Eurocup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eurocup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2016 Cuma

İhtiyatlı Olmalı

Belki de mesleki deformasyondur, her durumda ihtiyatlı davranma isteğim...Fakat özellikle rahat alınan galibiyetlerden sonra "biz olduk" "şampiyonuz" ve benzeri havalara tribün ve camia olarak oldukça erken girdiğimiz de bilinen bir gerçek...Hoş negatif durumlarda da bu geçerli aslında, tek galibiyetle şampiyonluk kovalayan (!), tek mağlubiyetle küme düşen (!) bir takımın taraftarıyız...

Basketbol takımımızın son dönem performansında ciddi bir iyileşme var...Sahada ne yaptığını çok daha fazla bilen bir ekip izliyoruz bir süredir...Bracey Wright, soru işareti ile baktığım bir transferdi, fakat çok net katkılar veriyor...Geçtiğimiz hafta sergilediği profesyonellik ise, çoğumuzun sergileyemeyeceği düzeyde...Lazeric Jones, ismini ilk duyduğumdan beri merakla beklediğim ve umutlandıran bir isim benim için. Tek korkum, bize gelene kadar NBA kontratı bekleme sevdasının sene sonunda da tekrarlanma ihtimali...Oyun kurucu pozisyonunda çok fazla değişikliklere gidilmesi taraftarı değilim...Koçun sahadaki beyni olma görevi, teknik kapasite ve kabiliyetin çok daha ötesinde mental bir güç ve çok iyi bir uyum gerektiriyor, o sebeple bu özelliklere sahip bir oyuncu her transfer döneminde bulunamayabilir (bknz.Joe Ragland).

Son dönemde iyileşen performansımıza biraz dikkatli bakınca, şampiyonluk havasına girmek için henüz erken olduğunu düşünüyorum...Bir defa şunu not alalım, bizim takımımız Euroleague'de mücadele etmek için kuruldu, ve bu mücadelede iki hedef maçı kaybederek (ARENA'daki Zalgris Kaunas ve Panathinaikos maçları) bu amacımızdan uzaklaştık. Bir alt seviye olan Eurocup'ta Top16'da bulunmamız zaten beklenmeli, son iki sezonda Euroleague'den elenen takımların Top16'da olma durumu 56%'lik bir gerçekleşme. Peki Top16'ya nasıl kaldık diye bakarsak, farklı kazandığımız Trabzonspor ve Reggio Emilia maçları sayesinde Top16'ya attık kendimizi. Trabzonspor maçında, rakibin en önemli oyuncusu Dwight Hardy'nin maçın başında sakatlanması (Eurocup ortalaması 31.5 dakika, 14.8 sayı ve 3.3 asist, takımının sahada en fazla kalan oyuncusu, en skoreri ve en iyi ikinci asist yapan oyuncusu) ve sadece 3 dakika oynaması, rakibin maç içerisinde bu soruna bir çözüm bulamaması maçın bizim açımızdan rahat geçmesini sağlamıştı. Bu arada aynı Trabzonspor'un ligimizde 17 maça 7 galibiyetle 12.sırada kendisine yer bulabildiğini de hatırlatayım.

Bu hafta oynadığımız Reggio Emilia maçında ise, rakip 9 kişi ile İzmir'e geldi, 8 kişi parkeye çıktı, çift haneli süre alan oyuncu sayısı 6. Ahmet Kandemir'li kadromuz ve öncesine oldukça benzeyen bir yapı. Bize karşı sahaya çıkan 8 oyuncunun, bizim maçımız dahil Eurocup ortalama süresi 16.2 dakika. Bizim maçımızı çıkartırsak bu rakam daha da düşük çıkacaktır. Rakipte olmayan oyuncular, Aradori, Lavrinovic, Veremenko, Kaukenas ve Stefano Gentile idi. Bu 5 oyuncunun ortalamaları şu şekilde, 21.7 dakika, 9.8 sayı, 2.9 rebound ve 1.9 asist. İtalya Ligi'nde lider durumda bulunan Reggio Emilia, bu sakatlarla uzun süre o pozisyonunu koruyamayacak gibi duruyor.

Sezon ortasına doğru ritm tuttuğumuz doğru, motivasyon ve mental güç açısından farklı kazanılan maçların önemi de çok büyük, aynı şekilde alınan seri galibiyetlerin de. Lig'de 4 maçtır yenilmiyoruz ve büyük ihtimalle seri 6 maça kadar uzayacak rahatlıkla. Bu seride yendiğimiz takımlara baktığımızda; ligde ilk senesini geçiren playoff potasındaki Büyükçekmece Basket, küme düşme potasındaki Yeşil Giresun, ligin açılış maçında deplasmanda farklı yendiğimiz şu anda playoff'un dışında kalmış Beşiktaş, küme düşme potasındaki Türk Telekom. Bu hafta lig sonuncusu İstanbul BŞB'yi ARENA'da ağırlıyoruz, akabinde sakatlıktan dönen Hardy'nin eline bakan playoff dışında kalmış Trabzonspor'a gidiyoruz.

