Cezalandırılmayan 42.000
24/03/2012, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu yine tarihi
günlerinden birini yaşayacak. Sıradan olması gereken bu lig maçını farklı kılan,
cezası nedeniyle seyircisiz, daha doğrusu bu sene uygulanan kural gereği
sadece kadın ve çocuk taraftarların stada alınacak olması...
Çok iyi bir Fenerbahçe taraftarı olmama rağmen, önceki 3
maça denk gelemedim ama bu atmosferi açıkçası çok merak ediyordum, zira stad
deyince maç deyince, tezahürat, takımı destekleme deyince hiçbirimizin zihninde
makyajlı, uzun saçlı, narin bir kadın imajı belirmiyor.
“Maç, kadın ve çocuk taraftar için ve biletsiz” denince
yanlış anlaşılmasın, elinizi kolunuzu sallayarak, “Ben geldim, kadınım,
yanımdaki de çocuğum maçı izleyeceğiz” diyemiyorsunuz. 1 ya da 2 gün önce
üzerinde “davetiye, satılamaz” yazsa da bildiğiniz normal ebat ve
görünümdeki,biletlerle, üzerinde yazan blok, sıra no ya göre yerinizi
alıyorsunuz. Davetiyeler, Suadiye Fenerium mağazasında kimlik ibraz edilerek
alınıyor, daha doğrusu öyleymiş..Mağaza evime çok yakın olmasına rağmen,
maalesef 1 saat içinde tükendiği için alamadığım davetiyemi. Sağolsun kulüpte çalışan bir tanıdığı olan arkadaşım sayesinde temin edebildim.
Maç günü, davetiyeleri almak üzere arkadaşımla
Kızıltoprak'ta, stada yakın bir kafede buluştuk. Daha sabah saatleri olmasına
rağmen, aynen diğer seyircili maçlarda olduğu gibi formalarını giymiş, etrafda
dolaşan, birbiriyle şakalaşan, maç moduna girmiş onlarca kadın ve çocuğu
gördükçe şaşırıyorum. Tabii 1 saatte biten davetiyelerin cevabını da almış
alıyorum bir nevi.
Arkadaşımla ayrılıyoruz, davetiyelerimle dolmuşa biniyorum,
eve gitmek üzere. Dolmuşta 2 kadın, yanlarında çocukları konuşuyorlar “ O da
gelir miydi acaba ? Arayalım dur” Bahsettikleri muhtemelen bir arkadaşları, kadın
başlıyor heyecanla anlatmaya “ Elimde 2 tane daha davetiye var. Bana kesin cevap
verin ama gelecek misiniz yoksa filanca arkadaşı çağıracağım.” İnanılmaz bir
organizasyon var, davetiye bedava olsa da illa ki boşa gitmemeli. Hatta adaylar
bile çoktan belirlenmiş. O gelmezse diğeri, diğeri gelmezse beriki. İçimden
geçiriyorum. Biletler paralı olsa kesinlikle çok da güzel karaborsa yapardık
biz de erkekler gibi heralde! J Muhabbetlerine bir yerinden dahil oluyorum,
kadınlarla şakalaşıyoruz derken dolmuştan iniyorum, sonra yürüyerek evime..
