25 Kasım 2012 Pazar

ARENA'daki İlk Mağlubiyet

Her ne şekilde alınırsa alınsın, taraftarı olduğun takımın, canından çok sevdiğin ekibin sahada mağlup olmasını görmek iç acıtıcı. Bugüne kadar ARENA'dan hep mutlu ayrılırken bugün ise üzgün olarak terk ettik salonumuzu, 27 Kasım Salı akşamı tekrar dönmek üzere. Bu mutsuzluğumuzun yanında hakemlere isyan edişimiz de vardı. Özellikle Ziya Özorhon çaldığı bazı düdüklerle maçın gidişatına çok net etki etti. Her ne kadar İngiltere Premier League maçlarının saatlerinin etkisi ile belirleniyor olsa da canlı yayınlanacak maçlar, açıkçası bu hakem kararlarını gördükten sonra komplo teorisi üreten tek kişi olmadığıma eminim.

Mağlubiyetlerden beslenecek kadar zavallı birisi değilim. Galip gelirken herhangi bir maça özel bir yazı yazmamamın sebebi, Ufuk Hoca'nın oyuncu seçimi ve kararlarının oldukça doğru olduğunu düşünmem. Sadece eleştirmek için de eleştirecek değilim en nihayetinde...Bugün ise maçın son hücumunda açık bir şekilde faul yapamadık. Tam ters pota arkasında olduğumdan beri net görememiş de olabilirim, belki oyuncularımız faul yapmaya çalıştılar, fakat elimizdeki senaryoya göre açık bir faul yapmak ve bunu hakeme göstermek zorundaydık. Biz ise maçı uzatmaya götürmeyi tercih ettik. En son anda da savunmada hata yapıp basit bir sayı yedik ve maçı kaybettik.

Evren Büker, geçen sene basketbol oynamamış olması sebebi ile önemli bir risk idi, bu sene kimi maçlar bu riski almakla doğru karar verdiğimizi düşündürttü, kaybettiğimiz Tofaş maçı veya geçen hafta deplasmanda oynadığımız Royal Halı Gaziantep BŞB maçı gibi. Fakat onun tecrübesinde ve maliyetinde bir oyuncudan hücumda kitlendiğimiz ve birebir oyuna bel bağladığımız bir maçta daha fazla önce çıkmasını beklerim (Dixon takımın toplam hücumlarının 27%'ini tek başına kullandı, maçı 7 asist ile tamamladık).

Diebler iki haftadır kötü, Eurochallenge maçlarında da henüz "parlamıyor". Acaba bu seviyede haftada 2 maç zorladı mı diye düşünmek istiyorum ve kısa zamanda bu tempoya alışıp tekrar takıma ciddi pozitif katkı vereceğini ümit ediyorum. Bugün biraz da şanssızdı, 2 tane çok rahat dış atış pozisyonundan faydalanamadı, bazı günler girmeyebilir şutlarınız umarım o "bazı günler" dendir bugün.Bu tip zamanlarda ikinci ve üçüncü hücum silahları olması gerekir ki, tetiği çekebilsin.

Ümit Sonkol da bu hafta çok etkisizdi. Kendi pozisyonunu iyi oynayan rakiplere karşı pota altında zaten problem yaşayan bir oyuncu, bu açığını da dış atış tehdidi ile kapatıyor. Fakat Banvit'in uzunları hareketli uzunlar olduğunda Ümit, oyuna dahil olamadı.

Aminu ve Thomas iyi bir performans sergiledi, fakat çok ekstra bir şeyler üretemeyince, Evren-Diebler-Ümit üçlüsünün açığını kapatamadık. Yoksa maçın önemli bir kısmını önde götürebilmişken, bu oyuncuların ekstradan bulacağı bir kaç asist veya sayı ile maçı koparabilirdik. Dakika başına ürettiğimiz verimlilik puanı sonuçları çok net bir tablo sergiliyor, Banvit maçı hariç lig ortalamamıs 0.27 puan iken, Banvit maçında bu rakam 0.16 puan. Sanırım ne demek istediğim daha net çıkmıştır ortaya.

Masada bir bardak varken mümkün olduğunca farklı açıdan bakmak gerekir ki, dolu veya boş olduğundan fazla şeyler görebilelim. Evet bugün ilk defa ARENA'da kaybettik ve açıkçası bu şekilde olması (hakem hatalarının bu kadar bariz rağmen kendi hatamızla) sevimsiz bir tat bıraktı ağzımızda. Fakat diğer taraftan bu mağlubiyet ile takımın üzerindeki "ARENA'da namağlup takım" olma sıfatının ağırlığı kalkmış oldu. Bu sezonda oynadığımız en zor maçtı ve her şeye rağmen son 2 saniyeye kadar kazanan taraftık. Psikolojik olarak daha rahatlamış bir takım olarak Salı günü sahaya çıkacağımızdan ve Tofaş'ı yenip Eurochallenge'da grup liderliğini garantileyeceğimize eminim.

Yazıyı tamamlarken, Fenerbahçe Ülker maçından önce otoparkta konuştuğum tribünde önemli bir yere sahip bir renkdaşım, bu maçı kazanacaksak biz (taraftar) kazandıracağız demişti ve öyle de olmuştu. Bugün ise tüm bu gerçeğe karşı (hocamız Ufuk Sarıca'nın da bir çok kere dile getirdiği) 20 TL gibi normal bir lig maçı için yüksek sayılabilecek bir ücret belirlenmiş olması, çok hızlı bir şekilde salondaki profili değiştirdi ve takımı ateşlemekten ziyade takım tarafından ateşlenen bir kitle önünde oynandı maç. Hiç bir zaman ucuz bilet politikasını savunmadım (kulübümüzün gerçekleri ortada) fakat kabul etmemiz gereken daha makro bazda bazı gerçekler de var. Tribündeki agresiflikten (yanlış anlaşılmasın sahaya yabancı madde atmak, olay çıkarmak gibi kulübümüze zarar veren eylemleri tasvip etmiyorum) pozitif etkilenen bir takımımız varken, bunu baltalamıyor olmalıyız.

Günün anlam ve önemine istinaden, başta Baş Öğretmen Atatürk olmak üzere, tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutlamak isterim ve 27 Kasım'da grup liderliğini garantileyeceğimiz maçta Tofaş'a karşı öncelikle oyuncularımı ve Ufuk Hoca olmak üzere, teknik heyetimize ve şube yönetimimize başarılar dilerim. Lig uzun, mağlubiyetler telafi edilir, Eurochallenge çok daha önemli, bu sebeple bu kupadaki maçların bilet politikası da...

Erinç Atilla

1 yorum / sen de yaz !:

Technical Faul 25 Kasım 2012 14:00  

İki mağlubiyet de son saniye basketleriyle geldi bu sezon. Üçüncü kritik son saniye öncesi gerekli dersleri almamız gerekiyor.

ÜST TARAFA DÖN