18 Aralık 2009 Cuma

Ankara Ve Hacettepe Faciası

Ankara'ya cumartesiden giden azınlıktan olcağımı düşünüyordum ama cumartesi sabahtan itibaren genci,yaşlısı birçok kişi ile selamlaşmaktan yoruldum.İşte o an anladım ; o soğuk havaya rağmen en az 1000 kişi takımın yanında olacaktık.Cumartesi bizim kutsal topraklara göre soğuk bir hava ama yine de ılık bir hava vardı.Pazar oldu.Gece başlarken yağmur da başladı.Sabah ise rüzgarı,yağmuru eksik olmadı.Şans olsa zaten demiştir oraya gelenler.Bir yandan soğuğa saydıranlar bir yandan takıma destek verenler - en az 1000 kişi oluruz dediğim stadda 1500'e yakın Karşıyaka sevdalısı ve bize desteğe gelen Ankaragüclü dostlarımız vardı.O konuya sonra dönerim.

Önce sizlere Ankara İnönü Cebeci Stadını tanıtayım.Şehir merkezinde Sovyet Rusyasından kalma,yenilenmemiş stadlara benzer bir stadla karşılaşırsınız eğer giderseniz.Türkiye'de bu kadar dikine stat az bulunur. İ. Melih Gökçek'in konumu sebebiyle çok para ettiğinden sürekli yıkmayı ve ensesi kalınlara satacağı rezidans mı diyorlar .Hah işte onlardan inşa ettirmek istediği.Tabii sadece rezidansla kalır mı yanına alışveriş merkezi de kondurulmak için sürekli kulis yapılan Ankara'da kaderine bırakılmış emektar bir staddır İnönü Cebeci Stadı.Asaş'a gidip her gidiş ve gelişte kulaklarını çınlattığımız kitle ,keşke şu stada biraz bakım yapsa da Türk futbolu elindeki hazır tesisten daha fazla yararlanabilse.Kızılay'dan metroyla 2 en fazla 3 dkda Kurtuluş durağında iniyorsunuz.Yürüyerek de 5-6 dkda ulaşabilceğiniz,Asaş stadını oraya yapanların tekrar kulaklarını çınlatmanıza sebep olacak kadar yeri güzel olan emektar futbol mabedlerinden biridir.

Reha hocanın takımdan ayrılmasından sonra 4 haftada 12 puanı 9 gol atarak ve gol yemeyerek toplayan Karşıyakamız Hacettepe karşına çıkıyordu.Hacettepe küme düşme hattındaydı.Yükselen grafik vb gibi kavramlar Karşıyaka için önemli olmadığı için ağızlarımızı açamıyorduk.Rüzgar sert,yağmur durmaz.Böyle bir ortamda boğazları patlatırcasına verilen destek ama sahada gezinen futbolcularımız.Kanseryaka geri dönmüştü.Defans desen yol geçen hanı,orta sahadan ileriye top gidiyor ama tüm futbolcularımız ceza sahası çevresinde çok güzel paslaşıyor.Kaleye şut çekmeyi aklına getiren yok."Yeter artık şut çekin lan " diye yaşını başını almış bir amcamız dayanamayıp bağırıyordu.Top toplayıcı çocuktan tut,polislere kadar tribüne dönüp bakıyorlardı bu haklı serzenişin sahibine ama nafile.Bizimkiler şut çekene kadar defans iyice açıyı,kaleyi,görüş alanını artık nasıl tanımlarsanız tanımlayın hepsini kapatmıştı.Defanstan dönen toplar kalemizde kontra ataklarla tehlikeye dönüşüyordu.Maç sonu x bir futbolcumuzun hava çok kötüydü.Zemin de cabası sözleri sanki rakipler günlük güneşlik havada başka zeminde mi oynadı sorusunu aklımıza getiriyor ama anlamadığım nokta hep bizim futbolcularımız ya da yenilen takımın futbolcuları zeminden ve havadan şikayetçi oluyor.Bu olay iç sahada ya da deplasmanda değişmiyor.Puan kaybettiysen suçlu hep senden başkasıdır.

Sevindirici nokta ; Ümit Turmuş hocamızın sorumluluğu kabul etmesiydi.Biz iyi oynayıp şanssız olan değildik bu sefer.Bir hocanın hata bende demesini duymak ne güzelmiş.Çok olmuştu bunu duymayalı Karşıyaka'da.

Dönelim cumartesi gününe.Atkıyı görenin "hoşgeldin kardeşim Ankara'ya" demesi ayrı bir güzellik.Elbet her sepette çürük yumurta çıkar ama genel olarak Ankara'nın soğuk havasında hep Güçlü ve içten davranıldı.Tekrardan dostlarımıza teşekkür ediyorum.

Bu arada maçtan foto falan yok.Fotosuz yazı mı olur diyenler çıkabilir.Onlara istinaden söyleyeyim.Makine yoktu yanımızda.Bağırdık ,çağırdık.Maçtan sonra yürekleriyle oynayan Hacettepelilleri kutladık ve geri döndük.Artık başka maça diyelim.

0 yorum / sen de yaz !:

ÜST TARAFA DÖN