31 Mayıs 2010 Pazartesi

İstanbul'dan Sonra Karşıyakalı Olabilmek

Aynı yazıyı Ankara faciasından sonra yazmıştım, bu seferde İstanbul için yazmak istedim..
Süperlig hasretiyle 15. seneyi bitiriyorduk. Bu sefer son olacak dedik. Lig'in bitmesinden 1 hafta önce Play-Off'lar için İstanbul'a yüklenmeye başlamıştık bile. Ligin biteceği hafta herkes uçak biletleri, tren biletleri, kalacak yerler için koşuşturuyordu semtte. Biletix'in biletleri ne zaman satışa çıkaracağı ile ilgili bir bilgimiz olmadığı için her biletix önünden geçen oraya soruyordu ve bizi haberdar ediyordu biletler var mı yok mu diye..

Kalacağımız yerleri ayarladık biletlerimizi aldık. 1 hafta boyunca İstanbul'da Karşıyaka ile yaşayacaktık, her yanı yeşil kırmızıya boyayacaktık. Play-Off'ların başlayacağı günden bir gün önce parklarda sabahladık. Heryerde korna sesleri, herkes konvoy yapıyordu saatlerce. Parklarda sabaha kadar oturacak park bulamadık. O gün dışarıda sabahlayan rahat 200 kişi vardı diyebilirim. Marketlerdeki alkoller tükenmiş, sabaha doğru market sahipleriyle abi kardeş bile olmuştuk..

Parkta elimde kağıt kalem tüm tayfa hesap yapıyorduk. Hesaplarımıza göre Altay'dan 3 puan, Konyaspor'dan 3 puan ve Adanaspor'dan 1 puan alıp süperlige çıkacaktık..

Ve sonunda Pazartesi günü geldi. Olimpiyat stadında oynayacağımız o Altay maçından o kadar ümitliydik ki 3 puan cebimizde gibi yola çıkmıştık. Uzun süren bir yolculuktan sonra Olimpiyat Stadındaydık. İstanbulluların bile deplasman olarak gördüğü bir staddı. Kendi adıma konuşmam gerekirse gittiğim en kötü staddı diyebilirim. Tribünde öyle bir durgunluk vardı ki hiçkimse bağırmak istemiyordu. Stadın o kötü akustiği herkesi burkmuştu fakat ölene kadar savaşacaktık. Oraya bunun için gitmiştik ve gırtlaklarımızı patlattık. Karşı tribünlerin bile susarak izlediği bir tribün yaptık kendimize. 2 penaltımız verilmedi ve maçı 1 puan ile bitirdik. Maç çıkışı herkes olsun Konyaspor'u yendiğimiz anda iş bitti diyordu ve bir heves semte geri dönüyorduk..

Tabi dönenlerin yanı sıra İstanbul'da kalanlarımız vardı. Orada çok güzel dostluklar kurdum diyebilirim. Tüm İstiklal'i yeşil kırmızı görmek insana hayatında bir kere nasip olur heralde ve ben bu görüntüyü yakaladım. İstiklal'de gördüğünüz adamların Karşıyaka parklarında bira tokuşturduğunuz adamlar olması garip bir duyguydu gerçekten. Her İstanbullunun bize tek sorduğu Karşıyakaydı. Ve hiç durdurak bilmeden, usanmadan her defasında başka bir aşk ile anlatıyorduk Karşıyakayı. Her anlattığımızda arkamızda duran kardeşlerimizin abilerimizin sevgisini hissediyorduk..
İkinci maç geldi ve Sami Yen'e doğru yola çıktık. Kale arkası tribününde ÇARŞI olarak durmuştuk ve çok güzel şekilde bağırdık. O maçı orada bırakacaktık, süperligden vazgeçecektik belki ama gırtlaklarımızı patlatmamız gerekiyordu. Konyaspor maçındada hakemin kesinlikle yanlış verdiği bir karar ile golü ağlarımızda bulduk. Artık buraya kadar dedik nedense. Aynı Ankara'da olduğu gibi buradada yine Bank Asya'da olacağımızı biliyorduk fakat yinede sevdamızı haykırmayı bir borç biliyorduk kendimize. Ve o 90 dakika bittiğinde semtimize dönmemiz gerekiyordu artık...

Döndüğümüzde semtte bu sefer o kadar yıkılmamıştık. Ankara bizim için çok daha kötüydü. Fakat yine her Karşıyakalının dilinde " keşke bu sene olsaydı " sözleri vardı. Olmadı.. Canları sağolsun, biz o armayı o renkleri her şekilde yüreklerimize kazımışız zaten..

Ve evet. 2 hafta kadar geçti üzerinden play-off'ların, herkes gelecek sezona planlar yapmaya başladı.. Yapılacak pankartlar, yazılacak besteler, gidilecek kilometrelerce deplasmanlar...

Ve evet Karşıyaka.. Yine her bira şerefe denilip tokuşturulduğunda sadece senin adın geçiyor...

Karşıyakaya !

30 Mayıs 2010 Pazar

Sözünüzü Tutun !

Euro 2016 bizim stadımız için çok büyük bir umudumuzdu. O stadı en kısa sürede Euro 2016'yı alırsak elde edebilirdik. Fakat Euro 2016'yı Fransa'ya kaptırdık. Artık iş Sayın Cevat Durak'a düştü. Kendisinin verdiği stad sözünü tutmasını istiyoruz. Daha sadece arsası belli olan, bir tane çivi bile çakılmayan bir stadın olacağına umut bağlamak kötü bir durum fakat yapabileceğimiz başka birşey yok..

