Kabus Gibi Bir Hafta Sonu
1 aydır tek bir maç izleyememiştim. Ne futbol ne basketbol ne de voleybol maçı. Kutsal topraklara geldiğimde içerde 3 maç yakalamanın verdiği bir sevinç vardı. Her ne kadar basketbol hariç diğer şubelerde işler istediğimiz gibi gitmese de hasretimi bir nebze dindirme fırsatı buldum.
Önce cumartesi günü voleybol maçı. İller Bankası ile oynadık ve malesef 3 - 2 yenildik. Kümede kalma umutlarımızı iyice sulara gömmüdüğümüz maçlardan biri oldu. Sinir bozucuydu. Çok üzücü bir andı. Maç sonu ağlayacak duruma geldim. Olduğum yere çökekaldım. Tüm sezon boyunca bu tarz çok maç kaybettik. Çok alçak pas atma hastalığımız var ve bu huyumuz yüzünden hücumlarımızın etkisi azalıyordu. Oyuncularımızın birçoğu zaten altyapıdan. En az bizler kadar üzüldüklerini biliyorum. Umarım eksik yanlarını geliştirirler ve Karşıyaka ruhuyla dolu bu gençler takviyelerle gelecek yılların değişmez oyuncuları olurlar.
Sırada Tavşanlı ile oynadığımız futbol maçı vardı. Başka bir hayal kırıklığı daha. Tüm maç boyunca ne oynadığını bilmeyen bir takım ve içgüdüsel !!! olarak geri çekilme durumu. Golü erken atmamızın zaten en kötü yanı bu. Sonrası kalp krizi geçirtecek derecede sıkıntılı. Bir hoca düşünün ki her maç sonrası bir mazareti olsun. Reha Kapsal'ı anlayamıyorum. Anlayamayacağım da. Önceki yazılarımda yazmıştım. Reha Kapsal'ın başarılı olmasını çok istiyorum çünkü Karşıyakamın başında. Şu an onun başarısı bizim başarımız. Her ne kadar birçok maçtan sonraki şaka gibi demeçlerini ve korkakça oyun tarzını sevmesem de başarılı olması lazım. Yoksa yine hem yıllarımız hem de tazminatlarla bir dünya paramız gidecek.
Ve son olarak Bornova Belediyesi'ne son çeyrekte maçı kaybetmemiz. Hakan Demir'in gereksiz inatları. İşlemeyen oyun sistemine müdahele etmeyişi. Uzar gider bu liste. Bu yıl basketbol şubemizle gurur duyuyoruz. Birçok konuda ne desek az ama bu tarz maçları taktiksel kaprislerle kaybedince geçen haftalarda aldığımız ekstra galibiyetlerin hiçbir anlamı kalmıyor.
3 maç . 2 mağlubiyet ve hiçbir işe yaramayan bir beraberlik. 3 mağlubiyet olarak sayabiliriz.
Önce cumartesi günü voleybol maçı. İller Bankası ile oynadık ve malesef 3 - 2 yenildik. Kümede kalma umutlarımızı iyice sulara gömmüdüğümüz maçlardan biri oldu. Sinir bozucuydu. Çok üzücü bir andı. Maç sonu ağlayacak duruma geldim. Olduğum yere çökekaldım. Tüm sezon boyunca bu tarz çok maç kaybettik. Çok alçak pas atma hastalığımız var ve bu huyumuz yüzünden hücumlarımızın etkisi azalıyordu. Oyuncularımızın birçoğu zaten altyapıdan. En az bizler kadar üzüldüklerini biliyorum. Umarım eksik yanlarını geliştirirler ve Karşıyaka ruhuyla dolu bu gençler takviyelerle gelecek yılların değişmez oyuncuları olurlar.
Sırada Tavşanlı ile oynadığımız futbol maçı vardı. Başka bir hayal kırıklığı daha. Tüm maç boyunca ne oynadığını bilmeyen bir takım ve içgüdüsel !!! olarak geri çekilme durumu. Golü erken atmamızın zaten en kötü yanı bu. Sonrası kalp krizi geçirtecek derecede sıkıntılı. Bir hoca düşünün ki her maç sonrası bir mazareti olsun. Reha Kapsal'ı anlayamıyorum. Anlayamayacağım da. Önceki yazılarımda yazmıştım. Reha Kapsal'ın başarılı olmasını çok istiyorum çünkü Karşıyakamın başında. Şu an onun başarısı bizim başarımız. Her ne kadar birçok maçtan sonraki şaka gibi demeçlerini ve korkakça oyun tarzını sevmesem de başarılı olması lazım. Yoksa yine hem yıllarımız hem de tazminatlarla bir dünya paramız gidecek.
Ve son olarak Bornova Belediyesi'ne son çeyrekte maçı kaybetmemiz. Hakan Demir'in gereksiz inatları. İşlemeyen oyun sistemine müdahele etmeyişi. Uzar gider bu liste. Bu yıl basketbol şubemizle gurur duyuyoruz. Birçok konuda ne desek az ama bu tarz maçları taktiksel kaprislerle kaybedince geçen haftalarda aldığımız ekstra galibiyetlerin hiçbir anlamı kalmıyor.
3 maç . 2 mağlubiyet ve hiçbir işe yaramayan bir beraberlik. 3 mağlubiyet olarak sayabiliriz.
0 yorum / sen de yaz !:
Yorum Gönder