TBF Seçim Günü
Ve bir süredir ana akım medyada cesaretle bu seçimi yazan bir kaç kişinin yakından takip ettiği gün geldi çattı. Ankara Rixos Otel'de yapılacak Genel Kurul ile Türkiye Basketbol Federasyonu yeni başkanına kavuşacak, eğer Turgay Demirel bir defa daha seçilmezse.
Süreci hızlıca gözden geçirelim, Turgay Demirel, Federasyon başkanlığı koltuğuna "bu kadar uzun süre bu görevde kalınmaz" diyerek eleştirdiği Osman Solakoğlu'nu devirerek 1992'de oturdu ve şimdi tekrar seçilmesi durumunda rahmetli Osman Solakoğlu'nun görev süresini geçecek. Kendisinin başkanlığı döneminde Türk Basketbolu ne kadar ilerledi bilinmez (sadece kendi evimizde podyuma çıkabilen bir Milli Takımımız var) fakat kendisinin federasyon yönergelerinde yaptığı değişiklikler ve uygulamalar unutulamaz. Olimpiyat Oyunları bittikten sonra 3 ay içersinde yapılması gereken seçimlerin, Londra dönüşü acele bir şekilde bugün yapılıyor olması da atlanmaması gereken bir detay. 18 Eylül Seçim sürecinde Turgay Demirel'e karşı olarak ilk önce kendisi ile beraber uzun süreler görev almış Doğan Hakyemez çıktı. Bir kesim Doğan Hakyemez'i kurtarıcı olarak gördü ve "ben denize düşmüşsem yılana sarılmaktan çekinmem" diyerek Doğan Hakyemez'in başkanlığı için özellikle sosyal ağlarda ciddi pozitif mesajlar yayınlanmaya başlandı. Bu konu ile ilgili düşüncelerimi daha önce yazmıştım. Fakat, Doğan Hakyemez evraklarını Federasyon'a olaylı bir şekilde teslim ettikten sonra adaylıktan çekildiğini açıkladı. Kendisi kurtarıcı olarak görenleri de yolda bırakmış oldu. İlk yazımı yazdığımda netleşmemiş olan Ali Doğan'ın adaylığı ise, Galatasaray Medikal Park (İlkan Karaman olayının da etkisi olduğunu düşünüyorum ama tüm delegelerinin Ali Doğan'a oy vereceğini de sanmam Lise etkisi sebebi ile), Beşiktaş, Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes gibi bütçeleri ile ligin ağır topları olan takımların desteği ile resmileşti. Bugün oy vermeye gidecek 177 delege (ki klubümüzün 3 oy hakkı var, ve başkan adaylığı için gereken imza toplama sürecinde her adaya bir imza vererek tarafsız kalmışlardı) Ali Doğan veya Turgay Demirel arasında tercih yapacak.
Takip edebildiğim kadarıyla Turgay Demirel katıldığı programlarda, önümüzdeki 4 sene için bağımsız danışmanlık ve denetim firmalarından birinden destek aldığını (ismini açıkladığını görmedim fakat Ernst&Young diyorlar), Kadın Basketbol'un geldiği noktayı ve ülke olarak Avrupa'da çok önemli bir yere geldiğimizi (özellikle Kobe Bryant'ın açıklamasını biraz da farklı şekilde aktararak) dile getiriyor ve bir nevi biz bunları yaptık, daha da iyisini yaparız diyor. Ali Doğan ise 20 senelik bir nevi imparatorluk devresinden sonra daha şeffaf ve daha adil bir yönetim sergileyeceğine değiniyor.