Başka takımların belediyelerine şöyle bir bakıyorumda.. Kimisi bedava otobüsleri veriyor, kimisi stadda bağıracak taraftarın akustiğini bile düşünüp stad yapıyor.. Birde bize baksanıza. Senelerdir stad özlemimiz var. Bu özlem Cevat Durak'ın çıkıp " Yapacağız, edeceğiz merak etmeyin " dedikçe iyice pekişmeye başlıyoruz. Umuyorum ki Cevat Durak'ın yaptığı son açıklamadan sonra stad yapılması için artık birileri elini taşın altına koyar..
Yazıya son olarak Cevat Durak'ın sözleri ile noktayı koyuyorum : "Türkiye'nin 2016 Avrupa Şampiyonası'na evsahipliği kazanması durumunda Karşıyaka'da yapılacak stadı TFF'nin yapmasının planlıyorduk ancak organizasyonu Fransa'ya kaptırdık. Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Karşıyaka'da 22-25 bin kişilik bir stat sözü vardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi seçim öncesi ve sonrası erdiği sözü mutlaka yerine getirecektir. Kimse bir şey yapmasa bile ben, Karşıyaka'nın kendi kaynakları ile o stadı yapacağım. O stat mutlaka yapılacaktır"

27 Mayıs 2010 Perşembe

Kongre Yarın !

2010 - 2011 sezonu yönetim'i için yapılacak kongre yarın saat 19:00'da başlıyor.. Kongre'de başkanlık için konuşulan isimler arasında Bülent Zeren, Hüseyin Çalışkan ve Coşkun Keskiner var. 2012 yılında Süper ligde oynayabilmemiz için çok sağlam bir yönetim lazım bize. Zira geçen sene yönetim tarafından kaybedilen paraların ve fırsatların sayısını biz sayamadık. Yazacağım çok şey var fakat kongre dönüşüne saklıyorum her şeyi. Umuyorum bizim için en hayırlısı olur.

23 Mayıs 2010 Pazar

Finaldeyiz !

Futbolda yaşadığımız hayal kırıklığının bir hayli gölgesinde kaldı Genç Erkek Basketbol Takımı'mızın başarısı. İzmir'de düzenlenen şampiyonada TOFAŞ'ı yenen ekibimiz finale yükseldi. Finaldeki rakibimiz Pertevniyal olacak. Bugün saat 15.00'da Halkapınar Spor Salonu'nda oynanacak maçı taraftarlar ücretsiz olarak izleyebilecek.

Bu önemli maçta takımımızı desteklemek en büyük vazifemiz !!!

Haydi herkes maça !!!

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Bir Gereksiz Maçtan Fotolar



21 Mayıs 2010 Cuma

Dağdan İndim Şehre

Önce Olimpiyat dağına gittik. Dağa gittiğimiz yetmediği gibi bizi orda da korkularından üst kata atmışlardı. Dağdan kızgın ama ümitlerimizi , hayallerimizi daha birileri tamamen çalmamışken inmiştik.



Takım otobüsümüz Mecidiyeköy sokaklarından Ali Sami Yen Stadyumuna binlerce Karşıyakalı'nın gözlerindeki umut ve Kaf Sin Kaf sesleriyle ilerliyordu. Ortam çok güzeldi. Bayraklarımızı Sami Yen numaralısına asarken acaba çatırdayan sac zeminden aşağı düşer miyiz korkusu da yok değildi. Görevliler dikkat edin diye ikide bir uyarıyordu. Zaten bazı yerler baya çatırdıyordu. Neyse ASY'de alt kata düşmeden tüm bayraklarımızı astık. Ve sıra geldi desteğe. Bir Karşıyaka ritüeli YAŞA VAROL



Destek fena değildi. Takımımız da aynı şekilde oyuna istekli başlamıştı. Taa ki yine bir faciaya kurban gidene kadar. Hadi dedik Olimpiyat Dağında medeniyetten nasibini almamış kişiler emeklerimizi gasp etti. Hem de buna oyun kuralları içinde diyerekten ama burası İstanbul'un göbeği. Dağ kuralları değil de adalet duygusu işler diye umuyorduk. Malesef öyle olmadı. Birçoğunuzun gördüğü gibi 30 - 40 cm civarı taca çıkmış topa devam dendi. Akabinde gol geldi. Şaka gibiydi. Yani buna ne dersiniz ? Bu kadar bariz bir olay nasıl görülmez ? Tabii ki gördüler ama niyetleri neyse devam ettirdiler. Takımımız şaşkınlık içerisindeyken , bir kısmı da acemice hakeme itiraz etmeye çalışırken golü yedik. İşte o an anladık ki rakip orta hakem ve bir yan hakemle beraber 13 kişi.

Sonra ise tam bir kör dövüşü. Topun bizde olduğu anlar % 72 olmuş ki neye yarar !!! ? Karşında ölümüne defans yapan bir takım var. Tamam defans yapsınlar ama haram bir golün üstüne yatarak değil. Dün de gördük ki herkes kendine müslüman. Kendilerini çok dindar gösteren Konyalılar da ayrı bir müslüman. Tebrik ediyoruz böyle bir golle bizi yendikleri için. Kesinlikle sizlere hakkımızı helal etmiyoruz. Yazık. Gerçekten çok yazık.

