26 Temmuz 2012 Perşembe

Bobby Dixon Kimdir ??

Yaptığımız son transfer oyun kurucu pozisyonu için Fransa’dan Bobby Dixon. Hemen belirtmek istiyorum Holston’dan daha uygun bir oyun kurucu takımımız adına. Nasıl ki gidip Porsche GT3 alırken nerde bunun ısıtmalı koltuğu demiyorsunuz, pota altında hareketli bir skorer uzun olarak Thomas, mismatch yaratabilecek orta mesafe şutu olan Ümit ve keskin şutör Diebler varken, bize gereken de içeriye penetre gücü yüksek, top dağıtmasını seven ve başaran bir guard idi. Dixon bu profile uyuyor.

NCAA’de sadece 2 sene oynamış, 2004-2006 arasında. Zayıf bir konferansın zayıf bir takımı olan Troy Trojans’da forma giymiş ve 2004-2005 senesini 30 dakika, 14,7 sayı, 3,9 rebound, 4,1 asist ve 2,5 top kaybı ile, 2005-2006 sezonunu ise 34,6 dakika, 17,9 sayı, 5,3 rebound, 6,6 asist ve 3,3 top kaybı ile kapamış. İlk sezonunda maç başına 11,5 top, ikinci sezonunda ise 13,6 top kullanmış (burasının altını çiziyorum tekrar değineceğim). İkinci sezonunun sonunda konferansının en iyi beş’ine seçildiğini not düşelim.

İlk profesyonel kontratını Fransa ikinci ligi takımı St.Etienne’den alıyor Bobby Dixon.  Pro B’de 34 maça çıkıyor, 17 sayı, 5 rebound ve 4,2 asist ile sezonu bitiriyor. Mayıs’ta birinci lig ekiplerinden Gravelines’e transfer oluyor, o dönem Gravelines playoff potasında olan bir takım. Gravelines ile playoff’ta ilk turda o sene final oynayacak Nancy’e 2-1 kaybediyorlar. Takip eden 2007-2008 sezonunda Polonya’ya geçen Dixon, Polpak Swiecie forması giyiyor. O seneyi ligde beşinci kapatan Polpak Swiecie, playoff’ta şampiyon olacak Prokom’a yarı finalde 4-2 eleniyor. Dixon o sezonu 16,6 sayı, 4,7 rebound ve 5,1 asist ile kapatırken, ligin en skorer dördüncü oyuncusu ve asist kralı oluyor. Doğu Avrupa’ya adım atmışken 2008-2009 sezonu için Cherkassy Monkeys ile Ukrayna’ya geçecek gibi yapıp Ekim’de Benetton’un yaşadığı sakatlık problemine çözüm olarak İtalya’ya iniyor. Benetton ile Serie A’da 17 maça çıkıyor ve 12,4 sayı, 2,9 rebound, 3,8 asist ve 3,1 top çalma ortalaması tutturuyor ki, bu rakamlar kendisini ligin en iyi top çalan oyuncusu ve en çok asist yapan dördüncü oyuncusu yapıyor. Benetton ile Eurocup’ta 9 maça çıkan Dixon, 7,6 sayı, 1,7 rebound ve 3 asist ortalama tutturuyor. Şubat ayında tekrar ilk profesyonel olduğu topraklara Fransa’ya dönüyor ve Le Mans forması giyiyor. Transfer gerçekleştiğinde gözünü yukarıya diken Le Mans’ın önemli skor opsiyonlarından biri haline gelen Dixon, 17 maçta 15,4 sayı, 4,7 rebound 5,8 asist ve 2,1 top çalma ortalamaları tutturuyor, ligin en iyi dördüncü top çalan oyuncusu oluyor. Le Mans o sene finalde şampiyonluğu kaybedecek Orleans’a yarı finalde 2-1 eleniyor fakat Fransa Kupası’nı kazanıyor.