Kendi düşünceme geçmeden önce klubümüzün herhangi bir adayı desteklediğini açıklamamış olması çok doğru. Zira ülkemizde egemen anlayış "taraf olmayan bertaraf olur" şeklinde olduğundan, ne Turgay Demirel'i ne de Ali Doğan'ı karşımıza almamak en doğrusu. Hele ki bugüne kadar yapılan protestolar ve verilen kavgalar sonucunda hep zararlı çıktığımızı düşününce. Kişisel görüşüm ise Turgay Demirel'in sessiz ve derinden, 20 yıllık da tecrübesini kullanarak, işin içine hatır gönül bağlantılarını sokup büyük bütçeli takımların desteğini almış Ali Doğan'a karşı başabaş noktasına gelmek. Zira Ali Doğan yıpranmamış olması sebebi ile çok cazip görülüyor. Bence Ali Doğan'ın başka da bir avantajı yok zaten, bağlantıları ve geçmişi Turgay Demirel'den çok farklı olmayan birisinin, Turgay Demirel'den çok farklı bir yönetim anlayışı sergilemesi düşük ihtimal. Fakat bu süreçle ilgili cesurca yazanlardan biri olan Bilgin Gökberk'in de yazdığı varsayımsal bir diyalog var ki, insan biraz düşününce bu seviyedeki işlerin öyle geliştiğini de kabul ediyor ister istemez...
Gönlüm her ne kadar uygulamada Turgay Demirel'den çok farklı adımlar atacağına güvenim düşük olsa da Ali Doğan'dan yana. En azından kan değişikliği Federasyon bazında bir hareketlilik getirir. Ama Turgay Demirel'in tecrübesini kullanarak seçimi kolay lokma haline getirmeyeceği de açık rakibi için. Hayırlısı...
Bilgin Gökberk'in yazdığı diyalog ile bitirelim;
-Turgay Bey.
-Buyrun efendim.
-Bogdan Tanjevic'ini de al git.
-Anlamadım efendim.
-Anladın, anladın. Bogdan'ini da al git artık.
-Bogdan zaten gitti, efendim.
-İyi iyi, hadi sende ufak ufak uza artık.
-Emredersiniz, efendim.
Erinç Atilla
P.S. Görüşüm sadece beni bağlamakta olup, ne üyesi bulunduğum Karşıyaka Spor Klubü'nü ne de Anlayamazsınız Blog'u temsil etmektedir.
Süreci hızlıca gözden geçirelim, Turgay Demirel, Federasyon başkanlığı koltuğuna "bu kadar uzun süre bu görevde kalınmaz" diyerek eleştirdiği Osman Solakoğlu'nu devirerek 1992'de oturdu ve şimdi tekrar seçilmesi durumunda rahmetli Osman Solakoğlu'nun görev süresini geçecek. Kendisinin başkanlığı döneminde Türk Basketbolu ne kadar ilerledi bilinmez (sadece kendi evimizde podyuma çıkabilen bir Milli Takımımız var) fakat kendisinin federasyon yönergelerinde yaptığı değişiklikler ve uygulamalar unutulamaz. Olimpiyat Oyunları bittikten sonra 3 ay içersinde yapılması gereken seçimlerin, Londra dönüşü acele bir şekilde bugün yapılıyor olması da atlanmaması gereken bir detay. 18 Eylül Seçim sürecinde Turgay Demirel'e karşı olarak ilk önce kendisi ile beraber uzun süreler görev almış Doğan Hakyemez çıktı. Bir kesim Doğan Hakyemez'i kurtarıcı olarak gördü ve "ben denize düşmüşsem yılana sarılmaktan çekinmem" diyerek Doğan Hakyemez'in başkanlığı için özellikle sosyal ağlarda ciddi pozitif mesajlar yayınlanmaya başlandı. Bu konu ile ilgili düşüncelerimi daha önce yazmıştım. Fakat, Doğan Hakyemez evraklarını Federasyon'a olaylı bir şekilde teslim ettikten sonra adaylıktan çekildiğini açıkladı. Kendisi kurtarıcı olarak görenleri de yolda bırakmış oldu. İlk yazımı yazdığımda netleşmemiş olan Ali Doğan'ın adaylığı ise, Galatasaray Medikal Park (İlkan Karaman olayının da etkisi olduğunu düşünüyorum ama tüm delegelerinin Ali Doğan'a oy vereceğini de sanmam Lise etkisi sebebi ile), Beşiktaş, Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes gibi bütçeleri ile ligin ağır topları olan takımların desteği ile resmileşti. Bugün oy vermeye gidecek 177 delege (ki klubümüzün 3 oy hakkı var, ve başkan adaylığı için gereken imza toplama sürecinde her adaya bir imza vererek tarafsız kalmışlardı) Ali Doğan veya Turgay Demirel arasında tercih yapacak.