Gelelim tribünlere. Konya tarafı tahmin ettiğimiz gibiydi. Çok az bir kitle bağırıyor. Gerisi bizim tabirimizle çiğdem , sizlerin bildiği adıyla çekirdek çitletiyordu. Tek şanslı oldukları taraf Sami Yen kapalısında olmalarıydı. Karşımızda bir seyirci topluluğu vardı ama bizler destek veren KARŞIYAKA TARAFTARLARIYDIK. Genelde karşımızdaki rakiplerle bir farkımız oluyor. Bu Altay'a karşı da böyle oldu. Konya'ya da ama işte her şey taraftarla bitmiyor. Sahada hakemi yanına almış rakibin olsa dahi takımın ne yapıp edip o hakemlere rağmen yenecek. Malesef takımımız bunu yapabilcek güçte değildi.



Resimde gördüğünüz hakemler ve yetersiz takımımız tüm hayallerimizi yıktı. Hakemler hakkımızı gasp etti. Üstüne takımımız bu oyunu tersine çeviremedi. Artık pandora'nın kutusu açılmalı. Yıl boyunca destek verdiğimiz takımımızı gerektiği şekilde de eleştirmeliyiz. Tek istediğimiz adaletti. Belki yine elenecektik. Onu Allah biliyor ama 2 maçımızdaki hakemler tarihin böyle yazılmasını istedi. Türk futboluna temiz diyenler bizim maçlarımızı izlesin. Belki futbol temizdir !!! Olabilir ama o zaman bu hakemler hakem değil. Artık meslekleri neyse ona dönsünler. Kıyak istemedik. Lobimiz yok. Sizlerden sadece adalet bekledik.

Beklemeyin bizi ahali . Bu sene de gelemiyoruz. En azından içimiz rahat. Kul hakkı yemedik.

Yarın Sami Yen numaralısında Adana maçına gideceğim. Karşıyakalı olmak mazoşist bir aşkla bağlanmaktır. Yarın gidip o ızdırabı çekeceğim. Gelmek isteyen varsa görüşmek dileğiyle ...

Bitti Rüya !

Büyük bir rüyadaymışız ve bu rüyadan dün gece uyandık. Diyecek, yazacak çok fazla şey var fakat insanın içinden hiç gelmiyor gerçekten. Daha ikinci maçtan bu yarıştan çekilmek koyuyor insana biraz. Takım ilk maçta ciddi anlamda iyi değildi fakat ikinci maçta Konyaspor karşısında kendini toparlamış bir takım vardı. Şu bir gerçek iki maçtada hakem hatasından dolayı maçı verdik! Konyaspor maçındaki gol kesinlikle dışarıda. Kale arkası tribünlerinde olmamıza rağmen o pozisyonu o kadar net gördük hakemin görmemesi imkansız. Bu yüzden açık açık bu hakemde art niyet arıyorum ben. İşte Konyaspor maçında atılan golün öncesindeki o taç. Kesinlikle topun dışarıda olduğunu görebiliyorsunuz zaten. Kaldı ki bu fotoğraf Erdal topa vurmadan bir kaç saniye önce çekilmiş yani bu top daha dışarıya çıkıyor Erdal vurana kadar.
Bu seneyle birlikte 15 sene oluyor.. Dile kolay 15 senedir Süperlig hasretiyle yola devam ediyoruz. Olimpiyatta 5.000 kişi, Ali Sami Yen'de 10.000 kişiye yakın taraftar. Maç sonu dökülen gözyaşlarından hiç rahatsız olmuyor mu bu takım ? Bizi kahretmek yerine çıkıp biraz futbol oynasalardı biz bu sene ilk ikiden çok rahat çıkardık. Fakat olmayınca olmuyor deniyor ya hakikaten olmayınca olmuyor işte. Çok istedik şampiyon olmayı, İstanbul'da şampiyonluk turu atmayı ama olamadık. Tabi şampiyon olmayı bu futbolla hakettik mi haketmedik mi orasının cevabını ben hala bulamadım ama taraftar olarak kesinlikle hakettik!

15 senede olsa 25 senede olsa biz bu takımı şampiyon olsun diye sevmedik.. Her koşulda, her stadda yanında olmaya and içtik. Bu takım nereye giderse gitsin peşinden gitmeyi mutluluk olarak gördük biz. İstanbuldaki o taraftarın seni yine kalbinin en güzel yerinde saklıyor. Aldırma Karşıyaka, sevenlerin her zaman seninle.. Nevizade'de yaşadıklarımız, İstiklal'de yaşadıklarımız unutulmayacak hatıralar oldu bizim için..

Güzel bir macera oldu, bitti.
Rüyadaydık uyandık.. Aşağıdaki şarkıyı tüm Karşıyakalılara armağan ediyorum..


HEP KAYBETTİK HEP DAHA ÇOK SEVDİK !

17 Mayıs 2010 Pazartesi

İki Korkak Hoca Olimpiyatta

Ve ilk maçımızı oynadık. Galibiyet beklerken 1 puana razı olup İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadından geri yola koyulduk.