Evet, takım ritm buluyor ve yüzler tekrar gülüyor (bence çok önemli). Gerçek anlamda "takım" olma yolunda bazı adımların atılmış olduğu da tribünden belli oluyor. Reggio Emilia maçındaki bilet fiyatları ile taraftara da göz kırpıldı (sanırım Barcelona ve Panathinaikos maçlarından sonraki en iyi taraftardı ARENA'daki) ve umarım Galatasaray eşleşmesinde de benzer bir yaklaşım benimsenir. Fakat ritmimizi bulurken biraz şanslıydık (Eurocup maçları) ve fikstür de bizim yanımızdaydı (lig maçları). O sebeple mücadele anlamında sahada bir kademe daha fazlasını görmemiz gerekiyor, Reggio Emilia maçında farkı kapatmışlardı. Girişte dediğim gibi belki mesleki deformasyon sebebi ile biraz fazla ihtiyatlı davranıyorumdur. Fakat genel anlamda ayaklarımızın yere biraz daha fazla basması daha doğru olacaktır görüşündeyim.


Erinç Atilla

17 Aralık 2015 Perşembe

Eurocup'a Dönüş

Yarın oynayacağımız Stelmet Gora maçı ile beraber Euroleague'e veda edip, geçtiğimiz sezon Çeyrek Final'de Gran Canaria'ya elendiğimiz Eurocup'ın yolunu tutuyor olacağız. Şanslıyız ki, Ufuk Hoca'nın da bahsettiği uyum sorunu yaşamamız sebebi ile oyuncu değişikliğine giderken, Eurocup maçları 5 Ocak'ta başlıyor olacak.

Stemlet Gora maçı her ne kadar Euroleague maçı olsa da, aslında iki Eurocup takımı arasında geçiyor olacak. Zaten geçtiğimiz sezon da Eurocup'ta rakibimiz olarak karşımıza çıkmışlardı. Her ne kadar her iki takım da Eurocup'a gidiyor olsa, maçın sonucu grup sıralamasını bildireceğinden oldukça önemli olacak. Nedenini kısaca şöyle anlatayım.

Eğer Euroleague grubumuzu beşinci olarak bitirirsek, Eurocup'ta K Grubu'na düşüyor olacağız, Rakiplerimiz; Dolomiti Energia Trento, Grissin Bon Reggio Emilia ve Trabzonspor.Bu üç takım da Eurocup takımı olduğu gibi, Dolomiti Energia Trento ilk turda 7 galibiyet, 3 mağlubiyet, Grissin Bon Reggio Emilia 6 galibiyet 4 mağlubiyet, Trabzonspor ise 5 galibiyet 5 mağlubiyet aldılar. Bu takımlar arasında kadrosu ile bir adım önde olan takım Reggio Emilia. Aradori ve Lavrinovic fark yaratan oyuncular olarak göze çarpıyor. Bu ikiliye destek olan bir diğer oyuncu da Amedeo Della Valle. Energia Trento'ya baktığımızda Avrupa çapında göze çarpan herhangi bir oyuncusu yok. Trabzonspor ise  zaten bildiğimiz tanıdığımız bir ekip. Her iki İtalyan ekip ligde 8 galibiyet 3 mağlubiyet almış durumdalar, Trabzonspor'un da ligde 4 galibiyet 6 mağlubiyeti bulunuyor.

Eğer son Euroleague maçımızı da kaybedip grup sonuncusu olursak, Eurocup'ta L Grubu'na düşüyor olacağız. Rakiplerimiz; Zenit St.Petersburg, MHP Riesen, Umana Reyer Venice. Daha önce de rakip olduğumuz St.Petersburg o günlerdeki gücünde olmasa da ilk turda 8 galibiyet 2 mağlubiyet aldılar. Eski oyuncumuz Ryan Toolson'a Kanadalı uzun Kyle Landry eşlik ediyor. MHP Riesen Alman Ligi'de 9 galibiyet 2 mağlubiyetle ikinci sırada ve Eurocup ilk turunda da 7 galibiyet 3 mağlubiyetleri var. Kadrolarında Mustafa Shakur, Rocky Tryce ve Jon Brockman öne çıkan oyuncuları. Son takım olan Umana Reyer Venice, turistik destinasyon Venedik'in takımı, İtalyan Ligi'nde 6 galibiyet 5 mağlubiyetleri bulunuyor ve ilk turda 4 galibiyet 6 mağlubiyet almalarına rağmen bir üst tura çıkmayı başarmışlar. PAO'dan aldıkları Michael Bramos ile beraber takımın yükünü çeken oyuncular Philip Goss ve Jeff Viggiano.