2009-2010 sezonu biraz daha özel geçiyor Bobby Dixon için çünkü Euroleague takımlarından ASVEL’e transfer oluyor. ASVEL’de 18 maç forma giyiyor, 10,4 sayı, 3,3 rebound, 3,4 asist ve 1,6 top çalma rakamları yakalıyor. Oynadığı 10 Euroleague maçında 11,5 sayı, 2,6 rebound, 3,1 asist yapan Bobby Dixon, averajla Top16’ya kalamayan ASVEL’den ayrılıp sezonu Benetton’da 11,8 sayı, 4 rebound ve 2,8 asist ile tamamlıyor. 2010-2011 sezonunu da İtalya’da geçiren Bobby Dixon, o sene sonunda küme düşen ve önümüzdeki sene itibariyle tekrar Serie A’de oynayacak Enel Brindsi’de 12,4 sayı, 4,1 rebound ve 5,1 asist ile oynuyor.

Geçtiğimiz sezon başında tekrar Fransa biletini kapan oyuncu, bu sefer bir başka takıma Pro A’ya yeni çıkan Dijon’a transfer oluyor (Sean Marshall ile takım arkadaşı da oluyor bu vesile ile). Lige çıktıkları seneyi onuncu sırada kapatan takımda Dixon sezonu 12,4 sayı, 4,1 rebound ve 5,1 asist ortalaması ile tamamlıyor.

6 profesyonel senesinde 9 takımın formasını giyen Dixon, 2007-2008’den beri ilk defa Fransa veya İtalya dışında oynayacak. Kültür ve yaşam olarak bu ülkelere çok da uzak olmayan Karşıyaka’da uyum problemi yaşayacağını düşünmediğim bir oyuncu. En büyük artısı kısa boyuna rağmen (178 cm) güçlü penetre özelliği ve saha görüşü sayesinde yarattığı asistler. Takımımızın şu aşamada ihtiyacı olan oyuncu, potaya gitmekten çekinmeyen ve takım arkadaşlarına topu rahatça paylaştırabilen bir oyun kurucu. Dixon ile bu özelliklere sahip olup üzerine bir de skorerliğini almış bulunuyoruz.

Kendisi hakkındaki çekincemi de dile getirmek istiyorum. Geçtiğimiz sezon Dijon’da maç başına 11,30 top kullanmışken, bunların çoğunluğu dış atış şeklinde olmuş (kariyeri boyunca maç başına hep 11-15 arası top kullanan Dixon, hep kullandığı ikilikten daha fazla üçlük kullanmış). Fena bir yüzdesi yok, kariyeri boyunca en düşük dış atış yüzdesi ASVEL’de geçirdiği sezon olan 31,4%. Fakat Diebler gibi bir şutorün Ümit gibi dış atışları seven bir uzunun olduğu takımda bu özelliğini biraz törpülemesi gerekiyor, bu konuda ipler Ufuk Hoca’nın elinde olacaktır. Neal-Hosley sayı yarışmasına dönen maçları çoğumuz hatırladığımız için, benzerinin yaşanmasının takımımızın faydasına olmayacağını düşünüyorum. Bobby Dixon şut seçimlerini biraz daha kısıtlarsa ve takım olarak birşeyler başarmanın kişisel istatistiklerinin önüne geçeceğini kabullenip bu düşünce ile sahaya çıkarsa çok daha fazla verim alacağız kendisinden. Bugüne kadar yaptıklarından daha fazlasını yapmasını beklememek gerekir, ihtiyacımız olan da o değil zaten, sadece takım olarak özlediğimiz seviyelere gelmemiz için en iyi olduğu şeyleri yapsın yeter.

Takımımıza hayırlı olması dileğiyle...

Erinç Atilla

1 yorum / sen de yaz !:

grçğksk 27 Temmuz 2012 16:01  

Türk transferler geçen seneye göre daha iyi duruyor tabi oynamadan bişey söylenemez. yabanılarda inşallah iyi olur hayırlısı olsun... verdiğiniz hizmet mükemmel teşekkürler basketi iyice unuttular diğer siteler.

ÜST TARAFA DÖN