Neyse filmi geri sarayım. Öncelikle burda bir maçımız daha olmadığı için çok şanslıyız. Stada yakın bir yerlerde indik ve yürümeye başladık. Bizi arabayla bırakanlara da ayrıyetten teşekkürler. Yolda gelirken dağ , tepe yürüyen Karşıyakalı ve Altaylıları gördük. Biz stada ilerlerken uzaktan el kol yapan Altaylılar vardı. Eh be çocuk uzaktan el kol yapcağına buyur gel. Arkamızdan gelen daha kalabalık kitleyi görünce mi bir anda fikriniz değişti ? Ee yani arkadan bizden gelenler aralarındaki 2 - 3 Altaylıya saldırmadığı için mi hata yapmıştı ? Neyse bu sorular uzar gider. Asıl konumuz olan futbola ve tribünlere geri dönelim.

İlk yarım saatte çok etkili oynadık. Kuddusi Müftüoğlu'na önceden yapılan aşırı sevgi ters tepti ve iyi maç yönetir diye güvendiğimiz , eyyamcı hakem listemizde bulunmayan Kuddusi hocaya bir haller oldu ve 2 penaltımızı vermedi. İşte o anlarda telefonum susmadı. Tv'den izleyen ne kadar arkadaşım varsa aradı. Voleybol oynayan Altaylı bir oyuncu ve bu hareket futbol kuralları içerisinde gösteriliyor. Şaşırdık tabii ve kendini tekrardan ispat etme çabasına girmiş Kuddusi hocaya da çok kızdık. Sen maçını normal bir şekilde yönetsen , bir problem çıkmayacak hocam ama o vermediğin penaltılar senin düzeyinde bir hakeme yakışmadı.

Tribünler için ne diyelim !!! Tabii ki sayıca da ezdik , destek açısından da ezdik. Her zamanki halimiz. Ekstrem bir durum değil. İşin komik tarafı bizden korkan federasyon Olimpiyat Stadında alt kata inmemize izin vermiyordu :) Federasyon alarma geçmiş. Dikkat Karşıyakalı Var !!!



Biz fırsat kaçırdık. Üstüne 2 net penaltımız es geçildi. Altay'ın mutlak golünü bizler bile golü yedik derken kalecimiz Ramazan yılmadan 2 kere çıkardı. İlk yarı böylece golsüz bitti ve ikinci yarıda iki korkak hoca nasolsa gol yok , yeter ki yemeyelim düşüncesine büründükleri için iğrenç , tatsız , tutsuz bir hal aldı. Orta sahamız çöktü. Oyun kuramıyoruz ama hocamız orta sahamızı canlandıracak hamle yapmadı. Altay cephesi saldırır bizi böyle bulmuşken diye çekinirken onlar da sadece orta alanda top çevirdi. Altay'ın çiçeği burnunda hocası Güvenç Kurtar da oyunu açacak ve bizim ceza sahamıza yıkacak hamleler yerine numaradan saldırır gibi yaptı. Ve kaçınılmaz sonç 0 - 0 olarak tescillendi.

İlk maçımızı yukardakilerin eksiği vardır ama fazlası olmayan bir futbolla atlattık. Şimdi bunun üstüne sünger çekip perşembe galibiyet alarak yolu yarılayacağız çünkü biliyoruz ki takımımız bundan sonra beraberliğin bir işe yaramadığını iyi biliyor ve ona göre oynayacak.


Her şey şimdi başlıyor ve sizlere güvenimiz sonsuz ...

Yeni Takım Otobüsümüz





Olimpiyat Rüzgarı

Play off mesaisine başladık. İstanbul'dan ilk izlenimlerimizi aktaralım. Dün tüm gün İstanbul'da gezdim. Bizden baya kişi Beyoğlu Nevizade'de geçen sene Ankara'da Sakarya Caddesi'ndeki görüntülerinin benzerini yaşatmışlar. Gezdiğimiz birçok yerde Karşıyakalıları görmek güzel oluyor.


Nevizade'ye gidenlerden değildim. Tercihimi Adalar'dan yana kullandım. Kabataş'tan vapurla 1 saat 40 dakikada gidiliyor. Bildiğin vapurda 2 bin kişi var. Gidiş biraz yorucu ama yine de değiyor. Gezme programı yapan renktaşlarıma Büyükada'yı tavsiye ederim. Olmadı en kötü sahilinde ya da güzel bir manzara eşliğinde demlenirsiniz.


Her muhabbbet dönüp dolaşıp maçlara geliyor. Kendimizi tutamıyoruz. Turistle ya da olur olmadık bir yerde karşılaştığımız bir renktaşımızla , konuştuklarımızı duyan başka takım taraftarlarıyla muhabbetler bitmedi. "Gelin artık ya !!! Kavga etsek , birbirimizi sevmesek de özledik sizleri " diyenler...

İstanbul dünden beri rüzgarlı. Bugün rüzgar daha da bir sertleşti. Malum Olimpiyatın ünü bu konuda sabıkalı. Orası daha kötüdür. Akşama rüzgarı arkasına alanın saldıracağı ama diğer yarıda sahasından çıkmakta dahi zorlanacağı bir maç izleyeceğiz. Çocukluğumuzun taktiği. Bir şey yapamıyorsan vur rüzgarla top mermi gibi gitsin. Kaleyi tutarsa gol olması muhtemel. Teknik , taktik bildiğiniz birçok seçeneği aklınızdan çıkarın. Bu rüzgar böyle devam ederse , akşama Olimpiyat Stadındaki yegane taktik budur.