Maç saati yaklaşıyor. Çubuklu formamı giyip stadın yolunu
tutuyoruz diğer davetiyenin sahibi Elifle. Cumartesi günü Kadıköy'de yaşanan klasik
park yeri bulma sorununu bir şekilde çözüp, stada doğru yürüyoruz.Daha önce çok
maça gitmiş biri olarak söyleyebilirim ; kalabalık, gürültü, renk cümbüşü
açısından diğer maç günlerinden çok farklı değil. Bu arada eşini çocuğunu maça
getirmiş eşler, babalar da olduğu için en azından %30 civarında da erkek var
stat civarında. Elif, hazırlıksız geldiği için üzerinde Fenere ait hiçbir şey yok. Saça
takılan üzerinde sarı-lacivert yanıp sönen iki kulağı olan tavşan bantından
alıyoruz bir tane, 5 TL verip. O gün en çok satılan ürün o. Sonra stadın
arkasından dolanıp, Fenerium tribününün önüne geliyoruz..Kapıda feci bir
kalabalık, itiş kakış, gürültü ve en kötüsü arada kalan çocuklar. Derbi
maçlarda bile sırayla, düzenli bir şekilde girdiğimiz bu kapıda kelimenin tam
anlamıyla kadınlar ve çocuklar birbirini yiyor diğerinden daha önce içeri
girebilmek için! Bunun bir sebebi, güvenlik anlamında o gün daha az
polisin görevlendirilmesi belki de. Malum şöyle düşünülmüş olmalı “ Kadın
taraftarlar ne kadar olay çıkarabilir ki? ” J
Yerimiz, alt fenerium tribününde, sahayı tam ortadan gören
bir noktada..Şeref tribününün birkaç sıra altındayız.. Arkamızda, yaş
ortalaması 5-6 olan 3 tane çocuk.Alt sırada genç bayanlar..Stad fulle
yakın..Açılmış pankartlar var, Aziz Yıldırım resimleri..Eski Fenerbahçe
marşıyla takımımız sahaya çıkıyor, “Yaşa Fenerbahçe” bölümünde ses kısılıyor,
her zaman olduğu gibi bu kısmı taraftarlar söylüyoruz. Herkes avazı çıktığı
kadar bağırıyor ama ne fayda çok seslilik tizliğe engel değil..Sırada takım
kadrosu anonsu var, Tüm stad gayet başarılı teker teker anonsa eşlik ediyor..De
Souzaaa, Alex!, Miroslav, Stochhh!..Sıra böyle değil tabi, en sevdiğim
futbolcuları yazdım örnek verirken J Bu arada tabiî ki
42.000 kadının bu kadroyu eksiksiz bilmesi imkansız ama karşılarında duran dev
ekrandan kopya çekmek oldukça kolay.. Şu an diğer takımların stadında durum nasıl
bilmiyorum ama Fenerbahçe üstelik çok uzun yıllardır şov anlamında güzel şeyler
yapıyor..
Maç başlıyor..” İŞTE TARAFTAR İŞTE ŞAMPİYON !!! ” . Belki maçın
başından sonuna kadar en çok yapılan tezahürat bu.
Maç başlamadan herkes birbirinin fotoğrafını çekiyor..Modaya
uyuyoruz..Komik görüntüler kaydediyoruz..
Arkamızda oturan çocuklar oldukça yaramaz, birinin elinde
borazan benzeri bir oyuncak var, gözlerini sonuna kadar açıp üfledikçe başımız
şişiyor, gülüyoruz J
Maç başlıyor..Çığlıklar, alkışlar ardı sıra kopuyor..Özellikle
top kaleci Volkan’a geldiğinde inanılmaz bir destek ve tezahürat..Evet
anlaşılıyor, hangi futbolcunun iyi oynadığı değil, hangisinin yakışıklı olduğu
daha önemli bugün taraftar için. Bir süre sonra bir anons duyuluyor “Migros
sarı deseneee, deseneeee, deseneeeee”. Maçtan 2 saat kadar önce çalışılmış, biz
kaçırmışız ama sorun değil, en eski ve bilindik tezahüratlardan biri..Migros
(yani migros tribünü) SARIII dedikten sonra sırayla Maraton, Telekom ve en
sonunda Fenerium tribünü devam ediyor; SARI-LACİVERT-ŞAMPİYON-FENER!
En ateşli Fenerbahçe taraftarının bulunduğu, tüm tezahürat
ve organizasyonunun yapıldığı yerdir Migros tribünü..Gelenek bu maçta da
değişmiyor..Hakikaten bakıyorum, 1 dk yerine oturmayan yüzlerce kadın, çocuk..
