13 Ocak 2013 Pazar

Koltuk Sevdası

Ülkemizde ve dünyada mevki sahibi olanların vazgeçemedikleri yegane sevdalardan biridir koltuk sevdası. Bir kez gücü , yönetimi ele geçirince kök salıverirler , insan kendini kaybeder derler. Makamı bırakmamak için ellerinden geleni yaparlar. Vaatleri , açıklamaları o kadar tutarsızdır ki her seferinde kendilerini aşarlar. Bizlere de yok artık demek düşer. Hem de her seferinde.

Meşhur bir filmimiz var. Zübük. Politikacıların attığı binbir taklayı ve mevki , güç uğruna neler yapabileceğini çok açıkca hicveden bir baş yapıt. Tekrar tekrar izleyip her izlendiği zamanın yöneticileri ile birçok benzerliğin rahatlıkla görülebileceği gerçekten ileri görüşlü bir eser.

Kulübümüzün içine düştüğü çıkmazı biliyorsunuz. Onlar yoksa biz varız diye ortaya çıkan Cihan Büyükoral ve yönetimi bütün camiayı keşke sizler de olmasaydınız diye sayıklatıp duruyor. Ciddiyetsiz ve dalga geçercesine açıklamalar , bir gün kongreye gidiyoruz diye açıklama yapıp sonra resmi olarak bir kongre kararı almadıkları kongreyi iptal ettiklerini bildirmeleri, camianın büyüklerine edilen küfürler , bir restoranda yönetime talip olduklarını belirten diğer grupla tesadüf ederi karşılaşınca gerçekleşen ufak bir görüşmede bile KSK başkanına yakıştıramadığımız davranışlar içinde bulunulması ve diğer masalardaki insanların " Kim bu terbiyesiz adam ? Neler oluyor ? " diye garsonlara sorması ve Karşıyaka Spor Kulübü başkanıdır kendileri diye tanıtılması gerçekten kulübümüz için bulunmaz bir nimet. Say say bitmiyor sinir krizi geçirtecek cinsten saçmalıklar.

Kaçan oyuncular , bizim istemediğimiz oyuncular zaten gidecekti diye açıklamalar , kampa bile doğru düzgün gidemeyen bir takım , yetiştiricilik bedelleri ödenmezse A2 takımımızdan bile takviye yapamadan çıkacağımız 2. yarının ilk maçı olan Manisa deplasmanı , bu arada bir ay önce takımı zor durumda bırakıp gitmem diyen oyuncuların da ilk fırsatta kaçması da ayrı bir trajikomik olay. Bazen de hak etmeyen kişileri yere göğe sığdıramıyoruz. En güzel cevabı suratımıza yapıştırıveriyorlar. Neyse kalan sağlar bizimdir ama en zor zamanda bırakıp gitmeyenlere de ayrıyetten teşekkür etmek istiyorum. En azından bu seneyi atlatmamız lazım.

Herkesin dilinde basketbol şubesinin başarısı var bu aralar. Yönetimin ısrarla kalmak için öne sürdüğü bahanelerden mi desem argümanlardan biri de hep basketbol şube üstüne. Basketbol şube bozulmasın. Korkunç bir bataklığa sürükleniyoruz ve basketbol şubenin derdine düşülmesi bana çok garip geliyor. Sonuçta basketbol şubenin başında yer alan Mutlu başkan şubedeki başarısında büyük pay sahibiyken , içinde bulunduğu ana yönetimin başarısızlığında Cihan başkanla beraber en büyük pay kendisinindir. Holdingden gelen paralarla ödemenin yapıldığı basketbol şubede sular durgun olabilir ama bütçe açığı verildiği ve şehir efsanesine dönüşen kaynakların bir türlü yaratılamadığı bir ortamda sezon sonuna doğru aynı futbolcular gibi basketbolda da kriz kapıya dayanabilir. Basket şubenin başarısı hem ana yönetim için hem de şube yönetimi için arkasına saklanacakları bir kalkan olmamalıdır.

Kulüp elden giderken basket şube yönetimi kalsın diye kongreye gitmemeyi hoş görmek bence saçmalıktır. Holdingden gelen parayla bir yere kadar zaten yeni gelen isimler de basket şubeyi çok güzel idare edebilir. Bir de üstüne kendi yaratabilcekleri kaynakları eklerlerse sezon sonunu en az sıkıntıyla atlatabiliriz.

Cihan başkan insanlar sana oy verdiğimiz ellerimiz kırılsaydı da o gün keşke oy vermeseydik diyor. Bir kulübün geleceğiyle kişisel hırslar yüzünden bu kadar oynanmaz. Keşke sizler de olmasaydınız. İskender Tuğsuz gelse sizin kadar bu camiaya zarar veremezdi diye düşünüyorum.

0 yorum / sen de yaz !:

ÜST TARAFA DÖN