30 Haziran 2010 Çarşamba

Semtler !!!

Yaz geldi. Aslında gelmeye çalışıyor. Bu zamanlar için alışık olmadığımız derecede serin havalarla biraz bunalmaktan yırttık. Bu en çok bizim arkadaş grubumuzda "semtler" olarak tabir ettiğimiz gençlerin pek hoşuna gitmedi.

Onları her türlü süs havuzunda yüzerken , iskeleden ya da anıttan balıklama atlayıp vapur gelince aceleyle kıyıya doğru kulaç atarken görebilirsiniz. Bu yıl nispeten daha serin bir başlangıç yaptığımız için belediyece yaptırılmış süs havuzları ve tertemiz körfezimize atlayan semtler sayısında geçen yıllara göre azalma var.

Tabii ki semtler için vakit geçirmenin tek yolu körfeze balıklama atlayıp vapurlarla yarışmaya çalışmak değil. Resimde gördüğünüz üzere çeşitli eğlenceleri de mevcut. Arada yarış da yapıyorlar ama acelem olduğu için o anın fotoğrafını çekmek için bekleyemedim.

Neyse kazasız belasız diyoruz ve semtlere bu yaz da bol eğlenceler...

28 Haziran 2010 Pazartesi

Furkan Aldemir

Bugün okuduğum sevindirici bir haber üzerine bu yazıyı yazmak istedim. Furkan Aldemir Ümit Milli turnuvasının en değerli oyuncusu seçilmiş. Furkan bu ünvanı hakeden en önemli isimdir heralde, bu ödülün başkasına gitmesi kesinlikle çok üzücü olurdu. Bu ödülü aldıktan sonra bizde oynadığı maçlar geçti gözümün önünden ve onunla ilgili bir yazı yazmak istedim.

Furkan 1991 doğumlu, 2.10 boyunda altyapımızdan çıkma bir basketbolcu. Furkan'ın ilk olarak kendi kişiliğinden bahsetmek istiyorum. Böylesine genç bir oyuncu olmasına rağmen parkeye bu kadar yakışan, işini bu kadar düzgün şekilde yapan başka birisini görmedim ben şu ana kadar. Ne kadar genç olursa olsun tecrübesi sanki 10 yıllık basketbolcuymuş gibi. Yaptığı top kayıplarından veya kaçırdığı sayılardan sonra hiç yıkılmayan, oyundan bir an olsun düşmeyen bir oyuncu. Kendine özgü sade oyunu ile asla gösteriş içinde değil.

Şu aralar izliyorum genç basketbolcuları geneline baktığımda - tabiki bu tanıma uymayanlar var - sürekli süslü hareket yapma çabasındalar. Yapamayacakları hareketleri yapmaya çalışıyorlar ve kendilerini küçük düşürüyorlar. Furkan'ın böyle bir hareketine bile rastlamadım. Hiçbir zaman tribünlere oynamayan, sadece Karşıyaka'ya maç kazandırmak için oynayan bir oyuncu oldu hep. Akıllı ve adam gibi adam denilebilecek cinsten. Sporda artık insanların para yüzünden kendisini satması, parayı gören oyuncunun arkasında nasıl bir izlenim bıraktığını bilmeden hemen çekip gitmesi sıkça rastlanır bir durumda oldu. Furkan sadece bu açıdan bile adam gibi adam klasmanına girmiştir.

Furkan'ın en önemli özelliği, pivotların hepsinde olmayan, olanların çabucak diğer pivotlar arasında sivrildiği aniden zıplama özelliğidir. 2.10 boyu olmasına rağmen bu kadar çevik ve ani hareketleri hiç zorlanmadan yapan bir pivot örneği zor vardır Türkiye'de. Riskli zamanlarda aldığı reboundlar ile takımı kurtaran isim olmuştur her zaman. Hiç oyundan düşmemiştir ve ne kadar hata yaparsa yapsın aynı hırsla, aynı mücadeleyle oyununa devam etmiştir.

Eğer Furkan biraz daha kendini geliştirirse ki eğer şu anki temposundan hiç kaybetmesse bu işi çok kolay başarır, 1-2 seneye kadar Avrupa'da, 3-4 seneye kadar NBA'de çok rahat top oynayabilir. Şu anda Furkan'a nerelerden teklifler geldi, nerelere gitmek istiyor pek bilgim yok. Fakat neresi isterse istesin “ merdivenleri adım adım tırmanmak istiyorum, ilk önce basketbolumu ilerletmeliyim. karşıyaka’da mutluyum. kaf-kaf benim yuvam. ” dedikten sonra akıllı bir karar vereceğinden eminim. İnşallah kendisi için en güzel geleceği hazırlar ve bizide mutlu eder..

