Ultras Ruhu Denen Meret
Anlayamazsınız diye yola çıkıyoruz. Yıllardır bu sevdadan nasıl vazgeçemediğimizi ısrarla soranlara en sonunda anlayamazsınız birader , gerçekten farklı dünyaların insanlarıyız diyerek noktalıyoruz. Her zaman özenmişimdir Karşıyaka peşinde koşmayıp da sadece hayatıyla ilgilenlere. Manita kovalamak , piyasa yapmak ama bu sevdaya kayıtsız kalmak da işte bizim anlayamadığımız kavramdı. Onlar bizi nasıl garipsiyorsa benim de mantığım onların dünyasını kavrayamıyor. Öyle bir dünya yok bilaaader derler ya. Hah işte tam bizim durumumuzu özetliyor. Bizim için Karşıyakasız bir dünya gerçekten yok.
Semte bu denli aşık olup da tribün tozunu yutmamak imkansız. Takımın peşinde iç saha , dış saha bir dünya maç , bir de spor kulübü olmanın verdiği çeşitlilikle sporun sadece futboldan ibaret olmadığının Türkiye'de vücut bulmuş yegane örneklerinden Karşıyaka'nın herhangi bir şubesini yine aynı heyecanla takip etmek. Bu sevdayı düşünürken bile insan heyecanlanıyor.
Bir de akla gelen tribünler. Türkiye'nin önde gelen tribünlerinden birinin mensubu olmak başka bir gurur kaynağı.
Tribün duruşu denen kavrama gelmek istiyorum. Genel olarak Ultras felsefesi ülkemizde tam olarak yerleşmese de uygulamaya çalışan birçok takım taraftarları göze çarpıyor. En basit birkaç temel maddeyi sayarsak ; bağımsız olmak ( kimsenin adamı olmamak ) , karşılıksız destek , kolluk kuvvetlerinin haksız uygulamalarına ve basının yanlı tutumuna karşı çıkmak. Sanırım bunlar ilk akla gelenlerdir.
Yıllardır ülkemizin birçok stadında "... basın , bunu da yazın !!! " diye haksızlıklara , basının yanlı tutumuna karşı her takımın taraftarı haykırmadı mı ? Yıllardır pankart , deplasman yasaklarına, maç izleme ve takımı destekleme haklarımızın gasp edilmesine karşı ülkenin birçok stadında , salonunda tribünler inlemedi mi ?
Adında Ultras kelimesi geçen bir taraftar grubu bir pankart için rakip takımı nasıl olur da tv kanallarının en polemik dolu , amacı üzüm yemek değil de onun harici ne varsa olan , rayting uğruna sınırlarının olmadığını gördüğümüz bir spor programına tabir-i caizse ispiyonlayabilir ? Gammazlayabilir ?
Emniyet , medya ve Ultras mantığıyla kurulmuş bir taraftar grubu el ele veriyor ve rakibine karşı soruşturma açılması sağlanıyor , ekranlarda karalama kampanyası başlatılıyor.
Gerçekten inanılmaz !!!
Ultras ruhu denen meret aslında hiç yokmuş. Bunu görmüş olduk. Keşke emniyete ve İstanbul medyasına şikayet yerine ev sahibi oldukları maçta bir pankartla karşılık verselerdi. Galatasaray tribünlerinde Ultaslan'ın bu hareketini yanlış bulup , rekabetlerde bu tarz göndermelerin normal olduğunu söyleyen tribüncülerin varlığını da inkar edemeyiz. Ultraslan'ın bu yanlışına ortak olmadıkları için de teşekkürü borç biliriz.
Ultras ruhu , anlayışı denen olgunun gerçek anlamda Türk tribünlerinde yaşandığı günleri görmek dileğiyle ...
Semte bu denli aşık olup da tribün tozunu yutmamak imkansız. Takımın peşinde iç saha , dış saha bir dünya maç , bir de spor kulübü olmanın verdiği çeşitlilikle sporun sadece futboldan ibaret olmadığının Türkiye'de vücut bulmuş yegane örneklerinden Karşıyaka'nın herhangi bir şubesini yine aynı heyecanla takip etmek. Bu sevdayı düşünürken bile insan heyecanlanıyor.
Bir de akla gelen tribünler. Türkiye'nin önde gelen tribünlerinden birinin mensubu olmak başka bir gurur kaynağı.
Tribün duruşu denen kavrama gelmek istiyorum. Genel olarak Ultras felsefesi ülkemizde tam olarak yerleşmese de uygulamaya çalışan birçok takım taraftarları göze çarpıyor. En basit birkaç temel maddeyi sayarsak ; bağımsız olmak ( kimsenin adamı olmamak ) , karşılıksız destek , kolluk kuvvetlerinin haksız uygulamalarına ve basının yanlı tutumuna karşı çıkmak. Sanırım bunlar ilk akla gelenlerdir.
Yıllardır ülkemizin birçok stadında "... basın , bunu da yazın !!! " diye haksızlıklara , basının yanlı tutumuna karşı her takımın taraftarı haykırmadı mı ? Yıllardır pankart , deplasman yasaklarına, maç izleme ve takımı destekleme haklarımızın gasp edilmesine karşı ülkenin birçok stadında , salonunda tribünler inlemedi mi ?
Adında Ultras kelimesi geçen bir taraftar grubu bir pankart için rakip takımı nasıl olur da tv kanallarının en polemik dolu , amacı üzüm yemek değil de onun harici ne varsa olan , rayting uğruna sınırlarının olmadığını gördüğümüz bir spor programına tabir-i caizse ispiyonlayabilir ? Gammazlayabilir ?
Emniyet , medya ve Ultras mantığıyla kurulmuş bir taraftar grubu el ele veriyor ve rakibine karşı soruşturma açılması sağlanıyor , ekranlarda karalama kampanyası başlatılıyor.
Gerçekten inanılmaz !!!
Ultras ruhu denen meret aslında hiç yokmuş. Bunu görmüş olduk. Keşke emniyete ve İstanbul medyasına şikayet yerine ev sahibi oldukları maçta bir pankartla karşılık verselerdi. Galatasaray tribünlerinde Ultaslan'ın bu hareketini yanlış bulup , rekabetlerde bu tarz göndermelerin normal olduğunu söyleyen tribüncülerin varlığını da inkar edemeyiz. Ultraslan'ın bu yanlışına ortak olmadıkları için de teşekkürü borç biliriz.
Ultras ruhu , anlayışı denen olgunun gerçek anlamda Türk tribünlerinde yaşandığı günleri görmek dileğiyle ...
0 yorum / sen de yaz !:
Yorum Gönder