Bu sezon Fenerbahçenin oynadığı en vasat maçlardan
biri..Bursaspor da bir o kadar kötü..Neyse ki 41. dakikada kaptan Alex’in
beklenen golü, hepimizi ayağa kaldırıyor..1-0..Sonrasında tekrar başlıyoruz,
“işte taraftar, işte şampiyon!” ve tabii unutmadan “We love you Alex!”
İlk yarı bu skorla bitiyor..Gürültü patırtı içinde içerideki
büfeye akın ediyor kadınlı çocuklu gruplar. Maçlarda en çok tüketilen şey
çekirdektir ya, bu maçda yerini cipslere bırakıyor. Eski açık hava sinemalarının
havası var tribünlerde..Ben de 2 tane çay alıp tekrar yerime geliyorum güç de
olsa. Arkamdaki çocukların yaramazlıkları son sürat devam..Hemen
yanı başımızdaki geçiş yoluna geçmeye çalıştıklarında ise yukarıdan görevlinin ikazı..Bu
sahneye maç boyunca en az 5 kez şahit oluyoruz..
2. yarı başlıyor..Tezahüratlar son sürat devam..Yine Migros
“sarı” diyor..Yine “işte taraftar işte şampiyon” ve yine kaleci Volkan’a futbol
hayatında yapılmadığı kadar bol tezahürat.
Maçın bana göre en çarpıcı anlarından biri Bursaspor’un
bariz ofsayt golünde, sessizliğe bürünen tribünler. Hakem ofsayt vuruşunu
vermiş olsa da kimsenin ağzını bıçak açmıyor..Ön sıralarda, yüz ifadesini
hayatımın sonuna kadar unutmayacağım 9-10 yaşlarında bir çocuk, geriye,
tribünlere dönüp avazı çıktığı kadar bağırıyor “ Gol değiiillll, ofsayttt ofsaaytttt!”
Herkesin içine su serpiliyor, tekrar normale dönen taraftar tiz seslerle
bildiği tezahüratlara devam ediyor..
1-0 biten
maç sonrası, alkışlar ve eski Fenerbahçe marşıyla takımımızı uğurluyoruz. Vasat bir futbolla da olsa, kazanmış olmanın sevinci var tüm
seyircinin yüzünde. Stat dışında ise eşlerini, çocuklarını bekleyen Fenerbahçe
bayraklı, atkılı, formalı erkek taraftarlar.
Zorlukla yürümeye devam ediyoruz Kızıltoprak’a doğru. Bu kez
herkesin dilinde bir senedir dillerden
düşmeyen tezahürat “ Bu da mı şike, bu da mı şike? “
Bu sorunun cevabını verecek tek bir merci var o da
yargı..Birileri kişisel hatalar yapmış ya da yapmamış olabilir ama şu an bilinen
tek bir gerçek var ; seyircisiz bir maçta 42.000 kadın ve çocuk taraftarıyla
sakat, yaşlı, genç bebek, demeden bu koltukları doldurdan, ofsaytı faulü anlasa
da anlamasa da sarı laciverte kayıtsız şartsız gönül verenler oldukça
Fenerbahçe Türk Futbolunun olmazsa olmazıdır.
Hande
ANLAYAMAZSINIZ.BLOG : Sadece bayanların ve çocukların izlemesine açık olan bir maçtaki atmosferi merak ediyordum ve bir arkadaşıma rica ettim. Sağolsun o da beni kırmadı ve çok hoşuma giden bu yazıyı yazıverdi. Karşıyaka blogunda Fenerbahçe yazısı ne alaka diyen arkadaşlara böylece cevap vermiş olayım.Virgülüne dokunmadan yazıyı blogumuza ekledim. Umarım bu tarz bir ceza almayız ve Karşıyakalı kız arkadaşlarımızdan o maçla ilgili yaşadıklarını anlatması için bir yazı istemek zorunda kalmam. Hande bu güzel yazı için sana tekrardan çok teşekkür ediyorum.
0 yorum / sen de yaz !:
Yorum Gönder