararlı olduğunu neden hiç düşünemiyorlar ? Cenaze evinde düğün olmaz hesabı ama ya kanserli hastamızın bu yıl ölmeyeceği haberi gelirse, can çekişmeye , sevenlerine ızdırap olmaya devam edeceği müjdesi gelirse bizim bahçede birileri düğün , dernek kutlama mı yapacak ? Hem de davul , zurna eşliğinde !!! Hem de kornolara basıp , kızlar sevinç çığlıkları , diğerleri de ben kanser vakası hastam için harap olmuşken gözümün önünde bağıracaklar mı ?  Böğürecekler mi ?

Bizim çocuklar da çok vandal canım !!! Hiç halden anlamıyorlar . Yazık ki onlara yüz bin kere yazık. İnsan hiç arkadaşının sevincine ortak olmaz mı  ? Ee senin hastan yaşıyor işte . Ölmedi birader , bak ölmedi. Benim düğünüm var. Gel sevincimi paylaş. Olmadı bizim düğün konvoyundaki araçlardan birinin kornalarına sende tüm gücünle bas. Haklı İstanbul için düğün yapan arkadaşlarımız. Sırf bu Karşıyakalılar vandal , iğrenç , geri kafalı insanlar . Ne biçim insanlarsınız siz Karşıyakalılar !!!

Off ben ne içtim ? Ne düşünüyorum ? Hayırlısı , hayırlısı . Allah İstanbullarına zeval vermesin.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Ödüllü Skor Yarışması

Uzun zamandır yapmak istiyordum bu yarışmayı, bu hafta yapmayı, bu maç üzerine yapmayı uygun buldum. Bu kadar riskli bir maçta tüm takipçilerimin, okurlarımın, Karşıyakalıların veya Karşıyakalı olmayanların bu maç ile ilgili yorumlarını merak ediyorum. Bir yandan bu maçın skorlarını tartışırken, bir yandan da ödüle sahip olabilirsiniz.

Tahmin ettiğiniz gibi bu hafta Cumartesi günü, saat 16:00'da oynanacak olan Karşıyaka - Gaziantep B.B. maçının skorunu ve golü atan isimleri tahmin eden kişi, yanda görmüş olduğunuz gümüş rozeti kazanacak!

Yarışmamız twitter ve blog yorumları üzerinden yapılacak. Blog'dan yorum yaparken, yorum kısmına skor tahmininizi yaptıktan sonra aşağıda gönder butonuna tıklamadan önce, eğer blogger üyesi değilseniz Adı/URL olan kısmı seçip, adınızı ve URL kısmına da size ulaşabileceğimiz geçerli bir e-mail adresinizi -@ işaretini kabul etmediği için @ işareti yazmadan- ya da facebook adresinizi yazmanız gerekiyor. Twitterdan yarışmaya katılacak kullanıcılarımız için tek şart twitter'da takipçimiz olmanız ve twitterda belirteceğiniz skorun başına @anlayamazsiniz yazarak bize iletmeniz. Tüm takım taraftarları yarışmaya katılabilir. Kimsenin skoru ve golleri atacak kişiyi tam bilememesi durumunda hediye bir sonraki ödüllü yarışmalarda kullanılacaktır.

Yarışmada aynı skoru, golleri atan kişiyi bilen olursa ilk yorumu/tweeti atan kişiye hediye gidecek.

Soru : Karşıyaka - Gaziantep B.B. maçı kaç kaç biter? Golleri kim atar?

6 Mayıs 2012 Pazar

Hayaller İçinde Gün Görmeye Bak!

Neydik, ne olduk?

Bugün Akhisar deplasmanına gittik, küme potasına günden güne daha yaklaştığımız haftalardan bizi kurtarması gereken, eğer kurtaramazsa belalımız olan Antep ile düşme maçına çıkmamızı belirleyecek Akhisar deplasmanı. Ve malesef bu maçı pek şaşırmadığım bir sonuç olarak kaybettik. Son 10 maç, 1 galibiyet ( Sakaryaspor ) 2 beraberlik, 7 mağlubiyet.
Takım oynamıyor. Bu kadar basit. Tek tek isim yazılacak, taktik tartışılacak, pozisyon tartışılacak bir şey yok. Bir amatör futbol ile, amatör bir teknik direktör ile karşı karşıyayız. Tüm bunlara rağmen takımını yalnız bırakmayan, hep destekleyen bir Karşıyaka taraftarı. Bu taraftarı bırakın ağlatmayı, üzmeye kıymamanız gerekirken bizi ne hallere soktunuz. Tüm herkesin ağzına 100 yıllık bu köklü kulübü, herkesin ismini bile duyduğunda irkildiği Karşıyaka Çarşı grubunu sakız ettiniz.

