Dengesiziz
Yok birader bu takım adamı kanser eder. Yani bu sefer de ; neden sizde böyle bir potansiyel varken bunca zamandır nerelerdeydiniz diye düşünmekten kanser eder. Boşuna Kanseryaka demiyoruz. Güzel bir oyunla Süper ligin güçlü ekiplerinden olan Kayserispor'u elerken de kanser ediyorsunuz. Kendi ligimizdeki sizlerden çok daha güçsüz bir takımla oynarken de kişiliksiz oyununuzla kanser ediyorsunuz.
Şimdi günümü baştan alayım. Gece durmayan bir yağmur. Zemini düşünmek bile istemiyordum. Gün içinde ara ara bunaltan güneş ve maçtan 2 saat önce yine kapayan hava ve sanki hiç yağmamışcasına yağan bir yağmur. Yine de vazgeçmeden Alsancak'ın yolunu tuttuk.
Takımın ligdeki kötü durumu , şiddetli yağmur ve üstüne de tv yayını yüzünden 3 bin civarı Karşıyakalı tribünlerdeydik.
Kötü futbola alışık olan bizler pek bir şey beklemiyorduk ama sahada dirençli ve bambaşka bir Karşıyaka izleyince insan şaşırıyor. Her şeyden önce savaşan bir Karşıyaka ve sahada ne yaptığını bilen bir takım görmek hepimizi umutlandırdı.
Dediğim gibi Karşıyaka bu kanser etmeden bir iş yapmasa olmaz. Sanki süper ligin flaş ekiplerinden biri değil de ligimizdeki denk takımlardan biriyle oynar gibi ezilmeden , kendinden ve oyunundan emin bir şekilde rakibinin karşısında duran bir Karşıyaka vardı. Nerdeydiniz bunca vakit diye tribünde haykırarak tezahuratları bölüyordu birçok renkdaşımız.
Geçen pazar günü Adanaspor kalecisi Tolgahan'a aşk sarhoşu falan dedik ama bizim Okan'ın da ondan kalır yanı yoktu. Elimizdeki maçı Okan'ın inanılmaz hatası ile uzatmalara götürdük. Karşıyakalıyım. Alışığım işlerin ters gitmesine , üzülmeye ama o gol inanır mısınız beni çok üzdü. Bu kadar pisi pisine olmamalıydı. Üstüne uzatmalarda 2 - 1 geriye düşmemiz ve buraya kadarmış , sağlık olsun diyorduk. Hatta alışık olduğumuz ve dalga mı geçiyorsunuz bizimle dediğimiz, meşhur hocalarımızın klasik maç sonu demeclerini kendi kendimize tekrar ediyorduk. Maç boyunca üstün olan taraf bizdik. Şanssızdık ve yenildik. Bilirsiniz işte rakip kaleye 2 kere gelir ve 3 gol yediğimiz maçlardan kalma sözler. Ama bu sefer biz taraftarlar söylüyorduk ve gerçekti.
Biz vazgeçmiştik ama takımımız sahada vazgeçmemişti. Mustafa Sevgi'nin şık golü ve ardından Tiago'nun Barış Memiş'e yarattığı pozisyonda gelen gollerle 3 - 2 öne geçmiştik. Lig maçlarında sahada gezinen takımımız gitmiş , yedek kadro ile çıktığımız maçta bize sezon daha yeni başlıyor , umudunu kaybeden artık neresini kaybederse kaybetsin mesajını iletiyorlardı. Bizler de mesajı almıştık. Bu takımda iş var. Biliyorduk bu takımın boş olmadığını ama tek isteğimiz kağıt üstünde açık ara şampiyon olur denen takımın sahada da bir şeyler yapmasını görmekti.
Son olarak söylemek istediğim. İşte Karşıyaka bu. Her şey var. Yense de kanser eder , yenilse de kanser eder ama hiçbir zaman sevenlerini rahat bırakmaz. Dengesiz bir camiayız vesselam. Zaten normal , sakin , her şeyin tıkırında olduğu bir Karşıyaka'ya tarihte rastlanmadı.
Şimdi günümü baştan alayım. Gece durmayan bir yağmur. Zemini düşünmek bile istemiyordum. Gün içinde ara ara bunaltan güneş ve maçtan 2 saat önce yine kapayan hava ve sanki hiç yağmamışcasına yağan bir yağmur. Yine de vazgeçmeden Alsancak'ın yolunu tuttuk.
Takımın ligdeki kötü durumu , şiddetli yağmur ve üstüne de tv yayını yüzünden 3 bin civarı Karşıyakalı tribünlerdeydik.
Kötü futbola alışık olan bizler pek bir şey beklemiyorduk ama sahada dirençli ve bambaşka bir Karşıyaka izleyince insan şaşırıyor. Her şeyden önce savaşan bir Karşıyaka ve sahada ne yaptığını bilen bir takım görmek hepimizi umutlandırdı.
Dediğim gibi Karşıyaka bu kanser etmeden bir iş yapmasa olmaz. Sanki süper ligin flaş ekiplerinden biri değil de ligimizdeki denk takımlardan biriyle oynar gibi ezilmeden , kendinden ve oyunundan emin bir şekilde rakibinin karşısında duran bir Karşıyaka vardı. Nerdeydiniz bunca vakit diye tribünde haykırarak tezahuratları bölüyordu birçok renkdaşımız.
Geçen pazar günü Adanaspor kalecisi Tolgahan'a aşk sarhoşu falan dedik ama bizim Okan'ın da ondan kalır yanı yoktu. Elimizdeki maçı Okan'ın inanılmaz hatası ile uzatmalara götürdük. Karşıyakalıyım. Alışığım işlerin ters gitmesine , üzülmeye ama o gol inanır mısınız beni çok üzdü. Bu kadar pisi pisine olmamalıydı. Üstüne uzatmalarda 2 - 1 geriye düşmemiz ve buraya kadarmış , sağlık olsun diyorduk. Hatta alışık olduğumuz ve dalga mı geçiyorsunuz bizimle dediğimiz, meşhur hocalarımızın klasik maç sonu demeclerini kendi kendimize tekrar ediyorduk. Maç boyunca üstün olan taraf bizdik. Şanssızdık ve yenildik. Bilirsiniz işte rakip kaleye 2 kere gelir ve 3 gol yediğimiz maçlardan kalma sözler. Ama bu sefer biz taraftarlar söylüyorduk ve gerçekti.
Biz vazgeçmiştik ama takımımız sahada vazgeçmemişti. Mustafa Sevgi'nin şık golü ve ardından Tiago'nun Barış Memiş'e yarattığı pozisyonda gelen gollerle 3 - 2 öne geçmiştik. Lig maçlarında sahada gezinen takımımız gitmiş , yedek kadro ile çıktığımız maçta bize sezon daha yeni başlıyor , umudunu kaybeden artık neresini kaybederse kaybetsin mesajını iletiyorlardı. Bizler de mesajı almıştık. Bu takımda iş var. Biliyorduk bu takımın boş olmadığını ama tek isteğimiz kağıt üstünde açık ara şampiyon olur denen takımın sahada da bir şeyler yapmasını görmekti.
Son olarak söylemek istediğim. İşte Karşıyaka bu. Her şey var. Yense de kanser eder , yenilse de kanser eder ama hiçbir zaman sevenlerini rahat bırakmaz. Dengesiz bir camiayız vesselam. Zaten normal , sakin , her şeyin tıkırında olduğu bir Karşıyaka'ya tarihte rastlanmadı.
0 yorum / sen de yaz !:
Yorum Gönder