Görüldüğü gibi bu iki gruptaki takımlar da bizim için çok ciddi tehdit oluşturmuyor, özellikle ilk 2 takımın gruptan çıktığı sistemde. Fakat asıl fark bir sonraki tur yani 8li Finaller'de ortaya çıkıyor. K Grubu'ndan devam etmemiz durumunda rakibimiz N Grubu'ndan olacak; Galatasaray Odeabank, Dinamo Sassari, CAI Zaragoza, Szolnoki Olaj. L Grubu'ndan devam edersek rakibimiz M Grubu'ndan Unics Kazan, Union Olimpija, Nizhny Novgorod ve Euroleage D Grubu 5. takımı olacak, Maccabi Tel Aviv veya Darüşşafaka.Potansiyel rakiplerimizden biri Euroleague takımı olacak, diğeri Euroleague seviyesinde kadrsou olan Unics Kazan, bir başkası da Avrupa'da ekol takımlardan Union Olimpija. Galatasaray'ın Eurocup şampiyonluğunu çok istediğini ve bunun için ciddi bir kadroya sahip olduklarını biliyoruz. Sassari bizim geçtiğimiz yoldan geçiyor, yaşadıkları şampiyonluk sonrası tamamen değişen takımları ile beraber Euroleague'de 9 haftanın sonunda galibiyeti olmadan Eurocup'a devam ediyorlar. Bir diğer ihtimal Szolnoki Olaj ise Eurocup ilk turlarında 4 galibiyet alarak bir üst tura çıkan şanslı ekiplerden. O gruptaki tek sırıtan takım CAI Zaragoza, zaten onların da bize rakip olma şansları yok denecek kadar az.

8li Finaller'de daha kolay bir yol istiyorsak, Mutlak surette K grubunda yer almalıyız. Bunun için de yarın akşam (18 Aralık) oynayacağımız maç oldukça önemli bir hal alıyor...Deplasmanda olması bizim için dezavantaj olacak olsa da, son haftalardaki yükselen grafiğimiz umut veriyor. Umarım, Polonya deplasmanında galibiyetle dönüyor oluruz.


Erinç Atilla

30 Eylül 2014 Salı

Eurocup 2014/2015 Normal Sezon Grubumuz, Fikstür ve Yarışma Formatı

Bu sene biraz geriden gelebildim yazmak için...O sebeple tüm bilgileri tek yazıda toplamak istedim...

Dün yapılan kura çekimleri sonucunda, ikinci torbadan (Türkiye torbası da diyebiliriz) katılan takımımızın grubu belli oldu. Normal sezonda mücadele edeceğimiz grubumuz aşağıdaki gibi;

F Grubu
KK Buducnost Voli Podgorica- Karadağ
Pınar Karşıyaka - Türkiye
Lokomotiv Kuban - Rusya
PAOK Thessaloniki - Yunanistan
Stelmet Zielona Gora - Polonya
BK Ventspils - Letonya

Kısa kısa yorumumu paylaşayım;

KK Buducnost Voli Podgorica- Pınar Cup'ta izlediğimiz bir takım fakat özellikle bizimle olan maçtaki kadar kötü bir performans sergileyeceklerini düşünmüyorum. Kadro olarak fena olmayan oyunculara sahipler başta Capin ve Sehovic olarak. Deplasmanda zorlanabileceğimizi düşünsem de, yine de galibiyet ile döneceğimize inanıyorum.

Lokomotiv Kuban - Grubumuzun diğer yeşil-kırmızı ekibi...Eurocup'ın takımı değiller, açıkçası rahat bir şekilde kendilerini Final4'da bulacaklardır.

PAOK Thessaloniki - Neredeyse baştan aşağıya yeniden kurulan bir ekip. Yıllardır finansal anlamda rahat günlerden uzakta olmalarının bedelini, geçtiğimiz sezon yarı finalde PAO'ya elenen takımı koruyamayarak ödediler. Belki bugüne kadar en çok eleştiri aldığımız konu olan pota altı rotasyonu konusunda bizimle paralel durumdalar, ciddi bir uzun oyuncuya sahip değiller (ki ben aldığımız eleştirilerin de çok hakkaniyetli olduğuna inanmıyorum). Kağıt üzerinde, deplasmanda dahi zorlanmıyor olmamız gerekiyor, fakat iç saha avantajları bilinen bir gerçek. Geçen sezon deplasmanda kağıt üzerinde bizden kötü takımlara kaybetmiştik ve bunun bedelini ödemiştik, bu sene bu lüksümüzü ancak ve ancak Selanik deplasmanında kullanabiliriz gibi duruyor.