Geliyoruz Karşıyaka Şehrinden
Seviyoruz Seni Canı Gönülden

16 Mayıs 2010 Pazar

Ve Şu Anda İstanbul'da ...


Geldik bakalım İstanbul'a. Ayağımızı bastık. Yola çıkacak herkes gibi benim içimde de bitmek bilmeyen bir umut var. Uçakla geldim. Hem de KARŞIYAKA uçağı ile. Basamakları çıkarken uçağın adının Karşıyaka olduğunu görünce hadi dedim dakika 1 gol 1. Hala mı gol yok diye soranlara inat. Attık golü işte.

İstanbul'a ulaşmıştık. Camdan çevreye bakarken büyük bir boşluğun ortasındaki Olimpiyat Stadı dikkatimi çekti. Bir bakayım dedim Atatürk Havaalanına gidene kadar ne kadar yol var. Uçakla bile yol gerçekten baya uzun göründü. İstanbul'da yaşamamama rağmen sürekli gidip geldiğim için ana hatlarını iyi bilirim. Yalnız Küçükçekmece Gölü'nün kuzeye doğru bu derece uzadığını bilmiyordum. Baya yol varmış. Neyse kuşbakışı baktık. Pazartesi de yollarda göreceğiz. Yeri gerçekten stratejikmiş.

Bundan sonra play off boyunca her gün İstanbul'dan izlenimlerimi blogda aktarmaya çalışacağım.

Karşıyaka uçağıyla geldim. Artık dönüşte adı Karşıyaka mı olur uçağın ne olur bilemem ama Süper Lig biletini almış bir Karşıyakalı olarak kutsal topraklara döneceğime karşın inancım sonsuz.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Karşıyaka Tenis Yeni Tasarımıyla..

Şu sıralarda en çok sevindiğim haberlerden birisi oldu bu haber. Bize Karşıyaka Spor Kulübü'nün sadece futbol odaklı değil tüm branşlarda yarıştığını, gerçekten bir Spor Kulübü olduğunu kanıtlıyor bu projenin gerçekleşmesi. Bizler futbol, basketbol, tenis ve daha birçok branş ile birlikte yarışıyoruz.

Bugün aldığım bir haber ile Karşıyaka Tenis Şubesinin sitesinin açıldığını öğrendim. Siteye şöyle bir göz atayım ve çok memnun kaldım. İçerikler dolu dolu ve tasarım çok güzel. Şube ile ilgili istediğiniz her bilgiye hemen kolay bir yol ile ulaşabiliyorsunuz.. Böyle bir projeyi gerçekleştirdiğinden ötürü emeği geçen herkese teşekkür ediyorum kendi adıma. Umarım böyle işlerle daha çok gururlanır ve onurlanırırız..

Karşıyaka Tenis Şubesi : http://www.ksktenis.com

11 Mayıs 2010 Salı

Ge-li-yo-ruz !

2009 - 2010 senesi play-off mücadelerine semtten akın ediyoruz. Kuralar bugün çekildi ve tam istediğimiz şekilde bir fikstür geldi. En sevindiğimiz konu 2 maçımızın Ali Sami Yen stadında olacak olması ! Maç programının tamamını aşağıda bulabilirsiniz. Şimdi artık herkes ÇARŞI grubumuzun yapacağı açıklamayı bekliyor. Otobüslerin ne zaman kalkacağı ve ne kadar fiyatla kalkacağı.. Fiyat demişken umuyoruz ki Belediyemiz artık uyanır. Adana Belediyesi'nin Adanaspor taraftarları için yaptığı sınırsız otobüs sözünden umarım bizim belediyemizde kendine biraz pay çıkarır.. Maçların bilet ücreti 5 TL olarak belirlendi. Bu sene biz favori falan değiliz, BANKOYUZ !

Küçük bir not daha düşeyim. Karşıyaka tekerrürden ibarettir! 1971 senesinde şampiyon olduğumuz maç Karşıyaka - Adanaspor maçı. 1987 senesinde şampiyon olduğumuz maç yine Karşıyaka - Adanaspor maçı. Ve bu sene yine şampiyon olacağımız maç Karşıyaka - Adanaspor maçı..

17 Mayıs Pazartesi
Adanaspor-Konyaspor Ali Sami Yen 20:00
Altay-Karşıyaka Olimpiyat 20:00

20 Mayıs Perşembe
Altay-Adanaspor Olimpiyat 20:00
Karşıyaka-Konyaspor Ali Sami Yen 20:00

23 Mayıs Pazar
Adanaspor-Karşıyaka Ali Sami Yen 19:00
Altay-Konyaspor Olimpiyat 19:00

9 Mayıs 2010 Pazar

Karşıyaka - Hacettepe : 0-1 [ ÖZET ]

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Hıdrellezde Bile Kaf-Kaf !

Hıdrellezde bile dileğimiz sendin, aklımız hep sendeydi Karşıyaka !
Millet araba, ev diledi biz Süperlig'i istedik yine !
Taşlar pek net çıkmadığı için siyah çerçeve içine aldım resmi..

