22 Mart 2013 Cuma

Rakibimizi Tanıyalım – Yarı Final Baskısı


Daha önce farklı seviyelerdeki rakiplerimiz için yaptığım bu analizi ilk defa bu seviyede, Avrupa’da Yarı Final seviyesinde yapıyor olmanın haklı gururu içerisindeyim. Bir kez daha bu gurur yaşatan başta oyuncularımız ve Ufuk Sarıca olmak üzere, teknik heyetimize ve şube yöneticilerimize sonsuz teşekkürler…

Bu satırları yazarken henüz organizasyonun nerede düzenleneceği belli değildi. Umarım bu konuda olumlu bir haber alırız ve organizasyon evimizde düzenlenir. Bunun için gerekli başvuruları tamamladık. Başta yerel medyanın da bu sese kulak vermesi, bu başarıyı kabul etmesi ve bize destek olması gerekiyor. Ayrıca yerel oluşumlar, İZTO, EBSO ve İZKA gibi, EXPO 2020 öncesinde bu tip bir organizasyonun İzmir’de düzenlenmesinin önemli bir prestij ve EXPO 2020 adaylığı sürecinde rakiplerimizde olmayan bir avantaj olduğunu görmeli ve ona göre davranmalı.


Bahsetmek istediğim makro konulardan sonuncusu ise, özerklik. Özerk bir yapılanma olmadan bu şube bunları başarabiliyorsa (karşılığında bütçe açığı verilmiş dahi olsa), her sene futbol şubenin borçları sebebi ile alınmayan federasyon katkı payı ve İddaa katılım paylarını da hesaba katarsak neler neler başarabiliriz iyi düşünmemiz gerekiyor. Bu sebeple mutlak surette özerklik diyorum, ve bu adımı atmak için çok doğru bir yılda olduğumuzu düşünüyorum.

Şimdi gelelim rakibimiz EWE Baskets Oldenburg’a. Rakip Alman. Fakat kadrolarında 7 tane Amerikalı oyuncusu var. Basketbolda Alman ekolünden bahsetmek zaten zor iken, kadrosunda bu kadar yabancı oyuncunun bulunduğu bir takımı o yarı saydam ekol ile ilişkilendirmek daha da zor. Bizim gibi Eurochallenge’da üçüncü senesini yaşayan rakibimiz ilk defa 2009 yılında boy gösterdi bu turnuvada. İlk turu lider olarak tamamladıktan sonra Top16 seviyesinde Virtus Bologna, BC Kyiv ve Galatasaray Cafe Crown’un olduğu grubu, Galatasaray Cafe Crown’un bir üst sırasında üçüncü sırada tamamlayıp Avrupa defterini kapattılar. 2010 sezonunda Euroleague’de oynayan EWE Baskets ilk turda elenmişti. 2011 sezonunda Banvit’in de bulunduğu grupta Eurocup’ta mücadele ettiler fakat o kupada da ilk turda elenmekten kurtulamadılar. Geçtiğimiz sezon Eurochallenge’da ilk turu yenilgisiz bir şekilde grup lideri olarak bitirdiler ve Top16’da BK Ventspils, Roanne ve Leiden’in olduğu grubu averajla üçüncü olarak bitirip elendiler. Bu sene de ilk turda yenilgi almayan Alman takımı Top16’da aldıkları 1 yenilgi ile Çeyrek Final’e adını yazdırdı. Çeyrek Final’de Ukrayna’dan Khimik ile eşleştiler. İlk maçlarını evlerinde 82-74 kazanıp, işi bitirmeye deplasmana gittiler fakat orda 66-61 mağlup olup seriyi son maça bıraktılar. Biz ARENA’da  tarih yazarken, EWE Baskets de kendi evinde Khimik’i 100-78 mağlup ederek kupaya giden yolda karşımıza çıktı.

Rakibin oyuncularına değinmeden önce eşleşmede avantajımıza olan konuları sıralayayım. EWE Baskets kolay bir takımı (Khimik), deplasmanda mağlup olarak, 2-1 ile eleyip geldi. Bir defa yarı finalin diğer takımları gibi 2 maç değil 3 maç yaptılar. Ayrıca nispeten zayıf bir takıma 1 maç kaybetmeleri kendileri adına düşündürücü. Biz ise kupanın en güçlü 3 takımından biri ile (diğeri Krasnye Krylia’dır, üçüncüyü tahmin ettiniz sanırım) eşleştik ve kendi evimizde çok kötü hatalarla maçı kaybettik, deplasmanda sahaya karakter yansıtıp galibiyet elde ettik ve son maçı yazmıyorum bile, ilk 3 dakikasından sonra karşımızdaki oyuncuların isimleri, kariyerleri ve giydikleri formalar önemsizleşmişti. Bir diğer avantajımız ise daha zorlu bir ligde mücadele ediyor oluşumuz bu da takımın rakiplerin hamlelerine cevap verme konusunda daha dirençli ve daha dinamik kalmasına sebep oluyor. Bu avantajlar, maçların sertleştiği düzeyde fark yaratacak detaylardır.
Rakibimizin kadrosunda 7 Amerikalı oyuncu olduğuna değinmiştim. En spektaküler oyuncu Dru Joyce olacaktır, sebebi ile LeBron James’in liseden takım arkadaşı olması. Joyce belki sayı yükünü çekme konusunda etkili değil fakat takımın en çok asist yapan ikinci oyuncusu. Skora etki bakımından en tehlikeli oyuncuları tecrübeli guardları Julius Jenkins. Maç başına 25 dakika parkede kalan veteran oyuncu kullandığı 10 topta 13.9 sayı bulmuş durumda. Çoğu Alman takımında olduğu gibi, yabancıları tek yönlü yabancılar, mesela Jenkins’in oyun kurucu olmasına rağmen asist ortalaması sadece 2.3 gibi düşük bir rakam. Geçtiğimiz seneyi Gravelines’te tamamlayan Paulding, Jenkins’e yardımcı olan bir guard. Maç başına bulduğu 13.3 sayıya, 9.5 top kullanarak erişmiş. 1981 doğumlu Adam Chubb, pota altındaki beyaz uzunları. Oyunu iyi bilen ve fundamental’ı küçümsenmeyecek bir oyuncu. Maç başına 10.3 sayı, 5.3 rebound ve 1.2 asist ile oynuyor. En büyük zaafı ise faul problemine çabuk giriyor oluşu. Kenardan gelen Freese ise hücum bakımından kesinlikle Chubb’ın boşluğunu doldurabilecek birisi değil. Chubb’ın yaşını da düşünürsek, pota altına indireceğimiz toplarla, içeriye yapacağımız penetrelerle kendisini hızlı bir şekilde bench’e mahkum edebiliriz. 4 numarada oynayan Burrell ve Smaulders şu ana kadar Eurochallenge’da sırıtmayan bir performans gösterdiler, sırasıyla 7.8 sayı, 4.2 rebound ve 8.9 sayı, 4 rebound. Kısa rotasyonda Chris Kramer üst düzey performans sergilemese de oyunun birkaç yönünde var olan bir oyuncu, 8.4 sayı, 3.7 rebound ve 4.6 asist ile.