Ekmek paranızı helal yoldan kazanın, binlerce kişinin bedduasını almayın. Karşıyakalı adamın bedduası er ya da geç tutar bunu unutmayın. Bu haramla yaşamak yerine, son 90 dakikaya çıkın, görevinizi yapın bu camiadan bütün bir seneyi berbat etseniz de son bir kere alkış duyun ve evlerinize geri dönün.

Hesap kitapla uğraşmamanız için ne tür bir durumla karşı karşıya olduğumuzu açıklayayım. Bizden sonraki en büyük düşme rakibimiz Giresunspor. Haftaya Pazar günü onlarda Sakaryaspor ile son maçına çıkıyorlar. Bugün 6-2 gibi bir skorla galip geldi Giresunspor, Sakaryaspor 97'li futbolcular ile oynuyor. Sakarya gibi bir takıma 6 atan takım, Sakaryaspor'u 6-7 gol farkla yenecektir diye düşünüyorum. Bu yüzden böyle bir karşılaşma varken malesef hesap kitap yaparken Giresunspor'un şu an cepte bir 3 puanı olduğunu bilerek hesap yapalım, olay averaja kalabilir sadece, puan almama gibi bir şansları yok.

Eğer yenilirsek Giresun maçının sonucu ne olursa olsun düşüyoruz. Bu ihtimali bu yüzden düşünmek bile koyuyor ama malesef böyle bir sonuç var. Eğer berabere bitirirsek iki sonuç var, Giresun eğer 5-0 veya üstü bir skorla Sakaryaspor'u yenerse düşüyoruz, 4-0 ve aşağı bir fark ile biz ligde kalıyoruz, Giresun düşüyor. Malesef yukarıda da dediğim gibi Güngören ve Sakarya neredeyse eşit düzeyde takımlar ve Güngören'e 6 gol atan Sakarya, son haftalarda çocuklarla maça çıkan Sakaryaya 6'dan fazla gol bulacaktır diye düşünüyorum. Böyle bir sonuçta yine malesef düşüyoruz. Eğer yenersek, Giresunspor isterse 15 gol atsın, biz ligde kalırız, Giresun düşer. Futbolcularımızdan istediğimiz bu son seçenek. Fakat Antep bizden çok daha iyi top oynuyor ve son 8 maçtır galibiyetimiz yok onlara karşı. Ayrıca eğer biz yenersek, bu sefer Antep, Giresunspor maçının skoruna göre ligden düşebilir. Bu yüzden onlarda işi şansa bırakmayayıp var güçleriyle oynayacaklar ve maç kimin hakkıysa onun olacak, zaten böyle olsun, düşeceksek düşelim, kalacaksak kalalım, ama teşviksiz, yatmasız bir hafta olsun şu hafta, hakeden ligde kalsın.

Bir de bir sonuç daha var, TRTSpor bu akşam şike soruşturması kapsamında hangi 2 takımın bu sene puanlarının silineceğini bu akşam açıklayacak. Şike soruşturmasında bu belirli takımların içinde Giresunspor'da var. Eğer bu akşam puanları silinirse otomatik olarak ligde kalıyoruz.

1 Mayıs 2012 Salı

Tebrikler Karagümrük

Alsancak Stadında Kanseryaka faaliyetleri devam ederken ve sinir krizi geçirirken , bir yandan kalbimiz İstanbul'da Karagümrükle beraberdi. Üzerlerindeki ölü toprağını atıp tekrardan profesyonel liglere dönüşleri için son 90 dakikalarıydı.


Ve bir yandan Karşıyaka'nın bizi kanser etmesine tekrardan şahit olurken , diğer yandan da kardeşlerimizin sevincine buruk da olsa kmlerce uzaktan  ortak oluyorduk.

Yüzümüzde bir an olsun tebessüm olmasını sağlayan kardeşlerimize teşekkürler. Kanseryaka'dan hayır yok . Bari uzaktan gelen bir teselli olsun.

Tekrardan tebrikler ve ligleri hızla yükselmeniz dileğiyle...

ÜST TARAFA DÖN