7 Mayıs 2010 Cuma

Stat Polemiği

Evet herkes konuştu. Susmak bilmedik. Tarihti , şehirdi derken statlar da açıklandı. Federasyonumuz zihni sinir bir projeye imza attı ve önce Tayyip Erdoğan Stadını ve Ali Sami Yen'i işaret etti. Yok artık dedik. Birçok nedenini de Anıl bir önceki yazıda açıklamış. Hadi bakalım kimi kimi vurursa hesabı mı olsun istedi federasyon bilemiyoruz. Ona da eyvallah dedik. Biz bu takımın peşinden her yere gideriz ve çekinmeyiz de ama baştan söyledik. Günah bizden gitti. Artık futbol teröristi diye ana haberlerde bas bas bağırtırdınız spikerleri. Sen ateşle barutu yan yana koy. Sonra niye alev aldı , yok eğitim şart şudur budur diye konuş. Bence önce federayon ve bu ülkede ne kadar amir varsa onlar eğitilmeli. Her sefer böyle dahiyane kararları çok yüksek bir eğitimle alıyor olamazlar.

Hadi bakalım bu sefer olimpiyat stadı çıktı başımıza. Asaş'a giden bizler , olimpiyat'a da gideriz. İnönü ile Kadıköy'ün suyu çıktı ya , verin bakalım olimpiyata.

GS'lilerin yıllar önce o stadda bir sprey çalışmaları vardı. Tüm kelimeler kifayetsiz kalıyordu ve o kolondaki çalışma oraya gitmek zorunda olan herkesin duygularına tercüman oluyordu ve yıllar geçse de daha çok olacak. Neyse artık yazımı bitiriyorum. Bırakayım da gerisini o fotoğraf anlatsın...

6 Mayıs 2010 Perşembe

Vebali Federasyondur !


Hiç beklenmedik bir gelişme oldu bugün Play-Offlarla ilgili. Tarihler ve maçın yapılacağı şehir tam söylediğimiz gibi çıktı. 17 - 20 - 23 Mayıs tarihinde İstanbul'da ! Fakat bizi şaşırtan nokta stad seçimi oldu. ASY stadının olacağını zaten biliyorduk fakat ikinci stadıdın Recep Tayyip Erdoğan Stadı olacağını nereden bilebilirdik ? Böyle bir şeyi biz bile düşünmüyorken TFF nasıl oldu bu hataya düştü ?

Geçen sene Kasımpaşa ile finalde yaşadığımız olaylar belli. 5.000 kişinin sahaya girmesi 300 Kasımpaşa taraftarının karşılık vermemesi.. Daha bu olaylar bu kadar tazeyken, iki takım taraftarının öfkesi yatışmamışken hala gidip Kasımpaşa stadına maç verilmesi ne tür bir zeka örneğidir ? Daha 1 sene önce yaşanmış olaylar, dökülen kanları tekrar pekiştirmeye çalışan TFF ne yapıyor acaba ? Bizim açımızdan sorun yok. Biz Kasımpaşa'ya Karşıyaka gibi gireriz, Karşıyaka gibi çıkarız. Fakat ya o maçta bir ölü çıkarsa ? Bunun tek vebali federasyondur. Bu maçı oraya verebilecek kadar cahil olan federasyonundur. Altay takımının taraftarıyla da sorunu var Kasımpaşa taraftarının. Peki bir Altay - Karşıyaka maçının orada oynanacağını düşünsenize ? Ne kanlar akacak belki canlar gidecek.. Bunlara göz yumacak kadar mı acizsin TFF ?


Kasımpaşa stadı bu yönden kötüyken birde kapasite meselesi var tabi. O kadar stad varken İstanbul'da gidip sadece 9.000 kişilik bir stadı bize neden verirsin sen ? Daha geçen sene sadece biz 10.000 kişi gelmedik mi Ankara merkezinden kilometrelerce uzaktaki bir stada? Sen İstanbul'da 15.000 taraftarı aşacağımızın farkında değil misin ? Sadece biz bu kadarken karşı takım taraftarının da bu sayıda olduğunu düşündükçe ne yapmaya çalışıyorsun TFF ? Karşıyakalı 2.000 kişinin Kasımpaşa stadına giremeyip Kasımpaşa sokaklarında kaldığında hesabı yine Barbar Karşıyaka Taraftarına mı keseceğini sanıyorsun ? O sokakta o kadar Karşıyakalıyı gezdirdikten sonra her şeyin olacağının farkına var artık. Dökülen kanların tek tek senden hesabı sorulur daha sonra unutma..


Ali Sami Yen stadı çok güzel bir seçim evet. Gerek kapasitesi olarak gerek konumu olarak gerçekten beklenen bir staddı. Yanına bir Saraçoğlu veya İnönü olsaydı kötü mü olurdu ? Bu kadar güzel bir organizasyon, Türkiye'de tüm gözlerin orada olacağı bir organizasyon bu kadar kötü şekile sokulamazdı heralde. Canımız yanmayacak biliyoruz tarih tekerrür eder zaten tekrar eminiz fakat olmasını istemiyoruz bu olayların boşu boşuna. TFF umarım bu saçma kararının farkına varır ve İnönü gibi stadlarda karar kılar ve bu olası olayların önüne geçer.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Ve Bir Sezon Sonu Daha

Evet. Bir basketbol lig maratonunun daha sonuna geldik. Ve malesef yine hüsran ile son buldu bu maraton. Bandırma'da aldığımız 2-0 yenilgiden sonra Karşıyaka'da herşeyi düzelteceğiz diyerek umutlandık. Pazartesi günkü maçtada bu umutlarımız doğrultusunda maçı 2-1 durumuna getirdik fakat bu akşamki maç tüm umutlarımızı götürdü. 3-1 oldu ve seri son buldu.