Maç başına 62.4 top kullanan EWE Baskets’in aslında Fransız ekolüne benzer bir yapıda oynadığını söyleyebiliriz. Çok yönlü oyuncu bakımından Paris Levallois’dan daha kötü durumda olan Alman ekip, maç başına sadece 19.9 üçlük kullanmış. Rakip alana hızlı çıkan ve bireysel oyuna dayalı bir şekilde hızlı sayı bulmayı seven takım, savunma anlamında da pek istekli değil. Maç başına yedikleri sayı ortalaması 76, biz ise sadece 69 sayı yiyoruz. Kaldı ki, ortalaması 86 sayı olan Paris Levallois’ı 3 maçta 70 sayıda tutan bir savunmamız var. EWE Baskets’in kadrosundaki oyuncuların, özellikle de Adam Chubb’ın kolay faul alması, top kaybına açık bir takım olması (maç başına 11.9 top kaybı) bize aslında galibiyetin anahtarını gösteriyor. Guard’lara yapacağımız baskı ile rakibin hızlı oyun kurmasını engelleyeceğiz. Oyuncu bazında bakarsak Paris Levallois’dan daha az çok yönlü oyuncuya sahip bir takıma karşı bunu başarı ile yapacağımıza inanıyorum. Fransız ekolüne yakın bir yapıda oynamaları bizim için güzel bir şans, bu ekolü oldukça iyi oynayan bir takımı eledik. Paris Levallois eşleşmesinde savunmamızın en çok aksadığı konunun pota altında alan savunması yaparken baseline’dan gelen oyunculardan kolay sayılar yememiz olduğunu düşünüyorum. Uzunlarımız özellikle de Ümit Sonkol bu konuda biraz daha kendisini geliştirirse maç başına bu şekilde yediğimiz 4-6 basit sayıdan da kurtuluruz. Hücumda ise ilk önce rakibin pota altına gömülmesini engellemeliyiz, tahminimce pota altını iyi savunarak başlamak isteyeceklerdir, Thomas’ın yükselen grafiğini kesmek adına. Bu şekilde içeriye gömüldüklerinde dışarda doğru adam ile buluşturursak topu, zaten yapmayı sevmedikleri savunmayı iyice zorlayacağımızı düşünüyorum.

EWE Baskets yenilmeyecek bir takım değil. Fakat kolay bir rakip de değil. Belki çok yönlü oyuncu eksikliği çekiyor olabilirler fakat oyuncularının tecrübeli olması, organizasyon olarak Euroleague ve Eurocup tecrübeleri bu seviyedeki maçlarda dikkat edilmesi gereken unsurlar. Ufuk Hoca maç içerisinde doğru hamleler yaparak ve rakibin yaptığı hamlelere karşı önlem geliştirerek takımı buraya kadar getirdi. İnanıyorum ki, benzer performansı Final 4’da da gösterecektir. Bu sezonu 3 kelime ile özetlersek; “Hayal et, çalış, gerçek olsun”. Benim inancım tam, bu zorlu maçtan da yüzümüzün akı ile çıkacağız…
Şanslarımızı değerlendirecek olursak, tarafsız sahada oynanacak maçta 60% kendimizi şanslı görüyorum bu maç için, finalde ise Krasnye Krylia gelirse 40%, Gravelines gelirse 50% olacaktır şansımız. Oldenburg’da düzenlenecek organizasyonda yarı final maçı için 50%, final içinse aynı şansa sahip olacağımızı düşünüyorum. Evimizde düzenlenecek bir organizasyonda ise ilk maç için şansımızı 70%’e çıkartırım, final içinse Krasnye Krylia gelirse 50%, Gravelines gelirse 55% şansa sahip oluruz gibi düşünüyorum.

Şimdiden başarı ve şans yanında olsun oyuncularımızın, teknik heyetin ve yönetimimizin…

0 yorum / sen de yaz !:

ÜST TARAFA DÖN