Ziraat Türkiye Kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ziraat Türkiye Kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Kasım 2012 Perşembe

BJK - Ankaragücü Maçından İzlenimlerim

İstanbul'a yolum düştüğü için bu maça gitmeyi çok istiyordum. Bir türlü şanssızlığını kıramayan Ankaragücü'nün genç oyuncuları Türkiye Kupası'nda BJK'ye misafir oluyordu. Takımlar misafir oluyor tabii. Maç öncesi bir taşlama olmuş. Yazımı yazdığım şu an dönüş yolunda olan Ankaragüclü arkadaşlar malesef camsız bir şekilde seyahat ediyorlar. Allah bu soğukta yardımcıları olsun. Umarım hem sağ salim hem de hastalanmadan evlerine varırlar.


Gelelim maça demek isterdim ama hafta içi saat 18.30'da başlayan bir maça ulaşma şansım çok azdı. Maç saatini akşam 8'dir diye düşünürken saat 18.30'da başladığını öğrenmek benim için çok kötü oldu. Vapurla Kabataş'a geçerken telefonda ilk yarının 2-1 Ankaragücü lehine bittiğini duymak , efsane bir ilk yarı kaçırdığımı söyleyen arkadaşlarım yüzünden bir an önce stada ulaşmayı istiyordum. İş dolayısıyla takım elbiseyle dolaştığım için deplasman tribününün önüne gelince gişedeki sıkıntılardan içeriye girememiş Ankaragüclü arkadaşlardan bazıları " Abi takım elbiseli görünce yönetici sandık. İçeri aldırırsın bizi diye umutlandık " dediler. Polisler malesef konuşmamıza rağmen bizi içeri almayı reddetti. Olaylar olaylar hakkında bir dünya muhabbet. Onların tribün alemine bakışını kendi açılarından dinledik. Derken 2-2 oldu. Son dakikalarda maç uzatmaya gider derken sanırım Batuhan'ın golüyle Beşiktaş maçı 3 - 2 almış. Stadın dışından ancak böyle takip ediliyor. Olduğu kadar dedik. Bir anda kapılardan biri açıldı. Eski açığın BJK'ye ayrılan kısmının kapısıymış meğer. Polislerin bir de bizi ordaki merdivenlerin oraya barikat kurup güya dışarı çıkanlara karşı sizi burda koruyacağız sözleri vardı. Şaka gibi. Daha kimi nerde bekletmeleri gerektiğini bilmiyorlardı ve iki grubun karşılaşmasına davetiye çıkarıyorlardı. BJK tarafından ilk çıkan genç bir çift oldu. BJK'li arkadaş yanında kız arkadaşıyla ilerlesem mi ilerlemesem mi diye ikilemde kaldı. Herkes beyler bayan var , küfür yok , ters bir hareket yapmayın diye birbirini uyarıyordu. Olması gereken de buydu.

Polisler bu sefer yaptıkları hatayı anladılar ve bizleri Ankaragücü tarafının önündeki merdivenlere götürdüler. Maçın 90 + 1. ya da kaçıncı dakikasıysa artık stada aldılar. Çok teşekkür ederiz. En azından bitiş düdüğünden önce deplasman tribünündeki yerimizi alabildik.

Ankaragüclü birçok sevdiğim arkadaşımı , kardeşimi görmek ,bizim tribünden de tanıdık simaları İstanbul'da tekrardan görmek yorucu günün ardından çok iyi geldi. Klasik deplasman tarafını bekletme ritüelinde , bulunduğumuz konumdan dışarda polisle BJK'liler arasında koşuşturma olduğunu fark ettik. Maçtan sonra Ankaragücü tribünü ile Toraman arasında karşılıklı sevgi gösterileri vardı. Artık siz o kısmı anladınız.

En  güzel an ; Ankaragüclülerin tribünde tek grup Ankaragücü'dür diye uzun süre susmadan bağırmaları ve menfaat ve takımı bugünlere getirenlerin kulaklarını çınlattıkları besteleriydi. Çok şanssız bir şekilde kaybettiler ki göremedim ama izleyen arkadaşlardan duyduğum kadarıyla gerçekten emeklerinin karşılığını bu maçta da alamamışlar.
 Sağlık olsun. Ne diyeyim Ankaragücü Canın Sağolsun

4 Ekim 2012 Perşembe

Savaşa Hayır , Kupaya Evet

Savaş yellerinin başımızda estiği şu günlerde Kocaelispor'a kupadan elendik. Nasıl hükümetimizin savaşı pek önemsemediği , çocuk oyuncağı bir şey olarak gördüğü , tam olarak küçümsediği , tezkerenin görüşüldüğü şu günlerde Karşıyakamız da her zamanki gibi Türkiye Kupasını boşverdi.

Meteliğe kurşun attığımız , her kuruşun kulübümüze can suyu olacağı bir ortamda elimizin tersiyle 150 bin TL gibi bir rakamı ittik. Gelecek turda da yine alt liglerden bir takımla karşılaşacağımız ve ciddiye alırsak tur atlamamız muhtemeldi ama ne gerek var canım hem prestij hem de tur başına 150 bin TL gibi bir ödüle.

Belki de ben yanılıyorum. Kendilerine fırsat tanınan oyuncularımız bu maçı önemsediler ama güçleri yetmedi. Artık lige odaklanırız. Klasik mazaretimiz ya da birçok arkadaşımızın böyle olmasını düşündüğü şekilde ilerleriz. Unutmadan Kocaelispor takımını galibiyetlerinden dolayı kutluyorum. Çok zor şartlar altında mücadele eden bir takımları var. Yolları açık olsun.


Geleyim asıl sinir bozucu meseleye. Hadi bizimki sportif bir umursamazlık. Olur öyle şeyler ama bir ülkeyi savaşa sürüklemek ve dış politikada sıfır sorunla başlayıp kardeşim dedikleri Esad'ın diktatörlüğüne son vermek bize mi kaldı ?

Bush'u koltuğundan eden Irak savaşı yüzünden Obama başgaaan Suriye'ye girmesin , Coniler ölmesin , Mehmetler nasolsa Esad'ı durdurur ve el ele , kol kola , omuz omuza Suriye'ye refahı , huzuru ve demokrasiyi götürürüz. Sırf Coniler istiyor diye , Amerika'nın Ortadoğu politikaları için bizim Mehmetlerin anaları , babaları yine hop oturup hop kalkacak. Başımızdaki terör belası yüzünden gözyaşları derya olmuşken , Amerikalı Coniler yorulmasın diye bizim Mehmetler seve seve kanını Suriye'de döksün ve demokrasi , huzur Suriye'ye gelsin. Başka bir arzunuz ?

Savaşa gitmeyi Meclisten Çankaya'daki evlerine gitmek sanan milletvekilleri sizlere rica ediyorum. Bu ülkenin boş yere feda edecek evlatları yok. Artık bunun farkına varın. Kendi ülkenizin ve vatandaşlarınızın çıkarlarını düşünün.

ÜST TARAFA DÖN