Stelmet Zielona Gora - Fena sayılmayacak bir kadroları var, fakat Polonya basketbolu olarak, oturmuş bir ekollerinin olmaması, aynı kadroda Steven Burtt ve Hosley'i toplayarak, biraz "başına buyruk" bir imaj çiziyorlar. Tempolu basketbol oynayacaklarını düşünerek, iki galibiyet almanın kilidinin set hücumlarına dönmek ve tempoyu düşürmek olacağına inanıyorum.


BK Ventspils - Öyle ya da böyle geçen senenin Letonya şampiyonu bir ekip. Eski oyuncumuz Chatman'ı tekrar ARENA'da izlememizi sağlayacaklar. Pota altı oyuncuları Meiers'e dikkatli olmakta fayda var. Pınar Cup'ta izlediğim, geçtiğimiz seneye göre bir nebze daha yıpratıcı savunmamızla işi bitireceğimize inanıyorum.

Bu yorumların sonucu olarak, gruptan ikinci olarak çıkacağımıza ve ilerleyen turlar için önemli bir avantaj elde edeceğimizi düşünüyorum. Şimdiden, başta oyuncularımız olmak üzere, Ufuk Sarıca ve teknik ekibine başarılar dilerim.

Yarışma formatını da şu şekilde özetleyeyim;


Normal Sezon, 6 takımlı 6 grup'tan ilk 4'e girenler bir üst tura kalıyor. İlk iki sırada yer alacak takımlar, çapraz grubun üçüncü ve dördüncü sırasındaki takımlarla eşleşecek.

Son32, İlk turdan gelecek 24 takıma, Euroleague'den elenecek 8 takım dahil olacak ve 4 takımlı 8 grup oluşacak. İlk 2'ye girenler bir üst tura kalıyor. Grupları lider bitirenler, çapraz grupların ikincileri ile eşleşecek ve iç saha avantajına sahip olacak.

Son16, Son32'den çıkan takımlar iç saha/dış saha şeklinde iki maç üzerinden elenecekler. Bu sebeple maçların berabere bitme şansı var. Kazananlar, bir üst turda çapraz eşleşmeye girecek.

Çeyrek Finaller, Son16'dan çıkan takımlar çapraz eşleşme ile iç saha/dış saha şeklinde iki maç üzerinden elenecekler. Bu sebeple maçların berabere bitme şansı var. Kazananlar, yarı finalde çapraz eşleşmeye girecek.

Yarı Finaller, Son8'den çıkan takımlar çapraz eşleşme ile iç saha/dış saha şeklinde iki maç üzerinden elenecekler. Bu sebeple maçların berabere bitme şansı var. Kazananlar, finalde eşleşiyor olacak.

Final, Yarı Final galiplerinin eşleşeceği final, iç saha/dış saha şeklinde iki maç üzerinden elenecekler. Bu sebeple maçların berabere bitme şansı var. Son32 aşamasında grup lideri olan takım iç saha avantajına sahip olacak. Finaldeki her iki takımın da Son32'de lider olması durumunda, Son16'da daha fazla maç kazanan takım saha avantajını ele geçirecek. Bu konuda da eşitlik varsa final ekipleri arasında, Son16'da daha fazla sayı marjı ile maç kazanan ekip iç saha avantajını alacak. Eurocup şampiyonu, 2015/2016 sezonunda doğrudan Euroleague'de oynama şansı elde edecek.

Normal Sezon fikstürümüzün ilk 3 maçının tarihleri belli;

15 Ekim - PAOK Thessaloniki  (İç Saha)
22 Ekim - KK Buducnost Voli Podgorica (Deplasman)
29 Ekim - BK Ventspils (Deplasman)
Kasım - Stelmet Zielona Gora (İç Saha)
Kasım - Lokomotiv Kuban (Deplasman)
Kasım - PAOK Thessaloniki (Deplasman)
Kasım - KK Buducnost Voli Podgorica (İç Saha)
Aralık - BK Ventspils (İç Saha)
Aralık - Stelmet Zielona Gora (Deplasman)
Aralık - Lokomotiv Kuban (İç Saha)


Fikstür açıkçası bizim avantajımıza. Son maça Kuban'ın rahat çıkma ihtimali var, ve içerde ekstra bir galibiyet alabiliriz. Soğuk ve ulaşımı nispeten zorlu Letonya deplasmanına Ekim sonunda gidiyoruz (29 Ekim'in resmi tatil olduğunu hatırlatmak isterim).

 

Hep dediğim gibi, mücadele konusunda saha içi ve saha dışı faktörlerle daha adil olan Avrupa macerası, takımımız ve kulübümüz için önemli bir fırsat. Güçlü başlayıp, uzun bir Avrupa macerası olması dileğiyle...

 

 

Erinç Atilla
   

ÜST TARAFA DÖN