Tek tek maç yazısı yazmaktan sıkıldım. Her maç aynı şeyler çünkü. 2-3 gol yiyoruz, atak yapamıyoruz, ortada futbol namına hiç bir şey yok. Ve bizim teknik adamımız çıkıp, bizimle oyun oynar gibi
yüzlerce pozisyona girdik, rakip takım sadece bir kere kalemize geldi o gelişlerinde de gol oldu açıklamasını yapıyor.. Hep bir bahane, hep bir arkasına sığınılacak düşünce.. Ne zamana kadar ? 100. yılımızda küme düşünceye kadar mı ? Bu saçma gidişata ne zaman dur diyeceğiz ?
Bizim dur dememiz zor gibi. Kapsal'ın elinde muhteşem bir sözleşme var çünkü. Gönderildiği anda maddi açıdan da bir çok şeyi yanına alıp gitmiş olacak. İlk 17 maç takımda kalırım, 17 maçtan sonra tazminat almam gibi bir madde var sözleşmede. Adama sorarlar 17 maç boyunca zaten takımı üstlerde tutmuş, takımı oynatmış bir adamı neden yollayasin ki ? Eğer takım kötü gidiyorsa, bu hocayla olmuyorsa 17 maçı mı bekleyeceğiz ? Kötüyse yollanacak haftalar 5-9. haftalar arasıdır zaten, neden böyle bir madde var bu sözleşmede ?
Bu olaylara gereğinden fazla sıkılıyor artık canımız. Nerede bir Karşıyaka muhabbeti olsa hep aynı sözler, hep aynı cümleler.. Camia içinde o kadar fazla dedikodu var ki.. Kapsal'ın gideceği tarihler, yerine gelecek yeni teknik direktörler, Kapsal gitmeyecek cümleleri, futbolcuların oynamama nedenleri. Herkes başka bir seneryo ile yaşıyor şu anda. Ligdeki puanlarımızın kötü olmasının yanında camia içinde de büyük bir sıkıntı olmaya başladı bu iş bizim için. Fikir birliği, söz birliği yok artık neredeyse. Herkes başka bir şey söylüyor. Herkesin farklı bir düşüncesi var ve bu düşünceyi savunuyor. Böyle stresli bir ortamda daha fazla kırılıyor insanlar birbirlerine, söylenmeyecek sözler söyleniyor. Kısacası işin ucu iyice kaçtı.. Sadece lig içinde değil camia içinde de çok kötü durumdayız..
Bank Asya futbolu bu kadar zor bir futbol değil sayın Reha hoca.. Kendi kendine yaptığın o değişik taktikleri başka takımlarda uygulamaya çalış. Mesela bir
Barcelona'da uygula. Çünkü onlarda Xavi, Messi gibi oynayabilecek oyuncular var, Taha ve Ahmet Burak Solakel gibi oyuncular yok. Takımı taktiğe adapte edip 8 haftamızı yakmak yerini, takıma göre taktik verseydin şu an başka yerlerdeydik. 550 bin dolar'a aldığımız Adiyiah'ı yedek kulübesinde oturtup, dakika 80'de Özgürcan'ı oyuna sokmakta neyin nesidir ? Nasıl bir futbol anlayışıyla Özgürcan'ı Adiyiah yerine kurtarıcı olarak görebiliyorsun ? Ya da Adiyiah'ı alıyorsun, takım zaten berbat şekilde Adiyiah ile Agbetu'yu değiştiriyorsun. Bu nasıl bir oyuncu değişikliğidir ? Hiç mi bilmiyorsun geride olan takım dakika 70'ten sonra saldırır. 1-0 yenilmekle, 2-0 yenilmek arasında bir şey yok. Tüm haklarıyla saldırır. 3 stoperle takıma bir şey sağlayamazsın bu dakikadan sonra. Soyunma odasına girsen, bu oyunculara sadece çıkın oynayın bir şey demiyorum desen puan olarakta, pozisyon olarakta, gol olarakta şu anki durumdan binlerce kat daha iyiydik. Tüm herkese rezil olduk, lütfen yeter artık.
Bizim tribünde herkes teknik direktördür diyoruz ya.. Ben bu sene bu sözün doğru olduğunu anladım. Çünkü sahadaki teknik direktörün bizden bir gram fazlası yok. Hatta binlerce eksiği var. Kollarımız önümüzde durup biz de maç izliyoruz, Reha'da. Başka da bir şey olmuyor malesef. Biz o yedek kulübesinde olsak en azından dakika 80'de Bucaspor gibi sadece beraberlik için sahaya çıkmış bir takıma bastırmamız gerektiğini bilirdik. Ona göre oyuncu değişiklikleri yapar, takıma bastırın diyerek bir yol gösterirdik. Ama sen dakika 85'te bu duruma uyanıyorsun, o da nasıl bir uyanmaksa Özgürcan'ı oyuna alıyorsun.. Yakışmıyor Kapsal, gerçekten yakışmıyor.
Yine, her zaman olduğu gibi tek tartışılmayacak isim
taraftar.. O kadar kötü durumdayken, 1 kere olsun doğru düzgün gol görememişken Kütahyaya 300-400 kişi giden taraftar. Ne olursa olsun takımını desteklemeye çalışan, sabahlara kadar pankart boyayan, kilometrelerce yolu hiç üşenmeden giden taraftar. Olan bize oluyor zaten. Biz kahroluyoruz sadece. Birileri paranın peşindeyken, birileri rahatının peşindeyken, biz armanın peşinde kilometrelerce giderek kahroluyoruz..
Yazılacak söylenecek her şeyi ilk 8 haftada söyledik. Sahada futbol göremedik, kulübede düzgün karar verebilen insanlar göremedik malesef. Olmadı, istenenler yapılamadı. Daha neyi bekliyoruz adım atmak için ? Binlerce yanlış yapılmışken, doğru taşı oynamak elimizdeyken beklediğimiz şey ne ? Bir 2 hafta daha mı ? Boşu boşuna harcanıp gidecek olan bir 6 puan daha mı ?
Yavaş yavaş bitiyoruz..
Görmüyor musunuz ?