20 Şubat 2013 Çarşamba

Ventspils Maçının Kazandırdıkları

Kısa bir yazı yazmak istedim dün akşam ARENA'da aldığımız galibiyet üzerine. Öncelikle koreografi için emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunmak isterim, her ne kadar benim gibi maçı TRT3'ten izlemek durumunda kalanlar doğru düzgün görememiş olsalar da. Verilen mesaj da on numaraydı. Kısa bir not, TRT3 bir ara sesi öyle bir kıstı ki, salondaki atmosferi bilmiyor olsam, orda 50 kişiye maç yapılıyor sanacaktım. Bu konuda yayıncı kuruluşların küfür olmadığı anlarda tribün sesini bu kadar kısmalarını doğru bulmuyorum. Aynı işi ligin yayıncısı LigTV de yapıyor, bence spor tribünle güzel, tribünün sahaya etkisinin çok yüksek olduğu basketbolda tribün sesini tamamen kapatırsanız TV karşısında da insanın zevkini öldürürsünüz.

Gelelim maç için yazmak istediklerime. Caner Topaloğlu savunma direnci olarak önemli bir isimdi ve biz her maç savunma direncini belirli dönemlerde çok yukarıya taşıyarak galibiyetler alan bir takım olduğumuz için eksikliği önemli bir durumdu. Üzerine son oynadığı maçlarda biraz fazla top kullanmasına rağmen, geldiğinden beri net katkı veren Can Maxim Mutaf'ın sakatlığı eklendi. Maç başlarken daralan kısa rotasyonumuz aklımda soru işaretleri doğururken, Dixon'ın oldukça hızlı bir şekilde 3 faule ulaşması ve Diebler'in sakatlanması ile, şu ana kadar sahada fazla kalamayan Serkan Menteşe'nin ciddi dakika aldığına tanık olduk. Açıkçası rakip için de kazanılması gereken bir maç olmasından dolayı, ilk yarıdaki farka rağmen momentumun karşı tarafa geçeceğini düşünmedim değil. Zira üçüncü çeyrekte BK Ventspils kontrolü eline aldı. Fakat tekrar oyuna dönen Dixon'un hücumdaki yaratıcılığı, üçüncü çeyrek boyunca içeriye penetreleri dış adama pas olarak değerlendirmemizin önüne geçen rakibe son darbeyi indirdi ve Final 4 için çok önemli bir galibiyet almış olduk.

Maçın bu şekilde oynanmış olmasının önemine gelince. Bu aşamadan sonra karşımızda kolay takım olmayacak. BK Ventspils de hiç kolay bir takım değildi. Eurochallenge'da Top16, Final 8 seviyesinde tecrübesi olan, zaman zaman Eurocup'ta boy gösterip iyi işler yapan bir takım BK Ventspils. Deplasmanda bu takıma karşı kazanmamız, dönüp kendi evimizde neredeyse yarım rotasyonla galibiyet almamız takımımızın bu seviyedeki maçları ne olursa olsun kazanabileceğimizi gösterdi. Ayrıca dünkü maçta ilk çeyrekte ekstra sayılar bulduk, mesela Soner'in potalı üçlüğü gibi. Oldukça subjektif değerlendirmedir bu "ekstra sayılar" o yüzden yaklaşık 10-12 sayı bulduğumuzu söylüyorum herhangi bir yargıya varmadan. İlk yarıdaki oyuna bakarsak da, bir kaç oyuncumuzun ekstra oynaması sonucu rakibi ezebileceğimizi gördük. Üçüncü çeyrekte ise biraz da eksiklerimizden kaynaklanan bir bocalama yaşadık ve BK Ventspils ortak oldu maça. Ama ne olursa olsun, farkı eritip öne geçmelerine izin vermedik, paniklemedik ve kendi oyunmuzu oynayarak galibiyete uzandık. Bu da oldukça önemli bir deneyim oldu, "kazan ya da evine git" dönemi geldiğinde benzer bir durumla karşılaşsaydık sahada panikleyebilirdik. Şimdi bu tip bir momentum değişiminin galibiyetin önüne geçmesine izin vermediğimiz özgüvenine sahibiz.

Bu kazanımlar benim gözümde galibiyet kadar önemli. Maçlar zorlaştıkça yumuşak liglerde maç yapan takımların, o seviyelere rahat gelen takımların maç içersinde düşüşler yaşadıklarını ve toparlanmalarının zor olduğunu görüyoruz. Gerek ligimizin saha dışı faktörlerle bizim için iyice zorlaşması gerekse de bu tip maçlardaki psikolojik kazanımlarımız "o gün" geldiğinde sahada dik durmamızı kolaylaştıracaktır.

Galibiyette emeği geçen herkese, başta oyuncularımız olmak üzere, teşekkürler. Ve yazımı koreografi ile açmıştım yine koreografi ile bitiriyorum, teşekkürler HayalEt !!!


Erinç Atilla

0 yorum / sen de yaz !:

ÜST TARAFA DÖN