Takip edebildiğim kadarıyla Turgay Demirel katıldığı programlarda, önümüzdeki 4 sene için bağımsız danışmanlık ve denetim firmalarından birinden destek aldığını (ismini açıkladığını görmedim fakat Ernst&Young diyorlar), Kadın Basketbol'un geldiği noktayı ve ülke olarak Avrupa'da çok önemli bir yere geldiğimizi (özellikle Kobe Bryant'ın açıklamasını biraz da farklı şekilde aktararak) dile getiriyor ve bir nevi biz bunları yaptık, daha da iyisini yaparız diyor. Ali Doğan ise 20 senelik bir nevi imparatorluk devresinden sonra daha şeffaf ve daha adil bir yönetim sergileyeceğine değiniyor.
Kendi düşünceme geçmeden önce klubümüzün herhangi bir adayı desteklediğini açıklamamış olması çok doğru. Zira ülkemizde egemen anlayış "taraf olmayan bertaraf olur" şeklinde olduğundan, ne Turgay Demirel'i ne de Ali Doğan'ı karşımıza almamak en doğrusu. Hele ki bugüne kadar yapılan protestolar ve verilen kavgalar sonucunda hep zararlı çıktığımızı düşününce. Kişisel görüşüm ise Turgay Demirel'in sessiz ve derinden, 20 yıllık da tecrübesini kullanarak, işin içine hatır gönül bağlantılarını sokup büyük bütçeli takımların desteğini almış Ali Doğan'a karşı başabaş noktasına gelmek. Zira Ali Doğan yıpranmamış olması sebebi ile çok cazip görülüyor. Bence Ali Doğan'ın başka da bir avantajı yok zaten, bağlantıları ve geçmişi Turgay Demirel'den çok farklı olmayan birisinin, Turgay Demirel'den çok farklı bir yönetim anlayışı sergilemesi düşük ihtimal. Fakat bu süreçle ilgili cesurca yazanlardan biri olan Bilgin Gökberk'in de yazdığı varsayımsal bir diyalog var ki, insan biraz düşününce bu seviyedeki işlerin öyle geliştiğini de kabul ediyor ister istemez...
Gönlüm her ne kadar uygulamada Turgay Demirel'den çok farklı adımlar atacağına güvenim düşük olsa da Ali Doğan'dan yana. En azından kan değişikliği Federasyon bazında bir hareketlilik getirir. Ama Turgay Demirel'in tecrübesini kullanarak seçimi kolay lokma haline getirmeyeceği de açık rakibi için. Hayırlısı...
Bilgin Gökberk'in yazdığı diyalog ile bitirelim;
-Turgay Bey.
-Buyrun efendim.
-Bogdan Tanjevic'ini de al git.
-Anlamadım efendim.
-Anladın, anladın. Bogdan'ini da al git artık.
-Bogdan zaten gitti, efendim.
-İyi iyi, hadi sende ufak ufak uza artık.
-Emredersiniz, efendim.
Erinç Atilla
P.S. Görüşüm sadece beni bağlamakta olup, ne üyesi bulunduğum Karşıyaka Spor Klubü'nü ne de Anlayamazsınız Blog'u temsil etmektedir.
0 yorum / sen de yaz !:
Yorum Gönder