26 Haziran 2010 Cumartesi

Futbol Akademisi Seçmeleri 2 Temmuz'da

2 Temmuz'da Karşıyaka Futbol Akademisi'nin yarışmacı takımları için seçmeler yapılacak. Karşıyaka Stadı'nda yapılacak seçmeler 8 ayrı yaş grubu için gerçekleştirilecek. Seçmelerin yapılacağı saatler şöyle;

2 Temmuz 2010 Cuma
Yer : Karşıyaka Stadı.

1991-1992-1993-1994 doğumlu oyuncular :
Saat : 08:00

1995-1996-1997-1998 doğumlu oyuncular :
Saat : 17:00


Katılım bedeli 50 TL olarak belirlendi. Daha detaylı bilgi için 0232 364 77 23 no'lu telefon aranabilir.

25 Haziran 2010 Cuma

Kazım Koyuncu

25 Haziran 2005 - 25 Haziran 2010

" ... Bıraktığın gibi durmuyor bu dünya,
Bahar geçiyor, yaz geçiyor, ama sen geçmiyorsun.
Yumsam gözlerimi rüya, açsam serap oluyor bütün dünya.
Gitmekle kalmadın, benimle dünyanın arasını açtın ... "
                                                                                             Fadıl Öztürk

22 Haziran 2010 Salı

Soylu Bir Aile !

16 Kasım 2008 günü Cinayete kurban giden 21 yaşında Soylu bir taraftar.. Özgür Soylu.. Katile ceza verildi fakat bu ceza içimizi ve SOYLU ailemizi rahatlatmayacaktı biliyoruz. Verilen cezayı çok az bulan ailemiz bu cezaya isyanını koydu. Ve evet işte şimdi trajikomik bir hikaye başlıyor. Bu ortaya konulan isyan karşısında Özgür Soylu'nun anne ve babasına mahkeme açıldı. Bu mahkeme sonucunda ailemize 1,5 sene hapis cezası verildi! Evet bu kadarıda olur mu diyeceksiniz fakat oluyor!
Özgür Soylu'nun ailesi hepimizin ailesi. 16 Kasım'dan beri ÇARŞI grubu olarak hep yanındaydık ailemizin. Bundan sonrada hep yanındayız. Umarım Türkiye Adaleti yaptığı yanlışın farkına varır ve herşeyi tekrar gözden geçirir. Cinayete kurban giden bir oğul acısına birde haksız yere 1,5 sene hapis veriliyor. Ailemizin hep yanındaydık ve yanında olacağız! Ayrıca herkesten farkını belli eden ÇARŞI grubunun bu tutumu bizim aramızdaki ilişkinin sadece tribün arkadaşlığı olmadığını, bir aile olduğumuzu ortaya koyuyor. ÇARŞI'nın açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz.

RAHAT UYU ÖZGÜR..

21 Haziran 2010 Pazartesi

Gode Cengiz Kocatoros !

Gode Cengiz Kocatoros ( 1943 - 1985 )
Saygıyla anıyoruz Büyük Kaptan !
Bu kulüpte asla unutulmayacaksın !

18 Haziran 2010 Cuma

Var Mı Sizde Bu Yürek ?

Verilen ve tutulmayan o büyük stad sözü.. Her açılışa gelip stad bu sene oluyor, merak etmeyin makineleri stad içerisinde çalıştırmaya başlıyoruz diyerek yalanlar söylediniz. Şimdi ne yapacaksınız ? Bu kadar mı küçük düştünüz, verdiğiniz sözleri tutmuyorsunuz. Karşıyaka taraftarı hiçbir zaman yalanlara boyun eğmemiştir, büyüklüğünü heryerde göstermiştir. Ve Karşıyaka taraftarı sizin gibi değil aldığı sözleri sonuna kadar bekler. Bekler ama yapacak birşey kalmadığında kendisi girer oraya. Ve işte bu olaylardan birisi yine gerçekleşiyor.
 
Sen Sn. Cevat Durak, Karşıyakalıyım dedin, İstanbuldaki Play-Off maçlarına geldin, herzaman yanınızdayım dedin, şimdi neredesin? Aziz Kocaoğlunun " stad önceliği Buca'ya " dediği gibi saçma bir cümleyi destekliyor musun oturduğun koltukta? Hani sokuyordun makineleri oraya, hani başlıyordu inşaat. Herşey senin " ben kaf diyorum siz sin diyeceksiniz " dediğin kadar komikleşti. Helal olsun sizin kişiliğinize. Karşıyaka asla unutmaz ama sizde bunu unutmayın.

KARŞIYAKA STADINDA ÇALIŞACAK KARŞIYAKALILAR ARIYORUZ !

10 Haziran 2010 Perşembe

Biz Çok Farklıyız !