Maçta inanmayan bir Karşıyaka Basketbol Takımı vardı. Hiç inanmayarak çıktılar sahaya fakat yine aynı isimler ellerinden geleni ardına koymadan oynadılar. İlk periyotta yine ilk maçtaki gibi çok fazla açık verdik savunmada. Savunma sıfırdı diyebilirim. İçeri hep boştu, boş turnikeler attılar. Furkan çok iyi tamamlamalar yaptı özelliklede uzun süre unutamayacağım bir topu kesme hareketi vardı. Resmen potaya yapıştırdığı topun sesi tribünlere geldi. Fakat o Alper neydi öyle.. Kimse kusura bakmasın ben o Alper'i şuradaki basketbolundan sonra Türkiye'de bir parkta bile basketbol oynarken görmek istemiyorum. Rahat bir 8-9 pas hatasıyla top kaybı yapmıştır bugün tam bir fiyaskoydu Alper.

En ilgimi çeken nokta ise sürekli o hakemlerin Banvit teknik direktörü ile muhabbet içinde olmasıydı. Atak yapıldığı sırada bile kafasını çevirip teknik direktörle konuşan bir hakem vardı bugün sahada. Keşke böyle olmasaydıda Bandırmaya gidebilseydik son maça. Olsun artık o maç sonundaki basketbolcuların hüznünü gördük ya, gerçekten üzüldüklerini gördük ya o bize yeter artık. Furkan gibi Karşıyakalı ve bu kadar iyi oynayan basketbolcu zor gelir birdaha bize. Umarım seneye bizden ayrılmaz fakat ayrılsa bile içindeki Karşıyaka aşkının bitmeyeceğinden adım gibi eminim. Hayatı boyunca hep iyi yerlerde olması dileğiyle..

4 Mayıs 2010 Salı

Store'da İndirim

Malum önümüzdeki pazar günü anneler günü... Kaf Kaf Store'da bu anlamlı günü, tüm bayan ürünlerinde %25 indirim yaparak kutluyor... Hatırlatması bizden...

Liseli Karşıyakalılar Toplanıyor


İnternet sitelerini ziyaret edince gördüm, buradan da paylaşmak istedim. Liseli Karşıyakalılar, önümüzdeki cumartesi günü saat 18.00'da Bostanlı KBK Potalar'da toplanıyorlar. Genel bir değerlendirme toplantısı olacağı söyleniyor play off'lardan önce. Sitede yaptıkları açıklama şu şekilde;

Liseli Karşıyakalılar olarak yeni sezona hazırlık, çıkartacağımız ürünler, play-off'larda yapacağımız faaliyetler, üye alımı, temsilci seçimi, site tasarımı gibi konular hakkında yoğunlaşıcaz. Toplantımıza katılımın çok olmasını bekliyoruz! Toplantıda yeni fikirlerinizi, elimizden gelebilecek her türlü öneriye açık olacağız. Unutmayın yeni yönetimle ilk toplantımız katılım ne kadar büyük olursa yapacağımız organizasyonlar o kadar büyük olur.



Yer : Bostanlı KBK Potalar
Zaman : 08 Mayıs 18.00

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Maç Özetlerini Tamamladık..


Biraz uğraştıktan sonra sizin için arşivlediğimiz maç özetlerini tamamladık. 2009 - 2010 sezonunun ilk maçından itibaren oynadığımız tüm maçları tek bir başlık altında topladık. Bu özetlere ulaşabilmek için sağ tarafta bulunan 2009 - 2010 Sezonu Tüm Maçların Özetleri kısmına tıklayabilirsiniz. Bazı özetleri teknik aksaklıktan dolayı yükleyemedik en kısa zamanda onlarda gelecek.. Güzel bir arşiv oldu bu sene için. Bulabilirsek bazı futbol ve basketbol maçlarının tam tekrarınıda koyacağız..

Kötüydük, Hem de Çok...

Bize yazı müjdeleyen bir pazar gününde, binlerce Karşıyakalı'nın doldurduğu tribünler önünde, ligde kalma savaşı veren, ilk maçta bizi 4-1 yenmiş bir Hacettepe maçı... Takım sahaya dizilince ilk dikkatimizi çeken aşırı defansif kadro. Öyle bir dizildiler ki ilk atakta; sanki Hacettepe değil, biz küme düşmeye oynuyoruz... 4-4-1-1 düzeninde ileride Okan'ı bırakmışız nasıl olsa o koşturuyor ya, yeter bize !!!

İlk yarıdan aklımda kalan tek pozisyonumuz var o da zaten kabak gibi ofsayt. Bir de Mutlu'nun 3-4 kişiyi orta sahada çalımladığı ve taraftardan alkış alan hareketleri. Bunun dışında ilk yarı tam Hacettepe'nin istediği şekilde oynadık. İkinci yarı başladığında değişen bir şey yoktu. Sadece Mutlu ve Okan'ın birşeyler yapmaya çalıştığı bir takım vardı sahada ve işin kötüsü her geçen dakika biz oyundan düşerken Hacettepe yakaladığı moralle maça daha da asıldı. Ve olan oldu, Ramazan'ın acemice sektirdiği topta golü yedik...

