Ya Sabır!
Karşıyaka'da şu son ayda en çok kullanılan sözcük SABIR .
Sabredemeyenlerin hain olduğu , sabredenlerin ise öz Karşıyakalı olduğu bir dönemden geçiyoruz. En çok birlikteliğe ihtiyacımız olduğu dönemde uğraşacak bir rakip olmadığı için kongre sonrası kendi aramızda ikiye bölündük. Göztepeli birçok kişinin kendi takımları ile ilgilenecekleri pek bir şey kalmadı. Onlar da bize sarıyor. Sağolsunlar sponsorları ve birçok gelişmeyi en az bir Karşıyakalı kadar dikkatli takip etseler de onları pek umursamadık. Kendi aramızda tartışmaya son gaz devam ettik. Karşıyakalı heyecanı , rekabeti sever. Bu tekrardan kanıtlandı.
Karşıyakalıların her daim kanı kaynar. Yerinde duramaz. Bünye kronik başarısızlığa alışık olsa da hep sahada savaşan bir takım ister. Sanırım bunun içindir ki yıllardır sahada en çok savaşan , lafta değil gerçekten kalpten savaşan Taha takımda kalıyor ve kamyonlar dolusu futbolcu gidip geliyor.
Evet sabır diyorduk. Ben de o sabırsız taraftadakilerden biriydim. Haindim kimilerine göre. Sponsorları merak ediyordum ve elimde olmadan sorup duruyordum. Baktım bu kısır döngüdeki tartışmaların kimseye yararı yok ve kulübün bütçesini öğrenmek gibi masumane bir istek yüzünden yemediğim laf kalmıyor. Zamana bırakayım diye düşündüm. Gereksizce kendimi anlatma çabasına girmedim. Zaten elimde olan bir şey yok. Bekle ve gör dedim. Sonuçta diğer aday başkan olsaydı ondan da somut adımlar için soru yöneltecektim ama Karşıyaka'da bir linç kültürü çoktan faaliyete geçmişti.
Şanslıyız ki transfer piyasası yükseklerde. Aslında kimse doğru düzgün transfer yapamıyor. Hep şikayetçisi olduğumuz piyasanın tavan yapması bu sene avantajımız haline geldi.
Şimdi o kadar sabrın sonuna geldik. Sponsorlarda son viraja gelindiği belli. Bütçe netleşsin ve transfer görüşmeleri daha da artsın işte o zaman tekrardan birbirimizi yemeye başlarız. Bu seferki tartışma konumuz şu oyuncu işe yaramaz , asıl bu alınan adam süper topçu şeklinde olacaktır ama illa ki birbirimizi yiyecek konular bulacağız çünkü BİZ KARŞIYAKALIYIZ
Sabredemeyenlerin hain olduğu , sabredenlerin ise öz Karşıyakalı olduğu bir dönemden geçiyoruz. En çok birlikteliğe ihtiyacımız olduğu dönemde uğraşacak bir rakip olmadığı için kongre sonrası kendi aramızda ikiye bölündük. Göztepeli birçok kişinin kendi takımları ile ilgilenecekleri pek bir şey kalmadı. Onlar da bize sarıyor. Sağolsunlar sponsorları ve birçok gelişmeyi en az bir Karşıyakalı kadar dikkatli takip etseler de onları pek umursamadık. Kendi aramızda tartışmaya son gaz devam ettik. Karşıyakalı heyecanı , rekabeti sever. Bu tekrardan kanıtlandı.
Karşıyakalıların her daim kanı kaynar. Yerinde duramaz. Bünye kronik başarısızlığa alışık olsa da hep sahada savaşan bir takım ister. Sanırım bunun içindir ki yıllardır sahada en çok savaşan , lafta değil gerçekten kalpten savaşan Taha takımda kalıyor ve kamyonlar dolusu futbolcu gidip geliyor.
Evet sabır diyorduk. Ben de o sabırsız taraftadakilerden biriydim. Haindim kimilerine göre. Sponsorları merak ediyordum ve elimde olmadan sorup duruyordum. Baktım bu kısır döngüdeki tartışmaların kimseye yararı yok ve kulübün bütçesini öğrenmek gibi masumane bir istek yüzünden yemediğim laf kalmıyor. Zamana bırakayım diye düşündüm. Gereksizce kendimi anlatma çabasına girmedim. Zaten elimde olan bir şey yok. Bekle ve gör dedim. Sonuçta diğer aday başkan olsaydı ondan da somut adımlar için soru yöneltecektim ama Karşıyaka'da bir linç kültürü çoktan faaliyete geçmişti.
Şanslıyız ki transfer piyasası yükseklerde. Aslında kimse doğru düzgün transfer yapamıyor. Hep şikayetçisi olduğumuz piyasanın tavan yapması bu sene avantajımız haline geldi.
Şimdi o kadar sabrın sonuna geldik. Sponsorlarda son viraja gelindiği belli. Bütçe netleşsin ve transfer görüşmeleri daha da artsın işte o zaman tekrardan birbirimizi yemeye başlarız. Bu seferki tartışma konumuz şu oyuncu işe yaramaz , asıl bu alınan adam süper topçu şeklinde olacaktır ama illa ki birbirimizi yiyecek konular bulacağız çünkü BİZ KARŞIYAKALIYIZ
0 yorum / sen de yaz !:
Yorum Gönder