7 Temmuz 2011 Perşembe

Euro Cup'ta Rakibimiz : Le Mans

Bu takımla ilgili bir analiz yapacaktım aslında fakat tribünümüzde yer alan, basketbol konusunda üzerine başka bir insan tanımadığımız Erinç Atilla bu takımla ilgili bir analiz yapmış bile. Kendisine bu yazıyı burada yayınlamama izin verdiği için teşekkür ediyorum ve yazıya geçiyorum..

Öncelikle, hedeflerin büyütüldüğü 100. yılımızda oyuncularımıza ve teknik heyetimizle yöneticilerimize başarı dilemek istiyorum. Gerçekten de oldukça zorlu bir rekabet ortamı içersinde kaldığımızı söyleyebilirim, hem büyüyen hedefler hem de lig rakiplerimizin ekstrem ölçülerde artan bütçeleri ile 100. yılda mutlu olmak için çok daha fazla çabalamalıyız, çok daha fazla istemeliyiz, çok daha fazla destek olmalı, çok daha fazla kaynak yaratmalıyız.

2 sezon önce Hakan Demir ile yola çıkarken, 3 senelik bir yapılanmanın temelleri atılmıştı. Bu yapılanmanın en önemli ayaklarından bir tanesi de Avrupa’da düzenli mücadele eden, adından söz ettiren ve belli bir başarı seviyesinin altına düşmeyen bir Karşıyaka yaratmak idi.
Bu planın bir parçası olarak bu sene Eurocup davetiyesi aldık.

Bugün yapılan kura çekimlerinden sonra, Eurocup ön elemelerindeki rakibimiz belli oldu; Fransa’dan Le Mans.

Le Mans ismi, Avrupa basketbolunu takip edenler açısından yabancı bir isim değil. 2000’li yıllarla beraber Fransa basketboluna damgasına vuran ekip, kendi ligerinin normal sezonlarını 2001’de ikinci, 2003’te üçüncü, 2004’te birinci, 2005’te ikinci, 2008’de birinci, 2009’da üçüncü ve 2010’da ikinci bitirdiler. 2006’da beşinci bitirdikleri normal sezonda Fransa şampiyonu oldular. 2004 ve 2009’da Fransa Kupası’nı kazandılar. Fransa basketbolu dendiği vakit son dönemde öne çıkan Le Mans’ın geçmiş kadrolarında Kenny Gregory, Sandro Nicevic, Nicholas Batum ve Yannick Bokolo gibi etkileyici kariyerlere sahip isimler vardı. Hüseyin Beşok’un da bir dönem Le Mans’da forma giydiğini belirtmek isterim.

Bu dönemde katıldıkları Avrupa kupalarındaki performanslarına baktığımızda ise, 2000’li yıllarda 2 sezon haricinde (2002-2003 ve 2004-2005) Avrupa kupalarına katıldıklarını görüyoruz. 2006’den itibaren Euroleage’de mücadele eden ekip, bu kupada hep ilk tur gruplarının son sıralarında yer aldı. Geçen sezon Euroleage ön elemelerinde Banvit ile eşleşen Le Mans, iki maçtan da galip gelerek ikinci ön elemeye kaldı, ikinci ön elemede rakibi kendi ülkesinden ASVEL idi, ilk maçı kendi evinde 10 farkla kazandı, ikinci maçı deplasmanda 8 farkla kaybetse de Euroleague’de oynamak için üçüncü eleme turuna kaldı. Bu turda karşılaştıkları Khimiky’e kendi evinde 14 farkla yenilen Le Mans, deplasmanda da 11 farklı mağlubiyet alıp yoluna Eurocup’tan devam etti. Eurocup’ta Banvit’in olduğu gruba düşen Le Mans ilk turda oynadığı 6 maçın 4 tanesini kazanıp Top16’ya kaldı. Top16’da ise 6 maçta sadece 2 galibiyet alabildi ve elendi. Bu maçların sonuçlarını yazmak gerekirse; deplasmanda Banvit’e 8 farklı mağlubiyet, iç sahada EWE Baskets’e 24 sayılık galibiyet, deplasmanda Unics’e 4 sayılık galibiyet, iç sahada Unics’e 33 sayılık mağlubiyet, iç sahada Banvit’e 8 sayılık galibiyet, deplasmanda EWE Baskets’e 2 sayılık galibiyet, deplasmanda Goettingen’e 4 sayılık mağlubiyet, iç sahada Aris’e 15 sayılık galibiyet, deplasmanda Budivelny’e 6 sayılık mağlubiyet, iç sahada Budivelnyk’e 5 sayılık mağlubiyet, içerde Goettingen’e 6 sayılık mağlubiyet ve deplasmanda Aris’e 5 sayılık galibiyet.

2010-2011 sezonunda Avrupa’daki performansı yukardaki gibiyken, Euroleague’e katılamaması sonrasında psikolojik olarak bozguna uğrayan Le Mans, ligi oldukça kötü bir performansla sezonu sekizinci sırada 14 galibiyet, 16 mağlubiyet ile tamamladı. Bu performansı ile girdiği playoff’larda ilk turda Erman Kunter’in takımı olan Cholet ile eşleşen Le Mans, seriden 2-0 mağlup ayrılarak sezonu kapadı. İç sahada oynadığı 15 maçta sadece 7 galibiyet alabilen Le Mans, bu kötü sezonu unutturmak adına 2011-2012 sezonuna oldukça iddaalı giriyor.
Henüz transfer sezonu içersinde olmamıza rağmen kadrosuna baktığımızda Alex Acker, Mihalis Kakiouzis, Paulo Batista gibi etkili isimler bulunan Le Mans, 3 numarada Amerikalı oyuncuları Benjamin Dewar ile de oldukça etkili dış tehdit oluşturuyor.

Maçlarını 6.000 kişilk Antares Arena’da oynayan turuncu morlu ekip, maç biletlerini 8 ile 25 Euro arasında belirliyor (2010-2011 sezonu için rakamlar bu şekildeydi). Genel Fransız seyircisine sahip olan takımın taraftarları, maç içersindeki gidişata göre devreye giriyorlar fakat, bizim bildiğimiz anlamda ateşli bir taraftar destekleri yok.

Takıma baktığımızda geçen seneden sonra bu sene çok daha iddalı olduklarını kendileri de açıklıyor. Buna bağlı olarak da özellikle Avrupa’da kötü süpriz almak isteyemen Le Mans’ı saf dışı bırakmak için iç sahada taraftar avantajımızı da kullanarak çift haneli bir galibiyet almamız gerektiğine inanıyorum. Kendi sahalarında yenilmeyecek bir ekip olmamasına rağmen, işi ikinci maça bırakmak riskli olacaktır.

Kadro yapıları tamamen hem bizim hem onlar adına tamamlanmadan daha fazla yorum yapmanın sağlıklı olmayacağını düşünüyorum. İlk maç 27 Eylül’de, ikinci maç ise 4 Ekim’de oynanacak.
Kafsinkaf.org / Erinç Atilla

0 yorum / sen de yaz !:

ÜST TARAFA DÖN