Bu sezon kendi evimizde son kez izledik Karşıyaka'yı ve açık konuşmak gerekirse, ben takımı hiç ama hiç beğenmedim. Gol olur diyebileceğimiz tek pozisyon bulamadık 90 dakika boyunca. Tek bir organize atak yapmadık. Tek bir isabetli uzun top atmadık vs. vs. vs... Yani kazanmak için hiç birşey üretmedik maç boyunca...

Boluspor maçı dünkü sonuçların ardından bir formalite maçına dönüştü. Orada nasıl oynarız, ne sonuç alırız bilmiyorum. Tek istediğim sahaya çıkan her Karşıyakalı futbolcunun, giydiği şerefli formanın hakkını vermesi. Play off'lara kadar çok şeyi değiştirmemiz gerekiyor, umarım bunu başarabiliriz...

2 Mayıs 2010 Pazar

Ya Giresun Yenseydi ?

Eveet.. Bank Asya 1.Lig'i Play-Off potasında kapatmış bulunuyoruz. Kapatırken bile Karşıyaka yine yaptı Karşıyakalılığını ve 1-0 Hacettepeye mağlup olduk. Nerede küme düşecek takım varsa hepsini tek tek çıkardık Bank Asya'ya tekrar. Bu takım bu sene neler mi çekti ?

Bu takım ilk 5 maçını seyircisiz oynadı..
Bu takım ligin aşağısındaki tüm takımlara 20 puan dağıttı..
Bu takım uzun haftalar boyunca teknik direktörsüz oynadı..
Bu takım bu sezon 3 teknik direktör değiştirdi..
Bu takımın futbolcuları bazı zamanlar isyan ettiler..
Bu takım yabancı futbolcusu olmadan bir sezon geçirdi..
Bu takımın parasızlık derdi hiç bitmedi..

Daha böyle böyle sayabileceğimiz onlarca olumsuz olay var. Bu sene bizim için çok zorlu bir maratondu ve bu maratonda Play-Off'a bile kalmamız ne kadar güçlü bir camia olduğumuzun göstergesidir. Takımda defans eksikliğimiz çok fazla ve Kıvanç'ın biran önce kendine çeki düzen vermesi lazım. Bu takım Play-Off'lara gittiğinde eğer Karşıyaka ruhunu yaşarsa hoşbulduk süperlig dememiz işten değil. Bugün alsancak stadı doluydu ve yine bir hüsranla sonlandı sonuç. Ya Giresun yenseydi ? Giresun yenseydi yine bize kanser gibi bir Boluspor finali yaşatacaktınız heralde. Bu sonuç iyi ki olmadıda gönül rahatlığı ile İstanbul'a planlar yapıyoruz şu anda. Bu takımın çıkması işten bile değil. Bu takım bu sene süperlige ÇI-KA-CAK ! Gerekirse vura kıra gerekirse klas bir futbol ile. Ama ne olursa olsun çıkacağız artık..

Süperligi elimizin tersiyle ittik bu sene aslında. Yukarıda saydığım zor durumların hepsi bizim yüzümüzden oldu. Gidip Kartalspor'a, Hacettepe'ye puanlar verdik. Dile kolay 20 puan dağıttık ligin alt tarafına. Ama artık geçmiş için pek sızlanmaya falan gerek yok. Yolumuz belli o yolu koşmamız gerekiyor. Bu arada lige yeni gelen Akhisar ve Güngören'e öbür sene için başarılar diliyoruz. Umuyoruz ki öbür sene bir Akhisar veya Güngören maçı yapmayız..

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Kombineler Toplanmasın !

Kombinelerimiz yarın Alsancak stadında oynacağımız Hacettepe maçı sonrası toplanmasın. Herkes hatıra olarak saklamak istiyor. Türkiye'de başka kuluplerde olmayan bu saçma uygulama bizde uygulanmasın.

Yarın kombinemi almaya kalkarlarsa kartımı teslim etmeyeceğim . Muhtemelen özel güvenlikle tartisacağım. Üstüne polis gelecek. Malesef onunla da muhatap olacağım. Kulübümüz bize bunları yaşatmasın.

Yıllar sonra bile görebilceğimiz bir hatıra olarak saklamak istiyoruz. Bizim gibi bir dünya insan da bu şekilde düşünüyor.

Kırmızı giy kalbini sev , yeşil kırmızı giy kanseri sev diye boşuna demiyoruz. Kanseryaka'da her an sizi çıldırtacak bir şey olabilir. Bazen sevinçten , bazen hüzünden çokça da ilginçlikten. Gerçekten farklıyız ...

Alsancak'ta Son Prova

Süper lig öncesi Alsancak'taki son maçımıza çıktığımızı varsayıyoruz çünkü ne kadar zorluklarla boğuşsak da bizim takımımıza güvenimiz ve inancımız sonsuz. Önceden de dediğimiz gibi ; Çı - ka - cak - sı -nız

Bizler için de play off'lar öncesi içerde son provamız. Gelen herkes maca konfeti alarak gelsin. Tribünleri atkılarımız ve formalarımızla yeşil kırmızıya boyarken , sahayı da konfetilerle dolduralım. Herkesin Hacettepe maçında bu sese kulak vermesini diliyoruz. Süper Lige çikmadan içerdeki son maçımızda Alsancak Stadındakı son görevimiz ,provamız...

ÜST TARAFA DÖN