Tribünde omuzomuzayken meşale altında tanıştık biz. Hiç aile olacağımız aklımıza gelir miydi? Atatürk'ün sol kapalısında iki haftada bir tezahüratlar söyler, gönülden severdik. Sadece tribünde buluşur, ismimizi bile bilmezdik en başta. Birlikte içilen sigaralar tribündeki dostluğumuz pekiştirdi. Bir kavganın en güzel anında tanıştım ben kardeşlerimle. En güzel tanışma bu şekilde olmaz mı zaten ? Beni hiç arkada bırakmayacaklarını daha ilk günden anladım ben. Daha sonra birlikte gidilen o güzel deplasmanlara gittikl, şişede kalan yarım birayı birlikte paylaştık, bir paket sigarayı bütün otobüs içmeye başladık..

Yavaştan semtimizim muhtelif parklarında Karşıyaka'yı kurtmarmaya başladık. Her muhabbetimiz Karşıyakaydı başka hiçbirşeyimiz yoktu. Fikirlerimiz farklı olsa bile ortak noktamız Karşıyakaydı..
Bir süre sonra baktık ki artık tam anlamıyla kardeş oluyoruz. Hayatta güvenebileceğimiz en yakın insanlar tribünden insanlar olmuş. Seni hiç aç bırakmamışlar, bir kavgada hiç arkada bırakmamışlar, her zaman seni başkalarına karşı kollamışlar. Sevgilimizle kavga ediyoruz, birlikte derdimize içerek sohbetler ediyoruz.. Tamamiyle artık hayatımız oluyor tribün kardeşliği. Ailemizden birine kötü birşey olsa ilk kapı çalındığında, kapıyı açtığında karşında duran kişi o seneler önceki hiç tanımadığın omuzomuza çekerken yanında duran adam oluyor. Telefonun bütün gün susmuyor, sürekli bir sorun varsa gelelim, bir ihtiyacın olursa aramazsan bozulurum gibilerinden şeyler söylüyorlar sana. En kötü gününde bile tüm kardeşlerin abilerin yanında seni teselli ediyor.

Yolda mı kaldın ? 18 yaşından büyük bir abini ara 5 dakikaya orada olur Ve bu abin onu zorunluluktan yapmıyor, artık öyle bir sevgi ve saygı var ki aranızda bunu yapmayı kendine görev biliyor. Kendisinin ne kadar derdi sıkıntısı olsada ilk önce seni dinliyor onlar. Önemli kararlarında ilk danıştığın kişiler onlar oluyor biranda. Ve onların tek kelimesi bile senin o kararında çok etkili oluyor, çünkü biliyorsun sana o abilerinden asla zarar gelmez..

Biz farklıyız çünkü aynı semtin, aynı kavganın çocuklarıyız..
Kalmasın kalbinde acı bir sızı, Ufkunda sallansın YEŞİL KIRMIZI!

Uzun süredir yazı yazamıyorduk geçmişlerde yazdığım bir yazıyı yayınlamak istedim biraz değiştirerek. Karşıyaka için şu bir ay ölü dönemler ve biz bu dönemlerde saçma ve gereksiz yazılar yazmak istemediğimiz için yazı girmiyoruz. Haberiniz olsun istedik..

1 Haziran 2010 Salı

Kimler Kalmalı ? ANKET

Bir sene daha geçti. Kendimizi kandırıp durduk takımın gücü hakkında. En azından bunu kendi kendine itiraf edebilenlerden biriyim. Hayır kesinlikle çok iyi bir kadromuz var diyen arkadaşlara da saygı duyarım ama bu düşüncelerine katılmıyorum.

Şimdi yine bir dünya oyuncu gidecek ve gelecek. Eldeki kadroyu korumalı mıyız ? Belli bir kısmını evet ama onlar harici birçok oyuncu gönderilince ; " Yine takımı dağıttılar !!! " söylemlerini duyacağız. Genel bir bakış açısıyla tamam doğru diyebilirim.

Peki renkdaşlarım sizce bu takımın çoğunu koruyarak şampiyonluğa oynayan bir takım kurabilir miyiz ? Kimler bu takımda kalmalı ? Kimler gitmeli ?

Bu konu hakkındaki anket blogumuza eklenmiştir.


İşin özü ; sil baştan takım kursak dahi taş gibi bir takım şart ve çok gecikmeden paralarının ödenmesi. Yoksa yine aynı hikayeleri yaşarız. Mucize olmazsa bu şartlar altında aynı yönetim tarzı ve takım yapılanması ile Süper Lige yükselmemiz zor. Görünen köy benim açımdan budur.

Bu arada bizim ligimize 3 yabancı hakkı tanındı. Bakalım yine rolexcileri mi transfer edeceğiz yoksa en azından 1 tane isabetli bir yabancı transferimiz olabilecek mi ?

Daha güzel günler görmek dileğiyle...

ÜST TARAFA DÖN