5 Temmuz 2012 Perşembe

Pazartesiler ve Cumalar

Geçenlerde Sabır konu başlıklı bir yazı yazmıştım. Her şeyin daha iyi olacağına inanmak istediğimden de sabrediyordum. Hiçbir başkan adayının babamın oğlu ya da diğer bir deyişle öz abim ya da kardeşim olmadığı şu ölümlü dünyada vaatlerine inanmak istiyordum ve bekliyordum.

Hatırlayanlarınız vardır. Kongremiz 30 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleşti. O gün en çok duyduğum sözcük DEVRİM idi . O günden sonra benim duymaktan , belki gelişmeleri sorduğum arkadaşlarımın da söylemekten bıktığı sözcük ise SABIRDI.

30 Mayıs 2012 Çarşamba gece yarısını geçen saatlerde kongre sonuçlandı. 31 Mayıs Perşembe olmuştu. Daha bir gece önce duyduğumuz sponsorlar acaba ne zaman açıklanacak diye bir sürü Karşıyakalı heyecanla bekliyordu. Önce cuma günü basın açıklamasıyla dendi. Sonra pazartesi dendi. Cuma da geçti pazartesi de. O zaman anladım ki görüşmeler tam netleşmemiş ve başkan önderliğinde yönetim kurulu harıl harıl çalışıyor. Bir yandan hayal kırıklığı yaşamıştım. Sonuçta o kadar net konuşuluyordu ki hepimizde sponsorların imza aşamasında ve yüklü miktarlarla geleceği yönündeydi.

Pazartesi derken Cuma oluyor ve hafta bitiyordu. Her pazartesi  ve cuma bizim için kilit günlerdi. Ne zaman bir açıklama olacak dense bu günler işaret ediliyordu ve biraz daha sabır sözü eksik olmuyordu. Biz pazartesi gününden cumaya gittim geleceğim tadında beklemelere kapılıyorduk.

Hayatta en nefret edilen gün pazartesidir. Dünyanın neresine giderseniz gidin genel olarak böyledir. Öğrencisi , çalışanı için pazartesi bir kabustur. Tam o güzelim hafta sonu tatillinden çıkmışken pazartesi sabahı okuluna ya da işine gitmek için uyanma hissi hiç hoş değildir. Pazartesi sendromu diye adı bile vardır. Bu denli özel ve nefret bir gündür. Gelelim cumanın güzelliğine ; pazartesi ne kadar sevilmezse tersine cuma o kadar sevilir. Tatilin müjdecisidir cuma günleri. Tüm haftanın yorgunluğunu belki bir belki de iki gün atma şansına sahip olmanın tatlı telaşı cuma sabahından itibaren bünyeyi sarar.

Ben 30 Mayıs 2012'den itibaren geçen süreçte şu 2 günden aşırı şekilde tiksindim. Umutla bekleyiş sonrası beklentilerin çok altında gerçekleşme ya da hiç gerçekleşmeme olasılığını görüyorum ki bu beni kulübümüz adına çok korkutuyor ve endişelendiriyor.

Pazartesi açıklama yapılacak. Pazartesi geçer. Cumaya biter bu iş ya da gelecek pazartesi işaret edilir. Ne aceleniz var canım ? Kimse daha transfer yapmadı ki !!! 

Şu pazartesi ya da cumalardan birinde sponsorlar nerede dediğim için Karşıyaka düşmanısın demişti arkadaşım bana. Şimdi aynı cümleyi endişelerini dile getiren taraftar derneği mensuplarına yapmasını da bekliyorum.

Ben Cihan başkanın başarılı olmasını deliler gibi istiyorum. O Karşıyakamızın başkanı ama artık perde arkasından , kulislerde tüm camiaya aşılanan vaatlerin de gerçekleşme vakti geçmiyor mu ?

Bizler ya da bizler demeyeyim de kendi adıma konuşayım ; Ben   ; Cihan başkandan ve yönetim kurulundan Erhan Şentürk gibi yılda 1 gol atıp sonra tweeterlarda 1 gole 500 bin lirasını verseler çok daha iyi olacağını söyleyen boş , beleş futbolcuları takıma doldurmasını beklemiyorum. Yıldız oyuncu adı altında Erhan Şentürk ve 2 maç  daha alsak play off'tayız diye sigarasını tüttürürken yanındaki kızlara hava atmak için Karşıyakamızı ağzına sakız eden tipleri de kulübe doldurup paramızı heba etmesini istemiyorum.

Ben sadece belirsizliğin ortadan kalkmasını ve yolumuza daha fazla geç olmadan makul bir bütçe ve kaşar değil , yerinde yapılacak transferlerle yola devam edilmesini istiyorum. Bunu dile getirirken de Karşıyaka düşmanıysam. Karşıyaka'nın düşmanıyım o zaman.

0 yorum / sen de yaz !:

ÜST TARAFA DÖN